Önsöz: Üreten ve yaratan halkımız,
Merhaba. Merhabanın anlamı: ‘‘rahat olun, güvenin, burası
bayındır bir yer’’ demektir. Bayındır: ‘‘gelişip güzelleşmesi, hayat şartlarının
uygun hale getirilmesi’’ demektir. Halkımız, devrimci sanatçılar olarak, sizin
çocuklarınız olarak bize, düşüncelerimize, yaşamımıza, yarınlarımızı kurma
mücadelesinde bugünden yarattıklarımıza güvenin.
Devrimcilerin her konu hakkında bir düşüncesi, söyleyeceği
bir sözü, yaratacağı bir alternatif vardır. Bu gücü sınıf bilincimizden
alıyoruz. Çünkü biz üreten ve yaratanlarız. Biz halkız. İleri olan, ilerici
sınıf biziz. Bu nedenle en güzel, en ilerici, en yararlı örnekleri yaratan ve
yaratacak olan da biziz. Sağlık, eğitim, sanat, felsefe, bilim, sevda, moda.
Halkımızı ilgilendiren her şey bizi de ilgilendirir.
Kapitalizm ise her yanıyla kokuşmuş ve çürümüştür. Ve çürüyen bir düzen ancak
halkı da çürüterek ömrünü uzatabilir. Bu nedenle modayı halklara yönelik bir
yozlaştırma silahı olarak kullanıyor. Kapitalizm moda ile halkları
yozlaştırmayı, kendi kültürlerine yabancılaştırmayı amaçlıyor. Moda esas olarak
ekonomik değil, ideolojik ve kültürel bir yozlaştırma aracıdır!
Kapitalizm moda ile kişiliklerimizi yok etmeyi, değer ve
geleneklerimize yabancılaştırmayı hedefliyor. Çünkü biliyor ki kişiliğini
yitirmiş, düzenin çizdiği sınırlara hapsolmuş, kendi kültürüne ve geleneklerine
yabancı olan kişiler halk ve vatan sevgisinden de uzaklaşır, halkı ve vatanı
için savaşacak sevgisini de yitirir.
Kitabın linki:
https://drive.google.com/file/d/1sg6CRe4nMZI8fD0pM926H6cvR8TtvPhO/view?usp=sharing