“Tarih, Halkın Sanatını Ölümsüz Kılar!”
İstanbul Okmeydanı’nda bulunan, Grup Yorum ‘un,
FOSEM’in ve İdil Halk Tiyatrosu’nun çalışmalarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezi
29 Kasım’da bir kez daha AKP faşizminin kiralık polisleri tarafından baskına
uğradı. Her baskında olduğu gibi bu seferde kırarak-dökerek kültür merkezi
dağıtıldı, içeride bulunanlar zorla, işkenceyle gözaltına alındı ve “örgüt
dokümanı…” diye kültür merkezine ait olan eşyalar, kitaplar, pankartlar polis
tarafından çalındı.
Baskınların nedeni AKP’nin hala devrimcileri,
halkın sanatçılarını teslim alamama hazımsızlığıdır, açık faşizminin sözünü
geçiremediği yerleri yok etme saldırılarıdır. Grup Yorum-İdil Kültür Merkezi
genel olarak sanata ve dünyaya bakış açılarını şu sözlerle de açıklıyor;
“İki sınıf vardır: burjuvazi ve proletarya. Ve
bu iki sınıf tarihsel olarak birbirlerine düşmandır. Biri ezen diğeri ezilen,
biri sömüren diğeri sömürülendir. İki sınıf ideolojisi, yaşam biçimi farklıdır.
Dolayısıyla sanat anlayışları da farklıdır. İnsanın içinde bulunduğu ekonomik
koşullar kültürünü, beğenilerini, sanat anlayışını belirler. Yani sanatın da
sınıfsal bir yanı vardır: burjuva sanatı ya da proletarya sanatı, yani halkın
sanatı diye kesin çizgilerle ayırmak gerekir.” (Halk Sanatçılığının Alfabesi 3.
Kitap-Grup Yoruma Sık Sorulan Sorular, sf. 17-TAVIR Yayınları)
Grup Yoruma yapılan saldırılar sadece onlara
yapılıyor diye algılanmamalı, yapılan saldırılar, tutuklamalar, işkenceler asıl
olarak halk sınıfına karşı bir saldırıdır. Yorum, birkaç ay sonra 35. yılını
kutlayacak. Bu çeyrek asrı aşkın süredir çizgisinden bir milim geri sapmadı,
hep kendini ileriye taşıdı, kavganın içinde hissederek ve uygulayarak gösterdi.
Türkü-marş sözlerinde söylediklerini birebir uyguladılar, kavganın sıcaklığında
yerlerini aldılar. Bu faşizmin düzenine karşı açıkça başkaldırı ve büyük bir
tehlikedir. Çünkü sanat halkın elinde, direnenlerin elinde çok güçlü bir
silahtır.
Tarih boyunca halktan yana olanlar seslerini
ulaştırmak istedikleri yere gidemezlerse oraya muhakkak sanatları ulaşır. Bu
bir şiir olur, tiyatro gösterimi, sinema ve elbette Anadolu topraklarımızda
unutulmayacak Pir Sultan, Köroğlu… Gibi büyük şahsiyetlerin türküleri olur.
Grup Yorum ’da bu yolda alnının akıyla ilerliyor. Her süreçte yenilikler
katarak sanatına, daha da büyüyor sesleri. Her daim yeni yüzler görürüz, bu da
açıkça faşizmin bitiremediğini gösteriyor bizlere. Ve elbette sorabiliriz; halk
biter mi ki? “Grup Yorum halktır” dediğimizde sadece bir slogandan
bahsetmiyoruz, gerçek olan bir şeyi kesin olarak söylüyoruz.
Şimdi yine bir saldırı, işkence ve gözaltı
oldu. Bir ihtimal uzun süreli tutsaklıkta yaşanır, lakin bu Grup Yorum ‘un
biteceği, artık üretemeyeceği anlamına gelmesin. Tam tersi, Grup Yorum
saldırılarla güçlendi. Son iki yıldır 10 (ON) defa kültür merkezi basıldı, bu
sürede 2018-2019 yılları içinde “Faşizmin Listelerine Bestelerimizle Cevap
Veriyoruz!” diyerek toplam 45 eser üretti, bunlardan birkaç beste ustaların
türkülerini yorumlama ve hala yeni eserler üretmeye, eski türküleri yorumlamaya
devam ediyor. Gittikleri her yerde faşizme karşı devrimci sanatçılıklarıyla
cevap veriyorlar.
Grup Yorumu saldırılarla bitirmek kimsenin
harcı değildir, hele hele faşizmin hiç değil. En güçlü yeni model silahları,
teknolojileri var… Lakin bunların halkın sanatçılarının yanında bir notalık gücü
yok.
Ellerinde birçok resmi ve yerel televizyon
kanalı, radyo, gazete, dergi, istedikleri zaman, istedikleri yerde şarkılar
söyletebilecekleri kişiler ‘bunlar kendi düzenlerinin sanatçıları oluyor’ bulup
onlarca insanı toplayabilirler. Ama bunlar halk sanatçılığı kadar yaşayamaz,
yaşamaz da.
Son olarak yine Grup Yorum ‘un sözlerini
hatırlatıyoruz ve diyoruz ki;
Grup Yorum Halktır Susturulamaz!
(…)
“Sanat, sanat için değildir. Sanat halk
içindir. Bugüne kadar halkın belleğinde yer etmiş bütün eserler halk için
üretilmiştir. Tarih, halkın sanatını ölümsüz kılar.”
Suriye Halk Cephesi
30 Kasım
