Kitap Adı: “ Derin” Çatışma Alanı Kültür
Yazar Adı: Özkut Özkan
Yayınevi: Boran Yayınevi
Basım Tarihi: Eylül 2024
ÖZKUT ÖZKAN
1962 yılında Adana/Karataş’ta doğdu. Almanya`ya ilk giden işçi bir ailenin çocuğudur. Eğitimini Türkiye, Almanya ve İsviçre’de yaptı. Ekonomi, Sağlık ve Basın mesleklerinde diploma ve tecrübe sahibi oldu.
Şimdiye kadar, anılardan oluşan “Dostlarımın Emanetleri”, Gazetecilik yaptığı dönemde yapmış olduğu röportajlardan bazılarının yer aldığı “Die Reporterin”, Türkiye’deki cunta dönemini ve sonuçlarını anlatan Roman’ı “Aklım Başıma Geldiği Zaman” isimli kitapları yayınlandı. Dünya Medyasının hangi çıkarlar temelinde nasıl yanıltıcı haberler yaptığını gözler önüne seren “Yalan Haber Yüzyılı” kitabının ardından, insanların zihinlerini ve duygularını kontrol etme ve yönlendirme amacıyla Kültür alanında yapılanları ve çatışmaları ele alan “Derin Çatışma Alanı; Kültür” kitabını hazırladı.
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız
Yeni Kitaplarımız: Boran Yayınlarından Çıkan Yeni Kitaplarımıza Ulaşabilirsiniz
Halkın Kütüphanesi
Kitap Adı: Ayetullah'ın Topları İran'ın ve İslam Devrimi'nin Öyküsü
Yazar Adı: Muhammed Hasaneyn Heykel
Yayınevi: Boran Yayınları
Basım Tarihi: Ağustos 2024
Çeviren: Özgür Tutsaklar
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız
Kitaba dair not:
Okumakta olduğunuz “Ayetullah’ın Topları” kitabı, Özgür Tutsaklar tarafından özenle ve emekle çevrisi yapılmış olup halkımıza sunulmuştur.
Kitabın birinci baskısı “Dar Eş-Şuruk (Gündoğumu Yayınevi)” isimli yayınevi tarafından 1982 yılında yapılmıştır.
Lakin bu kitap, yayınevinin 1983 tarihli üçüncü baskısı olan kitabından bizzat çevirisi yapılmıştır.
Tüm halkımıza Boran Yayınları adına iyi okumalar diliyoruz!
“
Kitap Adı: YILDIZLI YÜREK İBRAHİM GÖKÇEK
Yazar Adı: Sultan Gökçek
Yayınevi: Boran Yayınevi
Basım Tarihi: Haziran 2022
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız
ÖNSÖZ
15 yıl Grup Yorum’da bas gitarist olarak emek verdi.
Sadece bas gitarist değildi, her şeyden önce herkesin devrimci abisi idi İbrahim. İdil Kültür Merkezinde her sorunu olanın gidip konuşarak çözüm aradığı abi. Her işe koşan, her engeli aşmak için çaba harcayandı. Grup Yorum’un büyük halk kitleleriyle buluştuğu atılım zamanlarının en çok emek vereniydi.
Faşizmin Grup Yorum’un önüne barikatlar örmeye başladığı süreçte tereddütsüz direnişe geçen, eylemden eyleme koşandı.
Ülkemizin semalarını faşizmin kara bulutlarının kapladığı zamanlarda, «hava kurşun gibi ağır» hale gelmişken, Grup Yorumcular önce açlık grevi ile direnişlerini bir üst basamağa taşıdılar. İktidarın saldırılarının sürdüğü, koronavirüs salgını ile insanların evlerine hapsedildiği, her türlü toplantı ve gösterinin bu bahane ile yasaklandığı koşullarda Grup Yorum direnme kararı almıştı.
Özet olarak “Yorum’u yok etmeyi hedefleyen barikatları kaldırın!” dediler.
İbrahim ve Helin, direnişin içinde daha da öne atıldılar. Grup Yorum’u sessizliğe gömmek ve dağıtmak isteyen iktidara karşı Ölüm Orucu ile büyük bir ses, bir haykırış, bir isyan bayrağı açtılar. Fırtınanın geçmesini bekleyen değil, fırtınaya kafa tutanların, Mahirlerin Dayıların mirasçısı idi onlar.
Kısılmak istenen sesleri gürleşti, tüm dünyaya yayıldı. Umutsuzluk kuyularından çıkış arayanlara, karanlıkta yolunu şaşıranlara, susup karamsarlık içinde bekleyenlere ışık oldular, yürekleri sarstılar. Önce ülkemizde, sonra dünyada en zor koşullarda bile direnerek mücadelenin büyüyebileceğini ortaya koydular. Bu sürecin savaşçıları Ölüm Orucu direnişçileri idi.
Helin ve İbrahim… iki müzisyen… halkımızın iki yiğit evladı… faşizmin darbeleri altında dağılıp gitmek yerine, direnişi büyüttüler, Ölüm Orucu’nda ölümsüzleştiler.
Grup Yorum emekçisi Sultan Gökçek, eşi ve yoldaşı İbrahim için bir kitap yazma çalışmasına başlamıştı. Ancak çalışmalarını bitiremeden tutuklandı ve hapis cezası aldı. Onun başlattığı çalışmayı, onun kadar içten ve güzel kimse yapamazdı. Bunu bilerek ve yarım kalmaması için onun çalışmasını biz tamamladık.
Bir müzisyen, bir devrimci, bir eş, bir yoldaş, bir dost, bir abi olarak, tanıdığı herkeste izler bırakan İbrahim Gökçek’in önce kendi kaleminden, sonra yoldaşları ve dostlarının kalemlerinden hayatını ve direnişini kitaplaştırdık. Anısı onun yolunda yürüyenlere güç katacak, ışık tutacak.
Kitabımızı okurken eminiz, böyle yiğitleri tanımış olmaktan siz de onur duyacaksınız.
Boran Yayınevi
“
Kitap Adı: Soma: Kanlı Kömür
Yazar Adı:
Yayınevi: Boran Yayınevi
Basım Tarihi: Temmuz 2024
ÖNSÖZ
13 Mayıs 2014’te Manisa Soma Eynez Karanlıkdere Maden Ocağı’nda, tarihimizin en büyük maden katliamı yaşandı. Yerin 400 metre altında 301 maden işçisi katledildi, 162 işçi yaralandı.
Yaşanan büyük katliam üzerine Soma madencilerinin hangi partiye oy verdiklerini tartışan kimi sol etiketli partiler, bulundukları yerlerde yaptıkları basın açıklamaları ile yetinirken, Halk Cephesi ülke genelinde ayağa kalktı. Soma’ya heyetler gönderirken, sokaklarda katliamın hesabını soran eylemler örgütledi.
Soma’da 301 maden işçisinin katledilmesinden sorumlu olanlara karşı madenci yakınları ve Avukatlar dava açtılar. Soma davasının ilk duruşması 13 Nisan 2015 tarihinde başladı. 9 Mayıs 2017 tarihine kadar 2 yıl sürdü. Halkın Hukuk Bürosu ve ÇHD Avukatlarının çabaları sonucu karar duruşmasında maden ocağı sahiplerine az sayılmayacak cezalar verildi.
Ancak siyasal iktidar, AKP hükümeti başından itibaren “ölüm madenciliğin fıtratında var” diyerek maden ocağı sahiplerini korumaya çalışıyordu. Sonuçta yargıya müdahale ederek verilen kararı bozdurdu. Yeniden yapılan yargılamalarda bu kez patronlar hafif cezalarla kurtuldular. Anayasa Mahkemesi de benzer bir kararla Maden ocağı patronlarını adeta akladı. Adalet için mücadele sürecekti.
Soma Maden Ocaklarında yaşanan katliam, ülkemizde çalışma koşulları ve iş güvenliği konularında bugün de var olan durumu ortaya sermesi açısından güncelliğini koruyor.
Madenleri emperyalist tekellere peşkeş çektiler. Ucuz iş gücü için tarım ve hayvancılığı yok ettiler, köylerden kentlere milyonlarca insanı göçe zorladılar. Daha fazla kâr elde etmek için insan yaşamı ve iş güvenliğini hiçe saydılar. Bu sorunları yaratan siyasal iktidarlar elbette çözüm de bulmayacaklardı. Katliama neden olan çalışma koşulları başka birçok maden ocağında benzer şekilde devam etti.
Çözüm, örgütlenmek, işçi komitelerinde, işçi meclislerinde gücümüzü birleştirmek ve haklarımız için mücadele etmektir.
Nihai çözüm işçilerin iktidarı alması ve “önce kâr değil, önce insan” ilkesi ile üretimi örgütleyen devrimci halk iktidarının kurulmasıdır.
Geleceği ancak kendi ellerimizle kendi mücadelemizle kazanabiliriz. Kazanacağız.
Soma’da çalışma koşullarından yargı sürecine, siyasal iktidarın patronları koruyan müdahalelerinden sol grupların tavrına kadar var olan her şey ülkemizin genel bir panoraması gibidir. Soma’yı derinlemesine incelemek ülkemizi daha iyi tanımak anlamına gelir.
Soma Katliamını unutmak, yeni katliamlara davetiyedir. Patronların aşırı kâr hırsı ve onları koruyan siyasal iktidarlar nedeniyle Soma madenci katliamından önce de sonra da birçok işçi katliamı yaşandı. Kan ve gözyaşı ile dolu bu süreci ancak bilinçli işçilerin, devrimcilerin mücadelesi durdurabilir.
Bu derleme ile yaşanan acılar kadar, mücadelede unutulmaması gerekenleri, alınacak dersleri, öğrenilecekleri kalıcılaştırmayı hedefledik.
Bu arada “fıtrat”, “görünmez kaza” diyerek katliamın üstünü örtemeye çalışan siyasal iktidarı, hazırladığı raporlarla çürüten devrimci mühendislerin, yargı sürecinde patron - AKP işbirliğini açığa çıkaran, teşhir eden, madencilerin haklarını savunan Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının ve nihayet tüm sürece müdahale ederek işçi mücadelesine ivme kazandıran DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ’nin emeklerinin bu kitaba katkısını belirtmeden geçmeyelim.
Geleceğimizi kazanma mücadelemize katkıda bulunması dileğiyle…
Boran Yayınevi
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız
“
Kitap Tanıtımı: Küçük Ağacın Eğitimi
Hazırlayan: Özgür Tutsak Filiz Gencer
Yayınevi: Boran Yayınevi
“Çerokiler için” ithafıyla başlayan bu otobiyografi, sömürgeci beyaz adama karşı büyükbabanın “Gidişat” diye anlattığı, Dayımızın “Gerisi Hayat!” dediği gerçekleri konu alır.
Küçük Ağaç, bir Çeroki Kızılderili’sidir. Babasını dört, annesini beş yaşında kaybeder. Büyükbaba ve büyükannesinin yanında dağlarda büyür.
Her türlü çıkardan uzak ve umut dolu bir eğitimdir onunkisi.Zira büyükannesi ve büyükbabası birer halk bilgesidir.
Büyükbaba kuşları, ağaçları, hayvanları, rüzgârı anlar, hisseder.İnsanları iyi tanır, doğanın dengesini kavramıştır. Buna “Gidişat” der.Şahin, bir bıldırcın yakaladığında, bir fare bıldırcının yumurtalarını yediğinde. Üzülme, küçük ağaç, gidişat böyle der.
Tal-con ( Şahin ) yavaş olanı yakaladı ve yavaş olan, gene yavaş olan çocuklar yetiştirmeyecek.
Tal-con bıldırcın yumurtalarını yiyen bir fare yer, yani Tal-con Gidişat sayesinde yaşar. Bıldırcına yardım eder. ( sayfa 16 )
Büyükbaba bıçağıyla topraktan tatlı bir kök çıkararak kabuğunu
soydu, kökten yaşamın sulu kış hazinesi damladı. Büyükbaba kökü ikiye böldü ve büyük parçayı bana verdi.
Yumuşak bir şekilde “Gidişat böyle” dedi. Yalnızca gereksinim duyduklarını al. Geyik alıyorsan, en iyisini alma. En küçük ve en yavaş olanını seç, o zaman geyik daha güçlü olur ve her zaman sana et verir.
Pa-koh (panter) bunu bilir. Sen de bilmelisin!
Küçük Ağacın Eğitimi: Kitap Tanıtımını Okumak için Tıklayınız
*
Kitap Adı: Sevgi Nedir?
Yazar Adı: Filiz Gencer
Yayınevi: Boran Yayınevi
Basım Tarihi: Temmuz 2024
Sevgi Nedir?
Sevgi, annem, babamdır, kardeşlerimdir. Arkadaşlarım, dostlarım, akrabalarımdır. Evdeki kedim, saksıdaki begonvil, Afrika menekşesidir. Sevgi şu görkemli orman, uçsuz bucaksız maviliklerdir. Yediğim Amasya elması, Mersin portakalıdır.
Sevgi, halkım, vatanımdır. Sırt sırta çarpıştığım yoldaşlarımdır. Bu satırları peş peşe sıralamak mümkün. Çünkü yolumuz sevgi yoludur.
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız
“
Kitap Adı: Bir Yörük Hikayesi ZEYTİN
Yazar Adı: Özgür Tutsak Filiz Gencer
Yayınevi: Boran Yayınevi
Basım Tarihi: Temmuz 2024
Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız
Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız