Articles by "siirt"

1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli
siirt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Merkezde her köşe başında zırhlı araçlar vardı. Sonra sokakları dolaşmaya başladık kalabalık bir merkezi var. Meydandaki binalar'ın bir çoğu yeni ve çok katlı ama arka sokaklarıda ki evler ve dükkanlar eski. Siirt'in nüfusunun büyük bir bölümünü Kürt halkı diğer kalan kısımın çoğunluğunu da Arap halkı oluşturuyor. Dükkânlar yan yana dizilmiş baharat kokuları, sıcak ekmek kokusu sokaklarda yürüken burnumuza çarpmıyor desek yalan olur. Tabi yürürken esnafa selam verip geçiyoruz. Bir lokanta bulup yemek yedikten sonra arkadaşlarla gördüklerimiz hakkında ve demokratik kurumları ziyaret etmek üzere sohbet edip bir çay bahçesine gidiyoruz, burada bize meraklı gözlerle bakıyorlar.Bizim oralı olmadığımız konuşmamızdan belli oluyor. Halka kim olduğumuzu neden burada olduğumuzu anlatıyoruz. Bizi çok sıcak karşılıyorlar. Madende yaşanan katliamdan, Siirt’te yaşadıkları devlet teröründe bahsediyorlar, AKP’nin kürdistan halkına zulüm ettiğini ve her gün baskı ve abluka altında olduklarını anlatıyorlar. Bazıları Batı'da ki halkın Kürdistan’da yaşanan katliamları görmezden geldiğini, ağıtların Kürtçe olunca sessiz kaldığını söylüyor. Bizde Türkiye’de TV.'lerin gazetelerin, dergilerin bir çoğunun yalanlarla dolu olduğunu halkın gerçekleri öğrenmemesi için AKP iktidarının her şeyi ört-pas etmeye çalıştığını anlatıyoruz. Halka sadece devrimci-demokratların gerçekleri anlattıklarını bunun içinde sadece devrimcilerin bedel ödediğini söylüyoruz. Devrimci olduğumuzu, Halk Cepheli olduğumuzu, İstanbul’dan Siirt'e Şirvan’da yaşanan katliam için, Kürt halkının ve katledilen işçilerin sesi olmaya geldiğimizi söylüyoruz. Acıların ortak olduğunu Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni bütün halkın faşizme karşı birleşmesi gerektiğini söylüyoruz. AKP iktidarı her geçen gün halkımıza pervasızca saldırıyor. Dini, dili, ırkı, mezhebi, ne olursa olsun kendisi gibi düşünmüyorsa azgınca halka zulüm ediyor diyoruz. Sonrasında bize düşündüklerimiz için buraya geldiğimiz için teşekkür ediyorlar. Bizde görevimiz olduğunu söylüyoruz. Siirt’te bulunan demokratik kurumları soruyoruz. Onlarda sadece HDP olduğunu söylüyorlar.
HDP yi ziyarete gidiyoruz. İstanbuldan geldiğimizi Halk Cepheli olduğumuzu söylüyoruz. HDP milletvekili Besime Gonca ve İl yöneticileri bizleri çok sıcak karşılıyorlar. Kürdistana özgü kaçak çay ikram ediyorlar. HDP eş başkanları ve diğer tutuklanan milletvekilleri için geçmiş olsun dileklerinde bulunuyoruz. HDP milletvekili Besime Gonca ve diğer il yöneticileri ile devrimci dayanışmanın olması gerektiğini yaşanan baskılar ve katliam üzerine sohbet ediyoruz.  Teşekkür ediyorlar. Sonrasında madenle ilgili anlatımlarda bulunuyorlar. Bizde madende yaşanan katliam için geldiğimizi, incelemelerde bulunup açıklama yapacağımızı, burada yaşananları tüm halkımıza anlatacağımızı söylüyoruz. Siirt HDP yöneticileri bizleri misafir etmek istediklerini söylüyorlar. Anadolu da ve Kürdistan’da halkın değerleri ortaktır. Başka şehirlerden gelenlere halk kapısını açar. Burada da tekrar görmüş oluyoruz. Daha sonra tekrar uğramak üzere çıkıyoruz. Dışarı çıktığımızda her tarafta yoğun polis ablukası görüyoruz.
Bir saatlik HDP ziyaretinden sonra tekrar çay bahçesine gidiyoruz. Bu defa bizleri çok sıcak karşılıyorlar. Durmadan çay getiriyorlar. Şirvana nasıl gideceğimiz üzerine konuşuyoruz. Sonra bir abiyle tanışıyoruz. Madenle ilgili anlatımlarda bulunuyor. " Ciner Holding işçileri sömürüyor, Maden köyünde büyük bir baskı var. Şirket köyde yan yana bulunan üç evden ikisini aldı büyük olan ev'i ucuza kapatmak için almıyor. Diğerlerinden büyük olan 2 katlı ev Maden katliamında yaşamını yitiren 21 yaşında ki Murat Ant'ın evi, Şirket diğer iki evi almış ancak Murat Ant'ın evini ucuz almak için hileye ve tehdide baş vuruyor. Evde 17 kişi yaşıyor. Ev'in durumu kötü her gün dinamit patlıyor ve duvarlarda, kolonlarda çatlaklar var. Devamlı camlar kırılıyor. Dinamitle patlama yapıldıktan sonra köyün etrafında toz bulutu oluşuyor ve göz gözü görmüyor. Evde yaşayanlardan 2 yaşlı ve 2 çocuk tozdan dolayı akciğere bağlı solunum yolu hastalığına yakalanmış. Madende patlamalar yaşandığında kimse dışarı çıkamıyor camların kapıların etrafı toz girmesin diye devamlı bezlerle kapatılıyor. Evde solum yolu hastalığı yaşayan 4 kişi de doktora götürülmüş. Tedavilerine devam edilmesi gerekiyor. Birde köyde çalışanlara baskı yapan Mahir Yiğit ( bu kişi maden katliamıyla ilgili TV de yayınlanan haberlerde heyelan olduğunu şirketin bütün önlemleri aldığını ifade eden söylemlerde bulundu.) adlı bir şirket yöneticisi var. Ciner Holdingin çanak yalayıcısı, sadece kendi çıkarlarını düşünen köydekileri tehdit eden aşağılık pisliğin teki. Köyde kendi gibi düşünenleri bulup ses çıkaranlara karşı kışkırtıyor, işçileri en ufak bir ses çıkarmada işten atıyor. Alçağın namussuzun teki para için yapamayacağı şey yok" diyor.

Bir kaç saat sonra avukatımız geliyor. Çay içiyor biraz sohbet ediyoruz. Akşama doğru HDP'ye gidiyoruz. Bizleri kalmak için ailelere gönderiyorlar. Aileler bizleri çok sıcak karşılıyorlar. Saflıkları, iyi yürekli oluşları her hallerinden belli oluyor. Birşey yapmak istediğimizde Analar hemen aman siz bırakın misafirsiniz diye bizlere kızıyorlar.Bizde öyle şey olmaz diye direniyor az'da olsa yapmak için uğraşıyoruz. Yer sofrası kurulmuş, halkımız neyi var neyi yok sofraya getiriyor. Ekmeğini, aş'ın paylaşıyor. Yemek yiyoruz. Ardından çay içiyor kürdistanda yaşananlarla ilgili uzun uzun sohbet ediyoruz. AKP’ye çok kızıyorlar. Halkı nasıl katlettiğini anlatıyorlar. Sohbet devam edip uzuyor.





Halk Cephesi heyeti olarak 27 Kasım Cuma günü Siirt’e gittik. Ülkemizde yaşanan işçi katliamlarına 17 Kasım günü bir yenisi eklendi. Siirt'in Şirvan ilçesi Maden Köyünde yaşanan işçi katliamı ne ilk ne'de sondur. AKP iktidarı ve Ciner Holding yetkilileri olayın üstünü örtmek için üst düzey güvenlik önleri almışlardır. Halk Cephesi heyeti olarak Katliamın yaşandığı Maden’in önünde basın açıklaması düzenledik. Açıklama da şu sözlere yer verildi:
"Şirvan’da yaşanan 16 işçinin katledilmesine sebep olan katliamının sorumlusu AKP iktidarı ve Ciner holding yönetim kuruludur. Ciner holding ve holdinge bağlı taşeron firmalar yaşanan katliamın suç ortaklarıdır. Siirt valiliğinin heyelan ve doğal afet gibi açıklama yapması işçilerin üstünü örten toprak gibi katliamın üstünü örtmek içindir. Ciner holding ve holdinge bağlı taşeron firmalar hiçbir önlem almayarak işçilerin katledilmesine neden olmuşlardır. Maden Sahası’nda 16 işçinin bedeni 2.800.000 m3 toprağın altında kalmış ( işçilerin anlatımına göre, madenden bir yılda çıkarılan toprak miktarı ) ve feci şekilde can vermişlerdir. Madendeki basamak genişliği 12 metre olması gerekirken 6 metredir. Toprağın altından çıkarılan işçilerin cesetleri tanınmayacak haldedir.Bir çoğunun yüzü parçalanmış yada kemikleri kırılarak iki kat olmuşlardır. Çıkarılan 14 kişinin büyük bölümü aileleri tarafından zor teşhis edilmiş, kurtarma çalışmalarının büyük bölümü madende çalışan işçiler tarafından yapılmıştır.
Madende çalışan işçiler holding yönetimi ve devlet yetkileri tarafından baskıya uğramış her şey iyi anlatılacak diye tehdit edilmiştir."
Bizler Halk Cephesi olarak bu katliama sessiz kalmayacağız. Katlettiğiniz 16 insanımızın hesabını soracağız, ne yasaklarınız nede baskılarınız, bu katliamın üstünü örtmeye yetmeyecek diyerek sloganlarımızla basın açıklamasını sonlandırdık.


MADEN İŞÇİSİ ONURUMUZDUR!

KATİL DEVLET HESAP VERECEK!


İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!

SİİRT ŞİRVAN’DAKİ MADEN KATLİAMININ SORUMLUSU AKP,
AİLELERLE DAYANIŞMAK İÇİN SİİRT’E GİDEN DEVRİMCİLERİ GÖZALTINA ALDI!
Siirt Şirvan’daki Maden köyünde bulunan, Ciner Grubu bünyesindeki Park Elektrik’e ait Madenköy Bakır Sahası’nda 17 Kasım günü şev kayması sonucu 16 işçi katledildi. Olaydan sonraki ilk 2 gün hiçbir arama kurtarma çalışması yapılmazken, 26 Kasım itibariyle 10 işçinin cesedi çıkarılabildi. İşçilerin üzerine tam olarak 1 milyon metreküp toprak düştü. İşçiler bu toprak denizinde boğuldular. Ciğerlerini su yerine toprak doldurdu bu kez.
41.5 milyon ton rezervi ile Türkiye’nin en büyük bakır madeni sahası olan Madenköy’de yaşanan bu katliamı Siirt Valiliği “heyelan” diyerek, “aşırı yağış sonucu toprak gevşemesi” diyerek doğal felaket olarak açıkladı. Ama katliam, insan faaliyeti sonucu maden cevherine rahat ulaşmak için yamaçlarda oluşturulan basamakların kayması sonucu meydana gelmiştir. Tamamı mühendislik hesaplarına dayanan bir çalışma ile öngörülecek ve engellenebilecek olmasına rağmen bunlar yapılmamış ve 16 işçi katledilmiştir. Üstelik Temmuz ayında da basamak kayması yaşanmış; ancak müdahale edilmemiş, çatlak çamurla kapanmıştır. 2 ay boyunca madende çalışma yapılmamış, yeniden başladığında ise “açığı” kapatmak için işçiler daha hızlı çalışmaya zorlanmıştır.
Madende ana şirketin yanı sıra 4 taşeron şirket çalışmaktadır. Taşeron işçileri günde 12 saat çalışıp metreküp hesabıyla iş yapmaktadır. İşçilere ‘şu kadar zamanda şu kadar metreküp çıkarmanız lazım’ şeklinde baskı yapılmaktadır. Sahada hiçbir güvenlik önlemi bulunmamaktadır. İşçilere eğitim verilmediği gibi madende hiçbir denetim de yapılmamıştır.
Ayrıca maden sahasında basamak genişliği 12 metre olması gerekirken 6 metredir. Ek olarak; kazı yapılırken eğimin 45 derece olması gerekirken 90 dereceye yakın eğimle kazı yapılmıştır.
Maden sahasının sahibi Ciner, Forbes dergisinin Şubat 2016’da açıkladığı, Türkiye’nin en zenginleri listesinin 14. sırasında yer almaktadır. 2015 yılında 1.25 milyar dolar serveti olan Ciner, 2016’da bunu 1,3 milyar dolara çıkartmıştır. Terlemeden zenginleşenlerin kârı, emekçilerin cesetleri üzerinden yükselmektedir. Tıpkı Ciner’in kârı gibi... Tıpkı Alp Gürkan’ın kârı gibi... Tıpkı Aziz Torun’un kârı gibi...
25 Kasım günü, katliam ile ilgili gözlem ve inceleme yapmak, katledilen işçilerin ailelerine taziye ziyaretinde bulunmak, onların yanında olmak için Siirt Şirvan’a giden, içinde Halkın Mühendis Mimarları’ndan Uğur Toğluk’un da olduğu Halk Cephesi heyeti, 26 Kasım günü gözaltına alındı. AKP hem işçileri katlediyor, hem de gerçekleri öğrenmek, halkla paylaşmak, ailelerle dayanışmak için orada bulunan heyeti gözaltına alınıyor. Baskılarınız, gözaltılarınız; Şirvan’daki maden katliamının sorumlusu olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor! Baskılarınız, gözaltılarınız; her ne pahasına olursa olsun halkla dayanışma içerisinde olacağımız gerçeğini değiştirmiyor!
Katliamda yaşamını yitiren işçilerin ailelerine başsağlığı diliyoruz. AKP’den Şirvan katliamının hesabını soracağız! Katledilen işçilerin ailelerinin ahında boğulacaksınız!
ŞİRVAN’DA YAŞANAN KAZA DEĞİL KATLİAM!
İŞ KAZASI DEĞİL, HEYELAN DEĞİL, KATLİAM!
GÖZALTILAR SERBEST BIRAKILSIN!

HALKIN MÜHENDİS MİMARLARI


Siirt'te yaşanan heyelan değil katliam!
Siirt'in Silvan ilçesinde Maden köyünde 17.11.2016 tarihinde meydana gelen heyelanda 16 işçi göçük altında kaldı. Göçük altında kalan 16 işçiden 5’i katledildi, 11 işçi hala binlerce ton toprağın altında. Bu bir kaza değil işçi katliamıdır!
Soma'da 301 işçinin katledilmesinden sonra bu madencinin fıtratında var, diyen zihniyet açıkça patronlara işçileri katletmenin talimatını vermiş oldu ve üzerinden az bir zaman geçtikten sonra acı haber bu seferde madenciyi Ermenek’ten vurdu. 18 madenciyi sular altında bıraktılar... şimdi de Siirt'te 16 madenci tonlarca toprağın altında bırakıldı ve sadece AKP faşizminden cesaret alan burjuva sınıfı, maden patronları her alanda işçi katliamlarına son süratle devam etmektedir.
Ve buna karşı sessiz kalmayan, hesap soran işçilerin derneklerini kapatarak bu katliamlara kimsenin ses çıkarmamasını istiyor ama biz devrimci işçiler ne pahasına olursa olsun sesimizi yükseltmeye, mücadele etmeye devam edeceğiz.
İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ
SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK
FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA
MADEN İŞÇİLERİ DAYANIŞMA VE MÜCADELE DERNEĞİ



HEYELAN DEĞİL CİNAYET
Siirt'in Şirvan ilçesi Maden köyünde dün akşam meydana gelen heyelanda göçük altında 16 işçi kaldı. Göçük altında kalan 16 işçiden 4’ü şehit düştü. 12 işçi ise hala göçük altında…
Bu bir kaza değildir cinayettir.
Siirt’teki bakır madeni, AKP’nin sermayedarı Ciner Holding’e bağlı Park Elektrik’e ait. Günlerdir madende ki gıcırdamalara ve tehlikelere rağmen önlem almayan maden şirketi nasılsa fıtratında ölüm var mantığı ile hareket ederek aşırı yağış bahanesine sığınmıştır.
İş Kazası Değil Cinayet!
İşçi Ölümleri Fıtrat Değil Cinayettir!

ANKARA TAYAD



Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.