AKP faşizminin 6 Şubat Çağlayan eylemi sonrası oluşturduğu
komplolar sonucu 61 kişi hukuksuz ve delilsiz olarak tutuklandı. Tutuklananlar
arasında kanser tedavisini sürdürmekte olan Eren Odabaş da bulunuyordu.
Eren Odabaş’ın eşi Özge Kar Odabaş, iki aydır eşi ile ilgili
sağlığının tehlikeye atıldığını, gerekli tedavisinin uygun koşullarda olması
gerektiğini kamuoyuyla paylaşarak çağrılar da yapmaktadır.
Söz konusu adaletsizlik ve kişinin sağlık hakkının tehlikeye
atılması ile ilgili Halkın Sağlıkçıları 28 Mart’ta açıklamada bulundu.
Halkın Sağlıkçılarının yaptığı açıklama şu şekildedir:
“Siyasi Tutsakların Sağlığı, Sandığınız Kadar Ucuz Değil!
Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri
Genel Müdürlüğü; Tutsakların sağlığını korumakla, tedavisini sağlamakla
mükellefsiniz.
Bunu yapmadığınız takdirde sağlık hakkı, tedavi hakkı
gibi anayasal hakları bertaraf ettiğiniz gibi, cana kastederek ceza hukukunda
da suç işlemiş oluyorsunuz.
Faşizm koşullarında burjuva hukukuna göre cezai geri
dönüşü olmasa bile, bu durumun halk nezdinde bir bedeli var.
Eren Odabaş'ın tedavisi derhal uygun koşullarda
sağlanmalıdır!”
“… kasların
aralarına kadar girmiş bir tümörden bahsediyoruz”
Eren Odabaş’ın eşi Özge Kar Odabaş’ın 27 Mart’ta kamuoyuyla
paylaştığı açıklamasından da bir bölüm şu şekildedir:
“Eşim Eren Odabaş'ı Ankara Etlik Şehir Hastanesi onkoloji
bölümü, Ortopediye görüş bildirmesi için yönlendirdiğinde Ortopedi Doktoru, şehir
hastanesinin reklamını yapıyor ve eşimin ilk teşhisini koyan İstanbul
Üniversitesi'ne gitmek istediği için nasıl tehdit edebilir? Kendini ne sanıyor?
Şöyle diyor: Burada tedavi olmak istemediğini yaz, seni
tedavi etmeyelim, meraklı değiliz.
Eren de diyor ki; ‘Operasyon açısından değerlendirmeniz
istendi, burada tedavi olup olmama yönelik bilimsel görüşü belirtecek olan
Onkoloji hekimidir.’
Hayır, diyelim ki görüş belirtecek yetkili bölüm
Ortopedi; bu üslup ne?
Hasta tutuklu olduğu için bir hastayla bu şekilde konuşma
hakkını kim veriyor bu 'hekime', bir hekim de hastasının nerede tedavi olmak
istediğini yargılayamaz.
Yarın ilk işim bu hekim hakkında Türk Tabipler Birliği
ile Ankara Tabip Odası şikâyette bulunacağım. Aynı zamanda suç duyurusunda
bulunacağım. İnsanların sağlık hakkı, deneme tahtası olmak karşılığında
veriliyormuş gibi gösterilebilir, ama bu o hakka erişebildiğimiz anlamına
gelmez.
Kaldı ki Eren'e ‘burada tedavine sıfırdan başlayacağız’
diyor. İyi de zaten nüks etmiş ve kemiğe çok yakın, kasların aralarına kadar
girmiş bir tümörden bahsediyoruz.
Neden Çapa Tıp'a sevk edip sürecine hâkim hekimlerle
devam edilmiyor da sıfırdan alıp sağlığı riske atılıyor?”
