UMUDUN USTASI OLACAĞIZ
UMUT BİZİZ
UMUT BİZİM
HAKSIZ YERE
DÖKÜLEN KAN KURUMAZ!
BUNUN İÇİN
İNANCIMIZI
SÖZÜMÜZÜ ÖZÜMÜZÜ GÖZÜMÜZÜ
GECEMİZİ
GÜNDÜZÜMÜZÜ
TUTSAKLIĞIMIZI
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ
NİNİLERİMİZİ
TÜRKÜLERİMİZİ
KANLA YIKADIK
BİZ!
ÖFKE; ANCAK
BÖYLE DURULUR
BÜYÜR HESAP;
ANCAK ÖYLE ÖDENİR
BU HESABI
ÖDETECEĞİZ!
BUNUN İÇİN SAVAŞIN
USTASI OLACAĞIZ!
Kanı kanla yıkacağız,
Kana kan isteyeceğiz!
ANCAK BÖYLE OLURSA
Kana kana adalet içeceğiz!
ADALET, bütün halkımızın kafasında çok nettir. Hak yerini bulsun der,
ADALET kana kan, cana can ister…
Tarihsel olarak adalet; önce
"Göze
göz, dişe diş, kana kan" denilerek ortaya çıkmıştır.
Değil mi ki
emperyalizm kapitalizm, en vahşi hali ile kanımızı döküyor… Biz de kana kan,
dişe diş, cana can diyeceğiz.
USTALAŞACAĞIZ
DİRENİŞİN VE ZAFERİN USTASI OLACAĞIZ!
KIZILDERE BİZE DİYOR Kİ;
İNANÇ VE KARARLILIK, YANİ AKLIMIZ ve YÜREĞİMİZ
BU KAVGANIN TAM ORTASINDAYSA
KAZANACAK HALKIMIZ
BÜTÜN HALKLAR KAZANACAK BİR BİR…
KIZILDERE BİZE DİYOR Kİ;
SINIF BİLİNCİMİZİ, HALK OLMAK
UFKUMUZU, MUZAFFER OLMAK BELİRLER!
BU NEDENLE DİRENİŞİN VE ZAFERİN USTASI
HALKTIR, HALK OLMAKTIR!
YÜREĞİNİ VE AKLINI KOYMAK, HALKINI VE
VATANINI SEVMEKTİR ASLOLAN!
BİZİM KIZILDEREMİZ VAR!
BU NEDENLE DİRENİŞ DE BİZİZ, ZAFER DE
BİZİZ!
BU NEDENLE MAĞDUR DEĞİL BAŞTAN
MUZAFERİZ!
BU NEDENLE SAVUNMADA DEĞİL TAARUZDAYIZ!
İktidar iddiası olmayan, hep mağdur
kalmayı tercih etmiştir.
BİZ MAĞDUR DEĞİL MUZAFFERİZ!
Söylediğimizi başaracağımızdan
İstediğimizi alacağımızdan hep emin
olduk.
Direnişlerimize, kendi emeğimize ve
halkımızın gücüne inandık güvendik.
USTALAŞACAĞIZ!
DİRENİŞİN VE ZAFERİN USTASI OLACAĞIZ!
30
Mart 1972’den 6 Şubat 2024’e
Kızıldere’den
Çağlayan’a
Adalet
İçin Direniyoruz
Halkın
İktidarı İçin Savaşıyoruz!
54
Yıldır Yarattığımız Geleneklerle
30
Yıldır Partili Savaşma Gücümüzle
1000’e
Yakın Şehidimiz, 225 Tutsağımızla
Anadolu
ve Dünya Halkları Önünde Alnımız Ak, Önümüz Açık!
DAHA
DA USTALAŞACAĞIZ; TAŞA TOHUM EKMEKTE, DEVRİMİ BÜYÜTMEKTE…
Kızıldere
Devrim Manifestosudur
Kızıldere
Zaferin İlanıdır!
Sözlük anlamıyla Manifesto: 1.Toplumsal bir hareketin
siyasal inanç ve amaçlarının açık ifadesi. 2.Parti bildirisi. 3.Umuma açık
beyanat.
KIZILDERE;
Anadolu ihtilalinin zaferinin tüm dünya halklarına ilan
edilmesidir.
İktidar hedefinden asla sapmayacağımızın ilanıdır.
İLAN ETTİK!
KIZILDERE;
HEP İLERİ HEP HALK demekten asla vazgeçmeyeceğimizin
kanıtıdır.
Fiziken ölme, hatta örgütünün fiziken imhası pahasına da
olsa asla teslim olmamanın zaferi getireceğinin kanıtıdır.
İdeolojik olarak yenilmediğimiz sürece, her koşulda
kendimizi yeniden yeniden yaratacağımızın ve mutlaka kazanacağımızın
manifestosudur Kızıldere.
İşte bu yüzden Kızıldere, EN BAŞINDAN ZAFERİN İLANIDIR.
1970 Aralık’ında Ankara Küçükesat’ta yaptığımız THKP-C
kuruluş toplantısından bugüne, Marksist-Leninist ideolojinin sarsılmazlığının
ve yenilmezliğinin somut karşılığı Parti-Cephe’dir.
Çünkü Kızıldere’de ilan ettiğimiz devrim manifestosunun
sürdürücüsü Parti-Cepheliler’dir.
Çünkü 30 Mart 1994’ten bugüne Anadolu ihtilalinin yolunda
Umudun Adı, her geçen gün daha güçlü kök salıyor, güçlenip gürleşiyor.
Nasıl başarıyoruz bunu?
Taşa, tohum ekiyoruz.
Olmaz denileni, yapılmaz denileni, gerçekleşmez denileni;
örgütlü emeğimizle olur-yapılır-gerçekleşir kılıyoruz. Biliyoruz; doğanın
yasasıdır, her şey birikir birikir ve aniden patlar.
O
patlamaya yol açacak birikim; halka siyasi gerçekleri açıklamamızla mümkün.
Suni dengeyi kırmakla, halkımızın düzenle çelişkilerini derinleştirmekle
mümkün. Halkımıza yaşadığı zulmün, sömürünün, açlığın, adaletsizliğin
sebeplerini ve sorumlularını göstermemizle mümkün.
Bu
yüzden diyoruz ki;
ÖNÜMÜZDEKİ GÖREV: KAVGADA DAHA DA USTALAŞMAK!
NERELERDE,
NASIL USTALAŞACAĞIZ?
1-
Doğru
Düşünmede Ustalaşacağız. Politikleşecek ve Politikleştireceğiz.
Bunun
için;
a)
Neden-sonuç
bağı ile düşüneceğiz, 5N 1K (Ne, Nerede, Nasıl, Ne Zaman, Neden ve Kim)
sorularını sorarak düşünecek ve ilk nedene kadar giderek sorunu tanımlayacağız.
b)
Hayatın
ve Savaşın Yasalarına göre hareket edeceğiz. (Somut durumun somut tahlilini
yapacağız. Bu bizi doğru davranmaya itecek, kişisel yorumlardan ve
sübjektivizmden kurtaracak. Böylelikle doğru yerde doğru tavrı almış olacağız.)
2-
Sınıf
Bilincimizi ve Sınıf Kinimizi Büyütmekte USTALAŞACAĞIZ.
3-
Halk
ve Vatan Sevgimizi Büyütmekte USTALAŞACAĞIZ.
4-
Emperyalizme
ve Faşizme Darbeler Vurmakta USTALAŞACAĞIZ.
5-
Kitle
Çalışmasında USTALAŞACAĞIZ.
6-
Eğitimde,
Öğrenmede ve Öğretmede USTALAŞACAĞIZ.
7-
Ajitasyon
ve Propagandada USTALAŞACAĞIZ.
8-
Direnişlerimizi
Büyütmekte ve Yaygınlaştırmakta USTALAŞACAĞIZ.
9-
Bizim
Gibi Yeni-Sömürge Ülkelerde Devrimin İki Dinamiği Olan Yoksulluk Ve
Adaletsizliğe Karşı, Her Kesimden Halkımızı KOMİTELERDE ve MECLİSLERDE
Birleştirmede USTALAŞACAĞIZ.
10- Milisleri Örgütlemekte USTALAŞACAĞIZ.
11- Gerilla Birlikleri Oluşturmakta USTALAŞACAĞIZ.
12- Tarihsel ve Siyasal Haklılığımızın Gücüyle,
Düşmanı İmha Etmekte USTALAŞACAĞIZ.
13- Yolda
Yürürken, Çalışırken, Trende, Trafikte, Selde, Madenlerde, Depremlerde
Katledilen Halkımıza Yapılanların İntikamını Almakta USTALAŞACAĞIZ.
14- Şehitlerimizin Hesabını Sormakta ve Adaleti
Sağlamakta USTALAŞACAĞIZ.
15- Anadolu İhtilali’ne Giden Yolu
Yakınlaştırmakta, Devrimi Hızlandırmakta USTALAŞACAĞIZ.
Usta; bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına
yapabilen kimse demektir. Cepheliler, Kızıldere’den bu yana savaşın ustasıdır
ve şimdi daha da ustalaşma zamanıdır.
ON’lar Kızıldere’de çarpışmaya girerken, asla yenilmeyeceklerini
bilerek, halka inanarak geleceğin yani devrim yolunun temel köşe taşlarını
döşediler. Mahir “BİZ BURAYA DÖNMEYE
DEĞİL, ÖLMEYE GELDİK” derken de o kerpiç evin çatısından bakarken de
kazanacağından emindi. Çünkü tarihin ve bilimin yasasıdır: İHTİLALİN YOLUNDA SAVAŞANLAR YENİLMEZ, TESLİM OLMAYANLAR ÖLMEZ!
Kerbela’da teslim olmama, direnme, feda geleneğinin
sürdürücüsü; Kızıldere’den 16-17 Nisan 1992 Çiftehavuzlar Direnişi’ne, Harika
Burak Erdoğan ve Özkan’dan Emrah ve Pınar’a kesintisiz savaşanlardır. Şehitlerimiz,
bu kesintisiz mücadelede asla yenilmeyeceğimizin kanıtıdır.
Çünkü
bu, ahlaksız sömürü düzeninin sahipleri ile ezilen dünya halkları arasındaki
savaştır.
Çünkü
bu, haksız ile haklı arasında süren bir savaştır.
Çünkü bu, halkın savaşıdır.
Buca’dan Ümraniye’ye, Ulucanlar’dan 19-22 Aralık 2000’e,
Hamiyet Yıldız’ın başlattığı 1 Aralık işgalinden 6 Kasım
2013 Dil Tarih Coğrafya Fakültesi işgaline,
Migros ve Netaş direnişlerinden Kazova direnişine,
gecekondu direnişlerinden Yüksel Direnişi’ne,
Elif Şafak Bahtiyar’dan Bilgehan ve Leyla’ya,
ölüm orucu direnişleriyle kazandığımız zaferlerden Emrah ve
Pınar’a,
Soma’dan Çorlu’ya, Ermenek’ten Hendek’e, Şişli’den
Agrobay’a, Roboski’den Şenyaşarlar’a, depremde 55 bin kez katledilen
halkımızdan İliç’te tonlarca toprak altında bırakılan işçilerimize kadar hepsi,
halkın adalet mücadelesinin birer parçasıdır.
CEPHE,
halkın örgütüdür.
Bizi
yıkılmaz bir kale yapan, sarsılmaz kılan da budur.
Hayatın her alanında haklı olmanın inancıyla direndik,
savaştık. Devrimciliğimizi meşruluğumuzla, kendi araçlarımızla kabul ettirdik.
Devrimciliğin, sosyalistliğin düzen yasallığı içine hapsedilmek istendiği her
dönem biz, haklılığımıza inanarak ve iktidar iddiamızda ısrar ederek mücadele
ettik, devrimciliğimizi ve meşruluğumuzu büyüttük.
Hiçbir
operasyon, tutuklama, işkence, tecrit, katliam, vahşet, kuyu tipi hapishaneler,
zor koşullar… Hiçbir şey ama hiçbir şey bize geri adım attıramaz, ihtilalinin
yolundan döndüremez.
Çünkü
Kızıldere bizim doğum yerimiz.
Kızıldere’den Dersim’e, Meriç’ten Çağlayan’a vuruşa vuruşa
yazdığımız 54 yıllık tarihimiz, bağımsızlık demokrasi sosyalizm yolundan asla
dönmeyeceğimizin ve sömürüsüz bir dünyayı, bağımsız bir ülkeyi kuracağımıza
olan inancımızın kanıtıdır.
İŞTE
BU İNANÇ VE KARARLILIK, BİZİ ZAFERE TAŞIYACAK!
İnanç,
bilimsel sosyalizmin gücünden doğar ve kaçınılmaz olan zaferin koşullarını
hazırlamamızı sağlar.
İnançlı
olmak, zafere inanmaktır.
İnanç
taşımak, zaferin kazanılacağına olan inancın yaratılması ve güçlendirilmesidir.
İki
sınıfın iradesi çarpışıp durur.
Muzaffer
olan, tarihsel ve siyasal haklılığı elinde tutandır.
Bir
tarafta ahlaksız burjuvazinin “milletin a.ına koyacağız” diyen halk
düşmanlarının, diğer tarafta “Halkımız sizi çok seviyoruz” diyenlerin
iradesi…
İşte muzaffer irade, daha en baştan bellidir.
Beynin Taarruzdaysa,
İraden Muzafferdir!
İnancın Sarsılmazsa, Zafer
Bizimdir!
30
Mart-17 Nisan Şehitlerimizi Anma, Önderlerimizi Selamlama, Umudun Kuruluşunu
Kutlama Günlerinde; 52 yıl önce Kızıldere’de kazandığımız zaferi, nihai zafere
taşımakta daha da ustalaşacağımızı dosta düşmana ilan ediyoruz!
Umudun
30. Yılında Şehitlerimize, Tutsaklarımıza ve Tüm Halklarımıza Sözümüzdür:
Mahir’den
Dayı’ya önderlerimizin ve şehitlerimizin hedeflerine yürümekte
Hayatımızı
savaşa göre örgütlemekte
Emperyalizme
ve oligarşiye vurmakta
Yeni
direnişler yaratmakta ve yeni zaferler kazanmakta
Düşünmekte,
üretmekte, hatalardan ders çıkarmakta
Cüretle
öne atılmakta, ilke ve kurallara militanca uymakta
Eğitimi
vazgeçilmez görüp sürekli araştırıp öğrenmekte
Komiteler-Meclisler-Milisler
kurup CEPHE’yi büyütmekte
Direniş
ve zaferden başka yol olmadığını, tek kurtuluşun sosyalizm olduğunu halkımıza anlatmakta
Eylemlerimizle
Anadolu ve dünya halklarına siyasi gerçekleri göstermekte, düşmana karşı
birleştirmekte
Emperyalizmi
ve yerli işbirlikçilerini tarihe gömene dek savaşmakta USTALAŞACAĞIZ!
UMUDUN
USTASI OLACAĞIZ
DÜNYAYI
BİR KEZ DE ANADOLU’DAN SARSACAĞIZ!
