
Stalin Demek Sosyalizm'de Israr İnanç Ve Kararlılık
Demektir!
Stalin Emperyalizme Karşı Zaferin Adıdır, Stalin,
Emperyalizmin Yenilgisi Demektir
Emperyalizm, özellikle
Avrupa solu içinde karşı devrimciliği “anti-
Stalinizm” çerçevesinde
örgütledi. Çünkü Stalin’i reddetmek, devrimin temel öğretilerini, ML’nin temel
Öğretilerini reddetmek
demekti. Yani, zor yoluyla devrimi reddetmek devrim için savaş, yani halkın
iktidarı için savaşı reddetmekti.
Tarih Yalanlarla Yazılamaz Gerçekler Devrimcidir!
Yalan İftira Ve Demogojiler İle Stalin Ve Sosyalizm
Karalanamaz!
Tarihi bireyler yapmaz,
tarih kişilerin, kahramanların eseri değildir. Tarih, sınıf mücadelelerinin
tarihidir. Tarih kitlelerin eseridir. Bireyler ve kahramanlar bu çerçevede ele
alınırsa, onlara gerçek değerleri verilmiş olur. Moskova Mahkemeleri de bu
açıdan ele alındığında gerçek anlamlarını bulmuş olacaktır.
Moskova Yargılamaları Devrimle Karşı Devrimin
Çatışmasıdır!
Lenin'in ölümüyle
birlikte; partiden defalarca ihraç edilip özeleştirilerinden sonra affedilen
ancak karşı devrimci hain tavırlarını sürdüren iktidar hırsıyla yanıp tutuşan
Zinovyev, Kamanev gibi o dönemin önde gelen isimleri, Stalin ve o dönemin
Sovyet devriminin önderlerinin tökezlemeleri, başarısız olmaları için
ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır.
Özellikle Lenin'in
ölümünü bir boşluk olarak gören bu hainler Stalin ve diğer önderlerin başarısız
olmalarını onları “altedebilecekleri” en uygun zamanı düşünüp, planlayıp fırsat
kollamaya başlamışlardı. Sadece fırsat kollamakla kalmamış örgütlenmiş ve
haince eylemler gerçekleştirmişlerdir.
- Moskova duruşmaları iddia edildiği gibi milyonlarca insanının idamıyla
sonuçlanmamıştır. Verilen idam cezalarının büyük bir kısmı iptal edilmiş, çok
küçük bir kısmı uygulanmıştır.
- Sovyetler Birliğinde cezaların ömür
boyu sürdüğü yalanı da doğru değildir. 1939 Sovyet mahkemelerinin
istatistiklerine göre beş yıla kadar olan cezalar yüzde 95,9, beş ile on yıl
arası
Cezalar yüzde 4, on
yıldan fazla olanlar ise yüzde 0,1’dir.
Tarihi gerçekler ortadadır, ülke çapında tutuklanıp yargılananların
toplam sayısı ise 140 bindir.
- Moskova Duruşmaları
halka, basına, yabancı ülke yetkililerini ve radyodan, gazeteden tüm Sovyet
halkına canlı olarak ulaştırılıyordu. Kimilerinin iddia ettiği gibi en ufak bir
kötü muamele olsa tutukluların tek bir iması bile emperyalist haydutların
“demokrasi” çığırtkanlığına dönüşebilecekti ama olmadı.
Her şey çok açık
sürdürülmüştür. Dünyanın 17 radyosundan canlı yayınlanmıştır Moskova
yargılamaları ve iddianamesi 40'a yakın dile çevrilmiştir.
- Bir başka yalan ise
Moskova Duruşmasında yargılanan kişilerin “kendilerine empoze edilen bütün
suçlamaları kabul etmek zorunda kaldıkları” iddiasıdır. Tutanakları
okuduğumuzda durumun çok farklı olduğunu görüyoruz. Çünkü sanıklar kendilerine
yönlendirilen her iddiayı kabul etmemektedirler.
Troçki, Zinovyev, Kamenev: Sovyet Halkına Ve Sovyetler
Birliği’ne İhanet Etmişlerdir!
- Stalin, parti içi
mücadeleyi Marksist-Leninist ilklere uygun olarak ele aldı ve yürüttü. Bu
ilkeli ve kararlı mücadelenin sonucudur ki, parti, Troçkistlerin ve
Buharincilerin değil, Stalin'in ve Bolşeviklerin görüşleri etrafında
kenetlendi.
Leninist parti
öğretisinin kararlı bir savunucusu ve geliştiricisi olarak Stalin, komünist
partisinin, ancak, saflarını revizyonist unsurlardan temizleyerek güçleneceğini
savundu.
- Zinovyev'ler,
Kamenev'ler, Buharin'ler ve yandaşları, bu güçlerle ve Hitler faşizmiyle, Alman
emperyalizmiyle işbirliği içerisinde, Sovyet sistemini yıkmaya çalıştıkları
için cezalandırıldılar. Yoksa Stalin'in "muhalifleri" oldukları ya da
farklı görüşlere sahip bulundukları için değil.
Karşı devrimci, komplocu
bu katil örgütün 1932-1936 yılları boyunca sürdürdüğü faaliyetlerin amacını
sanıklardan Mraçkovski mahkeme önünde şöyle anlatıyordu;
"Parti politikasının
çökeceğine dair beklentimiz boşa çıkmıştı. O zamana kadar kullanılan mücadele
yöntemleri olumlu sonuç vermedi. Geriye mücadelenin sadece bir yolu kalıyordu;
hükümet ve parti önderlerinin yok edilmesi yolu. "Esas görev, Stalin ’i ve
partinin diğer önderlerini temizlemekten oluşuyordu."
- Bu mahkemeler
olmasaydı, hainler cezalarını bulmasaydı, faşizmin bulunmaz nimeti olacaklardı.
Bu mahkemeler olmasaydı 2. Emperyalist Paylaşım savaşında Alman faşizmine karşı
yürütülen destansı direniş yaratılamazdı.
Katliamlar Ve Zulüm Emperyalizmin İşidir
Emperyalizmin Katyn Katliamı Yalanı
Emperyalistlerin ve
Rusyalı işbirlikçi hainlerin, faşistlerin SSCB ve Stalin'e karşı sürdürdükleri
en büyük yalan ve karalama kampanyalarından biri, belki de en büyüğüdür “Katyn(Katin)
Ormanları Katliamı”.
Polonya, Sovyetler
Birliği'ne sınır bir ülke. Sınırı korumak için emperyalistler Polonya ile
Sovyetlerin arasını açmak istiyor. Katyn katilamı yalanı asıl olarak bu nedenle
söyleniyor.
- Sözde “1940 yılında
Sovyet ordusu tarafından tutsak alınmış olan Polonya subayları, polisleri ve
sivillerinden 10 bin ya da 25 bin kişi Smolensk yakınlarındaki Katın
ormanlarında güya Stalin'in emri ile kurşuna dizilmişler.” Aslında bugün
emperyalizm ve işbirlikçilerinin sürdürdüğü bu yalan Hitler'in propaganda
bakanı Göbbels'in başarısız olmuş yalan ve demagoji kampanyasıydı. Şimdi
emperyalistler ve işbirlikçileri Göbbels'in bıraktığı yerden bu yalanı
sürdürmeye devam ediyorlar.
Ancak Faşist Göbbels’in
“Stalin 10 bin kişiyi katletme emri verdi” yalanı emperyalistler eliyle
sürdürülünce sayı iki katına çıktı ve “22 bin kişi katledildi” şeklinde
sürdürülmeye başlandı. Katyn'de 10 bin Polonyalı subayın
"katledilmesi", Almanya'daki okullarda, on yıllardır Bolşevikler'in
"kan dökücülüğüne" kanıt olarak, gösterilmektedir. Auschwitz nasıl
Hitler faşizmi için bir insanlık suçu ise, "Katyn katliamının da Stalin ve
Bolşevikler'in işlediği bir "insanlık suçu" olduğu yalanıyla genç
beyinler zehirlenmeye tarih yalanlarla yeniden yazılmaya çalışmaktadır.
Kuşkusuz on yıllardır, burjuva ideologlarının Hitler faşizmi ile bir sorunları
olmadı. Onlar, "Hitler kötüdür ama Stalin de kötü", "faşizm kötü
ama sosyalizm de kötüdür" diyerek asıl olarak Stalin ve sosyalizm düşmanlığını
sürdürdüler.
- Almanya 1941'de
SSCB'ye de saldırdı. Kızıl Ordu’yla başedemeyeceklerini anlayan faşist
Almanya’nın Propaganda Bakanı Joseph Goebbels Sovyetler Birliği’ni zor duruma
düşürüp anti-faşist koalisyonu bozmak, Polonyalıları da Sovyetlere karşı
kışkırtmak için bu yalanı yaymıştı. Stalingrad zaferi savaşın dönüm noktası
idi. İşte tam da bu noktada Göbbels ekibi işe girişti. Göbbels'in hazırlattığı
posterlerde “Sovyetler kazanırsa her yer Katın olacak” diye yazılıyordu.
- Eylül 1943'te Smolensk
faşistlerden temizlendikten sonra Sovyet hükümeti Katın olayını soruşturmak
üzere iki komisyon kurdu.
- Komisyon Ocak 1944'te bulgularını açıklamak
için yabancı gazeteciler ve aralarında ABD elçisinin kızının da bulunduğu
birçok kişiyi olay yerine çağırdı. Burada kurşuna dizilenlerin Nazilerin eliyle
öldüğü gösterildi.
Örneğin kullanılan silah
Alman tabancası Walter idi. Ellerini bağlamak için kullanılan ip Alman malı
idi. Kısa süre sonra Sovyet Orduları mezarlıkların bulunduğu bölgeyi geri aldı
ve Katin ormanlarında yeni araştırmalar yapıldı. Polonyalı subayların Alman
Gecko tabancalarla kurşuna dizildikleri anlaşılırken, öldürülme tarihlerinin de
faşistlerin ileri sürdüğü gibi 1940 değil, 1941 sonbaharı olduğu ortaya çıktı.
Mezarlar açıldığında,
görülmüştü ki, katledilenler elbiseleri ile gömülmüştü ve elbiselerin
ceplerinden 1941 yılına ait belgeler-kimlikler çıkmıştı. Zira bu durum Nazi işgaline kadar savaş
esirlerinin yaşadığını göstermektedir.
Yapılan otopsilerde
ayrıca teknik, mikroskobik birçok ayrıntı da rapor edilmiştir. 1944 yılında
Moskova'da "Batılı" uzman gözlemcilerin de hazır bulunmasıyla 925
cesede yapılan otopside Adli Tıp uzmanlarından özel bir komisyon kuruldu. Katyn
katliamının sorumlusunun Almanya faşizmi olduğu belgelendi ve tüm dünyaya ilan
edildi. Katın olayı savaş bittikten sonra da Nürnberg duruşmalarında görüşüldü
ve yine SSCB kazandı.
- Ancak Amerikan
emperyalizmi 1950'li yıllardan sonra Stalin ve sosyalizme yönelik saldırılarını
tırmandırırken bu yalan da tekrar ısıtılıp gündeme getirildi.
Tüm Saldırılara Rağmen Tarih İncelemeleri Gerçek Deliller
Katliamı SSCB’nin Yapmadığı Belgelemiştir
Emperyalizm Ve İşbirlikçilerinin Tüm Çabaları
Boşunadır...
Sovyetler Birliği-Almanya Saldırmazlık Antlaşması
Stalin Faşist Almanya
ile neden bir saldırmazlık antlaşması imzalamak zorunda kalmıştır? Başta
İngiliz ve Fransız emperyalistleri olmak üzere bütün emperyalist devletler
1930'lar boyunca SSCB'nin Avrupa'da kollektif güvenlik antlaşması tekliflerini
reddettiler ve Hitleri yatıştıralım politikası içine girdiler. Hitler Avrupayı
ilhak ettiğinde, Çekoslovakyayı işgal ettiğinde ses çıkarmadılar. Bütün
çabaları sonuçsuz kalan Sovyetler Birliği Almanya ile saldırmazlık antlaşması
yapmak zorunda kaldı.
Saldırmazlık anlaşması
Sovyetlere 1 yıl gibi bir süre kazandırıyor. Saldırıyı geciktirerek, hazırlık
sürecini uzatmış oluyor. Bu anlaşmada bunun için yapılmıştır.
Burjuva aydınları,
basını bu antlaşmayı Fransa ve İngiltere’yi şoke etti şeklinde yazdılar. Yine
aynı Fransa ve İngiltere Eylül 1939'da Almanya Polonya’yı işgal ettiğinde tam 7
ay boyunca Alman faşizmine karşı tek bir kurşun dahi atmadılar.
Bu saldırmazlık
anlaşması üzerinden Stalin'e olan saldırının amacı asıl olarak Hitler ve
Stalin'i eşitlemek içindir. İkiside aynı diktatör, katil olarak göstermek
içindir halklara.
Diğer bir yalan ise
"gizli ek protokol" . Bu gizli protokol dedikleri, sözde saldırmazlık
antlaşmasının gizli bir ek protokolü varmış ve burada Almanya ile SSCB
Polonya'yı bölüşüyorlarmış, Besarabya da SSCB'ye bırakılıyormuş. Böyle bir belgenin orijinali hiç bir zaman
gösterilememiştir. İlk kez 1946'da ABD'de bir yerel gazetede yer alan bir
habere göre sözde Berlin'de çekilen mikrofilmlerde böyle bir protokol bulunmuş.
O zamanlar bu iddiayı ciddiye alan olmamış. Ancak 1980'lerde halk düşmanı
Gorbi'nin başa geçmesi ile birlikte Avrupa'da tekrar gizli protokol konusu
işlenmeye başlandı. Bütün bu karalamaların amacı Stalin'in prestiji yok
etmektir. Emperyalist zorbalar ne zaman Stalin adını duysalar hala tir tir
titremeye devam ediyorlar. Stalin her dönem emperyalistlerin korkulu rüyası
olmuştur.
Emperyalizmin
yalanlarına inanmamamız için yeterince kara bir tarihi vardır emperyalizmin.
Emperyalist hiçbir
yalanı, onların gerçek yüzünü gizleyemez.
Anti-Stalinizme karşı
bulunduğumuz her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz. Anti-Stalinizm ile
mücadele devrim mücadelesinin bir parçasıdır. Devrimci mücadelenin en önemli
ayağı ideolojik mücadeledir!
Stalin'i Redetmek Marksizmi Leninizmi Redetmektir!
Bugün Stalinist Olmak Sosyalizm İçin Emperyalizme Ve
Faşizme Karşı Savaşmaktır!
Stalin Dünya Halklarının Önderidir, Bizim
Önderlerimizdendir!
Önder Stalin'e Sözümüzdür; Dünyayı Bir Kez Daha
Türkiye'den Sarsacağız!
Halk Cephesi-Türkiye