Aylardır ekmeği, onuru için açlık direnişinde olan, baş
eğmeden, kar kış soğuk nedir aldırmadan direnişinin 73. gününü bitirirken Mahir
Kılıç ile bir röportaj yaptık.
* Bugün tarih itibari
ile onurlu Açlık Grevi Direnişinizin kaçıncı günündesiniz?
MAHİR KILIÇ:
Bugün itibariyle açlık grevinin 73. gününü tamamladım.
* İzmir Büyükşehir Belediyesinde ne iş
yapıyordunuz ve neden işten çıkarıldınız? Daha doğrusu bahaneleri neydi?
"... AÇIM AÇ, HEM
AİLEM HEM BEN!”
M. KILIÇ: 2010
yılında ilk olarak İBB Fen işlerinde işe başladım ve iki yıl burada boya
ekibinde çalıştım.
Kendi isteğimle katı atık yani çöp birimine geçiş yaptım,
burada 2017 yılına kadar çalıştım. Kadro ve ilavi tediye davası açtıktan sonra
senelik izindeyken, tüm arkadaşlarımın karşı çıkmasına rağmen birden beni sebze
haline sürmüşler, sürmüşler diyorum; İzmir de bile değildim.
Çünkü izindeydim. Döndüğümde sebze halinde göreve
başladım. Burada 1.5 ay çalıştıktan
sonra 5 ayrı tutanak tutularak şirketime yani İz-Enerjiye iade oldum. Disipline
verildim, kıdemsiz, ihbarsız işten atıldım. Attıkları madde, 150 güvenlik
kamerası olan bir yerde amirine 'fiili saldırdı' diyerek iftira attılar.
İşsizlik maaşından faydalanamıyorum; işe iade davası açtım diye sigortalı bir
işte de çalışamıyorum. Açım, aç! Hem ben, hem ailem.
* Sesinizi yaklaşık
80 güne yakındır tüm Türkiye'ye hatta dünyaya duyurdunuz, keza siyasilerden sol
örgütlerden, sendikalardan bir çözüm arayışı girişiminde bulunulmadı mı?
"FAKAT
BİLMEDİKLERİ ŞEY KARARLILIĞIMIZDIR"
M. KILIÇ: Evet
azda olsa sesimizi birçok duyarlı İnsana Dosta cana duyurduk. Çok mükemmel
ötesi dostluklar kurduk, bu destek sadece Türkiye'de sınırlı kalmadı bir çok
ülkeden cezaevlerindeki ÖZGÜR TUTSAKLARIMIZ Telefon ve mektuplarıyla bizlere
güç verdiler vermeyede devam ediyorlar. Onlardan almış olduğum güçle sonuna
kadar sürdürücem ve işimize dönene kadar devam edeceğiz...
Şu ana kadar somut bir adım atan olmadı, sadece İzmir CHP il
seçiminde Tuncay Özkan ve Erdal Aksünger bu işin çözüleceğini, 9 yaşındaki
kızımın gözlerine baka baka çözeceklerini söylediler… fakat o günden sonra ne
aradılar ne de sordular. Şaşırmadığımı da belirteyim bu arada, fakat Kemal
Kılıçdaroğlu dahil herkes açlık grevimi biliyorlar, fakat bilmedikleri tek şey
kararlılığımızdır!
Sendika Cephesinden adım atmadılar henüz..
* Bu sure zarfında
CHP'li yetkililerce size çözüm girişiminde bulunuldu mu?
M. KILIÇ: Dediğim
gibi CHP'li hiçbir vekil ya da bürokrat bu yapılana ses çıkartmadı.
Aslında talebimiz basit ve sade bizler haksız bir şekilde
işlerimizden atıldık bize işimizi geri verin dedik, tek talebimiz bu! Ama
CHP'li Kocaoğlu ve bürokratları meclis üyeleri adeta kör sağır dilsiz oldular
* Fırsatçı hükümet
yetkilileri sizin kapınızı çaldılar mı, sorunlarınıza çözüm vaadinde bulunuldu
mu?
"ADIMI MAHİR
ÇAYAN'DAN ALIYORUM"
M. KILIÇ: Daha
öncede söylediğim gibi adım Mahir ve adımı Mahir Çayan'dan alıyorum. Sosyalist
bir babanın Sosyalist evladıyım. Biz hükümetin malzemesi olmayacak kadar naif
bir mücadele veriyoruz.
Elbette birçok kez AKP'li insanlar bize yardım etme konusuyla
arayıp mesaj attılar… cevabım yine aynı açık ve net oldu; ben Nuriye ve Semih
hocama canımdan can, kanımdan kan vermeye hazırım, samimi iseniz onların haklı
taleplerini kabul edin ve onların işlerini geri verin; madem amacınız açlığı
bitirmek, buna Nuriye ve Semih hocamdan başlayın!
* Çalışmıyorsunuz,
geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz?
"CHP'Lİ VEKİLLER
ŞUNU BİLSİN Kİ BENİM DE O İŞÇİDEN FARKLI BİR DURUMUM YOK!"
M. KILIÇ: Hayır
çalışmıyorum, zaten işe iade davası açtım çalışamıyorum. tüm gün Belediye
önünde Açlık Grevi direnişindeyim. Tamamen dostlarımın ve benimle işlerimi
istemek isteyen 7 arkadaşın maddi destekleriyle yaşam mücadelesi veriyorum.
Buradan şunu söylemeden geçemeyeceğim; meclisin önünde kendini yakan işçi için
ağlayan CHP'li vekiller şunu bilsin ki benim de o işçiden farklı bir durumum
yok.
* İzmir Büyükşehir
Belediyesi ve ağzından işçi-emekçi-halk laflarını düşürmeyen CHP hakkında ne
diyeceksiniz?
M. KILIÇ: Aslında
benim açlık grevim Nuriye ve Semih hocam için de çok önemli, sonuçta nasıl ki AKP
açlık grevcileri yarattıysa, aynısını CHP'li Aziz Kocaoğlu yaptı! Alın size
büyük bir fırsat ve büyük bir adım. İBB olarak CHP olarak bizlere işlerimizi
iade edin ve çıkıp meclis kürsüsünden bunu deklare ederek AKP'ye şunu söyleyin;
buyurun kardeşim, biz bir açlık grevini sonlandırdık, sıra sizde… hodri meydan!
Bitirin Nuriye ve Semih'in açlığını, işlerine iade edin biz yaptık, sıra sizde
deyin!
Şu ana kadar herhangi bir adım atmadı Kılıçdaroğlu, fakat
direnişin başladığı gün arkadaşlarımın yüz yüze yaptığı görüşme sonunda “Zeynep
Altıok ve Kamil Okyay Sındır’a bu konu ile ilgilenin!” talimatı verdiğini
biliyoruz! Ama bugün 73. gün bitti, henüz kendileri bir adım atmadı ya da
attılarsa da bize yansımadı.
* Onurlu direnişinize
hepimiz destek veriyoruz, açlık grevinizi nasıl sonlandırmayı düşünüyorsunuz,
talepleriniz neler?
M. KILIÇ: Açlık
Grevini haklı olmayan, gerçekten mücadeleci olmayan her şeyden önce onurunu,
şerefini her şeyin üzerinde tutan insanlar yapar. Bu işin geri dönüşü olmaz, ta
ki işlerimizi onurumuzu ve şereflerimizi bizlere iade edene kadar devam
edeceğim.
Talebimiz açık net ve sade işlerimizi geri istiyoruz, başka
talebimiz yok. Madem ki hak hukuk adalet diyerek alanlara çıkıyorsunuz, buyurun
adaleti sağlayın, bu direniş işe iade olmadan asla bitmeyecek! Bunu bekleyenler
tarihe baksınlar, bu açlık grevinden dönen olmuş mu diye… yani iş yoksa direniş
var, sonuna kadar!
Bizim ufkumuzu Nuriye ve Semih ayrıca Yüksel direnişçileri
açtı, onları tek tek selamlıyorum ve onların direnişinin önünde saygıyla
eğiliyorum. Eğer ben de bir nebze de olsa işçiye emekçiye fayda sağlamışsam, bu
beni güçlü ve mutlu kılar. Asla vazgeçmeyeceğim. Bu direniş, işe iade ile
sonuçlanmayacaksa bedelini ödemeye hazırım.
Yazmaz tarih kitapları baş eğdiğimizi zulmün önünde.
Yani kısacası sonunu düşünen devrimci olamaz. Adım Mahir,
geri döneceğim yola zaten çıkmam… sonuna kadar; direnişe devam. Ben değil,
ekmeğime el uzatanlar düşünsün. Son olarak Nuriye Semih Yaşasın İşleri Geri
verilsin diyorum...!