1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

Grup Yorum: Ayten Öztürk’e Verilen Cezalar Hukuksuzdur! Ayten Öztürk’e Özgürlük

Ayten Öztürk 8 Mart 2018’de Lübnan’da, Beyrut Refik Hariri Havaalanı'nda gözaltına alındı. 5 gün sonra başına çuval geçirilerek MİT tarafından özel uçakla Türkiye’ye kaçırıldı. 6 ay boyunca falaka, cinsel taciz, elektrik verme, sıcak ve soğukta bırakma, kaba dayak, saç yolma da dahil envai çeşidiyle sistematik işkence yaşadı.

Yoldaşından haber alamayan Halk Cepheliler “Ayten Öztürk Nerede?” sloganıyla bir kampanya başlattı. Lübnan, Suriye, Avrupa ve Türkiye’de sorulabilecek her yere ulaşmaya ve Ayten’i bulmaya çalıştılar. Sonuç alınamayınca merkezi olarak eylemlilikler süreci başladı.

En akıl almaz işkencelere rağmen, ne Ayten’e gerçek dışı bir şeyi söylemeyi ne de ihaneti kabul ettirebildiler. Öyle acizdi ki işkenceciler “kafanın içindekileri çıkart” diyerek Ayten’in kafasını duvarlara vurdular. Ama o kafanın içindeki; tarihsel ve siyasal haklılıktı, tarih ve sınıf bilinciydi, halk ve vatan sevgisiydi. Hiçbir koşulda çıkarılamazdı.

Kampanya nedeniyle iyice teşhir olan AKP, Ayten’i teslim alamayacağını anlayınca, 28 Ağustos 2018 gecesi, Ankara’da bir tarlaya bıraktı. Hemen ardından TEM (Terörle Mücadele Şubesi) polisleri gelip gözaltına aldı. Resmi gözaltında 3 gün tutulan Ayten, apar topar tutuklanarak Sincan Hapishanesi’ne götürüldü.

Savcı ve hakimler, sorması gereken soruları sormadı, Ayten’in anlattıklarını dinlemedi.

- Ayten, Lübnan’dan Türkiye’ye nasıl gelmişti?
- Türkiye’ye hangi yolla, ne zaman giriş yapmıştı?
- 6 ay boyunca nerede tutulmuştu?
- Bedenindeki 898 yara neden ve nasıl açılmıştı?
- İşkence talimatını kimler vermiş ve kimler uygulamıştı?

Bu sorular, Ayten’in göstermelik olarak yargılandığı Ankara 16. ACM, Yargıtay 5. Ceza Dairesi ve İstanbul 3. ACM heyetleri de bu soruları sormadı. Ayten’in anlattıklarını ve işkence suçunu yok saydı.

Değer ve geleneklerini korumakta, işkencecilerin cezalandırılmasında ısrar eden Ayten hakkında, şimdi iki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istiyorlar. Ayten’in dosyası, hukuksuzlukları görmek için hukukçu olmayı gerektirmeyen bir dosyadır.

Ortada yine bilindik iftiracı itirafçı ifadesi var. Ancak iftiracının söylediklerini ‘doğru’ kabul etsek bile, ortada bir SUÇ YOKTUR! Biraz daha ayrıntılandıralım.

Ayten’in cezalandırılmasına gerekçe, 2008 yılında İstanbul Okmeydanı’nda gerçekleştiği söylenen olay şöyledir: Selahaddin Cirit isimli kişi, bir çocuğa tecavüz ediyor. Olay mahallede devrimcilere haber veriliyor. Devrimciler, tecavüzcüyü mahallenin ortasında teşhir ediyor ve tecavüzcü onlarca kişiden aldığı darbelerden ötürü ölüyor. Bu olay sırasında Ayten Öztürk, kaldırımda olayı izliyor.

Bu dosyada adı geçenler BERAAT EDİYOR. Ancak devlet, ne tecavüz suçuyla ne de tecavüze uğrayan kız çocuğuyla değil, ‘kaldırımda duran’ Ayten Öztürk’ü suçlu ilan etmekle meşgul. Tekrar ediyoruz; iftiracının söylediklerini doğru kabul etsek dahi, Ayten’in suçu nedir? ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘kasten adam öldürmeye azmettirmek’ bu olayın neresindedir?

O sırada o semtte veya o sokakta bulunmak mı, yoksa sokakta olayı izleyen yüzlerce kişiden biri olmak mı? Nedir suç? Biz söyleyelim.

Suç, işkenceye direnmektir. Suç, devrimcilik yapmaktır. Suç, devletin işkence suçunu, ‘MİT Çiftliği’ni açığa çıkarmaktır, ‘beni değil işkencecileri cezalandırın’ demektir. Yani Ayten’in ‘bağışlanmaz büyük suç’u adalet istemektir!

Sonuç olarak;

- Mahkemeler, yasalar, ordu, polis; halk düşmanlarını korumak, halkı cezalandırmak için vardır.

- Ayten Öztürk’ü kaçırma ve işkence talimatı verenler, bu suçu işleyenler, işkence suçunu işleyenler hakkında tek bir soruşturma dahi açmayanlar ve Ayten Öztürk hakkında 2 kez ağırlaştırılmış müebbet isteyenler cezalandırılsın!

Ayten Öztürk Değil, İşkenceciler Tutuklansın!

İşkenceyle Ayten’in Bedenine 898 Yara Açanlar Cezalandırılsın!

Ayten Öztürk’e Özgürlük!

Grup Yorum

[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.