GÜNDEM

1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

Meksika'da Uluslarası Dayanışma Koordinasyonu'nun Düzenlediği 5. Uluslararası Buluşma, dün Hukuk konulu oturumundan sonra sona erdi.

Latin Amerika'nın farklı ülkelerinden, Almanya'dan ve Türkiye'den örgüt ve kurumların katıldığı uluslararası buluşmada, iki gün boyunca ülkelerdeki siyasi tutsakların koşulları ve onların özgürlük mücadelesi hakkında sunumlar ve toplantılar yapıldı.

18 Kasım tarihinde ise buluşmanın son oturumu gerçekleşti. Hukuk ve ceza hukuku konusunda ülkelerin ve avukatların çeşitli sunumları okundu.

Türkiye'den de Halkın Hukuk Bürosu Enternasyonal Büro adına bir sunum yapıldı.

Sunumda Emperyalizmin-Neo Liberalizmin Hukukuna Karşı- HALK İÇİN HUKUK anlayışı anlatıldı.

HHB enternasyonal temsilcisi sunuma adil yargılanma hakkı için ölüm orucu yapan ve şehit düşen Ebru Timtik'i anarak ve selamlayarak başladı. Ezilen halkların tek yasasının DİRENMEK olduğu vurgulandı ve "DİRENME HAKKI TÜM HAKLARIN ANASIDIR!" denildi.

Ayrıca sunumun sonunda, 4-5 Nisan 2026 tarihlerinde Atina'da Ebru Timtik anısına gerçekleşecek olan 3. Enternasyonal Hukuk Sempozyumuna çağrı yapıldı.

Ülkelerin ve avukatların sunumlarından sonra düşünceler alındı ve "KAPİTALİZME VE FAŞİZME KARŞI, SOSYALİZM İÇİN HUKUK ANLAYIŞI" sloganı ortak düşünce olarak değerlendirildi.

Ardından bir çekiliş ile Peru ve Kolombiyali siyasi tutsakların üretimleri katılımcılara hediye edildi.

En son ise belirli konular için toplu dayanışma videoları çekildi.

Halk Cephesinin çağrısıyla kuyu tipi hapishanelerine karşı ve Serkan Onur Yılmaz'ın direnişini selamlayan bir video çekildi.

Ayrıca Grup Yorum'un çağrısıyla da "Grup Yorum'a Özgürlük!" Videosu çekildi.

Halk Cephesi ve Grup Yorum temsilcileri etkinliğin sonunda buluşmada emeği geçen herkese sembolik olarak kırmızı fular hediye ettiler. Kızıl rengi sosyalizmin rengidir ve faşizmi yenme onuru sadece sosyalistlere aittir denildi.






 

Antalya Kuyu Tipinde bulunan yoldaşları için, zafer kazanması ve Kırıkkale F Tipine sevk edilmesine rağmen, açlık grevini Ölüm Orucuna dönüştüren Ayberk Demirdöğen’in 15 Kasım’da 250. günü idi.

Anti-Emperyalist Cephe ve Avrupa Halk Cephe’sinin çağrısı üzerine 14 ve 15 Kasım Ayberk Demirdöğen için eylem günleri ilan edildi.

Yani Ayberk 250 gündür açlık grevi yapıyor.

Ayberk Demirdöğen, tıpkı Serkan Onur Yılmaz ve Fikret Akar gibi, günleri çok ilerlediği için, ciddi sağlık sorunları yaşıyor.

 

Anti Emperyalist Cephe ve Avrupa Halk Cephe’sinin çağrısıyla, taleplerinin kabul edilmesi için Avrupa çapında destek eylemleri yapıldı.

14 ve 15 Kasım eylem günleri ilan edildi.

 

 

14 Kasım Türkiye Konsolosluğu/ Büyükelçiliği önlerinde eylem:

 

§  Belçika, Brüksel:

 

 

 

§  Yunanistan, Atina:

 

 

 

§  Fransa, Paris:

 

 

 

 

§  Fransa, Marsilya

 

  

 

§  Almanya, Köln

 

 

 

 

§  Avusturya, Viyana:

 

 

 

§  İngiltere, Londra

 

 

 

 

 

İsveç Göteburg’da Brunnsparken meydanında oturma eylemi yapıldı:

 

 

 

 

 

 

 

 

TOPLU AÇLIK GREVLERİ:

 

Ayberk Demirdöğen'in 250. günü vesilesiyle 15.11.25 tarihinde yapilan toplu AG:

 

Almanya: 79

Hollanda: 13

Iskandinavya: 18

İsviçre: 13

Yunanistan: 127

İngiltere: 50

Fransa : 19

Avusturya: 56

Belçika: 15

--------

Toplam:390  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HASHTAG EYLEMİ

 

15 Kasım akşamı, saat 18:00 ile 20:00 arasında, Ayberk Demirdöğen'in 250. günü vesilesiyle hashtag eylemi yapıldı. 

Eylemde şu Hashtagler kullanıldı:

#Ayberk250

#SerkanAyberkFikret

Bütün paylaşımların Adalet Bakanlıığna da, Hashtagler yanı sıra @adalet_bakanlik etiketiyle birlikte gönderildi.

X'te 2.565 paylaşım yapıldı.

 

Mesajlarda, zindan Kuyu zincandanlarının işkence merkezleri ve tecritin bir işkence biçimi olduğu vurgulanarak,  kapatılması talep edildi.

Nerede olursak olalım, siyasi tutukluların sesi, solluğu olmaya devam edeceğiz.

 

Açlık grevindeki tutsakların talepleri kabul edilsin.

Kuyu Tipleri kapatılsın.


Toplantıya katılan herkesin eşit söz ve karar hakkına sahip olduğu hatırlatılarak, Pir Sultan Kültür Merkezi adına bir kişi toplantıyı şu sözlerle açtı:

“Hepiniz hoş geldiniz. Bugün kurumumuzda, toplumsal bir sorun olarak devlet destekli çetelere karşı mücadele yöntemlerini konuşmak; nedenlerini bulup çözüm yollarını birlikte belirlemek için toplandık.”

Bencilliğin, bireyciliğin ve yalnızlığın bir sonucu olarak ortaya çıkan çeteleşmenin, aynı zamanda toplumun örgütlenme arayışının çarpıtılmış bir biçimi olduğuna dikkat çekildi. Bu nedenle bencilliğin panzehrinin halk komitelerinde örgütlenmek olduğu vurgulandı.

Çetelerin; uyuşturucu satmak, haraç almak, insan kaçırıp öldürmek, ırza geçmek ve daha nice pis işleri devletin denetim ve yönlendirmesi altında sürdürdüğü ifade edildi.

Çetelerin en çok 13–35 yaş arası gençleri hedef aldığı, torbacılık, kolay para, lüks yaşam, silah kültürü gibi öğelerin basın ve sosyal medya (TikTok, Instagram vb.) aracılığıyla yayıldığı, kimsenin güvende olmadığı belirtildi.

Toplantıda örnek olarak aktarılan bir olayda, çeteler tarafından tehdit edilip saldırıya uğrayan bir ailenin polise başvurduğunda İngiliz polisinden aldığı yanıtın “Sizi koruyamayız, İngiltere’yi terk edin” olduğu söylendi.

Tam 30 yıldır bu ülkede yaşayan, hiçbir kurumdan destek istememiş ve çocuklarını özellikle devrimci kurumlardan uzak tutmuş bu ailenin, düzenin gerçek yüzüyle karşı karşıya kaldığı vurgulandı. Çünkü yılanın dokunmadan bin yıl yaşamasını beklemek mümkün değildir.

Çetelerin önünü açan ve onlarla birlikte çalışan yapının uluslararası istihbarat örgütleri olduğu açıkça ifade edildi. Buna karşın halkın kendi öz örgütlülükleriyle güvenliğini sağlayabileceği dile getirildi.

 

Çete mağduru söz konusu aile, daha sonra derneğe başvurmuş; kurumumuzun müdahalesiyle saldırılar durdurulmuş, tehditler zımnen azaltılmıştır.

Burada belirleyici olan halkın devrimci iradesidir. Düzenin yarattığı bu pisliklerle mücadelede devrimci iradeden daha güçlü ve daha samimi bir güç olmadığı belirtildi.

 

Toplantının genel atmosferinde, “Güç olmak ve çetelere yaptırım uygulamak zorundayız” düşüncesinin ortak kanaat olduğu gözlemlendi. Çünkü zehirlenen halkın çocukları ve çeteleştirilen halkın çocukları için en doğru yolun kendimize dönmek ve örgütlenmek olduğu görüldü.

Toplantıda kadınlar ve gençlerin azınlıkta olduğu belirtildi.

Toplam 56 kişinin katıldığı toplantıda, bir sonraki buluşma için “Her katılımcı en az bir kişiyi daha getirsin” önerisi halk oylamasına sunuldu ve çoğunlukla kabul edildi.

Pir Sultan Kültür Merkezi olarak İngiltere’de yaşayan bütün halklara çağrımızdır:

Düzen krizdir, bunalımdır, çözümsüzlüktür.

İnsanın kendisine ve doğasına yabancılaştırılmasıdır.

Kurumumuzun varlık nedeni; halkın ortak ihtiyaç ve sorunlarına cevap olmak, bu sorunlara birlikte müdahale etmek, halk birliğini sağlamak, çalınmak istenen işimizi–aşımızı korumak ve adaletli bir geleceği birlikte inşa etmektir.

Ortak değerlerimiz etrafında birleşelim, mücadele edelim, kazanalım!

16/Kasım/2025

Pir Sultan Kültür Merkezi


Kuyu Tiplerine Karşı Direnişimiz Sınırları Aşıyor;

Rusya’daki Sosyalistler Serkan Onur Yılmaz’ın Direnişine Omuz Veriyor, Büyütüyor!

Faşizmin Kuyu Tipi Hapishaneleri ile hedeflediği tecrit, imha ve örgütlü halkı dağıtma politikası Özgür Tutsakların direnişi ile sonucuna ulaşamadı, ulaşamayacak.

Kuyu tiplerine karşı ölüm orucu direnişinde birinci yılını 10 Kasım’da geride bırakan Özgür Tutsak Serkan Onur Yılmaz’ın açlığına ve direnişine ülkemiz başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden katılım sağlandı. Bunun yanında birçok sosyalist kurum, platform, haber sitesi de direnişini duyurarak “Kuyu Tipi Hapishaneler Kapatılsın!” çağrısına ortak oldu, ses verdi.

Rusya’da sosyalist tarih ve güncel mücadele hakkında haber ve yazı yayınlayan “Devrim Alevi (Plamya Ravolyutsii)” Telegram kanalı da direnişin sesi olarak açıklama ve çağrı yaptı.

“Devrim Alevi” kanalının açıklaması ve çağrısı üzerine de yapılan tartışmalarda uluslararası dayanışmanın önemine değinilerek emperyalizme ve faşizme karşı enternasyonalist mücadelenin zorunluluğu da vurgulandı.

“Devrim Alevi” Telegram kanalının 10 Kasım 2025 tarihli açıklaması ve çağrısı şu şekildedir:

Bugün, 10 Kasım, Türk siyasi tutsak ve anti-faşist Serkan Onur Yılmaz'ın açlık grevine başlamasının tam birinci yıl dönümü. Şu an hayatı tehlikede. Artık konuşamıyor, ayakta duramıyor ve nefes almakta zorlanıyor. Devlet, direnişinin fark edilmemesini umarak onu sessizce öldürüyor. Ama biz fark ettik. Onun Hikâyesi, münferit bir tiranlık vakasından çok daha fazlası. Bireyin hiçbir şey, devlet aygıtının ise her şey olduğu modern burjuva rejiminin mantığının özeti.

Serkan ne için mücadele ediyor?

Serkan, tecrit hapishanesinden F Tipi hapishaneye nakledildi, ancak bu ona kurtuluş getirmedi. Direnişini sürdürdü, açlık grevini ölüm noktasına kadar tırmandırdı ve S, R ve Y tipi hapishanelerden sekiz yoldaşının nakledilmesini talep etti. Bu hapishaneler, taş mezarların modern versiyonu. Günde 23 saat boyunca tam bir tecritte, 3x4 metrelik bir kafeste, 24 saat kamera gözetimi altında. Bu sadece katı bir rejim değil; aynı zamanda işkence, insan ruhunun ve bedeninin sistematik bir şekilde yok edilmesi, tüm uluslararası hukukun doğrudan ihlali.

Bu neden hepimizi ilgilendiriyor?

Açlık grevi taktiği konusunda farklı görüşleriniz olabilir. Ama eğer anti-faşist ve anti-emperyalistseniz, Erdoğan rejiminin temsil ettiği acımasız sisteme karşı mücadeleyi desteklemekten kendinizi alamazsınız. Her zaman bir düşmana ihtiyacı vardır; önce Gülenciler, sonra Kürtler, şimdi de sol. Ülke içinde özgürlük kalmadığında, gerilim dışarıya salınır.

Bu, saldırgan bir dış politikada ifadesini bulur:

Türkiye Suriye'de kuzeyi işgal etti, cihatçıları destekledi ve Kürtlere saldırdı.

Ukrayna'da Ankara, Neo-Nazi taburları da dâhil olmak üzere Zelenskiy rejimini silahlandırıyor.

Dağlık Karabağ çatışmasında Türkiye, Azerbaycan'ı diplomatik ve askeri olarak aktif olarak destekledi ve silahlı insansız hava araçları sağladı.

 

Dolayısıyla, Serkan ve yoldaşlarının hapishane hücrelerindeki mücadelesi münferit bir olay değil. F Tipi hapishane hücrelerinde, Ukrayna'da Neo-Nazilere verilen destekte ve komşu toprakların işgalinde kendini gösteren aynı mantığa karşı doğrudan bir direniş. Bireyin hiçbir şey, baskıcı devlet aygıtının ise her şey olduğu bir sisteme karşı bir mücadele. Serkan ve yoldaşlarının mücadelesi, yalnızca hapishane tecridine değil, aynı zamanda tüm topluma dayatılan siyasi tecride de bir direniş. Bireyleri kırılabilir çarklar olarak gören mantığa karşı bir mücadele.

 

Dayanışma bizim silahımız. Kononoviçler örneği.

Tarih, uluslararası ilginin hayat kurtardığı örnekleri biliyor. Kiev'deki faşist rejimin işkence ettiği, iradelerini kırmaya çalıştığı ama kıramadığı Ukraynalı komünistler Aleksandr ve Mikhailo Kononoviç kardeşleri hatırlayın. Yıllardır devam eden bu korkunç dava, tam da yaygın uluslararası kamuoyu baskısı nedeniyle henüz örtbas edilip sessizce ortadan kaldırılamadı. Dünya çapında solun ilgisi, rejimi geri çekilmeye ve onları ev hapsine almaya zorladı. Haklarında konuşulduğu sürece öldürülemezler. Aynı şey Serkan Onur Yılmaz için de geçerli. Devlet onun görünmezliğine güveniyor. Bizim görevimiz ise mücadelesini tüm dünyaya görünür kılmak.

 

10 Kasım – Dayanışma Günü

Serkan'ı desteklemek için uluslararası sosyal medya kampanyası devam ediyor. Anti-Emperyalist Cephe tarafından başlatıldı. Bu kampanyaya katılıyor ve tüm okuyucularımızı kampanyayı yaymaya çağırıyoruz.

SERKAN'I SERBEST BIRAKIN! ERDOĞAN DİKTATÖRLÜĞÜNE SON!



Selanik’te Halk Cepheliler Politeknik Katliamının yıldönümünde yapılan anmalara katıldı. Yunanistan’da 1967 yılında albaylar cuntası gerçekleştirildi. 1973 yılında darbeye karşı direnen öğrenciler Politeknik üniversitesinde katledildi. O tarihten beridir 17 Kasım her yıl ülke genelinde anılıyor.

Bizler de Selanik Halk Cephesi olarak stant açtık. Kuyu tiplerine direnen özgür tutsakların direnişini anlatan 300 adet bildiri dağıttık.





05 Kasım 2025 tarihinde Serkan Onur Yılmaz tam bir yıldır açlık grevi yapıyordu.

Bir yıldır faşizmin baskılarına karşı açlığı ile direniyordu.

Halka umut oluyordu.

Serkan Onur Yılmaz aslında çoktan zaferi kazanmıştı.

Bolu F Tipine sevk edildi.

Ancak Antalya Kuyu Tipi'nde bir insanın yaşayamayacağını bildiği ve yoldaşlarınında F Tipine sevk edilmesini istediği için, açlığına devam etti. Hatta Ölüm Orucuna dönüştürdü.

Bundan dolayı onun 1. yıldönümünde dünyanın birçok yerinden insanlar, bulundukları yerinde yazılı olduğu bir döviz tutup fotoğraf çektirdi.

Şu ülkelerden fotoğraf çekildi:

Almanya, Sırbistan, Rusya, Ukrayna, Yunanistan, Latviya, İspanya, Fransa, Avusturya, İsviçre, Çin, İngiltere, Belçika.

Toplamda gelen 114 fotoğraflardan kolay oluşturuldu.











































































































Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.