1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

Halk Cephesi'nin Stalin'in 140. Doğum Günü Etkinliklerinde Okuduğu Metin



Stalin Demek Sosyalizm'de Israr İnanç Ve Kararlılık Demektir!
Stalin Emperyalizme Karşı Zaferin Adıdır, Stalin, Emperyalizmin Yenilgisi Demektir
Emperyalizm, özellikle Avrupa solu içinde karşı devrimciliği “anti-
Stalinizm” çerçevesinde örgütledi. Çünkü Stalin’i reddetmek, devrimin temel öğretilerini, ML’nin temel
Öğretilerini reddetmek demekti. Yani, zor yoluyla devrimi reddetmek devrim için savaş, yani halkın iktidarı için savaşı reddetmekti.
Tarih Yalanlarla Yazılamaz Gerçekler Devrimcidir!
Yalan İftira Ve Demogojiler İle Stalin Ve Sosyalizm Karalanamaz!
Tarihi bireyler yapmaz, tarih kişilerin, kahramanların eseri değildir. Tarih, sınıf mücadelelerinin tarihidir. Tarih kitlelerin eseridir. Bireyler ve kahramanlar bu çerçevede ele alınırsa, onlara gerçek değerleri verilmiş olur. Moskova Mahkemeleri de bu açıdan ele alındığında gerçek anlamlarını bulmuş olacaktır.
Moskova Yargılamaları Devrimle Karşı Devrimin Çatışmasıdır!
Lenin'in ölümüyle birlikte; partiden defalarca ihraç edilip özeleştirilerinden sonra affedilen ancak karşı devrimci hain tavırlarını sürdüren iktidar hırsıyla yanıp tutuşan Zinovyev, Kamanev gibi o dönemin önde gelen isimleri, Stalin ve o dönemin Sovyet devriminin önderlerinin tökezlemeleri, başarısız olmaları için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır.
Özellikle Lenin'in ölümünü bir boşluk olarak gören bu hainler Stalin ve diğer önderlerin başarısız olmalarını onları “altedebilecekleri” en uygun zamanı düşünüp, planlayıp fırsat kollamaya başlamışlardı. Sadece fırsat kollamakla kalmamış örgütlenmiş ve haince eylemler gerçekleştirmişlerdir.
 - Moskova duruşmaları iddia edildiği gibi milyonlarca insanının idamıyla sonuçlanmamıştır. Verilen idam cezalarının büyük bir kısmı iptal edilmiş, çok küçük bir kısmı uygulanmıştır.
- Sovyetler Birliğinde cezaların ömür boyu sürdüğü yalanı da doğru değildir. 1939 Sovyet mahkemelerinin istatistiklerine göre beş yıla kadar olan cezalar yüzde 95,9, beş ile on yıl arası
Cezalar yüzde 4, on yıldan fazla olanlar ise yüzde 0,1’dir.  Tarihi gerçekler ortadadır, ülke çapında tutuklanıp yargılananların toplam sayısı ise 140 bindir.
- Moskova Duruşmaları halka, basına, yabancı ülke yetkililerini ve radyodan, gazeteden tüm Sovyet halkına canlı olarak ulaştırılıyordu. Kimilerinin iddia ettiği gibi en ufak bir kötü muamele olsa tutukluların tek bir iması bile emperyalist haydutların “demokrasi” çığırtkanlığına dönüşebilecekti ama olmadı.
Her şey çok açık sürdürülmüştür. Dünyanın 17 radyosundan canlı yayınlanmıştır Moskova yargılamaları ve iddianamesi 40'a yakın dile çevrilmiştir.

- Bir başka yalan ise Moskova Duruşmasında yargılanan kişilerin “kendilerine empoze edilen bütün suçlamaları kabul etmek zorunda kaldıkları” iddiasıdır. Tutanakları okuduğumuzda durumun çok farklı olduğunu görüyoruz. Çünkü sanıklar kendilerine yönlendirilen her iddiayı kabul etmemektedirler.
Troçki, Zinovyev, Kamenev: Sovyet Halkına Ve Sovyetler Birliği’ne İhanet Etmişlerdir!
- Stalin, parti içi mücadeleyi Marksist-Leninist ilklere uygun olarak ele aldı ve yürüttü. Bu ilkeli ve kararlı mücadelenin sonucudur ki, parti, Troçkistlerin ve Buharincilerin değil, Stalin'in ve Bolşeviklerin görüşleri etrafında kenetlendi.
Leninist parti öğretisinin kararlı bir savunucusu ve geliştiricisi olarak Stalin, komünist partisinin, ancak, saflarını revizyonist unsurlardan temizleyerek güçleneceğini savundu.
- Zinovyev'ler, Kamenev'ler, Buharin'ler ve yandaşları, bu güçlerle ve Hitler faşizmiyle, Alman emperyalizmiyle işbirliği içerisinde, Sovyet sistemini yıkmaya çalıştıkları için cezalandırıldılar. Yoksa Stalin'in "muhalifleri" oldukları ya da farklı görüşlere sahip bulundukları için değil.

Karşı devrimci, komplocu bu katil örgütün 1932-1936 yılları boyunca sürdürdüğü faaliyetlerin amacını sanıklardan Mraçkovski mahkeme önünde şöyle anlatıyordu;

"Parti politikasının çökeceğine dair beklentimiz boşa çıkmıştı. O zamana kadar kullanılan mücadele yöntemleri olumlu sonuç vermedi. Geriye mücadelenin sadece bir yolu kalıyordu; hükümet ve parti önderlerinin yok edilmesi yolu. "Esas görev, Stalin ’i ve partinin diğer önderlerini temizlemekten oluşuyordu."

- Bu mahkemeler olmasaydı, hainler cezalarını bulmasaydı, faşizmin bulunmaz nimeti olacaklardı. Bu mahkemeler olmasaydı 2. Emperyalist Paylaşım savaşında Alman faşizmine karşı yürütülen destansı direniş yaratılamazdı.
Katliamlar Ve Zulüm Emperyalizmin İşidir
Emperyalizmin Katyn Katliamı Yalanı
Emperyalistlerin ve Rusyalı işbirlikçi hainlerin, faşistlerin SSCB ve Stalin'e karşı sürdürdükleri en büyük yalan ve karalama kampanyalarından biri, belki de en büyüğüdür “Katyn(Katin) Ormanları Katliamı”.
Polonya, Sovyetler Birliği'ne sınır bir ülke. Sınırı korumak için emperyalistler Polonya ile Sovyetlerin arasını açmak istiyor. Katyn katilamı yalanı asıl olarak bu nedenle söyleniyor.
- Sözde “1940 yılında Sovyet ordusu tarafından tutsak alınmış olan Polonya subayları, polisleri ve sivillerinden 10 bin ya da 25 bin kişi Smolensk yakınlarındaki Katın ormanlarında güya Stalin'in emri ile kurşuna dizilmişler.” Aslında bugün emperyalizm ve işbirlikçilerinin sürdürdüğü bu yalan Hitler'in propaganda bakanı Göbbels'in başarısız olmuş yalan ve demagoji kampanyasıydı. Şimdi emperyalistler ve işbirlikçileri Göbbels'in bıraktığı yerden bu yalanı sürdürmeye devam ediyorlar.
Ancak Faşist Göbbels’in “Stalin 10 bin kişiyi katletme emri verdi” yalanı emperyalistler eliyle sürdürülünce sayı iki katına çıktı ve “22 bin kişi katledildi” şeklinde sürdürülmeye başlandı. Katyn'de 10 bin Polonyalı subayın "katledilmesi", Almanya'daki okullarda, on yıllardır Bolşevikler'in "kan dökücülüğüne" kanıt olarak, gösterilmektedir. Auschwitz nasıl Hitler faşizmi için bir insanlık suçu ise, "Katyn katliamının da Stalin ve Bolşevikler'in işlediği bir "insanlık suçu" olduğu yalanıyla genç beyinler zehirlenmeye tarih yalanlarla yeniden yazılmaya çalışmaktadır. Kuşkusuz on yıllardır, burjuva ideologlarının Hitler faşizmi ile bir sorunları olmadı. Onlar, "Hitler kötüdür ama Stalin de kötü", "faşizm kötü ama sosyalizm de kötüdür" diyerek asıl olarak Stalin ve sosyalizm düşmanlığını sürdürdüler.
- Almanya 1941'de SSCB'ye de saldırdı. Kızıl Ordu’yla başedemeyeceklerini anlayan faşist Almanya’nın Propaganda Bakanı Joseph Goebbels Sovyetler Birliği’ni zor duruma düşürüp anti-faşist koalisyonu bozmak, Polonyalıları da Sovyetlere karşı kışkırtmak için bu yalanı yaymıştı. Stalingrad zaferi savaşın dönüm noktası idi. İşte tam da bu noktada Göbbels ekibi işe girişti. Göbbels'in hazırlattığı posterlerde “Sovyetler kazanırsa her yer Katın olacak” diye yazılıyordu.
- Eylül 1943'te Smolensk faşistlerden temizlendikten sonra Sovyet hükümeti Katın olayını soruşturmak üzere iki komisyon kurdu.
-  Komisyon Ocak 1944'te bulgularını açıklamak için yabancı gazeteciler ve aralarında ABD elçisinin kızının da bulunduğu birçok kişiyi olay yerine çağırdı. Burada kurşuna dizilenlerin Nazilerin eliyle öldüğü gösterildi.
Örneğin kullanılan silah Alman tabancası Walter idi. Ellerini bağlamak için kullanılan ip Alman malı idi. Kısa süre sonra Sovyet Orduları mezarlıkların bulunduğu bölgeyi geri aldı ve Katin ormanlarında yeni araştırmalar yapıldı. Polonyalı subayların Alman Gecko tabancalarla kurşuna dizildikleri anlaşılırken, öldürülme tarihlerinin de faşistlerin ileri sürdüğü gibi 1940 değil, 1941 sonbaharı olduğu ortaya çıktı.
Mezarlar açıldığında, görülmüştü ki, katledilenler elbiseleri ile gömülmüştü ve elbiselerin ceplerinden 1941 yılına ait belgeler-kimlikler çıkmıştı.  Zira bu durum Nazi işgaline kadar savaş esirlerinin yaşadığını göstermektedir.
Yapılan otopsilerde ayrıca teknik, mikroskobik birçok ayrıntı da rapor edilmiştir. 1944 yılında Moskova'da "Batılı" uzman gözlemcilerin de hazır bulunmasıyla 925 cesede yapılan otopside Adli Tıp uzmanlarından özel bir komisyon kuruldu. Katyn katliamının sorumlusunun Almanya faşizmi olduğu belgelendi ve tüm dünyaya ilan edildi. Katın olayı savaş bittikten sonra da Nürnberg duruşmalarında görüşüldü ve yine SSCB kazandı.
- Ancak Amerikan emperyalizmi 1950'li yıllardan sonra Stalin ve sosyalizme yönelik saldırılarını tırmandırırken bu yalan da tekrar ısıtılıp gündeme getirildi.
Tüm Saldırılara Rağmen Tarih İncelemeleri Gerçek Deliller Katliamı SSCB’nin Yapmadığı Belgelemiştir
Emperyalizm Ve İşbirlikçilerinin Tüm Çabaları Boşunadır...
Sovyetler Birliği-Almanya Saldırmazlık Antlaşması
Stalin Faşist Almanya ile neden bir saldırmazlık antlaşması imzalamak zorunda kalmıştır? Başta İngiliz ve Fransız emperyalistleri olmak üzere bütün emperyalist devletler 1930'lar boyunca SSCB'nin Avrupa'da kollektif güvenlik antlaşması tekliflerini reddettiler ve Hitleri yatıştıralım politikası içine girdiler. Hitler Avrupayı ilhak ettiğinde, Çekoslovakyayı işgal ettiğinde ses çıkarmadılar. Bütün çabaları sonuçsuz kalan Sovyetler Birliği Almanya ile saldırmazlık antlaşması yapmak zorunda kaldı.
Saldırmazlık anlaşması Sovyetlere 1 yıl gibi bir süre kazandırıyor. Saldırıyı geciktirerek, hazırlık sürecini uzatmış oluyor. Bu anlaşmada bunun için yapılmıştır.
Burjuva aydınları, basını bu antlaşmayı Fransa ve İngiltere’yi şoke etti şeklinde yazdılar. Yine aynı Fransa ve İngiltere Eylül 1939'da Almanya Polonya’yı işgal ettiğinde tam 7 ay boyunca Alman faşizmine karşı tek bir kurşun dahi atmadılar.
Bu saldırmazlık anlaşması üzerinden Stalin'e olan saldırının amacı asıl olarak Hitler ve Stalin'i eşitlemek içindir. İkiside aynı diktatör, katil olarak göstermek içindir halklara.
Diğer bir yalan ise "gizli ek protokol" . Bu gizli protokol dedikleri, sözde saldırmazlık antlaşmasının gizli bir ek protokolü varmış ve burada Almanya ile SSCB Polonya'yı bölüşüyorlarmış, Besarabya da SSCB'ye bırakılıyormuş.  Böyle bir belgenin orijinali hiç bir zaman gösterilememiştir. İlk kez 1946'da ABD'de bir yerel gazetede yer alan bir habere göre sözde Berlin'de çekilen mikrofilmlerde böyle bir protokol bulunmuş. O zamanlar bu iddiayı ciddiye alan olmamış. Ancak 1980'lerde halk düşmanı Gorbi'nin başa geçmesi ile birlikte Avrupa'da tekrar gizli protokol konusu işlenmeye başlandı. Bütün bu karalamaların amacı Stalin'in prestiji yok etmektir. Emperyalist zorbalar ne zaman Stalin adını duysalar hala tir tir titremeye devam ediyorlar. Stalin her dönem emperyalistlerin korkulu rüyası olmuştur.
Emperyalizmin yalanlarına inanmamamız için yeterince kara bir tarihi vardır emperyalizmin.
Emperyalist hiçbir yalanı, onların gerçek yüzünü gizleyemez.
Anti-Stalinizme karşı bulunduğumuz her yerde mücadele etmeye devam edeceğiz. Anti-Stalinizm ile mücadele devrim mücadelesinin bir parçasıdır. Devrimci mücadelenin en önemli ayağı ideolojik mücadeledir!

Stalin'i Redetmek Marksizmi Leninizmi Redetmektir!
Bugün Stalinist Olmak Sosyalizm İçin Emperyalizme Ve Faşizme Karşı Savaşmaktır!
Stalin Dünya Halklarının Önderidir, Bizim Önderlerimizdendir!
Önder Stalin'e Sözümüzdür; Dünyayı Bir Kez Daha Türkiye'den Sarsacağız!

Halk Cephesi-Türkiye



[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.