*HALKIN HUKUK BÜROSUNU’NA
ARAMA BAHANESİYLE YAPILAN YIKIM,
TALAN, GASP SALDIRISI
HUKUK DIŞIDIR!
KAPILARIN KIRILMASI, BÜRONUN TALAN
EDİLMESİ, DAVA DOSYALARININ GASP EDİLMESİ, HALKIN AVUKATLARININ İŞKENCE İLE
GÖZALTINA ALINMASI, HİÇBİR DELİL OLMADAN TUTUKLANMASI NAZİLERİN
“DÜŞMAN HUKUKU” NUN AKP ELİYLE
UYGULANMASIDIR.
İŞKENCEYİ, YIKIMI YAPAN AKP’NİN
KATİL POLİSLERİ KADAR, ARAMA VE TUTUKLAMA KARARINI VEREN SAVCI VE HAKİMLER DE
SUÇLUDUR!
FAŞİST AKP İKTİDARI NAZİ HUKUKUNDA
OLDUĞU GİBİ CÜBBELİ CELATLARINI KULLANARAK “MİSİLLEME” YAPMIŞTIR.
AMAÇ ARAMA DEĞİL TERÖR ESTİRMEKTİR.
AMAÇ AVUKATLIK YAPMAYI ENGELLEMEKTİR.
HALKIN HUKUK BÜROSUNDA
SUÇ VE SUÇLU ARAMANIZA GEREK YOKTUR.
ÇÜNKÜ SUÇLU SİZSİNİZ.
HUKUKSUZ ARAMAYA SON VERECEKSİNİZ.
DEVRİMCİ AVUKATLIĞIN TASFİYE
EDİLMESİNE, HALKIN SAVUNMA HAKKININ GASP EDİLEMESİNE KARŞI DİRENME HAKKIMIZI KULLANACAĞIZ.
AV. BETÜL KOZAĞAÇLI, AV. SEDA
ŞARALDI,
AV. DİDEM BAYDAR ÜNSAL’A ÖZGÜRLÜK!
6
Şubat tarihinde Çağlayan Adliyesi’nin önünde halkın adalet savaşçılarının eyleminin
ardından onlarca kurum ve evin yanında İstanbul Halkın Hukuk Bürosu’da KAPILARI KIRILARAK basıldı. Büro mahkemenin
“arama kararıyla” adeta YIKILDI, TALAN edildi, terör estirildi. DAVA DOSYALARININ
YER ALDIĞI CD’LER, FLASH BELLEKLER GASP edildi.
Av. Betül Kozağaçlı, Av. Didem Baydar Ünsal, Av. Berrak
Çağlar haklarında gözaltı
kararı olmadığı halde sadece o anda büroda bulundukları için, Av. Seda Şaraldı ise
hakkındaki sözde “yakalama kararı” gerekçesiyle işkence ile gözaltında
alındılar. Av. Berrak Çağlar dışındaki halkın avukatları hiçbir delil olmadan
tutuklandılar.
BU SALDIRI TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
MÜCADELESİNDE ÜSTLENDİĞİ MİSYONA VE DEVRİMCİ AVUKATLIĞIN TASFİYESİNE
YÖNELİKTİR. AKP İKTİDARI, HALKIN AVUKATLARINI TUTUKLAYARAK, HALKIN SAVUNMA
HAKKINI GASP ETMİŞTİR.
FAŞİST
AKP İKTİDARI, NAZİ HUKUKUYLA HAREKET ETMİŞ, BÜYÜK BİR SINIF KİNİYLE MİSİLLEME
YAPMIŞTIR.
*HUKUK BÜROSUNUN ARAMA TERÖRİYLE BASILMASININ ANLAMI;
1.HALKIN EVLERİNİ, KURUMLARINI BASACAĞIZ, HALKI GÖZALTINA ALIP TUTUKLAYACAĞIZ
AMA ONLARI SAVUNACAK TEK BİR AVUKAT DAHİ KALMAYACAK.
2.DEVRİMCİ AVUKATLIĞIN TASFİYESİ İÇİN TEK BİR DEVRİMCİ AVUKATI
DAHİ BIRAKMAYACAĞIZ...
*AMAÇ: DEVRİMCİ AVUKATLARIN TECRİT, TASFİYE VE İMHASIDIR.
AKP'NİN ESTİRDİĞİ FAŞİST TERÖRLE, NAZİLERİN UYGULADIĞI FAŞİST
TERÖR AYNIDIR. NAZİ
HUKUKUNDA NASIL “DÜŞMAN HUKUKU” SÖZ KONUSUYSA AKP'DE HALKA VE DEVRİMCİ
AVUKATLARA DÜŞMANLIKLA VE MİSİLLEME YAPMAK İÇİN SALDIRMIŞTIR.
SALDIRI, TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZE, DEVRİMCİ AVUKATLIK
ANLAYIŞINA YÖNELİKTİR.
FAŞİST AKP, DEMOKRATİK MÜCADELEYİ BİTİRMEK, HALKI SAVUNMASIZ
BIRAKMAK, DEVRİMCİ AVUKATLARA MESLEĞİNİ YAPTIRMAMAK İSTİYOR.
*HUKUK SİYASİ İKTİDARIN EMRİNDE VE HİZMETİNDEDİR.
Burjuvazi
hukuku şöyle tanımlar: “Hukuk; bir
toplumun yaşamında, kişilerle devlet arasındaki, devletle çeşitli örgütlenmeler
ve kurumlar arasındaki ve kişilerin kendi aralarındaki ilişkileri belirleyen
kuralların bütünüdür".
Bu
tanımda “sınıf" yoktur. Hukukun sınıfsal niteliği bilinçli olarak gözardı
edilmiş, gizlenmiştir. Bu nedenle soyuttur.
*HER HUKUK SINIFSAL BİR NİTELİKTİR TAŞIR
İnsana
ait her şey bu olguya yani sınıf ayrımına göre şekillenir.
Hukuk egemen sınıfın çıkarları doğrultusunda devletçe yaratılan ve
kullanılan kurallar bütünüdür.
Hukuk, egemen sınıfın "yasa" haline getirilmiş
iradesidir.
*HUKUK NE İŞE YARAR?
“...Toplum önce yapısını kurar, egemenler belirir, hukuk ondan
sonra bu egemenlerin haksızlıklarını haklı göstermek aracıdır.”
(Erol Toy)
Birincisi; egemenler sömürü sistemini hukukla,
yaptığı yasalarla "meşru" hale getirir ve baskıyla, yasal zor yoluyla
sürekliliğini sağlarlar.
Çünkü
hukuk kurumsallaşmış şiddettir ve sınıf egemenliğinin sağlanmasında silahlı
gücün yanısıra işlev görür.
İkincisi; hukuka ilişkin "meşruluk"
düşüncesinden yararlanarak yani ideolojik hegemonya (ideolojik üstünlük)
yoluyla "makul", "kabul edilebilir" siyasal faaliyetin
sınırlarını çizerler. Düzenin mevcut haliyle devamı konusunda rıza üretirler.
Hukuk,
bu gerçeği gizlemek ve baskının daha kolay uygulanmasını sağlamakla görevlidir.
Kısaca hukuk, egemen sınıfın çıkarları doğrultusunda devletçe
yaratılır ve kullanılır.
*HUKUKUN SINIF MÜCADELESİ İLE DOĞRUDAN BAĞLANTILIDIR
Emperyalist
tekellerin ve oligarşinin çıkarları karın sürekli artırılmasına göre
şekillenir. Sömürü düzeninde hakimler emperyalist tekellerin ve
işbirlikçilerinin çıkarlarına göre kararlar almalıdırlar. İşte bu nedenle
hiçbir hakim halkın adaletine, faşizme, emperyalizme karşı kararlar alamaz.
*FAŞİZM BİR YASA DEVLETİDİR
Faşist
devlet yıkılmadan, emek sömürüsü ortadan kaldırılmadan
halkımız için ADALET yoktur.
Naziler,
hukuku, toplumda istemedikleri kişi ve gruplar üzerinde bir baskı aracı olarak kullandılar.
Muhaliflerini savunmasız bırakarak, yasalarla tasfiye ettiler.
Dün
Nazi Almanyası’nda uygulanan hukuk sistemiyle bugün ülkemizde faşist AKP eliyle
uygulanan hukuk sistemi bire bir örtüşmektedir.
Naziler,
Almanya’yı muhalif gruplarından arındırmak için ayrıntılı bir hukuk sistemi
oluşturdular.
*FAŞİST DEVLETİN TUĞLALARI HUKUK İLE ÖRÜLÜR
Nazi
Almanyası’nda başlıca iki nedenden ötürü, faşist devletin tuğlaları hukuk ile
örülür:
1) Amaç:
Hukuken “düşman” kategorisine konulan grupların toplumdan izole edilmesidir.
Bir kişi ya da grup bir yasa ile damgalandığında, anında çevresiyle olan bağı kesilir,
savunma dayanakları çökertilir ve böylelikle kolayca tasfiye edilebilir hale getirilir.
Mesela, en büyük hedef olan Yahudilerin tasfiye ve imhasını kolaylaştırmak için
TOPLAMDA 1900’DEN FAZLA ÖZEL YASA ÇIKARTILMIŞTIR.
2) Hukuki olarak Almanlar için tehlikeli
ve “insan-altı bir varlık” olarak damgalanmaları Yahudileri tümüyle savunmasız bırakır.
Rejim, onlara reva gördüğü bütün insanlık dışı faaliyetleri hukuki bir kalıba
döker. Dolayısıyla, Auschwitz’e gönderilmeleri bile yasalarla belirlenen YAHUDİLER,
HUKUKUN OLMADIĞI BİR ALANDA DEĞİL, AKSİNE HUKUKA AŞIRI MÜRACAAT EDİLEN BİR
ALANDA ZULME UĞRAYIP, KATLEDİLİRLER. Bu katliamlar sadece Yahudilerle sınırlı
kalmaz. Naziler esas olarak komünistlere-sosyalistlere, SSCB halklarına,
Avrupa’nın partizanlarına ve muhalif olan tüm güçleri çıkarttıkları çeşitli
yasalar ve toplama kamplarıyla düşmanlık saçıp, katlederler.
*Naziler dışındaki
herkes suçlu ilan edilir.
Ø Gestaponun tutukladığı herkes
“suçludur”
Ø Nazizm’e karşı çıkan herkes “suçludur”
Ø Solda olduğu bilinen herkes “suçludur”
Ø Yahudiler “düşmandır”
Nazi Almanyası’ndaki bu uygulamalar dünya hukuk tarihine “DÜŞMAN HUKUKU” olarak geçmiştir.
*Düşman hukukunda:
Ø Yasalar işlemez.
Ø Kanıt aranmaz.
Ø Tanık gerekmez.
Ø Yargıcın karşısına getirilen herkes
“suçludur”.
Ø Yargıcın görevi suçlunun “cezasını
vermek” ten ibarettir.
Bugün Halkın Avukutları’da aynı hukuk anlayışıyla cezalandırılmaktadır.
*AMAÇ:
YARGILANANIN İMHA EDİLMESİ VE MİSİLLEMEDİR
*Bu
anlayışın yargıya uygulanmış hali olan Führerprinzip-Hitler Prensipleri üç ilkeden oluşur:
1-Hukuk siyasal liderliğe hizmet etmelidir.
2-Führer (Hitler) en üstün yargıçtır, teoride hüküm verme yetkisi
sadece ondadır.
3-Führer’le doğrudan sadakate dayalı bir ilişkisi olan yargıç,
Führer gibi karar vermelidir. (Nazi
Almanyası’nda Hukuk: İdeoloji, Fırsatçılık ve Adaletin Saptırılması-Alan E.
Steinweis & Robert D. Rachlin Çeviri: Kıvılcım Turanlı, Zoe Kitap,
İstanbul, 2020.age s. 178)
*Führer Prensipleriyle:
1-Yargı bağımsızlığını ortadan kaldırır,
2-Yargıyı adaleti sağlamakla değil siyasi iradeyi yerine
getirmekle yükümlü kılar ve
3-Hâkimleri her davada Hitler’in isteğine uygun karar verme
mecburiyetinde bırakır.
*Nazi
hukuk anlayışına göre devlet iç düşmanlarını en etkili şekilde uzaklaştırmalı ve
tamamen yok etmelidir.
*Nazi
Almanyası’nda hukukun istenmeyenleri cezalandırılma yoluyla toplumdan tecrit edilmesini
sağlayan bir araca dönüşmüştür. 1942’de Joseph Goebbels hukukun
işlevini şu sözlerle anlatmaktadır:
“Yargıç
karar verirken yasalardan ziyade SUÇLUNUN YOK EDİLMESİ GEREKTİĞİ fikrinden yola
çıkmalıdır…
-Devlet
iç düşmanlarını en verimli şekilde uzaklaştırmalı ve TAMAMEN YOK ETMELİDİR.
-YARGICIN
SANIĞIN SUÇLULUĞUNA İKNA EDİLMESİ GEREKTİĞİ FİKRİ TAMAMEN TERK EDİLMELİDİR.
-Yasanın
yönetiminin amacı ilk etapta MİSİLLEME, hatta iyileştirme değil, DEVLETİN
SÜRDÜRÜLMESİDİR.” (age s. 188)
Naziler tüm muhaliflerini nasıl yok etmişse, Çağlayan Adliyesi’ne
yönelik eylemin ardından faşist AKP iktidarıda aynı şekilde MİSİLLEME
YAPMIŞTIR.
*ANTİ TERÖR YASALARI NAZİ HUKUKUNUN DEVAMIDIR
Terör
Yasaları:
1-Haklar ve özgürlükler mücadelesini yok etmek için çıkartılıyor.
2- Dünya haklarının direnme hakkını elinden almak için
çıkartılıyor.
3-Sınıf bilincini, tarih bilincini ve örgüt bilincini unutturmak
için çıkartılıyor.
Dünya
halkları var olan bütün temel haklar ve özgürlükleri kan revan içinde kalarak
kazandı. Sadece II. Emperyalist Paylaşım Savaşı’ndan sonra çıkartılan yasalara bakmak
bile yeterlidir:
Ø 1945 Birleşmiş Milletler Anlaşması,
Ø 1948’de Birleşmiş Milletler İnsan
Hakları
Ø Evrensel Beyannamesi,
Ø 1950’de İnsan Hakları Avrupa
Sözleşmesi ve daha birçok bildiri, sözleşmede,
anayasalarda geçen “Burjuva Demokratik
Haklar” diye adlandırılan bütün bu hak ve özgürlükleri dünya halkları
canıyla, kanıyla kazandı.
Bugünde halkın avukatlarına “terör” bahasiyle yapılan saldırıyı yine
temel hak ve özgürlüklerimize sahip çıkarak, arama terörüne karşı direnerek
boşa çıkartacağız.
*HALKIN AVUKATLARI HALKIN HAKLARINI SAVUNURLAR
HHB’nin tarafı her zaman halkın yanıdır. Bu arama terörüyle
başlatılan yıkım saldırısı gayri meşrudur.
Faşist AKP iktidarının yargısı ve polisi hukukun temel ilkelerini
çiğnemiştir.
1. HAVANA KURULLARINA GÖRE “AVUKATLAR MÜVEKKİLLERİ İLE
ÖZDEŞLEŞTİRİLEMEZ” İLKESİ AKP’NİN YARGISI TARAFINDAN İHLAL EDİLMİŞTİR
AVUKATLĞINI YAPMIŞ OLMALARI TUTUKLAMAYA GEREKÇE YAPMIŞTIR
HAVANA
KURALLARINDA AVUKATLARIN MESLEKİ FAALİYETLERİ GÜVENCE ALTINA ALINMIŞTIR. HALKIN
AVUKATLARININ HAVANA KURALLARINDAN GELEN TÜM HAKLARI İHLAL EDİLMİŞTİR.
2. HALKIN HUKUK BÜROSU’NDA DAVA DOSYALARININ
OLDUĞU CD VE FLASH BELLEKLER GASP EDİLMİŞTİR. BU İSE “AVUKAT MÜVEKKİL İLİŞKİSİNİN GİZLİLİĞİ” İLKESİNİN İHLALİDİR.
3. HALKIN AVUKATLARI BASINDA ÇAĞLAYAN
EYLEMİYLE İLGİLİ GÖSTERİLEREK, EYLEMDEN SADECE
3 SAAT SONRA BÜRO BASILARAK HİÇBİR DELİL OLMADAN SUÇLU İLAN
EDİLMİŞLERDİR. HALKIN AVUKATLARININ “MASUMİYET
KARİNESİ HAKKI” İHLAL EDİLMİŞTİR.
4. AVUKATLAR
ULUSLARARASI YASALARLA «SAVUNMA
DOKUNULMAZLIĞINA» SAHİPTİR. HALKIN AVUKATLARININ SAVUNMA HAKKI GASP EDİLMİŞTİR.
5.“AVUKATIN BAĞIMSIZLIĞI,
DOKUNULMAZLIĞI”, “ADİL YARGILANMA HAKKI”, “MÜVEKKİL SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜ”, “AVUKAT- MÜVEKKİL İLİŞKİSİNİN GİZLİLİĞİ”, “
AVUKATLARIN DAVALARIYLA İLE İLGİLİ BİLGİYİ
AÇIKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN OLMAMASI” GİBİ ÇOK SAYIDA ULUSLARARASI HUKUK İLKESİ
İHLAL EDİLMİŞTİR.
*SONUÇ OLARAK:
1.
HALKIN HUKUK BÜROSU VE HALKIN AVUKATLARI SUÇLU DEĞİLDİR. HALKIN TEMEL HAK VE
ÖZGÜRLÜKLERİNE SAHİP ÇIKAN DEVRİMCİ AVUKATLIK ANLAYIŞI TASFİYE EDİLEMEZ.
2.
ASIL SUÇLULAR HALKIN AVUKATLIĞINI TASFİYE ETMEK İÇİN HUKUKUN TEMEL İLKELERİNİ
HİÇE SAYAN HAKİMLER, SAVCILAR, İŞKENCECİ POLİSLERDİR. “SAVUNMA HAKKININ DOKUNULMAZLIĞI” ULUSLARARASI YASALARLA GÜVENCE ALTINA
ALINMIŞTIR. BU İLKENİN İHLALİ SUÇTUR.
3.BİR HUKUK BÜROSUNUN KAPILARI KIRILIP,
DAVA DOSYALARINA EL KONULMASI YASADIŞIDIR. DAVA DOSYALARI İADE EDİLMELİDİR.
İŞKENCECİ POLİSLER HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILMALIDIR.
4.YASADIŞI ARAMA, GÖZALTI
VE TUTUKLAMA TERÖRÜNE, SAVUNMA HAKKININ GASPINA KARŞI DİRENMEK MEŞRUDUR. TUTUKLANAN
HALKIN AVUKATLARI DERHAL SERBEST BIRAKILMALI, HAKLARINDAKİ SORUŞTURMA
DÜŞÜRÜLMELİDİR.
*TUTSAK HALKIN AVUKATLARININ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANMAK İÇİN TÜM HALKIMIZI,
DEVRİMCİ DEMOKRAT AVKUTLARI MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ.
HALKIN AVUKATLARINA YÖNELİK BU TASFİYE SALDIRISI DEVRİMCİ
AVUKATLIK ANLAYIŞINA YÖNELİK BİR SALDIRIDIR. HALKIN AVUKATLARI TASFİYE EDİLİRSE,
TÜM DEMOKRAT, MUHALİF AVUKATLARA DA SIRA GELECEKTİR.
BU MÜCADELE YALNIZCA HALKIN AVUKATLARINI SAHİPLENME
DEĞİL, AVUKATLIK MESLEĞİNİN YOK EDİLMESİNE KARŞI DA MÜCADELEDİR.
·
TUTSAK AVUKATLAR DEĞİL
İŞKENCECİ POLİSLER YARGILANSIN!
·
DEVRİMCİ AVUKATLIK ANLAYIŞI
TASFİYE EDİLMENİSİNE İZİN VERMEYECEĞİZ!
·
HALKIN AVUKATLARINA
ÖZGÜRLÜK!