Sevgili yoldaşlar,
Merhaba,
Şehitlerimizi andığımız, Önderlerimizi selamladığımız ve Umudun kuruluşunu
kutladığımız şu günlerde, fiziken aranızda olamasam da, yüreğimin sizlerle,
halkın ve hayatın içinde çarpmaya devam ettiğini, son nefesime kadar da öyle
süreceğini bilmenizi isterim.
Bizim için son derece önemli olan bu günleri çoğu zaman hapishanelerde yada
gözaltılarda geçirdim.
Ne yazık ki yine içerdeyim.
Ne yapalım, alnımızın ak cefası olsun der, günü gelince kaldığımız yerden devam
ederiz.
Fakat yaşadıklarımızı da, alacaklarımızı da asla unutmayız.
Geçen hafta ben de hücremde anma ve kutlamamı yaptım.
Tek başına mı demeyin ! Odamda dünyanın en soylu fedailer ordusuyla
birlikteydim.
Pasta kesmedik ama bir kez daha sözler verdik, yeminler ettik.
Kurtuluşa
kadar savaşacağız diye.
Evet yarım asır geride bıraktık dile kolay. Acılarla, sevinçlerle,
kahramanlıklarla, ihanetlerle, direniş ve zaferlerle dolu bir 50 yıl. Daha da
nice yıllar geçecek belli değil. Bildiğimiz ve emin olduğumuz tek şey ise
tarihsel haklılığımız ve kazanacağımıza olan mutlak inancımızdır.
Bu bilinçle Önderlerimizin açtığı yolda, şehitlerimizden devir aldığımız kızıl
bayrağı durmadan, yorulmadan dalgalandırmaya devam edeceğiz. Ve onlara
verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz.
Biliyoruz
yolumuz uzun, biliyoruz işlerimiz çok ve yine biliyoruz ki aciliyeti ve önemi
her daim artan görev ve sorumluluklar bizleri bekliyor. Ama isteyince
başaracağımızı, hiçbir işimizi yarım bırakmayacağımızı da yine en iyi bizler
biliyoruz.
Bugün istemek ve başarmak için her zamankinden daha fazla nedenimiz var.
Ve halklarımızın bize, devrime ihtiyacı var.
Unutmayalım.
Nerede bir doğum sancısı varsa, bizler orada olacağız.
Sizleri seviyorum yoldaşlar!
Umudu büyütmenin coşkusuyla tüm aileyi, hepinizi kucaklıyorum.
Sevgi ve Selamlarımla Erdal Gökoğlu