Articles by "şiirler"

1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli
şiirler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

 


Kör Kuyunun İçinde

Bir pencere var ama pencere değil aslında,

duvara açılmış bir mezar yarığı.

Demir parmaklık üzerinde üç kat tel örgü,

gökyüzünü süzen, güneşi küf gibi boğan.

Orada nefes almak yaşamak değildir.

Orada nefes almak ölümün yavaş adımlarıdır.

Kimi susar, otuz yıl boyunca susar. Kitap yazar, şiir yazar, çıktığında “acının şairi” olur.

Kimi de susmaz, diliyle, yüreğiyle, tırnaklarıyla kazır duvarı. Şiiri, kendi kanıyla yazar ve çığlığıyla yıkar paslı zinciri.

Ama yan hücrede kırılan kemikler onun sessizliğinin içinde kırılır, açlığa yatırılan bedenler onun kaleminin gölgesinde unutulur.

Ve sonra derler ki: “Yazık ediyorlar kendilerine…”

Yazık olan, çığlıkla değil,

sessizlikle oyulan ruhtur.

Yazık olan, çürümeyi hayatta kalmak sanmaktır.

Direniş ölümü çağırmaz.

Direniş, karanlığa atılan ilk taştır.

Kuyu ne kadar derinse yankı o kadar gür çıkar.

Bir kapı dövülürse taş duvarın kalbi çatlar.

Bir beden açlığa yatırılırsa zincirlerin pası dökülür.

Ölmek kolay değil elbet.

Ama asıl kolay olan, sessiz kalıp çürümeyi şiire çevirmektir.

Zor olan, kendini ateşe yatırıp başkasının sabahına bir kıvılcım bırakmaktır.

Zor olan,

Kahramanlık değil,

insan kalmaktır celladına rağmen.

Yüreğini bir yumru gibi sıkmak, bir tohumu çatlatırcasına, taşın ortasında.

Kör kuyudan güneş doğmaz.

Ama direnmek, karanlığı yaran ilk ışıktır.

Ve her ışık,

her çatlak,

her yankı o kuyunun duvarından bir taş söker.

Belki görmeyeceksin günü, ama bir gün, o kuyu, o karanlık,

kendi çöküşünün gürültüsüyle yıkılacak.



Kitap Adı: Ateşe Durmak
Yazar Adı: Osman Beyazyaka
Yayınevi: Boran Yayınları
Basım Tarihi: Temmuz 2025

 

Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız

Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız

 

ÖNSÖZ

Duygularımızı, düşüncelerimizi, deneyimlerimizi ifade etmenin sanatsal ve kalıcı bir yolu da şiir yazmaktır…

Hele ki bu şiirler kavganın içinden, Özgür Tutsaklık cephesinden geldiyse kor ateş gibi hissettirir kendini.

Yazarımız Osman Beyazkaya uzun yıllarını Özgür Tutsaklık cephesinde geçirmekte olan bir devrimcidir; 2015’ten günümüze kaleme aldığı, yüreğinden kâğıtlara süzülen şiirleri Boran Yayınları olarak derledik ve halkımıza sunuyoruz.

Neden ‘Ateşe Durmak’?

Eğer ki vatanımız, halkımız özgür değilse buna yaşam mı deriz? Elbette hayır, bu kendini ta derinden hissettiren bir ateştir, yangındır. Yakılıyor vatanımız, yakılıyor yüreklerimiz…

Adalet yok… Buna yaşamak mı deriz? Yine yanar yüreklerimiz, bir damla suya muhtaç gibi çırpınırız…

Elinizde tutmakta olduğunuz kitapta okuyacağınız şiirler bu yanan ateşi öfkeye, kara dumanını da paklığa çevirecektir.

Evet, devrimci Özgür Tutsak bunun için üretir, bunun için yaratır tecrit hücresinden.

Umudun tutsak edilmek istendiği, umudun imha edilmek istendiği ve esasında umudun yok edilmek istendiği o köhnemiş hücreler Özgür Tutsağın yanan inancını örtemez. Faşizm Kuyu Tipleri inşa ediyor bu umudu yok etmek için; ama direniş duvarına tosluyor.

Şair Özgür Tutsak Osman Beyazkaya’nın yüreği bu nedenle

‘Ateşe Durmuştur’…

Kürt’tür Beyazkaya; halkı gibi özgürlüğe ve mücadeleye adamıştır kendisini. Ne teslim olur faşizmin zulmüne ne de teslim eder halkının onurunu inkârcılara…

Her dörtlüğünü coşkuyla okuyacağınız, umutla dolacağınız

“Ateşe Durmak” kitabını devrimci Özgür Tutsak Osman Beyazkaya adına Boran Yayınları olarak halkımıza sunuyor ve iyi okumalar diliyoruz.

Yüreği devrime inançlı halkımıza, halk çocuklarına çağrımız:

Elinize kalem, kâğıt alın ve yazın…

Bizler Boran Yayınları emekçileri halkımızın emeğine, üretimlerine, yarattıklarına inanıyoruz.

Anılarınızı, öykülerinizi, denemelerinizi, şiirlerinizi ve sözlerinizi bizlerle paylaşın; kolektivizmin gücüyle en güzelini yapalım.

Burjuvazinin değil; devrimin yazarı, şairi, sanatçısı, aydını olun…

Saygı ve sevgilerimizle…

Boran Yayınları





Kitap Adı: Köroğluyuz Tükenmedik Dağlar Beklesin

Yazar Adı: Tuğçenur Özbay

Yayınevi:  Boran Yayınevi

Basım Tarihi: Mayıs 2025

 

Özgür Tutsak-Tuğçenur Özbay

 

“Savaşma nedeni çok

Yoksullar aç, zenginse tok,

Gayrı yeter günü geldi

Dağlar beklesin!”

 

Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız

Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız




 

Halkın Sesi Radyo Emekçilerinden Hasan Kaya'nın Meriç Şehitleri için kaleme aldığı şiiri paylaşıyoruz.



Meriç’te Dört Kan Kızıl Karanfil

Uzanmışlar boylu boyunca

Derine daha derine

Anadolu’nun cevahir yüreğine

Salkım salkım boy verdiler köküne

Gökkubbenin gömgök mavisinde düştüler gözlerimize

Onlar sabrın taşında yüreğini derya yapanlar

Çığlık oldular

Korkuyu ve yılgınlığı en uç hücresinde hissedenlere

Kendi beninin anaforunda gark olanlara

Devrimciliği klavye başında sallamak sananlara

Çığlık oldular

Zembereği kıranlara

Akılhanelerine yazdılar umudun adını al kanlarıyla…

 

Bu devir paslı devir

Avrupa’ya çevrilen bakışları yakaladı

Kendini korumanın

Kendini yaşatmanın derdine düşen dermansızları

Yakaladı sarmal bir ağ gibi

Yakaladı korkunun önünde diz çökenleri

Yakaladı bencilliğin pençesinde çırpınanları

Onlar ki sabrın ve inancın ustaları

Onlar ki ilmik ilmik ördüler adaletsizliğe olan öfkelerini

Onlar ki şimdi dört kan kızıl karanfil

Onlar ki şimdi andımız

Asla unutmayacağımız inancımız

 

Onlar yatıyorlar Anadolu’nun dört bir yanında

Dört çelik insan

İnsan mı insan

Onlar yarının kapısını umuda açanlar

Onlar öfkemiz…

 

Onlardan biri Harika’ydı

Gülünce kahkahaları buzda gül açardı

Yaşama sevincini bırakıp ardına

Yürüdü ölümsüzlüğün yoluna…

 

Onlardan birisi Burak’tı

Gözü hep Anadolu’daydı

Aktı bir nehir gibi anavatanın kollarına

Yürüdü hep doğuya doğuya…

 

Onlardan biri Özkan’dı

On beşinde sevdaya yakalanmıştı

Halkın sevdasına

Yağdı oda yağmur gibi halkının kucağına…

 

Onlardan birisi Erdoğan’dı

Yaşı altmışa varmıştı

İçinden geçeni yaptı

Kanıyla suladı vatanı…

 

Onlar dört ölümsüz

Onlar yarını bugünden kuranlar

Çocuklar aç yatmasın

Umutları hep canlı kalsın istediler

Zulmün demir göğsünün üstüne üstüne yürüdüler…

 

Karşılaştıklarında düşmanla

Her biri Mahir olup

Çarpıştılar

Teslim olmanın değil ölümüne direnmenin

Kanlarıyla zaferini yazdılar

Onlar şimdi umudu taşıyanların ateşçileri

Onlar karanlığı aydınlatanlar

Unutulmazlar

Yaşayacaklar

                       kavgamızın zaferlerinde…


239 gündür 129A/B yasalarına karşı ve devrimci tutsakların özgürlüğü için süresiz açlık grevinde olan, Eda Deniz Haydaroğlu’nun, Meriç Şehitleri için yazdığı “Anadolu ihtilalinin Umudu” adlı şiirini paylaşıyoruz.

 

“Saçlarını savurmaya geldi Harika Anadolu’ya

Savurdu karanfil kokan saçlarını

Savurdu ve sarstı

Yer yerinden oynadı

 

Sarstı yoz batağına düşen kaçakları

Sarstı umutsuzluğa düşen solu

Sarstı “vazgeçtiler” diyenleri

Sarstı bizleri…

 

Onunla geldik kendimize

Hatırladık savaşı ve bedel ödemeyi

Hatırladık kara demliği

Düşman korkuyor

Gün bugün, savaşma günü

 

Artık Harika olacağız

Onun gibi gülecek

Onun gibi savaşacak

Onun gibi öleceğiz

Ve en önemlisi

Onun gibi seveceğiz halkımız ve vatanımızı”

  

ÖCÜNÜ ALACAĞIZ

 

 Halktan

       çaldıklarınızı kaçırdınız

            Amerika'daki kasalarınıza

 Bir kısmını da

       dağıttınız dalkavuklarınıza

 Cezalandıracağız

       sizi mutlaka

 Hiç

       yıkılmayan inancımızla!

 

 Bağırıyoruz

       meydanlarda

 Ve hayatın

       her alanında

 Katlettiğiniz

       yoldaşlarımızın

 Öcünü alacağız

       kuşandığımız silahlarla!

 

 Onlar

       yıldızlarla yoldaş      

 Rüzgarla

       kardeştiler

 Ve onlar

       umudun güneşi

 Özgürlüğün

        vatanıydılar!

      

 Mahirlerin

       yarattığı değerlerle

 Büyüttüler

       düşmana kinlerini

 Ölüm

       vız gelir onlara

 Kuşandılar

       halkımızın öfkesini!

 

 Umudun Şahanları

 HARİKA KIZILKAYA

 ERDOĞAN ÇAKIR

 BURAK AĞARMIŞ

 ÖZKAN GÜZEL!

 

 Yıldızlara

       uğurladıklarımız

 Yanlarında

       götürdüler aydınlığı

 Başları

       dik ve onurla

 Sonsuzluğa

       yazdılar adlarını!

 

 Yüreğimizde

       yaktığınız

 Alevlerin

       kıvılcımları

 Korktuğunuz

       yere varacak

 Yakacak

       saraylarınızı!

 

  Onlar

       yıldızlarla yoldaş      

 Rüzgarla

       kardeştiler

 Ve onlar

       umudun güneşi

 Özgürlüğün

        vatanıydılar!

 

                              Hasan BİBER







 Eda, Almanya’daki 129 anti-terör yasalarına karşı ve devrimci tutsakların özgürlüğü İçin bugün 238 gündür Açlık Grevinde.

 

BENİM GÜCÜM

 

“Tanıdığım en güçlü kadınsın” diyorlar bana

Derler, çünkü bilmezler Harika’yı

Bilseler…

Ah bir bilseler Harika’yı…

Onun gülüşünü, coşkusunu ve düşünü

Ne kalır ki o vakit benim gücüm

 

Yahut bilseler onun benim ablamı

Bilseler Özgül’ü

Anadolu’nun gülü’nü…

Nasıl direndiğini ve kırdığını taş duvarı,

Nasıl savunduğunu umudu

Ne kalır ki o vakit benim gücüm

 

Anlatabilsem onlara Birsen’i

Anlatsam nasıl ateş çemberinden çıktığını

Dinleseler hayatını

Diri diri yakılan 6 Kadını

Ve nasıl yendiğini 3 saniyede düşmanı

Ne kalır ki o vakit benim gücüm

 

Anlatsam mesela Ayten ablamı

Sayması bile yoran 898 yarayı

Gizli işkenceleri, tacizleri

180 günü veya 6 ayı

Ablamın bitmek tükenmek bilmeyen sarsılmaz inancı

Ne kalır ki o vakit benim gücüm

 

Düğüm düğüm boğazları

Gördükçe damla damla eriyen Bedenimi

“Tanıdığım en güçlü kadınsın”diyorlar bana

Ama unuttukları bir şey var

Ben, Harika, Özgül, Birsen ve Ayten’in öğrencisiyim.

 

Çıkarız yangınların arasından,

aşarız nehirleri

Direniriz bir başımıza çırıl çıplak

Yine teslim olmayız

Yine kanıksamayız

Ve asla vaz geçmeyiz

Biz Harika oluruz

Umut oluruz

Hatta ve hatta, tek umut biz oluruz

 

Eda Deniz Haydaroğlu

SİZE SÖZ YOLDAŞLAR

 

Yoldaşlar!

Kanınızla sulandı Trakya toprakları

Özgürlük kokuyordunuz

kokunuz

Sonbaharın serin rüzgarlarına karıştı

Ve

Yayılacak dört köşesine yurdun

Dalgalanacak kızıl bayrağımızla semalarında.

 

Yiğittiniz,

Yürekliydiniz,

Cüretliydiniz, 

Kahramanı oldunuz

Bağımsızlık kavgasında halkın.

 

Dört devrimci

Dört kahraman

Harika

Burak

Erdoğan

Ve Özkan…

 

Yoldaşça

Sırt sırta verip

Özgürlüğü uğruna vatanın

Düştünüz yollara.

 

O yollar

Hain pusularla çevrili,

O yollar

Amerikan postallı katillerle çevrili,

O yollar faşizmin kanlı yolları.

O yollardan yürünecek özgürlüğe

O yollardan geçilecek

Çatışa çatışa,

Savaşa savaşa,

Öle öldüre.

 

Yoldaşlarımız,

Canlarımız,

Yüreklerimizin

Ve bilincimizin bir yanı sissiniz.

Sizinleydik konserlerde, halaylarda

Gözaltında, hapishanede

Sizinleydik sofrada

Sizinleydik çatışmada

Sizinleyiz kavgada.

 

Şiirler okuduk birlikte

Türküler söyledik

Ve

Özgür vatanı düşledik.

Düşlerimiz için düştünüz yollara

Düşlerimizi gerçek kılmak için.

 

Ant olsun size

Ant olsun ki

Ayak izleriniz pusulamız olacak

Devrime kadar durmaksızın

Geriye bakmaksızın

Savaşacağız.

 

Ant olsun

Ant olsun yoldaşlar

Umut büyüyecek,

Umudumuz özgürlüğümüz

Umudumuz bağımsızlığımız olacak.

 

2.11.2023

Halil Demir

Almanya Stuttgart Halk Kültür Evi emekçilerinden Açlık grevi direnişçileri Eda Deniz Haydaroğlu, Ilgın Güler, Sevil Sevimli Güler ve Lena İleni Açıkgöz’e Şiir

Evîna dıle gelan

Destana şoreşkêran,

Axîna dayik û baven.

Deryây û çemê dîrokê,

Erd û ezman dilerze,

Neyyar lı tê dıtırsê,

Îro roj roj cengê,

Zûlme xwûnxware namîne lı erdê...

Şiirin Türkçesi;

 

Halkların yüreğinde sevgi,

Devrimin destanı,

Ana-Babaların sızısı(yürek)

 

Tarihin derya ve ırmağı/ kaynağı

Yer ve gök inliyor

Düşman sen korkuyor

Gün bugün savaşma günü

Kan emicilerin zulmü kalmayacak yerde...



 

Almanya’da 129 yasalarına karşı ve devrimci tutsakların özgürlüğü İçin 200 günü aşkın bir açlık grevi Direnişi sürmekte.

Direnişi duyan sahiplenenler her gün çoğalıyor.

İsviçre Cenevre’den Şair Umut Akar direnişçiler için şiir yazdı

“Edaya…

En güzel yalnızlığı neden çalarsın Frezya ?

Oysa görmez misin şu güzelliğini?

Yoksa kelebekler gibi sende mi görmezsin nakışlı kanatlarını?

Bilirim en güzel aşkı da sen çalarsın,

Ama bugünün sonbaharında çalma!

Soğumasın yüreğimiz.

Kaç mevsim oldu nefsini toprağa ektin!

Yeter...

Çalacaksan baharı çal.

Kanatlansın umut,

Sığırcık kuşlarının gitme vakti.”

Umut Akar. Cenevre. 25.10.2023

  

EDA DENİZ ILGIN SEVİL LENA

       ONURUMUZDUR

 

 DİRENİŞÇİLERİMİZE

       BİN SELAM

  DÜNYANIN

       HER YERİNDE

 HAYATTA

       BİR İLK VARDIR

 DİRENİŞ

       BU İLKLERİN YARATICISIDIR!

 

 HALKINA

       VE YOLDAŞLARINA

 OLAN GÜVENLE

 BAŞARABİLECEĞİNE

  İNANANLAR HER DÜŞMANI

 YENME

 GÜCÜNE SAHİPTİR!

 

  HER

       DİRENİŞ

 TESLİMİYETE

       KARŞI BİR SİLAHTIR

 HER DİRENİŞ

       DÜŞMANIN KORKULU RÜYASIDIR

 HER DİRENİŞ

       ENTERNASYONALİZMİN DİLİDİR

            ÇÜNKÜ DİLİ DİNİ RENGİ CİNSİ YOKTUR!

 

  HER

      DİRENİŞ

 HAREKETİMİZE

       İDEOLOJİMİZE

 YOLDAŞLARIMIZA

       KENDİMİZE VE

           BAŞARACAĞIMIZA İNANCIMIZDIR!

 

  YOLDAŞLARIMIZ

  EDA DENİZ HAYDAROĞLU

  ILGIN GÜLER

  SEVİM GÜLER

  LENA AÇIKGÖZ

  ONURUMUZDUR.

 

                                 HASAN BİBER






 Almanya’da devrimci tutsakların özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı için 205 gündür süresiz açlık grevinde olan Eda Deniz Haydaroğlu’nun Babasının yazdığı şiiri yayınlıyoruz.

 

“Kızım canım

Hayatımın güzel yanı

Aklımdasın her gün

Özlüyorum seni

 

Ben babanım

Biliyorum benim kızım güçlü

Biliyorum benim kızım inançlı

 

Alır zorbaların elinde yaşamı

Görecektir hayatın güzel yanını

Kazandıkça büyüyecek sevdası”

 

Meçhuli Haydaroğlu

 Tayad’lı Feridun Osmanağaoğlu Almanya’da 129 anti-terör yasalarına karşı ve devrimci tutsakların özgürlüğü İçin Açlık grevinde olan Direnişçilerine, 200. Gününü selamlamak İçin yazdığı şiiri paylaşıyoruz.

“Euro

Demokrasisi

Bu modern

Sömürüye övgüler

Düzen

Emeğin Avrupası

Desin diliniz

Alkışlasın elleriniz

Devam edin siz


Ne unutmak

Anadolu’yu

Ne çıkmak var onun

İhtilal yolundan


Ne tecrit hücresi

Kırabilir umudu

Ne bir kafes

Özgürlüğü yenebilir


Haklılığını cesaretten

Savunacaksın hayatı

Köle değil, halk

Olmak istiyorsan.”


Feridun Osmanağaoğlu





 İnsan

       düşünce denizine düşüyor işkencede

 Bazen de

       bir kitabın delhizine inerdik sessizce

 Bir sır gibi

       saklanırdık gitmeden önce buluşmalara

 Birer

       kartaldık kanat veririrdik fırtınalara!

 

  Düşmana

       karşı öfkemi gezden gözden arpacıktan

 Büyüttüm

       görmek için güneşli günleri özgür günleri

 İnadına

       düşmana karşı silah yaptım düşlerimi

  Yoldaşlarla                                  

      birbirimize en güzel sözcüğümüz direnmekti!

 

 Kaç yaşındasın

       diye sorduklarında yüz bin dedim

 Rüzgar

       gibi öfkeydim astılar askı demirine

 Ardından

      pencereden sarkıttılar adımı inkar ettim

 Şakağımda

       tabanca alıp götürdüler bir ıssıza!

 

 Yalanların

       en büğüğü münferit filanmış işkence

 Hayasızca

       bacaklarımın arasına ceryan verdiler

 İnsan

       bazen garip şeyler düşünüyor işkencede

 İnerdim

       her zaman bir bir kitapların denizlerine!

 

  Sessimle 

       buluşuyor çığlıklar yan odalardan

 Elektirk

       teli ağzımızda dilimizde göz uçlarımızda

 Ve ardından

       el parmaklarımızda ayak parmaklarımızda

 Sorgucu

       durmadan sorular sorar gün uzar gece uzar!

 

 İnadına

       gelirdi aklıma bir bir unutmak istediklerim

  Annemin

        sözü aklıma geldi "Bildiğini At Altına Kilimin"

 Ayaklarımın

       ucunda çırpınsada ağzımdan boşalan kan

 Geçit

       vermedi düşmanın yalanlarına direncim! 

 

  Düşmana

       karşı öfkemi gezden gözden arpacıktan

 Büyüttüm

       görmek için güneşli günleri özgür günleri

 İnadına

       düşmana karşı silah yaptım düşlerimi

  Yoldaşlarla                                  

      birbirimize en güzel sözcüğümüz direnmekti!

 

 Yunanistan-Atina

 

                               Hasan BİBER




  DAĞLARDA KOÇEROLARIZ

 

 Akşam 17.00 - 01.00 veya

       24.00 - 08.00 vardiyalarında

 İskelede

       veya gemi ambarlarında

 Sırtımızda

       çuvallar bir ekmek parasına

 Kan ter içinde

       bizi anlatır türkülerimiz!

 

 Fırtınanın

       kapımızı kırmadığı

 Ve bıçak

       kemiğe değmediği için ki

 Hala

      sabır ve gözyaşıyla

 Ağıtlara

       dökeriz yüreğimizi!

 

  Karadeniz'de

       hamsi

 Anadolu'da

       buğday

 Çukurova'da

       pamuk toplarız

 Kavgada

       meydanlarda ve

               dağlarda Koçerolarız!

 

 Bu derya

       denizlerde

 Uyuyoruz

       hala sessizce

 Yüreğimizdeki

       alevlerle

 Yoksulluğun

       kör memelerinde!

 

 Uyandık

       kör uykulardan

 Göğsümüzde

       kan deryalarıyla

 Atom

       bombaları kar etmez

 Açlar

       ordusu kalkınca ayağa!

 

 Bütün

       çocukların

 Güldüğü

       dünya olacak bir gün

 Ne buğulu

       gözlerde akan gözyaşı

 Ne de

       hiç bir insan tatmayacak açlığı!

 

 Zindanlarda

       ve meydanlarda katledilen

 Anaların

       babaların çocukları

 Asla

       görmeyecekler

 Demir

       parmaklıkları!

 

 Mutlaka

       bir gün gelecek

 Tenleri

       siyah beyaz sarı

 Çocuklar

       el ele verip

 Kuracaklar

       özgür dünyayı!

 

 Karadeniz'de

       hamsi

 Anadolu'da

       buğday

 Çukurova'da

       pamuk toplarız

 Kavgada

       meydanlarda ve

               dağlarda Koçerolarız!

 

 Yunanistan-Atina

                              Hasan BİBER

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.