1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

Halk Cephesi 2020 Yeni Yıl Mesajı


TESLİM ALINAMAYAN TEK GÜÇ, DEVRİMCİ İRADEDİR.
YENİLMEYEN TEK KOMUTAN DİRENİŞTİR.

İRADEMİZ VE DİRENİŞİMİZ BİZİM BİLİNCİMİZDİR.
ÇÜNKÜ ÖLÜMÜ YENEN TEK GÜÇ, ÖRGÜT BİLİNCİDİR!

BİZİ YOK ETMEYİ HEDEFLEYEN
HİÇBİR SALDIRIDAN SONUÇ ALAMADILAR, ALAMAYACAKLAR!

TEK BİR İTİRAFÇININ İTİRAFI İLE 300 HALK CEPHELİYİ GÖZALTINA ALDILAR, 250’SİNİ TUTUKLADILAR, BAŞARAMADILAR!

BİTTİ DENİLEN YERDE YENİ DESTANLAR YAZMAYA BAŞLADI HALK ÇOCUKLARI.
DİRENMEYE BAŞLADI.
BAŞARAMAYACAKLAR!

DİRENECEĞİZ VE KAZANANACAĞIZ!
DÜŞMAN POLİTİKALARINI BOŞA ÇIKARMANIN, SALDIRILARI GERİ PÜSKÜRTMENİN TEK YOLU DİRENMEK VE ÖRÜTLENMEKTİR!

YALNIZCA DİRENENLER KENDİ TARİHİNİ YAZAR.
HALKIMIZLA BİRLİKTE DİRENECEĞİZ,
 MİLYONLARI ÖRGÜTLEYECEK VE BİZ KAZANACAĞIZ!
Emperyalizm ve oligarşi, halka karşı saldırılarını aralıksız sürdürüyor. Emperyalistler dünya genelinde saldırganlıklarının ve sömürülerinin dozunu artırırken, ülkemizde de oligarşi her türlü araçla devrimci mücadeleyi yok etme savaşı yürütüyor.
Bu savaşta emperyalizm de oligarşiyle birlikte her türlü saldırıda yer alıyor.
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde Grup Yorum konserlerinin yasaklanması, Almanya’da konser salonuna polisin baskın düzenleyerek konseri yasaklaması, Yürüyüş dergisi dağıtanların gözaltına alınıp tutuklanması, oturumlarının iptal edilmesi, demokratik mücadele yürütenlerin “terörist” ilan edilmesi Almanya ve Avrupa emperyalistlerinin Türkiye faşizmiyle işbirliğini gösterir.
AKP ile her konuda çatışıyor görünümü çizen AB ülkeleri ve ABD, söz konusu devrimciler olduğunda AKP’ye tam destek veriyor, devrimcilere birlikte saldırıyorlar.
AKP’nin yasaklarını onlar da uyguluyorlar. Konser yasakları, dergi dağıtımı yasakları, derneklerin takibi, derneklere gidenlerin tehdit edilmesi, tutuklamalar... Bunlar, AKP faşizminin de uyguladığı yöntemlerdir.
Emperyalizm ile oligarşi, her türlü çıkar çatışmasına rağmen devrimcilere karşı, halka karşı birlikte saldırıyorlar. Çünkü sömürü ve zulüm düzeni onların ortak düzenleridir.
Halkı birlikte soyuyor, birlikte sömürüyor, birlikte aç ve yoksul bırakıyor, halka birlikte zulmediyorlar. Bu politikalara karşı mücadele eden devrimcilere de “terörist” diyerek saldırıyorlar.
Halkla devrimin bağlarını koparmak için, devrimi tecrit etmek için saldırıyorlar.
Avukatları tutuklayarak onlarca yıl ceza veriyorlar, Mustafa Koçak’ı, hiçbir ilişkisi kanıtlanamamasına rağmen, savcı Selim Kiraz’ın rehin alınması eylemiyle ilişkilendirerek ağırlaştırılmış müebbet cezası ve 42 yıl hapis vererek cezalandırmaya çalışıyorlar.
Pir Sultan Abdal Dernekleri’ne saldırıyor, Armutlu Cemevi Başkanı Zeynep Bektaş’ta olduğu gibi Cemevi yöneticilerini tutukluyorlar.
Dergi dağıtımcılarını gözaltına alarak işkence yapıyor, vazgeçirmeye çalışıyorlar.
Gazi’de olduğu gibi, uyuşturucuyla savaş kampanyası yürütenleri gözaltına alıyor, işkence yapıyor, kemiklerini kırıyorlar.
Yüksel direnişine her gün istikrarlı biçimde saldırarak, sabah-akşam direnişçileri gözaltına alıyor, para cezaları kesiyor, işkence yapıyorlar.

Tüm bu saldırıların amacı devrimi bitirmektir. Umudu yok etmektir.
Tek bir kişi direnmesin, tek bir kişi çıkıp hak, hukuk aramasın, adalet talep etmesin istiyorlar.

ADALETSİZLİK SÖMÜRÜYE DAYALI TOPLUMLARIN KARAKTERİDİR!
Adaletsizlik kapitalist-emperyalist sistemde, bütün tarihin en büyük evresine ulaşmıştır. Bu nedenle adalet için mücadele; devrim için, bağımsızlık için mücadele olmuştur.
Adalet mücadelemiz bugün Mustafa Koçak’ın Ölüm Orucu direnişi ve Grup Yorum emekçilerinin Süresiz Açlık Grevi direnişleri, Kezban Bektaş’ın, kızı Zeynep Bektaş için sürdürdüğü oturma eylemi ile Yüksel direnişi ile Bakırköy direnişi, Düzce direnişi, Mahir Kılıç’ın direnişi ve Türkan Albayrak direnişleriyle devam ediyor.

DİRENMEK, YENİLMEZLİK İRADESİDİR!
Her şart altında direnebilenler yenilmez olurlar. Çünkü yenilmek düşmanın iradesine boyun eğmektir.
Düşmanın iradesini kabul etmediğiniz, kendi yolunuzdan dönmediğiniz, adalet istemeye, hakkınız olan için mücadele etmeye, bu uğurda bedeller ödeyerek yolunuzda yürümeye devam ettiğiniz sürece YENİLMEZSİNİZ!

ÖNCE İDEOLOJİK YENİLGİ,
SONRA SİYASİ YENİLGİ
VE SON NOKTA FİZİKSEL İMHADIR!
Yenilgi her zaman önce düşüncede başlar. Yani ÖNCE İDEOLOJİK YENİLGİ, SONRA SİYASAL YENİLGİ YAŞANIR VE FİZİKSEL İMHA SON NOKTADIR.
Solun emperyalizm karşısındaki yenilgisinin temel nedenlerinden biri, direnmemeyi bir çizgi haline getirmesidir. Direnmemeyi çizgi haline getirenler, elbette ki bedeller isteyen, zorlu süreçlerde direnmeyi de göze alamazlardı.
BİZ İSE HER KOŞUL ALTINDA DİRENDİK VE DİRENMEYE DEVAM EDİYORUZ. ÇÜNKÜ BİZ EMPERYALİZMLE DÜNYA DEVRİM HAREKETLERİ ARASINDAKİ İDEOLOJİK SAVAŞTA HİÇ YENİLMEDİK!
İdeolojik olarak yenilmezliğimizin nedeni ise ideolojik bağımsızlığımızdır.
İdeolojik bağımsızlığımız bize her koşul ve şart altında düşmanın saldırıları karşısında direnme gücü verdi.
Her koşul altında direnebilme iradesine sahip olmamızın temel bir nedeni de, halka olan güvenimizi ve inancımızı asla yitirmemiş olmamızdır.
İŞTE HALKA OLAN BU BAKIŞIMIZ VE HALKLA BAĞLARIMIZIN ASLA KOPARILAMAMIŞ OLMASI YENİLMEZLİĞİMİZİN BİR DİĞER NEDENİDİR. Bunu bilen emperyalizm ve oligarşi bizi halktan tecrit etmeye, halktan koparmaya ve böylece bizi yok etmeye çalışıyor.
Ancak ne emperyalizmin saldırıları ve tehditleri ne de oligarşinin katliamları ve tutuklama terörü bizi direnmekten alıkoymayı başaramadı.

Direnmeye devam ediyoruz. Meydanlarda bizim direnişlerimiz, bizim sloganlarımız, bizim zafer halaylarımız var. Meydanlar bizim, sokaklar bizim, caddeler bizim! Her gün gözaltına alınıp işkence görsek de o meydanlardan bizi koparmayı başaramadılar!
Faşizm acizdir, çaresizdir, zayıftır. Ve korkaktır faşizm. Direnme kültürümüzün halkı sarıp sarmalamasından korkuyor. Direnişlerin büyüyerek yaygınlaşmasından korkuyor. Çünkü direnişleri halk sahiplendiğinde faşizmin bütün politikaları alt-üst olacaktır.

NASIL DİRENECEĞİZ?

1- ÖRGÜT BİLİNCİMİZİ BÜYÜTECEĞİZ.
NEDİR BİLİNÇ?
Bilinç; bilginin, yaşamın içine, DEVRİME, HALKA doğru yürüyen biçimidir. BİLGİNİN ADIMLARIDIR. BİLGİNİN AYAKLARIDIR.
BİLGİMİZİ ARTTIRACAĞIZ, ÖĞENECEĞİZ, SAVAŞACAĞIZ!
KENDİMİZİ, HALKIMIZI EĞİTECEĞİZ. SAVAŞI SAVAŞ İÇİNDE ÖĞRENECEĞİZ. BİLGİMİZİ SAVAŞARAK ARTTIRACAĞIZ!

2- TEK BİR İNSAN GİBİ SAVAŞACAĞIZ, DİRENECEĞİZ.
- Lenin diyor ki, “Savaşı kazandıran, büyük imkanlar, askeri güçler, çok sayıda kadrolar değil; merkeziyetçilik, disiplin, tek bir kişi gibi hareket edebilme özelliğimizdir.”
- Düşman karşısında tek vücut olabilmek, aynı kararı bir anda bütün alanlarda, aynı kararlılıkla ve inançla hayata geçirebilmek, bizi düşman karşısında çok güçlü kılacaktır.
Nasıl tek bir kişi olacağız?
Ortak ruh ile.
Ortak ruhu nasıl oluşturacağız?
Bilinç ile.
Bilinci de ilke ve kurallarımızla yaratacağız. Yani tek bir kişi olabilmenin temelinde ilke ve kuralların uygulanması vardır.

SINIF SAVAŞIMINDA YENİLMEZLİK, ÇAĞIMIZDA BİZE AİTTİR!
Çünkü bir tek biz boyun eğmedik emperyalizmin politikalarına. Bir tek biz direnmeye, halkların umudunu yaşatmaya, Marksizm-Leninizm’i halkla buluşturmaya devam ediyoruz.
Bu bizim yenilmezliğimizdir. BİZİM YENİLMEZLİĞİMİZ; MARKSİST-LENİNİST İDEOLOJİNİN, SOSYALİZMİN YENİLMEZLİĞİDİR.

Sosyalizm bizimle alternatif olmaya, umut olmaya, gelecek olmaya devam ediyor ve devam edecek. Direnişlerimiz mutlaka halkla bütünleşecek, halkımız mutlaka zincirlerini parçalayarak kendi geleceğini ellerine alacaktır.

Halka inanmayan, halkın devrimci potansiyeline inanmayanlar, karanlıkların ortasında yönlerini bulamazlar.
Fırtınalara göğüs geremezler, depremlerden çıkamazlar. Biz ise en karanlık zamanlarda yönümüzü şaşırmadık, en büyük fırtınalardan ve depremlerden, kararlılığımızı ve inancımızı koruyarak çıktık.

BUGÜN BİZİMDİR, YARIN DA BİZİM OLACAK. BU BİZİM SINIF BİLİNCİMİZDİR, TARİH BİLİNCİMİZDİR, ÖRGÜT BİLİNCİMİZDİR!

SINIF BİLİNCİ: AİT OLDUĞUN SINIFI VE BU SINIFIN ÇIKARLARININ NE OLDUĞUNU BİLMEK VE YAPMAKTIR.

SINIF KİNİ: İKİ SINIF ARASINDAKİ UZLAŞMAZ ÇELİŞKİLERDEN DOĞAR. İKİ SINIFTAN BİRİNİN DİĞERİNİ YOK EDENE KADAR SÜRDÜĞÜNÜN BİLİNCİNDE OLMAKTIR.  İKİ SINIF VARDIR VE İKİSİ DE BİRBİRİNİ YOK ETMEK İÇİN SAVAŞIR.

ÖRGÜT BİLİNCİ: HER DURUMDA, BİRDEN FAZLA SEÇENEKLİ YÖNTEMLER ARASINDA KOLEKTİF OLANI TERCİH ETMEK, KOLEKTİF HAREKET ETMEKTİR. BİREYCİLİĞE, BENCİLLİĞE GEÇİT VERMEYECEĞİZ. “BİRİMİZ HEPİMİZ, HEPİMİZ BİRİMİZ İÇİN” BİZİM YAŞAM FELSEFEMİZ OLMUŞTUR. BUNU AKLIMIZDAN ÇIKARTMAYACAĞIZ!

HALKIMIZI ÖRGÜTLEYECEĞİZ, DÜNYA HALKLARINA ULAŞACAĞIZ. EMPERYALİZMİN VE FAŞİZMİN TECRİTİNİ PARÇALAYACAĞIZ!
Emperyalizmin ve oligarşinin bizi halktan tecrit etme saldırıları karşısında, iki temel politika yürüteceğiz.
Birincisi, dünya genelinde sol, sosyalist, anti-kapitalist, anti-emperyalist güçlerle ve dünya halklarıyla olan bağlarımızı güçlendirecek adımları atacak; ikincisi, politikalarımızı halkımıza götürecek, halkımızı örgütleyeceğiz.
Çünkü halka dayanmayan hiçbir hareketin yaşam şansı yoktur. Bir hareket ne kadar büyük olanaklara sahip olursa olsun halkı örgütleyemediği, devrimci politikaları halka götürmediği, hakla bağlarını güçlendirmediği sürece varlığını sonuna kadar sürdüremez.
Biz halkımıza her zaman güvendik. ÇÜNKÜ HALK BİZİZ... Çünkü biz o halkın parçasıyız, o halkın öncüleriyiz. Halka güvenmeyen, halka dayanmayan devrimci değildir.
Devrimciliğin iki temel kıstası İKTİDAR İDDİASI ve HALKA İNANMAKTIR. İçinde halk ve iktidar olmayan hiçbir şey bize ait değildir, devrimden yana değildir.
İktidarı istiyoruz; iktidarı halkımız için istiyoruz. İktidarı almanın yolu halkı örgütlemektir. Halkı örgütlemek emek, sabır ve kararlılık ister. İnanç ister, politikada süreklilik ister.
Politikalarımızı halka götüreceğiz, direnişlerimizi halka taşıyacağız. Ev ev, kişi kişi, esnaf esnaf dolaşacağız. Kapısını çalmadığımız kimse kalmayacak. Her kapıdan kendi evimize girer gibi gireceğiz.

Her insan bizim geleceğimizdir. Vatanımızın bağımsızlığı ve halkımızın özgürlüğü; çalacağımız kapılara, gideceğimiz insanlara bağlıdır.
Toplantılar örgütleyeceğiz, paneller örgütleyeceğiz, ev ziyaretleri örgütleyeceğiz.
Komiteler kuracağız, her konuda komiteleşeceğiz. Halkı komiteleştirmeyi ve savaştırmayı da öğreneceğiz.

Yoldaşlar!
Halkı örgütlemede ustalaşmalıyız. Halka gitmenin bin bir yolunu bulmalı, her türlü araçla halka gitmeli, politikalarımızı halka götürmeliyiz.

Devrimcilik örgütlemek, eğitmek ve savaştırmaktır. Bunu unutmamalıyız. Her fırsatı ve olanağı; halka gitmek, halkı örgütlemek için kullanmalıyız. Halka gidecek araçlarımız oldukça zengindir.
Yalnızca güncel direnişlerimizi anlatsak bile anlatacak onlarca şeyimiz var demektir. Çünkü her direnişimiz kendi içinde birçok zenginliği taşımaktadır. Geleneklerimizi ve kültürümüzü yansıtır direnişlerimiz.

Halk demek, devrim demektir. Halk demek, iktidar demektir. Halk demek, yurdun dört bir yanında bizim bayraklarımızın dalgalanması, bizim sloganlarımızın yankılanması, bizim politikalarımızın hayat bulması demektir. Halkı örgütlemeliyiz. Bunun yolu halka gitmektir.

Ne demektir halka gitmek?
En yakınımızdakine, en çok güvendiğimize, en çok tanıdığımıza gitmek, oradan başlamaktır. En yakınımızdakinden başlayarak en uzağımızdakine doğru bir yol çizmeliyiz.
Haklı olan ve ideolojik olarak güçlü olan biziz. Ancak haklı olmak yetmez, ideolojik olarak güçlü olmak da tek başına yetmez!
Tarihsel ve siyasal haklılığımızı ve ideolojik gücümüzü halka taşıyarak maddi güç haline dönüştürmeliyiz.
Çünkü biz, tek başına haklı olmak ve yenilmez olmak istemiyoruz; BİZ, EMPERYALİZMİN VE OLİGARŞİNİN CELLADI OLMAK İSTİYORUZ. Sömürü düzenini yıkmak, BAĞIMSIZ, DEMOKRATİK VE SOSYALİST ANADOLU’YU KURMAK İSTİYORUZ.
Bu nedenle halka gidecek ve halkı örgütleyeceğiz!
Önümüzdeki en temel görev, halkın örgütlenmesidir. Bunun için politika üretmek, politikalarımızı halka ulaştırmak, yol-yöntem bulmaktır.

Biz, tek başına, tarihin haklılığıyla direnen olmayacağız; TARİHE YÖN VEREN, TARİHİN AKIŞINI BELİRLEYEN OLACAĞIZ!
Bilim ve bilimin yasaları bizden yanadır. Bizi yaratan toplumlar tarihinin gelişimidir. Devrimcilik bir zorunluluğun ürünüdür. Bu zorunluluk sömürü ve zulüm düzeni ve bunun son bulması zorunluluğudur.

Emperyalizm tarihin sonunun geldiğini, sınıf savaşımlarının son bulduğunu iddia ediyor.
ANCAK, İŞTE BİZ VARIZ!
YENİLMEZLİĞİMİZLE, BAŞ EĞMEZLİĞİMİZLE, DİRENME VE SAVAŞMA KARARLILIĞIMIZLA BİZ VARIZ!
Tarihin sonu gelmemiştir, sınıf savaşımları bitmemiştir. Çünkü sınıflar ve sınıflar arası uzlaşmaz çelişkiler yok olmamıştır.
Yoksulluk ve adaletsizlik bütün dünyayı sarmış durumda. Yoksulluk, adaletsizlik ve yozlaştırma ile ortaya çıkan tablo, örgütlenme zeminimizdir.
Bu üç temel zemin üzerinde bütün dünya ülkelerinde örgütlenmenin zemini vardır.
Bunlardan da yola çıkarak dünyadaki anti-emperyalist, anti-kapitalist, anti-faşist örgütlerle ve kesimlerle ilişkiler yaratacak, kendimizi anlatacak, politikalarımızı ve ideolojimizi taşıyacağız.
Emperyalizmin yalnızlaştırarak, tecrit ederek yok etme politikasını; daha fazla kesime giderek, halklar arası birlik ve dayanışmayı örgütleyerek aşacağız.

Yoldaşlar!
Her anımızı, her çalışmamızı, her olanağımızı halka gitmeye, halkı örgütlemeye kullanmalıyız.
Kitle çalışmasının yapılmadığı günümüz olmamalı. Halka gitmediğimiz, halka politikalarımızı, direnişlerimizi, Ölüm Orucu Direnişimizi, Süresiz Açlık Grevi Direnişimizi anlatmadığımız tek bir günümüz olmamalı.

Devrimin SIRA NEFERLERİ olmalıyız.
Ve biz sıra neferi olmak dışında hiçbir sıradanlığı kabul etmeden direnmeli ve savaşmalıyız.

HALKIMIZ!
Bu adaletsiz düzenden, bizi yoksulluğa, açlığa, işsizliğe mahkum eden düzenden kurtulmanın tek yolu örgütlenmek, direnmek ve mücadele etmektir.

Bu düzen sömürü düzenidir.
Bu düzen adaletsizlik düzenidir.
Bu düzen egemenlerin saltanat düzenidir.
Bizden çaldıkları üzerinden saltanat süren asalakların düzenlerini; ancak ve ancak örgütlenerek ve mücadele ederek değiştirebiliriz.

BU DÜZEN DEĞİŞMELİDİR. Ancak kendiliğinden değişmeyecektir. BU DÜZENİ BİZ DEĞİŞTİRECEĞİZ!
Biz birleşerek değiştireceğiz, örgütlenerek değiştireceğiz, mücadele ederek değiştireceğiz.
Yoksa kendi ülkemizde köle bir halk haline getirecekler bizi. Bunu kabul etmemeliyiz. Köleliği kabul etmemeliyiz.
Aşağılanmayı kabul etmemeliyiz. Bizi yoksul bırakarak intihara sürüklemelerini kabul etmemeliyiz.

Çaresiz değiliz. Çare örgütlülüğümüzde!
Örgütlenmeliyiz, mücadele etmeliyiz!

Biz bir araya geldiğimizde bizi yenecek güç, bizi yenecek teknoloji ve silah olmayacaktır!

ÖRGÜTLENELİM, MÜCADELE EDELİM, GELECEĞİMİZİ ELLERİMİZE BİZ KURALIM!

HALKIMIZ!
YOLDAŞLAR!

2020 yılı, halkların emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı direniş ve mücadele yılı olacaktır.

2020 yılı; bizim baş eğmezliğimizin, teslim alınamazlığımızın devam ettiği bir yıl olacaktır. Her alanda direnişler yarattığımız, direnişlerimizi halkımıza götürdüğümüz bir yıl olacaktır.

2020 YILI ŞEHİTLERİMİZDEN, TARİHİMİZDEN VE GELENEKLERİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE, YENİ ZAFERLER KAZANDIĞIMIZ BİR YIL OLACAKTIR!

BU VATAN BİZİM, BU DÜNYA BİZİM!
DÜNYAYI ELLERİMİZLE YENİDEN KURACAĞIZ!
DÜNYA ÖLÇEĞİNDE KENDİ GERÇEKLİĞİMİZLE SAVAŞACAK VE KAZANACAĞIZ!

ANADOLU TOPRAKLARINDA YARATTIĞIMIZ DİRENME GELENEĞİ DÜNYAYI SARSACAK.
ANADOLU TOPRAKLARINDA YARATTIĞIMIZ, ZAFERE KADAR YOLUNDAN DÖNMEME GELENEĞİ, BÜTÜN DÜNYAYI SARACAK VE SARSACAKTIR!

HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!

HALK CEPHESİ
[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.