19.12.2021
1999-2000 yılında DSP-ANAP-MHP ittifakından oluşan hükümet tıpkı bugünlerdeki gibi halkı açlığa, yoksulluğa mahkûm edecek kararlar alıyordu. Özelleştirme kavramını anayasaya ekleyerek vatanımızı parsel parsel yabancılara satmayı "yasal zemine" oturtacak kararlar alıyor, tahkim yasası ile emperyalist devletlere vatanımızı teslim ediyordu. Tüm bunları da ABD emperyalizminin icazeti ile yapıyordu. İşçi ve emekçinin var olan emeklilik haklarına saldırılar da o dönem başlamıştı.
Halka yönelik bu kadar saldırıların olduğu bir dönemde emperyalizm ve oligarşinin istediği ise; halkın hakkını aramak için direnmemesi, susması ve her şeyi kabullenmesiydi.
Emperyalizm ve oligarşi halkı teslim almak için öncelikli olarak hapishanelerdeki devrimci tutsakları teslim almaları gerektiğini biliyordu. İşte tamda bu nedenle devrimci tutsakların örgütlülüklerini kırmak için emperyalist bir hapishane tipi olan hücre tipi hapishaneleri yaptılar. Adına da F Tipi dediler. Dönemin burjuva basını ise F Tipi hapishaneleri sanki beş yıldızlı otel odasıymışçasına halka anlatmaya çalışarak emperyalizmin ekmeğine yağ sürüyordu. Bu saldırıda emperyalizm tek şey söylüyordu: "Ya Dünce Değişikliği Ya Ölüm".
Saldırının karşısında ise; dışarıda TAYAD'lı Aileler, içeride ise devrimci tutsaklar F Tipi'nin insanlık onuruna aykırı olduğunu söyleyerek ve "Ölürüz Ama Düşüncelerimizden Vazgeçmeyiz" diyerek direnmeye başladılar. TAYAD'lı Aileler dönemin adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile görüşmekten sokaklarda, meydanlarda yol kesme, açlık grevi eylemlerine kadar birçok eylem yaptı. Hapishanelerde ise devrimci tutsaklar 20 Ekim 2000 günü süresiz açlık grevi direnişine başladı ve direnişin 45. gününde ölüm orucu kararı aldı. Devrimci tutsakların bu kararı emperyalizmin "ya düşünce değişikliği ya ölüm" dayatmasına cevaptı.
Tutsakların direniş kararlılığı karşısında oligarşi tarihinin en büyük katliamlarında birini gerçekleştirdi. Tarih 19 Aralık 2000'i gösterdiği zaman 20 hapishanede eş zamanlı olarak başlayan katliamda 28 devrimci tutsak katledildi. Kıbrıs Harekâtı'ndan sonraki en büyük askeri operasyon olarak tarihteki yerini alan katliam tam dört gün sürdü.
Oligarşi koğuşlara duvarları, kapıları yıkarak, kurşunlarla tutsakları katlederek, içeriği daha bugün net olan bilinemeyen ama kıyafetlerin üzerinden bile bedeni yakan kimyasal gazlarla girdi. Bayrampaşa Hapishanesi'nde 6 devrimci kadın tutsağı diri diri yaktı. Tüm bu saldırılara karşı bazı hapishanelerde tutsaklar ölüm orucu direnişçilerini ve yoldaşlarını korumak için bedenlerini ateşe vererek feda geleneğinin yaratıcıları oldular. Oligarşi alevler içerisinde zafer işareti yapan tutsakları bile ahlaksızca kurşunladı. Dört gün süren katliamın sonunda devrimci tutsakları işkencelerle F Tipi hapishanelere yaralı, kıyafetleri dahi olmadan götürdüler.
Devrimci tutsakların direnişini 19-22 Aralık Katliamı ile bitiremeyen oligarşi tam 7 yıl, 75 ay, 2280 gün süren ve 122 şehit verdiğimiz 2000-2007 Büyük Ölüm Orucu Direnişimiz ile siyasi olarak yenildi.
Bir varlık-yokluk mücadelesi olan Büyük Ölüm Orucu Direnişi'nde düşüncelerimizden asla vazgeçmedik. "Sosyalizm dünyadan silindi" diyenlere tıpkı 17 Nisan 1992'de Sabo'nun dalgalandırdığı umudun bayrağı ile sosyalizmin ölmediğini gösterdiği gibi 122 kez hücre hücre eriyerek, emperyalizm karşısında direnerek sosyalizmin halkın tek kurtuluşu olduğunu ilan ettik.
19-22 Aralık'ta diri diri yakılarak katledilen Seyhan Doğan'dan "Ben son olayım" diyen Fatma Koyupınar'a kadar 122 şehidimiz bugün yolumuzu aydınlatıyor. Bizlere ne için, nasıl direnmemiz gerektiğini öğretiyor.
Bugün F Tipi hapishanelerde Özgür Tutsaklar o gün ki kararlılıkla genel direnişte direniyor.
Bugün AKP'nin işbirlikçileştirme saldırısına karşı işkencehanelerde o gün ki kararlılıkla direniyor Halk Cepheliler.
Bugün işçiler, emekçiler 19-22 Aralık'ta katledilen, 7 yıl boyunca 122 kez ölümü yenen ve teslim olmayarak umudu büyüten şehitlerimizin yol açıcılığında geleceğe umutla bakıyor.
Seyhan Doğan, Yazgül Güder Öztürk, Özlem Ercan, Nilüfer Alcan, Şefinur Tezgel, Gülser Tuzcu'nun diri diri yakılarak kömür topuna dönüştürülen bedenleri oligarşi ve emperyalizme karşı tam 21 yıldır kinimizi büyütüyor.
Bugünümüzü yaratan 19-22 Aralık Katliamı'nda katledilen 28 devrimci tutsak emperyalizmden ve oligarşiden sorulacak hesabımızdır!
Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!
Selam Olsun 19-22 Aralık Direnişi'ni Yaratan 28 Kahramanımıza!
Selam Olsun 122'lerimize!
Selam Olsun 122'lerimizin Ardından Yürüyen Helin, Mustafa, İbrahim ve Ebru'ya!
Devrimci İşçi Hareketi