HALKIMIZA
Bugün insan kaynakları
Barış Karcı benimle görüşmek istemiş. Saat 3'te konakta olmam söylendi. Bir
abimle orda olduk. Sonra bir telefon geldi ve diğer kapıya gitmemiz söylendi.
Gittiğimizde bizi orda bekleyen şahıs Karşıyaka da imzalanan protokolde imzası
olan üç kâğıtçı sendika başkanı MEMİŞ SARININ ta kendisiydi. Utanmadan yanıma
gelip merhaba diyip elini uzattı. Tavrım gayet netti eli havada kaldı ve suratı
rengini bulduktan sonra ooo hadi gidelim o zaman deyip yürümek oldu. Bana dönüp
ben seni yukarı çıkartıp dönücem görüşmede ben olmayacağım sen tek görüşeceksin
dedi. Bende tek görüşmeyeceğimi yanımdaki abiyle gireceğimi söyledim. Sonuçta
gizli saklı bir konu yok her şey ortada dedim. Kendisi bu sorumluluğun
kendisine verildiğini söyledi. Bizde ona sorumluluğunun burada bittiğini
söyledik. Kendisi tavırlı bir şekilde iyi çıkıp görüşün o zaman deyip aramızdan
bozularak ayrıldı. Sanki onsuz yolu bulamayacağız. Biz koyun değiliz ki bir
çobana ihtiyaç duyalım. Neyse Barış Karcı bizi kapıda karşıladı. Oturduk ve
bana direk söylediği sizin için bir şeyler yapmalıyız oldu. Tabi ki dedim.
Artık bir şeyler yapılmalı dedim. Bana dönüp bizimle çalışmanı istiyoruz, seni
işe almak istiyoruz dedi. Şaka yapıyorsunuz dedim. Yooo gayet ciddiyim dedi ve
devam etti. Sonuçta siz bir ailesiniz ve çocuklarınız var. Biz sizin için bireyler
yapmalıyız bence iyi düşünün ve kabul edin dedi. Yaşadığım kısa şaşkınlıktan
sonra cevap verdim. Evet, biz çok güçlü bir aileyiz. Bana bu teklifi yapmak
yerine Mahir’e işini geri verin olay bitsin. Madem bizim için bir şeyler yapmak
istiyorsunuz eşimden çaldığınız haklarını ve işini geri verin dedim. Bana
cevabı mahirle ilgili konuya hakim değilim ve bilgim yok. Bana verilen talimat
sizi işe almak dedi ve bu talebin benden geldiğini söyledi. Cevabım ben ordan
bakıldığında o kadar onursuzmu görünüyorum. Böyle bir teklifi kabul
edebileceğimi nasıl düşünürsünüz. Benim eşim 133 gündür bedenini açlığa
yatırmış ve ölüme yürüyor. Gerçekten şaka gibisiniz bu teklifi nasıl yaparsınız.
Utanmazca bir tavırla bıyık altından sırıtarak beni dinlemeye devam etti.
Sizler üç maymunu oynuyorsunuz benim eşim işini geri alabilmek için ölüme
yürüyor. Madem böyle bir gücünüz ve imkanınız var mahirin hakkı olan işini geri
verin dedim. Cevabı mahirin işi olmaz dedi. Sebep nedir dedim. Çünkü mahirin
bir dünya disiplin suçu var dedi. Saymakla bitmez biz onu çok uyardık ama laf
anlamadı dedi. Bende kendisine o disiplin suçlarının baş temsilci olduğu
dönemde işçinin haklarını savunduğu için ve yanlışa ortak olmadığı için
olduğunu söyledim. Ve bana tekrar gülerek sen yanlış biliyorsun eşin sana
demekki farklı anlatmış dedi. Güldüm ve mahir bir şeyi yapmışsa evet yaptım
demekten asla çekinmeyecek bir adam. Ya senin kocan kadının odasına girmiş
kadına neler neler yapmış dedi. Siz nasıl konuşuyorsunuz ne yapmış bu adam
dedim. Neyse peki tamam bu adam madem bu kadar kötü işler yapmış neden
belgeleri sunmuyorsunuz. O tutanakları kamuoyuna sunun herkes görsün dedim.
Gizli belgelermiş 😂her belge öyle sunulmazmış.
İyi tamam bana gösterin de kocamın gerçek yüzünü göreyim dedim koca bir
sessizlik oldu. Sonra dönüp bana batmadan önce son bir çırpınışla iyide senin
eşin kendisine verilen işlere de gitmemiş oldu. 😂Hani bu adamın mahirle
ilgili hiçbir bilgisi yoktu. Ona cevabım evet 2 defa ayak oyunlarıyla verilen işler
mi? Karşıyaka da zaten aldatıldı. Çiğli de ise sen gelme kardeşim sağlığın
düzelsin Aziz Kocaoğlu seni görmesin dediler maaşını sigortasını yatırdılar
defalarca başlamak istemesine rağmen çağırmadılar işe dedim. sussstuuu. Peki, o
zaman benim yapacağım bu kadar dedi. Sonra telefonu çaldı ve dışarı çıktı
arayan ne dediyse artık. İçeri girip bence iş olayını tekrar düşün sen bence
dedi. Benim bu işi kabul etmem söz konusu bile olamaz dedim. Siz ne sanıyorsunuz
ben bu işi kabul etsem mahirin direnişi bitcekmi sanıyorsunuz çok beklersiniz.
Mahir asla vazgeçmeyecek ve kazanacak dedim.2 senedir evimde evlatlarımı
büyütmeye çalışıyorum sessizce bekliyordum dedim. Ama artık sessizlik bitti
madem siz üç maymunu oynamaya devam edeceksiniz hergün kapınızın önünde beni
göreceksiniz her gün burda olacağım dedim. Tunç Soyer in yapacağı bişey yok
dedi. Kim yapacak o zaman Kılıçtaroğlu yapamıyor, Tunç Soyer yapamıyor o zaman
emri kimden alıyorsunuz söyleyin onun kapısında direneyim. Sizin patronunuz kim
dedim. Bu sorum cevapsız kaldı😄 Bunlar gerçekten şaka
gibiler. O küçük beyinleriyle bizi yıkmaya çalışıyorlar. Ama şunu bilin sizin
kirli ayak oyunlarınız bizi daha da güçlü bir aile yapıyor.
