CDU/CSU tarafından parlamentoya verilen tasarıda,
"İsrail'in var olma hakkını kabul etmek", vatandaşlığa alınma kriteri
haline getiriliyor.
Tasarıda, vatandaşlık yasasına "İsrail Devleti'nin var
olma hakkını kabul eder ve İsrail Devleti'nin varlığına karşı herhangi bir
girişimde bulunmayacağını beyan eder" ifadesinin eklenmesi isteniyor.
Yani İsrail devletini tanımak yetmiyor; vatandaşlığa
başvuran kişilerden İsrail'e karşı, İsrail'in katliamlarına karşı da herhangi
bir girişimde bulunmayacağını taahhüt etmesi isteniyor.
Yine tasarıda, "antisemittik bir suç işlenmesi,
vatandaşlığın alınması ve sınır dışı edilmesi" için yeterli sayılıyor.
VATANDAŞLIĞA KABUL EDİLMEDİĞİ GİBİ, ÜSTÜNE CEZA VERİLECEK!
Faşist partilerin hazırladığı tasarıda ayrıca, yasaklanan
"Nehirden denize Filistin özgür olacak" sloganı kast edilerek, İsrail
Devleti'nin ortadan kaldırılması çağrısında bulunmanın veya herhangi bir
kasıtlı antisemit eyleme katılmanın en az bir yıl hapis cezası ile cezalandırılması
öngörüldü.
Tasarıda bir madde daha var ki, düzenin kendi hukukunu da
tamamen ayaklar altına alarak "Yahudi karşıtı mültecilerin haklarının
elinden alınmasını öngörüyor.
SPD'DE DE AYNI KAFADA!
Gerici "BİRLİK Partileri" bu tasarıyı sunarken,
Alman Hükümeti'nin büyük ortağı SPD'nin Federal Meclis Grup Başkan Yardımcısı
Dirk Wiese de yaptığı açıklamada bu tasarıyı desteklediklerini, bu kafa
yapısını paylaştıklarını ortaya koydu.
Wiese yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Yahudi
karşıtlarına Alman pasaportu verilmeyecek. Yeni vatandaşlık yasasında bunu
çeşitli düzeylerde güvence altına alıyoruz".
Wiese, "antisemitlerin Alman pasaportlarını geriye
dönük olarak kaybetmelerini sağlamak istediklerini" de ifade etti.