1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

Tüm KEC’lilere Çağrımızdır: 4 Şubat Ayşenur Şimşek Kurultayımızı Sahiplenmeliyiz


HAKLARIMIZI KAZANMAK İÇİN HEP İLERİ!
Ayşenur Şimşek Kamu Emekçileri Kurultayı, 4 Şubat’ta Ankara’da toplanıyor. Kamu Emekçileri Cephesi’nin önderliğinde düzenlenen kurultayda, kamu emekçilerinin örgütlenmesinde ve direnişinde daha ileri adımlar atılması hedefleniyor. Kurultay, gün boyunca açık oturum ve paneller şeklinde gerçekleştirilecek. Kurultayda, kamu emekçilerinin mücadelesinde son bir yılda Nuriye Semih direnişi başta olmak üzere, yaratılan direnişler, direnişin çeşitli alanlardaki yansımaları, OHAL ve KHK’lara karşı kamu emekçilerinin mücadelesinin nasıl şekillendirileceği ele alınacak.
KURULTAY’IN HEDEFİ NEDİR?
Kamu emekçileri, AKP faşizmi tarafından ekonomik, sosyal, ailevi, siyasal, örgütsel olarak tarumar edilmektedir. Hak arama yolları tıkanmıştır. Hak aramanın tek yolu direnmektir. Hiçbir direniş, örgütsüz zafere ulaşmaz. İşte bu iki nokta, Ayşenur Şimşek Kurultayı’nın amacını da ortaya koyuyor: DİRENMEK ve ÖRGÜTLENMEK!
OHAL’e, KHK’ya teslim olmayacağımızı, işimizi, emeğimizi sonuna kadar savunacağımızı söyledik ve bunu yapıyoruz. Şimdi kurultayla bu direnişimizi bir adım daha ileri taşımak istiyoruz; bu kurultayla örgütlenme acısından mevcut statükoların dışına çıkmak istiyoruz.
3 milyona yakın kamu emekçisi var. Milyonları örgütleme iddiamız var. Kurultay’ı da bu iddiamızın gerçekleştirilmesinde bir adım olarak görüyoruz: Adımlarımız HEP İLERİ!
BU KURULTAY, “DÜNYAYI AYAĞA KALDIRAN” BİR DİRENİŞİN ÜZERİNE İNŞA EDİLMİŞTİR VE BÜYÜK KEC DİRENİŞİNİN AÇTIĞI YOLDAN DAHA İLERİ GİTME HEDEFİYLE TOPLANIYOR
OHAL ile birlikte 130 bin kamu emekçisi tüm hakları ellerinden alınarak kapı önüne konulmuştur. KESK’in 4099 üyesi işten atılmıştır. Yıllarca emek verdiği işinden atılarak çaresiz bırakılan emekçilerin kimi intihar etmiş, kimi seyyar satıcı olmuş, kimi bunalımlara düşmüştür. Sebebi, örgütsüzlüktür. İşten atılan KEC’li kamu emekçileri, kamu emekçilerinin bunlara mahkum olmadıklarını gösterdiler. Açlığa yatarak, meydanlarda oturma eylemleri başlatarak, OHAL saldırıları karşısında en güçlü direnişi yarattılar. Kamu emekçileri acısından üç farklı tarih yazıldı: Biri KESK’in, “OHAL var direniş olmaz” diyerek yazdığı teslimiyetçi tarih. İkincisi: Örgütsüz on binlerce kamu emekçisinin yazdığı çaresizliğin tarihi. Üçüncüsü: KEC’li kamu emekçilerinin yazdığı direniş tarihi. Nuriye Semih direnişi, AKP faşizminin de itiraf etmek zorunda kaldığı gibi, “dünyayı ayağa kaldıran” bir direniş olmuştur. İki direnişçi, Türkiye’yi de, dünyayı da ayağa kaldırmıştır. Bu, ideolojik politik kararlılığın ve netliğin sonucudur. Kamu Emekçileri Cephesi olarak, bu direnişle, her koşul altında direnilebileceğini gösterirken, biz de bu direnişten çok şey öğrendik. Kurultayımız işte bu direnişin açtığı yoldan daha ileriye doğru gidecektir.
KAMU EMEKÇİLERİNİN TEMEL SORUNU: ÖRGÜTLENME
On binlerce kamu emekçisinin haklarını savunabilmek için, kamu emekçilerinin faşizme, emperyalizme karşı mücadelesini büyütebilmek için, örgütlenmeliyiz. Kamu emekçileri ancak örgütlenerek güç olabilirler. Örgütlenerek çaresizliği aşabilirler. Peki, nerede, nasıl örgütleneceğiz?
KESK, KHK İLE İŞTEN ATILAN 130 BİN KAMU EMEKÇİSİNİN HAKLARINI SAVUNMAYARAK, KHK İLE İŞTEN ATILAN 4099 ÜYESİ İÇİN HİÇBİR DİRENİŞ ÖRGÜTLEMEYEREK, “İHRAÇLAR KURULTAYI” YAPMASINA RAĞMEN, ALDIĞI KARARLARA SAHİP ÇIKMAYARAK, KAMU EMEKÇİLERİNİN İÇİNDE HAKLARINI SAVUNABİLECEĞİ BİR SENDİKA OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR. ÖRGÜTLENME AÇISINDAN KESK ARTIK BİR ALTERNATİF DEĞİLDİR. KESK’İN BU HALİYLE DÖNÜŞMESİ, DEVRİMCİLEŞMESİ DE MÜMKÜN DEĞİLDİR.
KESK bir şey yapmıyor. Ancak bizler KESK’e yolumuzun taşlarını kendi ellerimizle öreceğiz. Memur meclislerimizi kurmak ve yaygınlaştırmak bugün için çok daha fazla aciliyet isteyen bir durumdur. Meclislerimizi kurmalı ve yaygınlaştırmalıyız. Bizler 90’lı yılların devlet terörünün en yoğun olduğu zamanlarda örgütlenerek sendikalarımızı kurduk. Bugünde tarihimizden aldığımız bu güçle meclislerimizi kurarak kamu emekçilerin örgütleyeceğiz. Bugün direnen bir tek biz varız.
 Bu direnişi tüm kamu emekçilerine mal etmek için, birebir kitle çalışmasıyla işyerlerindeki çalışmalarımızla, içlerinde olmalı ve örgütlenme yapmalıyız. Kamu emekçilerinin kendi sorunlarına sahip çıkması, OHAL’e, KHK’lara karşı haklarını arayacak hale gelmelerinin tek yolu meclislerde örgütlenmektir. Meclislerimizi tanıtmak, işleyişimizi anlatmak, kamu emekçilerini bu meclisin bir parçası haline getirmek, AKP’nin politikalarına karşı vurulacak en büyük darbe olacaktır. KESK’in içinde örgütlü ama aslında örgütsüz olan ya da hiçbir kuruma bağlı olmayan milyonları örgütlü hale getirecek olan meclislerimizle direnişimizi büyüteceğiz.
KARARLILIK, İDEOLOJİK NETLİK, YARATICILIK EN YAKINLARINDAN BAŞLAYARAK, HALKA HALKA HER ALANI HAREKETE GEÇİREN POLİTİKALARIMIZDIR
Nuriye direnişe başladığında tek başınaydı. İnsanlar ona uzaktan bakıyorlar, yanına dahi yaklaşmaya korkuyorlardı. Sonra adım adım geldiler. Direnişin bir parçası oldular. Onların direnişi AKP’nin teslim alma, halkın tüm direnme yanlarını köreltme politikasını boşa çıkardı. Tek başına da olsa direnilir düşüncesini yerleştirdi. AKP faşizminin göründüğü kadar güçlü olmadığını gösterdi. AKP bir yılı aşkın süre boyunca, bu direnişi kırmak için işkencede gözaltında tutuklamalara psikolojik savaş yöntemlerine kadar her yola başvurdu. Bu düşünce, işçilerden aydınlara, sanatçılara her alanda etkisini gösterdi. Çünkü direnmek yaşatır direnmek güç verir. Halkımız, sanatçılarımız bu direnişten güç aldılar.
Direnişin yaydığı umutla karamsarlık dağıtıldı. Düne kadar kendi dünyasında yaşayan eşler, anneler, arkadaşlar, dostlar bugün direniş ailesinin bir parçası haline geldiler. Kimi zaman yerlerde sürükleniyor, gaza boğuluyor, gözaltına alınıyorlar. Direnişi sahiplenmek, direnişin bir parçası olmak en sıradan insanı dahi bugün kahramanlaştırıyor. Bunu yaratan KEC’dir. Bizim politikalarımızdır. Umutsuzluk nasıl ki insanda, sanatta ve yaşamın her alanında yozlaşmayı getirirse, direnme de kendi kültürünü ve sanatını oluşturuyor.  AKP’nin yıkmak, yok etmek istediği bu kültürdür. Direnişimiz bu yönüyle yozlaşmaya karşı barikatımızdır.
AKP faşizmi en başından beri direnişi kırabilmek için hemen her yolu denedi. Direnişçiler haklarında broşür çıkardı, olmadı gözaltına aldı, olmadı tutukladı. Uydurma deliller, itirafçıların iftiralarıyla direnişin meşruluğunu gölgelemek istedi. Ne yapsalar, ne söyleseler boşa çıkardık.
Haklı ve meşru olan direnişimizdi. Nuriye de, Semih de tutuklulukları boyunca tecrit edildiler. Güneş bile onlara yasaklandı. Direnişi kırabilmek için hemen her yolu denediler. Ancak başaramadılar.
KEC olarak tutuklandıkları günden itibaren Nuriye ve Semih’i daha fazla sahiplendik. Eylemlerimizle, çağrılarımızla halkımızı bu direnişin ve sahiplenmenin bir parçası haline getirdik. Milyonlarca insan çok çeşitli biçimlerde Nuriye ve Semih’in serbest bırakılması için mesaj ses verdi. Sanatçılar hazırladıkları videolar aracığıyla Nuriye Semih davasını sahiplendi. Tutuklulukları boyunca gündemde yine hep onlar vardı. Duruşmalarda savunmaları ile faşizmin hukuksuzluğunu teşhir ettiler. Semih Özakça savunmasında şöyle diyordu:
“Süleyman Soylu bizimle ilgili çok şey söyledi, inandıramadı insanları. Bakan eliyle kitapçık yayınladı. Soylu bizi hedef gösterdi zaten, terörist ilan etti. Peki, bu mahkeme niye kuruldu? Asıl suç olan budur. Amaçları bizi unutturup zorla müdahale edip, bizi yaşayan ölü haline getirmekti. Son olarak şunu söylemek istiyorum: Verin kararınızı perde kapansın.”
Nuriye’ye ise verdikleri ceza ile direnişi cezalandırdıklarını sandılar. Oysa Nuriye tahliye olduktan sonra şöyle diyordu direniş için:
“Kendi geleceğimiz için bir şey yapmak zorundayız. Bizim için insanlar güzel bir sahiplenme gösteriyorlar ama belki bir adım daha atmamız gerekiyordur. Onun dışında bizim için olarak görmesinler herkes kendisi için yapıyor.”
Bugün bu büyük direnişten dolayı, Nazife Onay ve Celal tutukludur.
NAZİFE ONAY’I VE CELAL’İ FAŞİZMİN ELİNDEN ÇEKİP ALMAK YÜKSEL DİRENİŞİNİ HER KOŞUL ALTINDA SÜRDÜRMEK BU KURULTAYIN AMAÇLARINDAN BİRİ OLACAKTIR.
Nuriye ve Semih direnişi başladığında KESK, direnişi görmezden geldi. Yok saydı. Direniş güçlendiğinde, halkı, kamu emekçilerini etkiler hale geldiğinde, KESK, OHAL’e teslim olmamaktan, direnmekten, Nuriye ve Semih’e sahip çıkmaktan söz etti. Ancak bunun hiçbir pratik karşılığı yoktu.
Yapmak istediği mitinglere izin verilmedi. Peki, KESK ne yaptı? Yasaklara boyun eğdi. İşten atılan kamu emekçileri için “İhraçlar Kurultayı” düzenledi. Bol bol “-ceğiz, -cağız” diyerek vaatlerde bulundu. Tipik burjuva politikası ile günü kurtarmaya çalıştı. Oysa kurtardığı bir şey yoktur. Nuriye ve Semih her gecen gün ölüme biraz daha yaklaşıyor. Hala kamu emekçileri işten atılıyor. OHAL devam ediyor ve güne yeni çıkarılan bir KHK ile başlıyoruz. KEC’li kamu emekçileri, KESK genel merkezlerinde oturma eylemi sürdürüyor. KESK orada dahi Nuriye ve Semih’in sesini duymuyor! KEC olarak başından beri bu saldırılara barikat olduk. Direnme geleneğimize yeni halkalar ekledik. Yüksel Caddesi direnişimize hiç ara vermedik. Susmak, sahiplenmemek, direnenlerin yanında olmamak ancak AKP’yi güçlendirir.
Bu nedenle KEC önderliğinde düzenlenen bu kurultay önemlidir. KEC olarak aldığımız kararların arkasında duruyoruz. Hiçbir kararımızı sahipsiz bırakmıyoruz.
Bu nedenle bugün çok açık biçimde biz ve onlar diyebiliyoruz. Biz direniyoruz, onlar ise rahat koltuklarında günlerini gün ediyor. Biz direnerek kendi yolumuzu yapıyoruz. Tüm kamu emekçilerini bu yolda birleşmeye çağırıyoruz.
Alacağımız kararların hepsini hayata geçirme kararlılığımızla, kurultayımızda daha güçlü bir direniş hattı ve daha güçlü bir örgütlenme yaratacağız. Kurultayımız AKP faşizminin karşısına daha güçlü bir şekilde çıkmanın bir aracıdır.
TÜM KEC’LİLER’E ÇAĞRIMIZDIR: 4 ŞUBAT AYŞENUR ŞİMŞEK KURULTAYIMIZI BU BİLİNÇLE SAHİPLENMELİYİZ
KAMU EMEKÇİLERİ CEPHESİ
Tarih: 4 Şubat 2018
Yer: Hacı Bektaş Veli Simurg Tiyatro Salonu, Çankaya/ANKARA

[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.