Ezilenlerle ezenlerin
Yoksullarla zenginlerin
Halklarla emperyalistlerin savaşı,
yani SINIF SAVAŞI,
hayatın HER ALANINDA VE HER ANINDA sürüyor.
Dünya ve Türkiye Halkları!
TARİH YAZAN HALKLARIMIZ!
Karanlık ne kadar koyu olursa olsun,
egemenler ne kadar güçlü görünürse görünsün,
asla umutsuzluğa kapılmayın!
Asla!
Çünkü yeryüzünde direnenler var. Anadolu’da direnenler
var.
Direnişin olduğu yerde halkları karanlığa boğamazlar.
Tek bir yerde bile bir direniş varsa,
o direnişin ışığı karanlığı alt etmeye yetecektir.
DÜNYA HALKLARI
BİZİ TESLİM ALMAK İSTİYORLAR!
BUGÜNÜN EN TEMEL SORUNU BU!
1990'ların başında sosyalist sistem dağılınca,
emperyalistler düşündüler ki; artık meydan bizim. Artık istediğimiz gibi at
oynatırız bu meydanda. Artık devrim, sosyalizm, umut, adalet, eşitlik, hak,
özgürlük... insanlığın yüzyıllardır yarattığı ne varsa, siler atarız.
Bunun için her yönteme başvurdular.
- İlkin Rusya'dan Romanya'dan Arnavutluk'a kadar uzanan
karşı-devrimler, komplolar tezgahladılar.
- Bunu Irak'la başlayan, Libya'yla devam eden açık işgaller
izledi.
- Bunu, sahte devrimler, sahte "bahar"lar izledi.
- Bugün de saldırılarını, tüm bu yöntemleri bir arada
kullanarak ve başka yöntemleri de devreye sokarak sürdürüyorlar.
Tüm bu saldırılar bir noktada buluşuyor:
Umudumuzu, inancımızı, kendimize, halklara güvenimizi almak,
çalmak, yok etmek istiyorlar.
Biliyorlar ki, bizi umutsuzlaştırırlarsa, işte o zaman,
dünya onlara kalacak, dünya onların istedikleri gibi at oynattıkları bir
meydana dönecektir.
Dünya halklarının emperyalistler tarafından umutsuzlukla,
yozlaşmayla, inançsızlıkla, değersizlikle teslim alınmaya çalışıldığı bir dönem
yaşıyoruz.
Ama TARİH TANIĞIMIZDIR;
AMAÇLARINA ULAŞAMAYACAKLAR!
Çünkü direniyoruz.
Çünkü inançlarımızı terketmiyoruz.
Çünkü hedeflerimizden vazgeçmiyoruz.
Hala en koyu kuşatmalar altında bile
"KURTULUŞA KADAR SAVAŞ" diyoruz.
Hala en büyük saldırılar altında bile
“TEK YOL DEVRİM” diyoruz.
“YAŞASIN SOSYALİZM” diyoruz.
EMPERYALİZM, 1990'DAN BU YANA AMACINA ULAŞAMAMIŞTIR!
Öncesi de var kuşkusuz; ancak sosyalist sistemin
yıkılmasıyla pervasızlaşan ve ideolojik yok etme hedefine yönelen saldırıyı
esas alırsak;
30 yıldır süren bir saldırı ve kuşatma altındayız.
Bu 30 yıllık sürenin sonunda, diyebiliriz ki;
emperyalizm birçok mevzimizi ele geçirmiştir,
halktan yana güçlerin küçümsenmeyecek bir bölümünü teslim
almıştır;
ama bütün bunlara rağmen amacına ulaşamamıştır.
Çünkü, hep direnenler oldu.
İnançlarından, devrim iddiasından, sosyalizm hedefinden
vazgeçmektense, ölümü göze alanlar oldu.
Halk Cephesi, İdeolojik ve pratik önderliğini yaptı.
Ülkemizde ve dünya çapında, bu direnişin ortasında, odağında
oldu.
İŞTE BU TARİHTEN ALDIĞIMIZ GÜÇ VE GÜVENLE,
tüm dünya halklarına ve halkların çıkarlarını savunduğunu
iddia eden tüm örgütlere DİRENMELİYİZ çağrısı yapıyoruz.
Direnmeliyiz
DİRENİŞLER, işte bu noktada emperyalizmin politikasını
bozacak en güçlü vuruşlar, onun amacına ulaşmasını önleyecek en önemli
barikatlardır.
YENİ YILA DİRENİŞLE GİRİYORUZ!
İki özgür tutsak, faşizmin, binlerce insanı yüzlerce yıllık
ağır hapis cezalarına mahkum eden gizli tanıklık, itirafçılık politikasına
karşı bir direniş mevzisi açtılar.
İşçiler, birçok yerde direniyorlar. Kimi grevde, kimi
çadırda...
Yüksel direnişi, Bakırköy direnişi sürüyor.
Hapishanelerde özgür tutsakların genel direnişi sürüyor.
Tutsak yakınları, kızıl bantlı beyaz başörtüleriyle tarihsel direniş
mevzilerindeler hala.
Yoksul mahalleler, faşizmin kentsel dönüşüm programını
bozdular, polis işgaline rağmen, direnişlerini sürdürüyorlar.
Bu toprakların, bu halkın sanatçıları direniyor.
Halkın avukatları, Barolar direniyor.
Direnişlere bakıp, direnmenin ve kazanmanın mümkün olduğunu
gören yüzbinlerin, milyonların yüreğinde ve beyninde yeni direnişler
mayalanıyor.
AVRUPA'DA DİRENİYORUZ!
Bütün mütevaziliğimizle ve fakat büyük iddiamızla kuruyoruz
bu cümleyi.
Henüz yaptıklarımız az ve güçsüz.
Daha güçlü direnmeliyiz, daha güçlü direnişler
örgütlemeliyiz. Bunu biliyoruz.
Avrupa emperyalizminin bataklığında direnmezsek, çürür ve
ölürüz. Bütün halkımız ve halktan yana olduğu iddiasındaki herkes bunu
bilmelidir.
Bu bilinçle, Avrupa'da yerimizde durmayacak, hep bir adım
ileri gideceğiz.
Halkımızın ırkçılığa ve yozlaşmaya karşı direnişini
örgütlemek, Ali Osman Köse'yi özgürlüğüne kavuşturmak, Belçika'daki,
Yunanistan’daki tutsak devrimcilerin özgürlüğünü sağlamak, oturum hakkı
direnişimizi zafere taşımak, ölüm orucuna yatanların zaferini sağlamak...
öncelikli görevlerimiz ve boynumuzun borcudur.
TÜRKİYE'DE ve AVRUPA'DA YAŞAYAN HALKIMIZ!
1970’ten bu yana, emperyalistlerin ve faşizmin yok edemediği
inancımız ve coşkumuzla YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN diyoruz.
Sultan Süleyman'a kalmayan bu dünyayı, günümüzün
sultanlarına bırakmayacağız. Bu dünya ve vatanımız, tüm güzellikleri ve
zenginlikleriyle halklarındır.
Halklarımızın direnişi, savaşı ve yaratıcığıyla, bu dünyada
ve vatanımızda, nice güzel günler, nice güzel yıllar göreceğimiz bilinci ve
inancıyla, halkımızı selamlıyoruz.
30.12.2021
AVRUPA HALK CEPHESİ