Özgür tutsaklar Özgül Emre, İhsan Cibelik ve Serkan Küpeli hakkında 129b yasasıyla açılan 'BÜYÜK ANTİ TERÖR DAVASI''nın ilk duruşması 14 Haziran 2023 tarihinde görüldü.
Duruşmanın
başlangıç saati 9.30 olarak belirtilmiş olsa da, duruşmaya katılmak isteyenlerin
sayısı bahanesiyle ancak saat 12'ye
doğru başlayabildi. Özgül, İhsan ve Serkan halkın alkışları ve sloganları
eşliğinde mahkeme salonuna giriş yaptılar, Özgül Emre Tod tod den faschismus
sloganı ve 'Kahrolsun Faşizm' dövizi açarak mahkemenin nasıl bir mahkeme
olacağını en baştan belirtti. Ardından Özgül Emre Gündoğdu marşını söyleyemeye
başladı bütün salon buna eşlik etti. Özgür tutsakların faşizmin ve
emperyalizmin mahkeme salonlarında yarattıkları 'Siz bizi değil, biz sizi
yargılayacağız' geleneği bu mahkemede de sürecekti.
Cam bölme
ardında ayrı tutulan 3 devrimci tutsağın avukatları, cam bölmesinin derhal
kaldırılmasını talep ettiler. Daha henüz dilekçeler okunurken avukatların
sözlerini defalarca bölen federal savcı da tavrını baştan belirtmişti. Daha
önce devrimci tutsak Musa Aşoğlu'nun 129b davasında da savcılık yapan ve 7 yıl
ceza talep eden Seton, özel bir sınıf bilinci ve kini ile hareket ederek
devrimcilere saldırmaya devam ediyor.
Avukatların
dilekçelerine cevap verilmeden önce 3 tutsağın kimlik tespiti yapılacaktı.
İhsan Cibelik ile başlandı ve cam kafesin kaldırılmasını istedi mahkeme başkanı
sonra size söz hakkı vereceğim dedi. Sıra Özgül Emre'ye gelince, kendisi
'mahkeme bizi cam kafesin içinde tuttuğu sürece ben bu heyete cevap vermeyeceğim.
Ben eğer bu soruya cevap verirsem insanoğlunun kazanmış olduğu bütün haklara
saldırmış olacağım, insanlık onuruna insanlık tarihine bunu yapamam. Üzgünüm bu
sorunuza cevap vermeyeceğim dedi" dedi ve yüzünü halka çevirerek mahkeme
heyetine arkasını dönerek bütün mahkeme süreci boyunca durdu. zafer işareti
yaptı. Savcı konuştuğunda ise kulaklığı indirdi ve söylediklerini dinlemedi.
Heyet başkanı Özgül Emre'nin kimlik tespitini kendi başına yapmak özgül Emreyi getiren
gardiyanlara sorarak yapmak zorunda kaldı. Savcı dilekçelerle ilgili konuşma
yaptığı esnada İhsan Cibelik de mikrofonu indirip heyete sırtını döndü.
Tutsaklar emperyalizmin cam kafes saldırısını protesto eylemleriyle
cevapladılar.
Tutsaklar
saldırılara direnirken izleyiciler de tutsakların direnişine sloganlar ve
alkışlarla destek verdiler. Mahkeme salonu en baştan eylem alanına dönmeye
başladı. Özgül, İhsan ve Serkan'ın tutuksuz yargılanması talebiyle süresiz
açlık grevine başlayan Eda Deniz Haydaroğlu ve Sevil Sevimli altlarına giydikleri
'Açlık Grevindeyiz' ve 'Özgül İhsan ve Serkan'a Özgürlük' yazılı tişörtlerini
açtılar. Eylemi engellemeye çalışan gardiyan ve polisler iki direnişçinin
etrafına toplanınca, salondaki diğer insanlar da onları korumak için bir çember
oluşturdular. Halkın sahiplenmesi karşısında geri adım atan gardiyanlara
mahkeme heyeti geri çekilme talimatı vermek zorunda kaldı. Mahkeme başkanı daha sonra konuşma hakkı
vereceğini söylemesine rağmen savcı iddiadnameyi okumaya başladı. Avukatlar
buna tepki gösterdi bunu yapamazsınız ilk önce savunmaya ve müvekkillerimize
söz hakkı verecektiniz aynı zamanda özgül Emre’nin kimlik tespitini yapamadınız
dedi'ler. Hakim ise biz yaptık gardiyanlar ile bu yeterlidir diyerek cevap
verdi.
Duruşmaya
yaklaşık bir saatlik ara verildikten sonra tutsaklar yine büyük alkışlarla,
sloganlarla karşılandılar. Özgül Emre salona dönüp 'Kahrolsun Faşizm Yaşasın
Mücadelemiz! Devrimimizi Yapacağız bağımsızlığımızı kazandığımızda kendi ülkemize geri döneceğiz, Bağımsız
Yaşayacağız!' dedi. Halk Özgül Emre'yi ayakta alkışladı ıslıklar çaldı. Mahkeme
başkanı ara ara "tiyatro'ya son verin" konuşmaları yaptı. Duruşma
devam edince savunma ekipleri yine dilekçelerle devam ettiler. Cam kafes
kalkmalı talebini hukuken tekrarladılar. İhsan Cibelik ve Özgül Emre cam kafesi
ile ilgili söz aldılar.
İhsan
Cibelik; 'Burda bize 'siz insan değil yaratıksınız' deniliyor. Alman
Anayasasının 1.maddesi diyor ki İnsanlık onuru dokunulmazdır. Cam kafesinin
gerekçesi ağır suçu önlemekmiş. Peki bizim binlerce sayfa dosyalarımızda ve
yaklaşık 300 sayfalık iddianamemizde varmı öyle bir suç? Bizim dosyamız
tamamıyla demokratik faaliyetler. Hiç biri suç değil. Kimi öldürmüşüz? Kime
zarar vermişiz? Tam tersi biz zarar verenlere karşı ömrümüz boyunca mücadele
ettik. Ben 40 yıldır sanatçıyım. 40 yıl boyunca faşizme karşı sanat yaptım.
Halka umut veren güzel sözleri besteledim. Şimdi bu insanlık dışı muameleyi
kabul edersem o emeğimin geçtiği yüzlerce söze, besteye, yaratılan umuda ihanet
etmiş olurum. Ben kafesi kabul edersem o sözlerin hepsini reddetmiş olurum. Biz
yaratık değil, insanlarız. Cam kafesin derhal kaldırılmasını talep ediyorum'
Özgül
Emre; 'Çok geçmişte değil burada Avrupa'da insan bahçeleri vardı. Afrika'dan
zorla getirilen ve köleleştirilen siyahi insanlar bahçelere konuldu ve
Avrupalılara sunuldu. Dava arkadaşımın da dediği gibi aynı mantık burada da
devam ediyor. En az 10 insanı katleden NSU'nun üyesi Beate Zschäpe mahkeme
salonuda rahat bir şekilde avukatının yanında oturabiliyordu, saçlarını
tarıyordu, hatta hastalanan Anneannesini bile ziyaret edebildi. Hırsızlar,
katiller, uyuşturucu satıcıları, çocuk katilleri bu şekilde yargılanmıyor ama
biz yargılanıyoruz.
Paylaşım
savaşından sonra 52 milyon insanın katilleri Naziler, biz sosyalistlerin
öncülüğünde Nürnberg'te yargılandılar. Biz Sosyalistler; 52 milyon insanın
ölümünden sorumlu olan Nazileri bile cam kafesine sokmadık. Bu sosyalistlerin
insana verdiği değerdir, farkımız budur işte. Siz ise bize burada bu muameleyi
yapıyorsunuz. Ben bir Marksist-Leninist, Sosyalist ve Antifaşist olduğum için
BU MAHKEME BANA TEŞEKKÜR ETMELİDİR! Bizim burada taleplerimiz var. Biz
özgürlüğümüzü istiyoruz. Tutuksuz kalmak istiyoruz. Çok daha ileri taleplerimiz
var. Ama mahkeme bizi bu cam kafesini tartışmak durumunda bırakıyor, siz bırakın
özgürlüğü şimdi biz size cam kafesi tartıştıralım diyor. Ben özgürlüğümü istiyorum.
Bizim geri adım atmamızı istiyor. Bunu asla kabul etmeyeceğim. Dava arkadaşım
da dedi; Alman Anayasasının birinci maddesi insanlık onurunu koruma altına
alıyor. Ben hiç bir zaman suç işlemedim. bu temel hakkın ihlal edilmesini kabul
edersem işlenen suça göz yummuş olurum. Ne bu suçu işleyeceğim ne de mahkeme
heyetine bu suçu işleteceğim.'
Mahkeme
salonu, iki konuşmadan sonra alkış yağmuruna tutuldu. Hem direnişleriyle hem de
sözleriyle salonu umutla doldurdular. Sonra savcı söz alıp bu muameleyi
savunmaya çalıştı. 'NSU ve Nürnberg mahkemeleri aynı şey değil, farklı davalar.
Ayrıca mesele illa ki suç işlenmesi değil, örgüt üyelerinin tutukluluk
koşullarında üyeliklerini devam ettirmelerini engellemektir. Mesaj alışverişini
engellemektir. Özgül Emre'ye gönderilen birçok mektuba örgüt üslubu olduğu için
el konulmuştur. Savunma tarafından protokolcü olarak atanan kişi DHKP-C'nin
yakınıdır. Dursun Karataş ve Musa Aşoğlu ile yakınlığı tarafımızca
bilinmektedir. Bu koşullarda cam bölmesi olmazsa biz bu koşulları
engelleyemeyiz.' dedi.
Avukat
Roland Meister; 'Yaptığınız akıl sınırlarını zorlayan bir terbiyesizliktir.
Bahsettiğiniz protokolcü yıllar önce çıktığı mahkemede beraat etmiştir. Siz
mahkeme kararlarına saygı duymuyorsunuz, masumiyet karinesine saygı
göstermiyorsunuz. Burada insanları suçlayıp durmanıza izin veremeyiz. Defalarca
tekrarladık, yine söylüyoruz. Not alışverişi ihtimali varsayılarak savunmaya
büyük bir güvensizlik ve saygısızlık söz konusu. Mahkeme heyeti bu tavırdan
vazgeçmelidir.'
Savcı her
fırsatta tutsaklara saldırdı, cam kafesin olması gerektiğini savundu.
Avukatlara katılmadığını söyledi. "NSU örneğini doğru bulmadığını farklı
davalar olduğunu söyledi. Mesele sadece tehlike meselesi değil. Not alışverişi
olabilir, örgüt ile temasları örgüt ile üyelikleri devam edebilir" dedi.
Oysa NSU da bir örgüt Zschape de o örgütün üyesiydi ve 129’A dan yargılandı ve
10 Türkiyeli esnafın katili bir bombalı saldırının sanığıydı ama cam kafeste
yargılanmadı. Savcı sürekli konuştukça yere batıyordu.
Avukat
Yener ise, " Savcı'nın söylediklerine şaşırmadım farklı bir konuşma
beklemiyordum. Bu siyasi bir dava. Kendiside burada siyasetin temsilcisi olarak
oturuyor. Bu dava Türkiye ve Almanya arasındaki siyasi ilişkelerin sonucudur.
Savcı bey ise burada onların bir memuru onlar ne derse onu yapıyor yani
görevini yapıyor. O yüzden müvekkillerimizde insan olarak görmemesi normal
çünkü o bir memur"
Salondan
bu konuşmaya alkışlar yükseldi. Mahkeme başkanı tiyatroyu kesin diye seslendi
salondakilere.
Savcı ise
"ben Avukat beye saygımdan dolayı cevap veriyorum, ister beğen beğenme
ister sev ister sevme, ben burada hukukun temsilcisiyim siyasetin değil"
dedi.
Mahkeme
heyeti dilekçeleri ve tutsakların söyledikleri için değerlendirme zamanı
istedi. Cam kafesi ile ilgili bir sonraki duruşmada karar vereceğini söyledi.
Sağlıklı karar verebilmek için önce tutsakları tanımak istediğini belirtti.
Tutsaklar bu söze el işaretleriyle cevap verdiler.
Duruşma,
avukatların iki farklı dilekçeleriyle son buldu. Birincisi tutsakların
hücrelerde kullandıkları bilgisayarların teknik olarak daha iyi bir duruma
getirilmesi, diğeri ise itirafçı Murat Aşık hakkındaki belgelerin tamamıyla
avukatlara sunulması ve silah eşitsizliğin ortadan kaldırılması, aksi taktirde
mahkemenin dondurulması yönündeydi.
Yaklaşık 5
saat süren duruşma alkışlar ve iletilen selamlarla son buldu. Hem yaklaşık 1
yıldır süren Kampanya’nın, hem de süresiz açlık grevi direnişinin etkisiyle birlikte
mahkemeye toplam 130 kişi katıldı. Mahkemeye Fransa, Hollanda, Belçika,
İngiltere, Kıbrıs, Avusturya ve İsviçre'den katılanlar oldu.
Enternasyonal
dayanışma adına toplam 11 kurum ve 31 kişi mahkemeye katılım sağladı:
-Solidaritätsnetzwerk
(Dayanışma Ağı)
-MLPD
(Almanya Marksist Leninist Partisi)
-Rote
Hilfe (Kızıl Dayanışma)
-Revolutionäre
Jugend (Devrimci Gençlik)
-Zielona
Gora (Berlin'de bir Antifaşist Kafe)
-Young
Struggle (Genç Mücadele)
-Samidoun
(Filistinli Tutsaklarla Dayanışma Örgütü)
-Netzwerk
Freiheit für alle politischen Gefangenen (Siyasi Tutsaklara Özgürlük Ağı)
-Kommunistischer
Aufbau (Komünist İnşa Örgütü)
-İranlı
Sosyalistler
-Perspektive
Online (İnternet Gazetesi)
-International
Art Front (Enternasyonal Sanat Cephesi)
TÜM
HALKIMIZA ÇAĞRIMIZDIR: ÖZGÜL EMRE, İHSAN CİBELİK VE SERKAN KÜPELİ'NİN
MAHKEMESİNE KATILALIM!
YARGILANAN
DEĞİL, YARGILAYAN OLACAĞIZ!
KAHROLSUN
EMPERYALİZM VE FAŞİZM, YAŞASIN MÜCADELEMİZ!
ÖZGÜL
EMRE, İHSAN CİBELİK VE SERKAN KÜPELİ ONURUMUZDUR!
FAŞİST 129
YASASI KALDIRILSIN KOMİTESİ