1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

İtalyan Müzik Gazetesi ''Nemo - Rock In Patria''da Grup Yorum Emekçileri Umut Gültekin ve Sena Erkoç ile yapılan Röportajın Çevirisini Yayınlıyoruz

''Grup Yorum ile müzik ve militanlık arasında''

Dünya büyük bir değişim içinde. Sosyal medya gibi araçlar sayesinde jeopolitiğin odak noktaları, yüzlerce ya da binlerce kilometre uzakta olsalar bile toplumsal meselelere daha yakın olan konularla iç içe geçiyor. Meydanlar, daha iyiye, dayanışmaya doğru değişim ihtiyacıyla birleşen genç ve yaşlı insanlarla dolu. Bu bağlamın aksine, bu fenomenlerin bastırılması kaçınılmaz olarak doğrudan ya da dolaylı bir rol oynamaktadır. Bu mantığın aynası 2015 yılında Türkiye'de, yerel yönetim tarafından bastırılan geleneklerin değer kazanmasıyla yakından bağlantılı olan onlarca yıllık müzik kolektifi Grup Yorum'un kültür merkezinin zarar görmesi gibi kanlı örneklerle yaşandı. Kültür merkezlerinin dağıtılması, üyelerinin tutuklanamsı, iki üyesinin ölüm orucunda yaşamını yitirmesinin ardından Grup Yorum, 4 farklı kuşağa yayılan 20'den fazla albümde parıldayan müzikal üretimlerine özgürlük ve politika değerleriyle uluslararası bir önem kazandı. ''Nemo Rock in Patria'', grubun birçok ülkeyi kapsayacak bir dünya turnesi vesilesiyle İtalya'da bulunduğu sırada, mevcut kadronun üyelerinden Sena Erkoç ve Umut Gültekin ile röportaj yapma onuruna ve fırsatına sahip oldu:

Merhaba Sena ve Umut! İlk ritüel soru ile başlamak istiyorum: Sizi hiç duymamış birine Grup Yorum'u nasıl tarif edersiniz?

Umut: Biz politik bir müzik grubuyuz, kendimizi böyle adlandırmayı tercih ediyoruz. Protest ya da devrimci bir grup değil ama politik bir grup. Grup Yorum'un örgütlü bir grup olduğunu da söyleyebilirim. Sadece örgütlü değiliz, insanları bir araya getiriyoruz, bazen direnişlere öncülük ediyoruz, bazen de direnişlerin bir parçası oluyoruz.

Sena: 23 albümümüz var ve 1985'ten beri halk için politik sanat yapıyoruz ve tüm bu albümler Türkiye'deki ve aynı zamanda dünyadaki devrimci mücadelenin bir aynası olma özelliğine sahip. Ve bu albümleri incelediğinizde aslında bu tarihi kendi kulaklarınızla duyabiliyorsunuz, dinleyebiliyorsunuz.

Müziğinizde birleşme, sevda, özgürlük ve bunun için mücadele gibi temalardan çokça bahsediyorsunuz. Bu ilhamı nereden aldınız, Türkiye içinden mi yoksa dışından mı?

Umut: Ülkemiz, özellikle Pir Sultan Abdal gibi ozanlarımız nedeniyle halk için çok güçlü bir bin yıllık sanat geleneğine sahiptir. Pir Sultan bir sanatçıydı, aynı zamanda bir direnişin lideriydi ve aradan geçen yıllara rağmen türküleri hala yaşıyor. Bugün bile sanatçılar onun repertuarından şarkılar kaydediyor ve seslendiriyor. Bu nedenle Türkiye'de, daha doğrusu Anadolu'da son bin yılda pek çok direniş yaşandı. Seminerlerimizde bu konulardan her bahsettiğimizde, direnişin sanatçıya, sanatçının da direnişe kucak açtığını vurguluyoruz. İşin en ilginç yanı, Ülkemizde'de çok eski zamanlardan bugünlere, bizlere ulaşan sanatçıların sadece Pir Sultan gibi bir direnişin içinde yer almış ve neredeyse her zaman onun önderi olmuş kişiler olması. Grup Yorum bu geleneği sürdürüyor.

Sena: Anlatmak istediğimiz hikâyenin merkezinde kendi ülkemiz ve onun bağımsızlık düşü var. Google'da “Grup Yorum” diye aratırsanız, gazeteler veya farklı kaynaklar bizim Inti Illimani ya da diğerleri gibi ''yeni şarkı'' veya ''protest müzik'' gibi müzik yapan gruplardan etkilendiğimizi yazıyor. Onlardan etkilenerek yola çıkmadık. Ayaklarımzı kendi topraklarımıza basıyor. Mahsuni Şerif gibi anadolu ozanlarından etkilenerek yola çıktık, ancak kendi müziğimizi dünya halklarının yarattıklarıyla ve batı enstrümanları ile zenginleştirdiğimizi söyleyebiliriz. Latin Amerika'dan Avrupa'ya ve Türkiye'ye kadar her şeyi uluslararası bir dile bürünen müziğimize entegre etmeye çalışıyoruz. Grup Yorum'un 1985'te kurulmasının nedeni tam da kendi ülkesinde yaşanan sorunlara ve umutsuzluğa karşı bir umut olmaktı. Bugün bu umut tüm dünyaya yayılmakta.

 

Son zamanlarda çok fazla turne ve seyahat yaptığınızı duydum! Dünyanın her yerinden birçok insan müziğinizi destekliyor ve birçoğu sizinle turneye çıkıyor. Dilinizi anlamasalar bile insanlarla nasıl bir bağ kurabildiğinizi düşünüyorsunuz? Nasıl bu kadar güçlü olduğunu düşünüyorsun?

Umut: Bence bunun nedeni direniş meselesi. Birkaç hafta önce Donbass'ta konser verdiğimizde kimse sözlerimizi anlamadı. Ama bence mücadele ve direniş duygusu baskın çıktı. Verdiğimiz politik mesajlarla sözlerimizi anlamadan da müziği dinleyebilirsiniz.

Sena: Örneğin geçen hafta Suriye'de Şam, Lazkiye ve Halep'teki üniversitelerde konser başına yaklaşık bin öğrenciyle çaldığımızda, performans hakkında ne düşündüklerini öğrenmek için onlarla konuşma fırsatımız oldu. Bize tek bir kelime bile anlamadıklarını ama hepsini hissettiklerini söylediler. Sanırım bu her şeyi en iyi şekilde özetliyor. Konserlerimiz sadece şarkı söylenen yerler değil, aynı zamanda siyasi eylemler ve güncel konulara ilişkin mesajlardır. Tüm bu siyasi görüşlere saygı duyuluyor ve insanlar neden sanat yaptığımızı ve dilin sorunların en küçüğü olduğundan emin olduğumuzu tam olarak anlıyorlar. Birçok insan şarkılarınızdaki dili anlamıyor, ama ben bir şarkıyı anladım, o da ünlü Bella Ciao'nun bir cover'ı olan Çav Bella. Bu bölüme geri dönmek için onun hakkında konuşmak istiyorum: İtalya ile ilişkiniz nedir?

Sena: Bella Ciao'yu Türkçeye çeviren ilk grup biziz. Şarkıyı bizim için çok önemli kılan siyasi içeriği, özellikle de insanlarımızın dünyada faşizme ve emperyalizme karşı direnişte yer alan başka halklarla bağını kurmak. Bu şarkılar insanları birleştiriyor ve özellikle anti-faşist hareketin çok geniş olduğu İtalya'da yoldaşların bizi desteklediğini ve bizimle birlikte mücadele ettiğini görüyoruz. Bu sadece basit bir dayanışma değil, bizimle ortak mücadeleye bir katkıdır. Birkaç yıl önce İtalya'da bir tur yaptık, hem Roma'da hem de Sardinya'da, geçen yıl 25 Nisan'da Martano'daydık ... Yani İtalya ile gerçekten dinamik bir ilişkimiz var. Bizi birleştiren anti faşist mücadelemizin dinamikleri.

Umut: Sınıfın kardeşliğimiz hakkında net bir görüş sahibi olmamızı sağlıyor, çünkü her yerde aynı sorunlar ve aynı çözümler var. Önümüzdeki yıl Grup Yorum 40. yılını kutlayacak! Büyük bir konser planladığınızı söylemiştiniz. Acaba yıllar içinde içerikte ya da mesajınızı iletme biçiminizde herhangi bir değişiklik oldu mu?

Sena: Grup Yorum okulunun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz*, biz bu okulun çocuklarıyız*, yani şu anda yeni nesiliz*. Ve bence Grup Yorum'un gücü tam da bu: mesajın alınma biçimini güçlendiren ve değiştiren yeni ve genç kişiliklerin gelmesi, ancak temel içeriğin değişmemesi. Yani siyasi mesajlar değişmiyor ama insan olarak kendimizi sürekli yeniliyor olmamız müziği geliştirmemizi ve her tür dinleyiciye açık olmamızı sağlıyor. Rock ya da rap gibi güncel müzik türlerine de ağırlık veriyoruz. Çünkü bizim için önemli olan siyasi gerçekleri tüm halka açıklamak. Bu nedenle de kalıba sokulacak bir müzik tarzımız yok. Devrimci sanatçılık da bizim açımzıdan bunu ifade ediyor.

Umut: Son projemiz bir rap albümü ve bu bizim için çok önemli çünkü genç nesiller bu tür bir dil konuşuyor. Bu nedenle dinleyicilerimizin ihtiyaçlarını beslemek önemli. Gençlerin müziği etkilemesine izin veriyoruz ve kolektife katılan her kişinin getireceği yeni ve yenilikçi bir şey olduğuna inanıyoruz.

Sena: Ama her şeye rağmen yeni olan her şeyin bağını geleneklerimize özgü enstrümanlarla harmanlayarak gençleri geleneğimize duyarlı hale getirmeye çalışıyoruz. Tarihimizi göstererek geleceğimizi kuruyoruz. Dünün bugünle bağını kuruyoruz.

HABERİN LİNKİ:

https://www.nemorockinpatria.it/2024/05/24/tra-musica-e-militanza-con-i-grup-yorum/

[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.