TAYAD’lı Aileler, 1 Mart’ta; faşizmin devrimci ve demokratlara yönelik keyfi ve hukuksuz tutuklamalarına karşı basın açıklaması yayınladı.
TAYAD’lı Aileler’in açıklaması şu şekildedir:
Basına ve Halkımıza;
Faşizm Saldırıyor,
Anadolu Halkları
Direniyor!
Emperyalizmin En
İşbirlikçi İktidarı, Faşist AKP İktidarı Halkımıza Saldırıyor, Anadolu Halkları
ve Onurlu Evlatları Devrimciler Faşizme Karşı Zaferlerle Direniyor!
Halka yokluk, yoksulluk, hastalıklar, ölümler, zulüm
dayatılıyor. Halkın kader diyerek her şeye razı olması içinse seslerini
duyurmak isteyen yaşlı, çocuk demeden bütün halka zulmediliyor, baskı
uygulanıyor. Bu baskıların silahlarla, tehditlerle, kırıp yıkmalarla,
işkencelerle uygulandığı kesim sadece devrimciler değil. Halkın toprakları
yağmalanıyor, yağmalara karşı en demokratik eylemlerle karşı çıkan, seslerini
duyurmaya çalışan, haksızlıkları teşhir eden, adalet isteyerek direnen halk,
zulümle susturulmaya çalışılıyor. Soma, Çorlu, Ankara Katliamlarının hesabını
sormak için adalet istemek için direnenler işkence ve zorbalıkla karşılaşıyor.
Direniş gelenekleriyle halkın önüne barikat olan, umut olan
devrimcileri ise hiçbir meşruluğu olmayan yasalarla, zorbalıklarla en ağır
cezalarla yargılamak üzere tutukluyor AKP faşizmi. Kazanımların ancak kavga ve
direnişle mümkün olacağının örneği olan devrimcileri halktan kopartmak,
ayaklarının altından çekmek için onlarca ev basıyor, yüzlerce insanı gözaltına
alıyor, onlarcasını tutukluyor, tecrit hapishanelerinde yalnızlaştırıyor.
Tecrit hapishaneleri yetmiyor, en ağır tecrit koşullarının mimarisiyle inşa
ettiği S, R, Y tiplerine sürüyor. Ayrı ayrı şehirlerde, ayrı ayrı hücrelerde
tutulan devrimci tutsakları gözlemleyeceğini ve ona göre bir araya koyacağını
söylemek pervasızlığını gösteriyor.
Çağlayan eylemi sonrası AKP’nin işkenceci katil polisleri
korkudan gözleri kararmış halde halka ve devrimcilere karşı harekete geçti.
Onlarca ev kapıları kırılarak, insanlara yere yatmaları emredilerek, silahlar
doğrultularak basıldı. Yaşlı, hasta, çocuk denmeden herkese işkence yapıldı.
Evde yalnız olan çocuklar çıplak aramaya maruz bırakıldı, yerlere yatırılarak
ters kelepçe yapıldı, camdan atılmakla tehdit edildi. Evlerde, kurumlarda
yapılan baskınlarda her şey kırıldı, döküldü, parçalandı. Basılan yerlerde,
gözaltına alınanların paraları, saatleri, alyansları çalındı. Gözü dönmüş
polisler engelli arabasındaki insanları tehdit edecek kadar acizleşti.
Bu baskınlarda postacı, telefoncu, simitçi, koltuk değnekli
tek bacaklı, yaşlı, hasta insanlara saldıran ve gözaltına alan polis gözaltı
işlemlerinde işkence yaparak, insanları yerlerde sürükleyerek halka kinini ve
düşmanlığını kustu.
Yaşlı ve hasta Mehmet Güvel ve hukuksuzca tutuklanan
evlatlarının tahliye edilmesi talebiyle Süresiz Açlık Grevi direnişindeki Kemal
Gün, zaten ev hapsinde olan ve halen 898 işkence izi ve işkenceler sonrası
bozulmuş sağlığı ile Ayten Öztürk, birçok hastalığı ile birlikte kalbinden
rahatsızlığı olan Melek Akgün, böbrek hastası Aysu Baykal gözaltı sonrası
tutuklandı. Tutuklanan tutsaklar; sürgünle sevk edildikleri Ankara Sincan,
Gebze M Tipi, Kocaeli Kandıra, Manavgat S Tipi, Kırşehir Yüksek Güvenlikli,
Kırıkkale F Tipi, İzmir Buca Yüksek Güvenlikli, Samsun Kavak S Tipi olmak üzere
Anadolu’nun hapishanelerinde ayrı ayrı hücrelerde tutuluyor. “Sizi
gözlemleyeceğiz ve ona göre bir araya getireceğiz” diyerek tecrit içinde tecrit
uygulanan devrimci tutsaklar direnişlerine tüm bu hak ihlalleri ve hukuksuzluğa
rağmen devam ederek zaferler kazanıyor. Sürgün sevk işkencedir.
Devrimci tutsaklar sürgün sevklerle gönderildikleri kuyu
tipi hapishanelerden başka hapishanelere sevklerinin yapılması talebiyle
yüzlerce günlük açlık grevi yaparak kazanıyorlar zaferi. İmha merkezleri olan
bu hapishaneler, sadece insan değil, hiçbir canlının yaşam koşullarının var
olmadığı yerlerdir ve tamamen kapatılmalıdır. Hapishane koşullarının
belirlenmiş uluslararası standartlara uygun olması ve tüm sosyal hakların gasp
edilmeksizin iade edilmesi gerekmektedir.
Evlatlarımız ve biz TAYAD’lı Aileler, kuyu tipi
hapishanelerin tamamen kapatılması için gerekirse ölmekten çekinmeyeceğimizi ve
direnmeye devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz. Kuyu tipi
hapishanelerden sevk talebiyle başladıkları ölüm orucu ve Süresiz Açlık Grevi
direnişlerinde Nedim Öztürk 138’inci gününde ve Hüseyin Karaoğlan 143’üncü
gününde zafer kazandılar. Nurettin Kaya ölüm orucu direnişinin 134’üncü gününde
ve zafere kadar direnmeye devam etmekte kararlı.
Kuyu tipi hapishanelere karşı devrimci tutsakların direnişi
zaferlere kadar sürüyor. Kuyu tipi hapishaneler tamamen kapatılıncaya kadar da
direnmeye ve zaferler kazanmaya devam edeceğiz. Kuyu tipi hapishaneleri asla
kabul etmeyeceğiz!
Haklı Olan Biziz,
Biz Kazanacağız!
TAYAD’lı Aileler