Tarihler 19 Aralık'ı gösteriyordu. Sabah saatleriydi. Ülkemizin 20 Hapishanesi oligarşinin güçleri tarafından kuşatılmıştı. Kıbrıs Saldırısında kullanılan asker sayısından daha çok asker kullandı oligarşi bu kuşatmalarda. 8 jandarma komando taburu, 37 bölük olmak üzere 8bin 335 asker, binlerce gardiyan, binlerce çevik kuvvet ve ölüm mangalarıyla kuşatıldı hapishaneler. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'tü. Emperyalizmin işbirlikçisiydiler, alçaktılar, haindiler.
Ve ses yükseliyordu kuşatandan: "Teslim olun!" diyordu kuşatanlar.
Onlar vatanımızı parsel parsel satanlardı. Suyumuzu, aşımızı, buğdayımızı, pirincimizi emperyalistlere peşkeş çekenlerdi. Alnımızdan düşen teri kan eyleyenlerdi.
Ve tek yürek olan Türkiye Hapishanelerinden bir ses yükseliyordu yine:
"Asıl siz teslim olun!" diyordu bu ses.
Katiller ölümle yıldırmak istiyordu devrimci iradeyi. "Ya düşünce değişikliği, ya ölüm!" dediler.
"Öleceğiz, ama teslim olmayacağız!" diye ses yükseldi özgür tutsaklardan.
Dönem Emperyalizmin "Ya düşünce değişikliği, ya ölüm" politikasını hayata geçirdiği dönemdi. Dünyada "sosyalizm öldü", "proletarya çağı kapandı", "devrimler çağı bitti", "artık tek kutuplu dünya var", "emperyalizm demokratikleşti" propagandaları yapılıyordu. Kendi öz gücüne dayanmayan hareketler bayraklarından orak çekici çıkarıyor, uzlaşma, teslimiyet, tasfiye masalarına oturuyorlardı. Dönemin Başbakanı İşbirlikçi Faşist Bülent Ecevit İMF politikalarını hayata geçirebilmek için ABD'den talimat almıştı. "Hapishaneler sorununun çözülmesi gerek" diyordu ABD. Uşak Ecevit ve eli kanlı yardakçıları F Tipi politikasını hayata geçirdiler.
F Tipi hapishanelerle tecrit dayatılıyordu devrimci tutsaklara. Yalnızlaştırma, halktan tecrit etme, teslim alma saldırısıydı bu. Böyle bir saldırı altında yapılacak tek şey vardı: DİRENMEK! Devrimci iradenin silahı DİRENİŞ oldu. Ölüm tehdidiyle saldıran halk düşmanlarına verilecek tek cevap Ölüm Orucuydu. Ölüm Orucuyla ölümün devrimcileri teslim alamayacağını tüm dünyaya ilan ediyordu devrimci tutsaklar. Sosyalizmin ölmediğini, devrimler çağının bitmediğini, orak çekiçli bayrakların dünyanın Türkiye'sinde dalgalanmaya devam ettiğini haykırıyorlardı tüm dünyaya...
Bu süreçte direnmeyenler, direnmemenin teorisini yaptılar.
"Biz aynı mahalleden değiliz" diyenler, aynı mahalleden olmadıklarını gösterdiler gerçekten. Mahir Çayan'ın "Aynılar aynı yerde, ayrılar ayrı yerde kümelenirler" sözünü doğruluyorlardı.
"Bir kadro kolay mı yetişiyor" diyenler teslimiyetten sonra günden güne tasfiye oldular, "var"ken "yok" oldular.
"Farkımızı koyduk, iyi oldu" diyenler bugün Amerikan üniformalarının altında farkını koymaya devam ediyor.
19-22 Aralık Bir Milattır!
19-22 Aralık'ta Direnenler Direnmeye, Ölüm Oruçlarıyla 7 Yıl Savaşanlar Savaşmaya Devam Ediyor! Yeni Zaferlere Yelken Açıyor!
19-22 Aralık'ta destan yazanlar bugün yeni destanlar yazmaya devam ediyorlar.
"Bir canım var, feda olsun halkıma, vatanıma..." diyen komutan Ahmet İbili'lerin yarattığı ruhla savaşmaya devam ediyoruz!
Düşman duvarları deliyordu. Tavanı deliyor, kimyasal silahlarla saldırıyordu. 6 kadın yoldaşımızı diri diri yaktılar. Daha sonra 7 yıl boyunca tek başına ölüm orucunu sürdürecek Parti-Cephe tutsakları, saldırıya feda ateşleriyle cevap verdiler.
Ahmet İbili gülerek karşıladı ölümü. Yoldaşlarının önüne atılarak katıldı ateşe...
Fidan Kalşen bir anıt gibi, bir kez titremeden yürüdü zulmün üzerine...
Bir direniş destanı daha yaratıldı Anadolu'da. Dünyada hiçbir yer yoktu ki böyle bir direniş görmüş olsun. Yanık insan eti kokusu altında sürdürülen ölümüne bir direniş...
2000-2007 yılları arasında Parti-Cephe tutsaklarının sürdürdüğü direniş 2007 yılında oligarşinin tecriti kabul etmesi, belli hakların kazanılması ve 45/1 genelgesini yayınlamasıyla zaferle sonuçlandı! Emperyalizme "7 yıl direniş mi olur" dedirten direnişimizin mayası ideolojik netliğimiz, ideolojik bağımsızlığımız ve ideolojik kararlılığımızdır. Katliam karşısındaki tavrımız ve 7 yıllık direnişimizin zaferi Anadolu Devrimi'nin teminatıdır. Ölümü yenen bir iradeyi hiçbir güç yenemez. Yenemedi ve yenemeyecek!
Bugün katliamın ve direnişin 19. yılı. Aynı ruhla, aynı inançla, aynı kararlılıkla direnmeye, savaşmaya devam ediyoruz. 19-22 Aralık ve 2000-2007 Büyük Direniş'imiz yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Katliamda katledilen yoldaşlarımızın kömürleşmiş bedenleri önümüzde intikam yeminleridir! Sorulacak Hesabımızdır! Kuşlar uçmayı, balıklar yüzmeyi unutsa da hesap soracağız!
19-22 Aralık Şehitleri Ölümsüzdür!
Kahramanlar Ölmez, Halk Yenilmez!
19-22 Aralık Katliamı İntikam Yeminimizdir, Hesabını Soracağız!
Yaşasın Büyük Ölüm Orucu Direnişimiz! Yaşasın Zafer!
(19 Aralık 2019)
Çayan Halk Cephesi
