2020 Yılı Asgari Ücreti 2 Bin 324 TL 70 Kuruş Olarak
Açıklandı!
İşçiyi Emekçiyi Aşağılayan, Sömüren Bu Düzen Adaletsiz
Ve Alçaktır
Ve Mutlak Yıkılacak!
AKP İktidarı İle Patronların Örgütü TİSK Ve Sarı Sendika
Türk-İş’in Yapacağı Görüşmeden İşçiler İçin Değil, Tekeller İçin Güzel Kararlar
Çıkar!
Sorunun Kaynağı Olan Oligarşi Sorunun Çözümü Olamaz,
İşçiler Emeğinin Karşılığını Ve Diğer Tüm Haklarını
İşçi Meclislerinde Örgütlenerek, Direnerek Kendileri Kazanabilir!
Bir aydır gündemden düşürmedikleri asgari
ücret belli oldu: Asgari ücret 2 bin 324 TL!
Peki, bu kararı veren Asgari
Ücret Tespit Komisyonu’nun da kimler var: TİSK, AKP ve sarı sendika TÜRK-İŞ.
Bu komisyonda TÜRK-İŞ yerine
DİSK olsaydı da farklı bir sonuç çıkmayacaktı. Çünkü iktidar tekellerin
iktidarıdır ve sendikalar da iktidarın icazetindedir.
Asgari ücret veya minimum
ücret, işçilere bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda,
konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. gereksinimlerini günün fiyatları
üzerinden en az düzeyde karşılamaya yetecek ücret demektir.
Fakat AKP döneminde asgari
ücret, tek başına ‘gıda’ ihtiyacını bile karşılamıyor.
Kasım ayı verilerine göre
dört kişilik bir ailenin yeterli beslenebilmesi için bir ayda en az 2 bin 200
TL’lik bir gelirinin olması gerekli. Sömürü asalaklara göre bu durumda, kira,
giyim, sağlık, eğitim, ulaşım ve diğer ihtiyaçlarının bir lüzumu yok!
Ki ülkemizde işçiler ömür
boyu kiracıdır, çünkü kapitalizm işçinin yalnızca yaşayabilecek kadar beslenmesine
müsaade eder. Ve ülkemizde kapitalizm kendi iç dinamikleri ile gelişmediğinden
emperyalizme bağımlıdır ve sömürü daha katmerledir.
Devletin kendi kurumu olan
TÜİK’ in araştırmasına 2018 yılında kiracı sayısı bir yılda %11 arttı.
“Türkiye İstatistik
Kurumu’nun 2018 yılı için yayımladığı hane halkı tüketim harcamaları verileri
çarpıcı bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Buna göre yurttaşların en önemli
gideri konut ve kira harcamaları oldu. Hane halkı 100 liralık harcamasının 23,7
lirasını konut (doğalgaz, elektrik, su vb. faturalar) ve kira için harcıyor(…)
2002 yılında her 100 hanenin 18,7’si kiracı iken, 2018’de bu sayı 28,5’e
çıktı.”(patronlarındünyası.com/30 Temmuz 2019)
Ki bunu söyleyebilmek için
resmi bir kurumun istatistiklerine de gerek yok. Günden güne soframızdan
eksilttiklerimizden, açlıktan ölenlerden, borçları nedeniyle yaşamına son
verenlerden vb. en iyi biz biliyoruz asgari ücretin ölüme mahkûm edilmek demek
olduğunu. Bu gün asgari ücret yoksulluk sınırı olan 7 bin TL bile olsaydı işçinin
emeğinin karşılığı olamazdı. İşçilerin emeği bilcümle tüm sermayeleri ve mal
varlıklarıdır; üretilen tüm maddi değerdir.
Buna rağmen, sömürenler ve
kar ortakları hep bahşedermiş gibi yaklaşırlar emekçilerin maaşına. Onlara göre
‘devlet iş vermiştir, maaş ödüyordur, sigortasını destekliyor ’dur.
Üretim araçlarına zor ile
sahip olduklarını, emek sömürüsünden karlarını nasıl katladıklarını, ‘Devlet
Hazinesi’nin halktan toplanan vergilerden oluştuğunu halktan gizlemeye
çalışırlar.
Bir işçi katledilmiş, bir anne
bebeğinin karnını doyuramadığı için canına kıymış, bir baba oğluna pantolon
alamadığı için kendini asmış, siyanürle toplu intiharlar başlamış iktidar ve
efendileri için bu, bir makinenin arızalanması sonucu o saatteki karlarının
etkilenip etkilenmeme meselesidir, kesip attıkları tırnakları kadar bile
değerli değildir bizlerin açlıktan toplu ölümlerimiz. Bu sınıfsal ve bilimsel
bir gerçektir.
Asgari ücret için “Jestimizi
yaparız” diyen Tayyip Erdoğan’ın eşi 290 bin TL’lik çantalarla dolaşıyor. 27.06.2019 tarihli bir internet haberleri
göre:
“Cumhuriyet'in haberine göre
Erdoğan'ın çantası 49 bin 995 (yaklaşık 50 bin) dolar. Türk lirası ile 290 bin
lira civarında. Bu da 144 asgari ücretle çalışan işçinin maaşı anlamına
geliyor.” (Gazete Damga)
Ortada büyük bir
açlık-yoksulluk tablosu var. Sendikalar ve demokratik kitle örgütleri veya bazı
küçük burjuva aydınlar sorunları-gerçekleri- söylemek durumunda kalsalar da
çözüme dair diyecek tek bir sözleri yok
DİSK “İnsan onuruna yaraşır
asgari ücret,3 bin 200 net” sloganı ile açıklamalar yapıyor ve aslında
oligarşiye hizmet ediyor.
Nitekim en son TÜRK-İŞ,
HAK-İŞ ile 2 bin 578 TL olsun diye ortak açıklama yaptı.
DİSK’in reformist
politikaları kitlelerin taleplerini karşılamaktan çok çok uzaktır.
Bu gün her türlü hak gaspı
ile karşı karşıya kalan, işten çıkarılan veya direnen işçilerinin yanında
olamayacak kadar emekçilerden uzaklaşmıştır DİSK.
TİSK(Türkiye İşverenler
Sendikası Konfederasyonu) devlet desteği
ile beraber asgari ücretin 2 bin 262 TL olabileceğini, daha fazla zam
yaparlarsa işçi çıkarmak zorunda kalacaklarını ifade etti.
Bundan da anlaşılacağı üzere
celladından merhamet beklemek saflıktır, ölümdür.
Devlet desteği dedikleri şey
bizden gasp ettikleridir. Ki zaten bu destek hiç eksik olmamıştır. Onlardan.
Tekellerden binde bir’ den daha az bir vergi alınıyorken bir asgari ücretliden
gelirinin %20’sinden fazlası alınıyor.
(Vergi başlı başına sömürünün
bir aracıdır ve bu düzende meşru değildir, aradaki uçurumu göstermek açısında
bu örneği verdik.)
Tekellerin sözcüsü ve
işbirlikçisi AKP ise asgari ücret için
‘jest’ diyor. Emeğinin karşılığı ‘Jest’ oluyor halk düşmanlarına göre.
Sonuç olarak:
Asgari ücret işçinin emeğinin
karşılığı değildir.
İşçinin emeğinin karşılığını
burjuvazinin TÜİK’i, ‘uzmanları’ veya sendikaların AR-GE raporları
belirleyemez.
Emperyalizmin güdümündeki
yeni sömürge ülkemizde Asgari Ücret Tespit Komisyonlarından çıkacak hiçbir
karar işçinin yararına olamaz.
Asgari ücret çağımızın ‘köle
zinciri’dir, emekçiler bu zincire hapsolmayacak.
İşçilerin emeklerinin
karşılığını emeklerinden aldıkları güçle, kendi öz örgütlülüklerini oluşturarak
alabilirler. Bugün bunun aracı İşçi Meclisleridir.
Kendi kararlarını
alabildikleri, sınıfsal çıkarları için ortak hareket edebildikleri İşçi
Meclisleri ile iş yerlerinde, sokaklarda, alanlarda fiili- meşru mücadele
ederek haklarını kazanır.
Asgari Ücret Değil Emeğimizin Karşılığını İstiyoruz,
Alacağız!
İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız
Devrimci İşçi Hareketi
