1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

Grup Yorum Açıklama: Almanya'nın Suç Örgütü 'Anayasayı Koruma Örgütü' Grup Yorum'u Terörize Edemez

Grup Yorum 'u yalan, komplo ve iftiralarla terörize etmeye çalışmak Emperyalizmin sanatımızın karşısındaki çaresizliğidir.

Almanya'nın suç örgütü "ANAYASAYI KORUMA ÖRGÜTÜ" ne yapmaya çalışıyor?

Biz, halkımıza dünya halklarının baş düşmanı olan emperyalizmin ne yapmaya çalıştığını ve bizim neden suç örgütü dediğimizi belgeleriyle tek tek anlatacağız.

 Biz rahatız, kendimize güvenimiz tam. 39 yıllık tarihimiz boyunca ne yediğimiz ne içtiğimiz halkımızdan ayrı gitmemiştir. İlk kurulduğumuz günden bugüne her notamız ekmek kavgasına, her sözümüz bağımsızlık mücadelesine çağrı olmuştur. Ağızdan çıkmış bir kere o söz “and olsun” diye. Meydanlarda milyonlarca kez yankılanmış “tam bağımsız Türkiye” düşlerimiz. İşte tarih, işte halk, yenilmezliğin yapı taşları. 1985’ten bu yana temelleri sağlam, yıkılmaz bir bina örülmüş. Gökdelenler ne kadar devasa ve güvenli görünseler de, bir depremle yıkılır ve yok olurlar.

 Ama bizim binamız yıkılmaz, yok olmaz. 80 milyon halk yok olamaz. İşte bu yüzden grup yorum da yok olamaz. Çünkü, Grup Yorum halktır. Bizim binamız halk, halktan örülmüş. İdeolojimizle sağlamlaşmış. Binamızın çimentosu ezilen halkların hesap sorma bilinci ve öfkesiyle karılmıştır.

 “BU SES HİÇ SUSMAYACAK”

Dinleyicilerimize müjde, düşmanlarımıza dert olsun.

39 yıldır sanatımızla siyasi gerçekleri anlatıyoruz. Sanatımız politik, bunu ne gizledik ne de inkar ettik. Her yerde bas bas bağırdık, sanat politik olmalıdır diye. İdeolojik olarak devrimi ve devrimci yaşamı benimsedik bunu günlük yaşamımızın doğal bir parçası haline getirdik. Söylediklerimizle yaptıklarımız hep uyum içindeydi.

 Bu uğurda ölümsüzleşen devrim şehitlerinin kahramanlık destanlarını yazdık. Giyimimizden kuşamımıza, bakışımızdan dilimize kadar kendimizi hep daha ileri taşımak amacıyla eğittik. Halk kültürüne sahip çıktık ve devrimcileştirdik. Burjuva kültürüne karşı ise cepheden tavır aldık. Bunun için ağır bedeller ödedik ve ödemeye devam ediyoruz.

 Her adımımızı devrimci değerlere sarılarak attık. Her cümlemizi halkımızı yücelterek kurduk. Milyonlar olduk. Grup Yorum Anadolu’nun ve bütün dünya halklarının duygu ve düşüncelerini ifade eden bir orkestradır. HALKIN ORKESTRASI. Çünkü 1985'ten bu yana orkestramızın tek şefi HALK.

 Halkımız iki yiğit komutan yetiştirdi. Birisi İbrahim Gökçek, diğeri Helin Bölek. Yiğitlerine ‘‘7 notanın KOMUTANLARI “diye seslendi. Artık notaların bir komutanı var. Grup Yorum emekçileri HELİN BÖLEK ve İBRAHİM GÖKÇEK.

 ALMANYA EMPERYALİZMİ BİZİ KRİMİNALİZE EDEMEZ

ALMAN EMPERYALİZMİNİN SUÇLARI:

Anayasayı koruma örgütü 2023 yılı için hazırladığı yıllık raporunda Grup Yorum' un terör propagandası yaptığını belirterek iftiralarda bulunmuş.

  Neye ve kime göre terör propagandası yapılmış? Terör nedir, terörist kimdir? Bu sorular beliriyor beyinlerimizde. İnsanı hayvanlardan ayıran en temel özellik aklıdır. Biz aklımızı kullanmaktan, düşünmekten ve doğruları söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Terör Yunancadan türemiş bir kelime ve Türkçe dil kurumuna göre "tehdit, korku yaymak" anlamlarını taşıyor. Peki o zaman, soruyoruz; dünya halklarına korku salan, dünya halklarını tehdit eden kim? Grup Yorum emekçileri mi? Helin mi? İbrahim mi? yoksa emperyalizm mi? faşizm mi? Bizler SOMA 'da 301 madenci katledildiğinde oradaydık. İbrahim Gökçek bizzat oradaydı. Şirket sahipleri, güvenlik önlemleri almadıkları için, daha çok kar elde edebilmek için katlettikleri madencilerin yakınlarını tekmelerken tatbiki yumruklarımız sıkılıydı. Öfkemiz acımız kadar büyüktü. Sığmadı öfkemiz bedenimize ve "SOMA İÇİN" bestemizi yaptık. Öfkemizi ve acılarımızı ezgilerimizle anlattık. Atılan tekmelerin hesabını soracağız, unutmayacağız, affetmeyeceğiz dedik. İşte bu söz ve müzik terörizm oluyor. Berkin, Sivas, Roboski, Filistin, devrim, örgüt, adalet, bağımsızlık, yozlaşma bu saydığımız kelimelerin hepsi terör potansiyeli taşıyor. 

Irak ‘ta, Afganistan ‘da, Suriye ‘de halkları canice katletmek, bombalar yağdırmak, yeraltı yerüstü zenginliklerini yağmalayıp ülkeleri işgal etmek ise ‘‘demokrasi ‘‘oluyor. 8 binden fazlası çocuk olmak üzere 40 bini aşkın Filistinliyi katletmek ve bunu yeğlemek günümüzün demokrasi anlayışına güller dağıtıyor. Bosna Hersek'te, Irak'ta yüzbinlerce kadının ırzına geçmek, bütün bir ülkenin kadınlarını hamile bırakmak ‘‘demokrasi ‘‘oluyor.

 Kime, neye göre? Bütün dünyayı kan gölüne dönüştüren, halkların kanını emerek nefes alan günümüzün egemenleri, tekeller için "ekmek, adalet ve bağımsızlık" isteyen her canlı, hangi mezhepten, hangi milliyetten, hangi dinden olursa olsun ve bu uğurda örgütlü mücadele eden ‘‘teröristtir. Bütün mesele emperyalizme ve faşizme karşı olup veya olmamak. Ses çıkaran herkes ‘‘terörist ‘‘damgası yemeye mahkumdur. Ya emperyalizmin uşağı olacaksın ya da emperyalizme karşı mücadele edeceksin, üçüncü bir yol yoktur. İtaat ediyor musun, etmiyor musun? Biz etmeyeceğiz ve bu tanımı kabul etmiyor emperyalizme geri iade ediyoruz. Asıl terörist dünya halklarını açlığa yoksulluğa ve adaletsizliğe mahkum edenlerdir. Emperyalizmdir.

 ‘‘Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı ‘‘kimdir?

Almanca: Bundansam für Verfassungsschutz (BfV) iç güvenlik ajansı olarak geçer.

 İkinci başkanı SİNAN SELEN isimli bir Türk’tür.

Almanya, insanlık tarihinin utançla andığı en kanlı sayfaları yazmıştır. Herkesin kabul ettiği gibi, lanetli bir terör devletidir. Hitler'i çıkarmıştır. Ve Hitler'i, faşizmi tarihe gömmek herkesten önce Alman halkının görevidir. Alman emperyalistler bugün de, ırkçılığın hamisi ve en büyük destekçisidir. Tam bir polis devletidir. GSG-9 adlı terör örgütü aracılığıyla gerektiğinde hiçbir hukuk normunu tanımamaktadır.

 -Alman emperyalizmi, Yugoslavya ‘yı yıkmak üzere en yoğun altyapı faaliyetlerini yürüttükten sonra denizden abluka altına almak üzere donanmasını da gönderdi, 1993‘te Bosna Hersek üzerinde uçuş yasağını sağlamak için hava kuvvetlerini harekete de geçirdi. 1998‘de Sosyal Demokrat ve Yeşiller koalisyonunun tornadolarla Bosna’yı bombardımanında 2000 sivilinin öldürülmesinde sorumluluğu var.

-Alman emperyalizmi 1700 asker Somali ‘ye, 3000 asker Bosna ‘ya, 4000 asker Kosova’ya, Kongo ‘ya, Afganistan ‘a, Çat ‘a ve de Türkiye’ye gönderdi. Sadece asker değil, aynı zamanda silah, cephane, mühimmat da gönderiyor.

 -1999’da Sosyal Demokrat-Yeşiller koalisyon hükümeti, Alman federal ordusunun NATO’nun saldırı savaşlarında yer alması kararı aldı.

 -Ocak 2013‘te Federal Orduya ülke içinde de askeri eylem yapma izni çıktı. Almanya ‘da olası karşı hareketleri bastırmak için de orduyu kullanmaktaki engeller böylece kaldırılmış oldu.

-Almanya'nın Türkiye'de 9000 şirketi var. Ülkemizdeki sömürü ve zulümden en az Amerikan emperyalizmi kadar sorumlu. Türkiye ve Almanya arasında askeri, ekonomik, ticari onlarca ikili anlaşma imzalanmıştır.

-Almanya, ABD dışında en çok ABD üssü barındıran ülke unvanını taşıyor, 87 tane Amerikan üssü var.

 -Almanya bir fuhuş ülkesidir, Avrupa'nın genelevidir. Almanya'da tamamı kayıt altına alınmadığı için 200 bin ila 700 bin arasındaki kadının fuhuşta çalıştırıldığı tahmin ediliyor. ABD'de 500 bin kadının fuhuşta çalıştırıldığı düşünüldüğünde mevcut rakamın dünya genelinde çok yüksek bir rakam olduğu anlaşılacaktır. Almanya'nın fuhuştan elde ettiği gelir 14.5 milyar Euro. 2011 yılında Almanya'nın silah ticaretinden geliri 10.8 milyar Euro. Fuhuş Almanya'nın en büyük gelir kaynağıdır. 

  -Ortadoğu'ya yönelik planlar içinde olan Almanya, özellikle Güney Kürdistan'da yer edinebilmek için çeşitli oyunlar peşindedir.

-Türkiye'deki faşist rejimin destekçisi durumundadır. -Alman emperyalizmi bugün ABD, Fransız, İngiliz emperyalizmiyle birlikte dünya halklarının ve proletaryasının sömürülmesi, baskı altında tutulması ve işkencelerin birinci dereceden suç ortağıdır. Faşist rejimlerin işkence teşkilatlarına eğitim, lojistik, silah ve teçhizat sağlamaktadır.

 -Anti-emperyalist RAF örgütüne yönelik yüzlerce kez saldırı düzenlemiş, önder kadrolarını katletmiştir.

-Alman halkının faşizme karşı sağduyusunu hiçe sayarak özellikle Ortadoğulu anti-faşist kurtuluş örgütlerini yasaklamakta, devrimci avı yapmaktadır.

 -Alman cezaevlerinde yıllardır ağır baskı koşulları hüküm sürmekte, işkence ve infazlar yapılmaktadır. Uluslararası Af Örgütü'nün 1995 yılı raporunda da karakollar ve cezaevlerinde işkence yapıldığı belgelenmiştir.

-Yabancılara karşı saldırıları örgütleyen Neo-Nazi teşkilatların arkasında Alman emperyalistleri vardır. Anayasayı Koruma Örgütünün desteğini aldığı kanıtlanan Naziler ırkçı saldırılarda onlarca yabancıyı katlettiler.

 -Alman tekelleri yılda en az 260 bin göçmen işçiye ihtiyaç duyuyor. Alman tekellerinin en büyük sorunu ucuz iş gücüne olan ihtiyaç. Bu ihtiyacı karşılamak için Almanya Federal Hükümeti 1 Mart’ta yürürlüğe girecek olan Nitelikli İş Göçü Yasası hazırladı. Bu yasa Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerden de kalifiye iş gücünün Almanya’ya gelişini ve çalışabilmesini kolaylaştırıyor. İşte bu temelde ülkelerindeki savaş, faşizm ya da sömürüden dolayı Almanya'ya gelen yabancı ve mülteciler aynı zamanda ırkçıların saldırısına uğruyor. Almanya'da ırkçılık devletten bağımsız değildir. Emperyalist Almanya'da Naziler hiçbir zaman yok olmamış, yeraltında ya da açıktan örgütlenme ve saldırılar düzenlemeye devam etmişlerdir.

 -Irkçı, milliyetçi parti olan NPD 1964’de kuruldu. Bugüne kadar çeşitli dönemde yasaklanma dilekçesi verilmesine rağmen, Alman Anayasa Savcısı tarafından engellenerek, yasaklanmadı. NPD devletten parti olarak 2012 yılında 1,436 Milyon Euro yardım almıştır.

 -Almanya’nın Mölln kentinde, 23 Kasım 1992 tarihinde gerçekleşen Nazi saldırısı sonrasında Bahide Arslan, Yeliz Arslan ve Ayşe Yılmaz katledildi.

  29 Mayıs 1993’de de Solingen’de Genç ailesinin oturduğu ev Naziler tarafından kundaklandı. Faşistler 9 yaşındaki Hülya Genç, 12 yaşındaki Gülistan Öztürk, 18 yaşındaki Hatice Genç, 27 yaşındaki Gürsün İnce ve 4 yaşındaki Saime Genci katlettiler.

  -Faşist parti NSU içinde yer alan ve faşist ırkçılar 167 civarında yabancıyı öldürmüş, yüzlerce kişiyi yaralamışlardır. Bu bile Almanya ‘daki Nazilerin ne kadar örgütlü olduğunu göstermektedir.

 -1990‘dan beri NSU üyesi Nazi katiller Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos und Beate Zschaepe Thüringen‘de aktif faaliyet yürütmüşlerdir. NPD ile bağlantıları vardır ve Thüringer Heimatschutz -THS (Vatan Koruma Grubu) içinde yer almışlardır. Alman Anayasasını Koruma Örgütünün tüm bunlardan bilgisi vardır birçok ırkçı faşist saldırının örgütlenmesinde bizzat rol oynamıştır.

 -1998 başlarında NSU‘nun üçlü çetesi Anayasa Koruma Örgütü tarafından sürekli takip edilmiştir. Jena da Zschaepe tarafından kiralanmış bir garaj çok sayıda ırkçı propaganda malzemesi, bomba yapımı için ham malzeme ile 1,4 Kilo TNT bulunmuştur!

-NSU tarafından öldürülenler:

09 Eylül 2000- Nürnberg- Enver Şimşek Çiçekçi

13 Haziran 2001- Nürnberg- Abdürrahim Özüdoğru- Terzi

27 Haziran 2001- Hamburg -Süleyman Taşköprü- Bakkal

29 Ağustos 2001- München- Habil Kılıç- Bakkal

25 Şubat 2004- Rostock- Mehmet Turgut- Dönerci

09 Haziran 2005- Nürnberg -İsmail Yaşar- Dönerci

15 Haziran 2005- München- Theodoros Boulgarides- Anahtarcı

04 Nisan 2006- Dortmund- Mehmet Kubaşık- Gazete bayii

06 Nisan 2006- Kassel- Halit Yozgat- Internet cafe

25 Nisan 2007- Heilbronn- Michle Kiesewetter- Polis Memuru

09 Haziran 2004 Köln Türkiyeli esnafların yoğunluklu olduğu Mülheimer Keupstrae ye atılan Çivili bomba 4dü ağır toplam 22 kişinin yaralandı.

 Bu cinayetler Alman devleti ve bizzat polis tarafından döner cinayetleri olarak çarpıtıldı. Cinayetlerin arkasındaki Nazi bağlantıları halktan saklanmaya çalışıldı. Hâlbuki Alman devleti, Nazile 

-27 Temmuz 2000: Duesseldorf S-Bahn’ında patlayıcı madde atıldı, 

26 yaşında hamile bir göçmen kadın bu saldırıda öldü.

-Ocak 2001: Köln şehir alışveriş merkezine bomba konuldu, 19 yaşında bir genç yaralandı

-9 Haziran 2004: Köln merkezinde bomba konuldu, 22 kişi yaralandı.

-3 Eylül 2006 ve 3 Eylül 2011‘de Saarland‘da Türkiyelilerin, İtalyan, Afrikalı göçmenlerin oturduğu evleri yakıyorlar ve 20 kişi yaralandı.

Nazi katiller Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt Zwickau‘daki bir karavanda intihar ettiler. Yanlarında ise öldürülen polisin tabancası vardı. Beate Zschaepe delilleri ortadan kaldırmak için evi yaktı. Yakılan evde 11 tabanca, çok sayıda mermi, ırkçı propaganda materyali, ırkçı müzik CD ‘leri olmak üzere polis tarafından 140 sayfalık malzeme listesiyle kaydı alındı.

 Sosyalistleri, anti-faşistleri; Türkiye faşizmiyle iş birliği yaparak, sadece istihbarat raporlarına, dijital delillere, Anayasa Koruma Örgütünün ajanlarına dayandırarak hazırlanan iddianamelerle tutuklamak ve yargılamak hukuksuzluktur. Bu yargının tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesine aykırıdır!

 İşte federal anayasa koruma teşkilatı'nın bir suç örgütü olduğunun belgesi. Kime, neye göre terörist sorusuna verilecek cevabı yukarıda sıraladığımız listenin kendisi veriyor. Grup Yorum 'u terörize etmek isteyen bu suç örgütünün bütün tarihi kanlı. Başta yabancılara olmak üzere Almanya ‘da yaşayan bütün halklara korku salan ve tehdit eden federal anayasa koruma teşkilatıdır. Şimdi tekrar sormak isteriz, yukarıdaki sıraladığımız listedeki işlenen suçların sahibi olan federal anayasa koruma örgütümü terörist yoksa dünyanın neresinde bir adaletsizlik yaşanıyorsa buna karşı şarkılarıyla siper olan Grup Yorum mu?

 Bizim kendimize olan güvenimiz ve rahatlığımız işte bundandır.

Anlımız ak bizim. 39 yıldır ufacık bir leke olmayan tarihimize ve halkımıza güvendiğimiz için tüm bunları yazıyoruz. Biz attığımız her adımı bilerek atıyoruz. Hiçbir belirsizlik yok bizim yaşamımızda. Yaptığımız her şeyi savunabiliriz. Peki aynı şeyi onlar da iddia edebilirler mi? Katliamlarla yazılı olan tarihlerini savunabilirler mi? Attıkları her adım dünya tarihine sürülen bir leke, söyledikleri her söz yalan. Bize komplolar kurarak, hakkımızda iftiralar atarak ve yalan söyleyerek, bizi terörize edemezsiniz.

 Halkımız Grup Yorum 'u bugün yeni tanımıyor. Biz, 39 yıldır tanışıyoruz. Grup yorum 'un şarkılarıyla konuşuyor, direniyor, umutlanıyoruz. Böylesi köklü bir geleneği basit iki satırlık raporlar yazarak değiştiremezsiniz. Biz değil halkımız izin vermez. Egemenler, Pir Sultan ‘ı unutturabildiler mi? Köroğlu ‘nu, Nazım Hikmet ‘i? Helin ve İbrahim'i unutturabilecekler mi? Ya da siz kendi halkınıza Berthold Brecht'i, Marks'ı, Engels'i unutturabildiniz mi? Asla!

Bugün hala evimizin duvarında asılı olan, kimsenin indirmeye cüret edemediği çatlamış sazımızın neyi sembolize ettiğini biliyor musunuz?

Bin yıllık bir direniş geleneğinin simgesidir o bağlamaların gövdesinde kazılı olan çizikler. Bugün Grup Yorum ’un Anadolu sazlarından süzülüp gelen, Anadolu halklarının yüreğindeki devrim ateşidir. Hiç kimse söndüremez bu ateşi. Hiç kimse.

 Bugün Almanya hükümetinin kabul ettiği yasa tasarısı, sosyal medyada 'terörizmi övücü' içerik hazırlayan ve yayanlar ile bu tür içeriği 'beğenerek' işaretleyenlerin de sınır dışı edilebilesini öngörüyor. Yetmiyor alman emperyalizmine. Terör yasaları her geçen gün genişletiliyor ve artık sadece bir beğeni tuşuna basmak sizi terör övücüsü durumuna düşürebilir. Keyfiyette sınır yok. Emperyalizmin en büyük silahı faşizmi yasalarla meşrulaştırmak ve makul hale getirmek. Her türlü keyfiyet yasal bir uygulamaya dönüşebiliyor. Bu tür yasalarla keyfi uygulamaların önünü tamamen açıp istedikleri gibi istedikleri kişiyi terörist yapma yetkisine sahip oluyorlar.

 ‘‘AVRUPADAN ‘‘gazetesinin haberine göre:

AVRUPADAN Gazetesi ‘‘Almanya'daki 'trafik ışığı' koalisyon hükümeti, suç işleyen yabancıların sınır dışı edilme işlemlerini hızlandırmaya yönelik hazırlanan yasa tasarısını kabul etti.

Sosyal Demokrat Partili (SPD) Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser tarafından hazırlanan yasa tasarısı, Bakanlar Kurulu tarafından kabul edildi. Nancy Faeser, bakanlığın internet sayfasından yaptığı açıklamada, internet üzerinden işlenen nefret suçlarına karşı sert önlemler aldıklarını belirterek, "Alman vatandaşı olmayan ve burada terör eylemlerini yücelten herkes sınır dışı edilebilmelidir" ifadelerini kullandı.

 SOSYAL MEDYA‘DA BEĞENİ YAPANLAR DA SINIR DIŞI EDİLEBİLECEK

 AA'nın aktardığına göre, kabul edilen yasa tasarısıyla birlikte, ağır suç işleyenlerin yanında sosyal medyada 'terörizmi övücü' içerik hazırlayan ve yayanlar ile bu tür içeriği 'beğenerek' işaretleyenler de suçlu sayılacak ve sınır dışı edilebilecek. Terör suçlarına göz yuman, hoş gören ya da yücelten yabancılar daha kolay sınır dışı edilebilecek.

 Yeşiller Partili Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck de konuya ilişkin yaptığı açıklamada, terörizmi alkışlayarak ve eylemlerini kutlayarak liberal temel düzenle alay eden herkesin kalma hakkını kaybedeceğini vurgulayarak, "Bu nedenle oturum hakkı şimdi buna göre değiştiriliyor" ifadesini kullandı.

 Başbakan Olaf Scholz, 31 Mayıs'ta Mannheim'daki İslam karşıtı bir açık hava etkinliğine Afganistanlı bir kişinin bıçaklı saldırı düzenlemesi ve bir polis memurunun öldürülmesinin ardından yaptığı açıklamada, sınır dışı düzenlemesinin değiştirileceği mesajı vermişti.

  Yine aynı soruyu sormak istiyoruz. Kime ve neye göre? Kim hangi paylaşımın terör övücü olup olmadığına kim karar veriyor. Örneğin Filistin ‘in kurtuluş savaşını desteklemek ne oluyor? Top yekûn İsrail’e destek veren ve 40 bin ölünün arkasından kutlamalar yapıp her yerde İsrail bayrakları dalgalandıran alman emperyalizmine göre mi? O zaman böylesi beğeniler suç kabul edilecektir. Hatta ‘‘ateşkes ‘‘demek bile bu durumda terörü övmek niteliği taşıyabilir. Bu durum tamamen alman devletinin keyfiyetine tabi. Düşünce özgürlüğünün kısıtlanmasından bahsedemeyiz ancak iflasından bahsedebiliriz. Demokrasiden de bahsedemeyiz sadece iflasından bahsedebiliriz. Burjuva demokrasisi yine maskesini indirdi. Emperyalizm gerçek yüzünü bir kez daha bütün dünya halklarına gösterdi. Emperyalistler nasıl Irak savaşı öncesi George Bush'un sözleriyle "ya bizdensin ya da teröristsin" deyip üçüncü bir yolun olmadığını ifşa ettiyse, aynısını bugün bütün dünya emperyalist ülkeleri yapmakta. İki sınıf var ve herkes bir taraftan bir tarafa hizmet ediyor. "NE SAM NE SADDAM" cümlesinin siyasi olarak yanlışlığını emperyalistler dahi söylüyorlar.

  Alman devletinin amacı yabancıların oturum haklarını ellerinden alarak onları hizaya çekmektir. Mültecilerden, sığınmacılardan mutlak itaat istiyor. ‘‘Madem benim ülkeme geldin, bana sığındın o zaman İsrail ‘i destekleyeceksin ve bunu yapmazsan bende seni sınırdışı ederim ‘‘diyor. Konunun aslı bu kadar yalın ve sade. Yalnız şunu öngörmek gerekir. Bu yasa bugün yabancılara yarın ise herkese uygulanacak ve bununla birlikte sadece alman toprakları sınırları içerisinde kalmayacak. Diğer Avrupa ülkeleri de bu yasayı yürürlüğe geçirmek için Almanya‘yı izleyecektir.

SONUÇ OLARAK:

HALKIMIZ!

Biz 39 yıldır yaptığımız her şeyi açıklıyoruz. Nerede olduğumuzu, ne yaptığımızı, neden yaptığımızı, kiminle ve nasıl yaptığımıza kadar. Her anımız halkımızın gözleri önünde gelişiyor ve bundan dolayı da kocaman bir gönül rahatlığıyla diyebiliriz ki, bugüne kadar yaptıklarımızdan savunamayacağımız tek bir türkü, tek bir şiir, tek bir eylem ve direniş yoktur.

 

Bizler, halkın sanatçıları olarak, her şeyimizi bu kadar rahat açıklayabilirken, bizi, terörize etmeye çalışanlarda, her şeylerini bu kadar rahat açıklayabiliyorlar mı? Yaptıklarını savunabiliyorlar mı?

Neyi nasıl açıklayabilirler?

Örneğin katliamlarını?

Ya da bütün Afrika ülkelerinin yeraltı yerüstü zenginliklerini yağmaladıklarını?

 Her 5 saniyede bir, bir insanın ölümünden sorumlu olduklarını? Bunları nasıl açıklayabilirler? Açıklayamazlar.

 Onlar ancak kapalı kapılar ardında yalan raporlar yazabilirler. Kendi suçlarını örtbas edebilmek için kendilerine tehlike oluşturabilecek bütün devrimci yapıları terörize edip imha etmeye çalışırlar. Sınıfsal gerçeklik bunu gerektirir. İki sınıf arasındaki bu çatışma ebediyen birisi diğerini yok edene dek sürecek, sürüyor.

 Kapalı kapılar ardından milyonların ölümüne karar veren halk düşmanları Grup Yorum ’a terörist diyemez. Terörist dünya halklarını açlığa, yoksulluğa ve adaletsizliğe mahkûm edenlerdir. Ölçü bu kadar basittir.

Biz, nerede bir adaletsizlik varsa orada olmaya devam edeceğiz. Halkımız, emin olun eğer konser salonlarında değilsek, sahnede değilsek o zaman mahkeme salonlarındayızdır. Bir elimizle hapishane duvarlarını diğer elimizle ölümü ite ite güneşli günleri müjdeliyoruz. Umudumuz sevdamızla yarışır halde, o büyük güne koşuyor.

 Bugün alman devleti Grup Yorum 'a yönelik baskıları arttırmak ve terörize etmek için suç örgütü olan federal anayasa koruma teşkilatı tarafından hazırlanmış olan raporu Grup Yorum 'a karşı kullanmak istiyor. Biz elleri kanlı bir kurumun raporlarını tanımıyoruz. Bizim kim olduğumuz ne zaman nerede olduğumuz ve ne yaptığımız günün 24 saati bellidir. Bütün programımızı gerek sosyal medya platformlarında gerek başka mecralarda tüm halkımızla paylaşıyoruz.

 Bizim bu şekilde itibarımıza zarar verebilecek raporlara karşı federal anayasa koruma teşkilatına dava açacağız. Bizim gizlimiz saklımız yok. 39 yıllık tarihimize yaslanarak büyük bir huzurla söyleyebiliriz ki yürüdüğümüz yol dünyanın en onurlu yoludur. Kim olduğumuzu ve ne yaptığımızı yazımızın başında da yazdık ve bunları yazmaktan, böyle yaşamaktan, böyle düşünmekten hiç kimse bizi vazgeçiremez. Biz 39 yıl önce ne idiysek bugün de oyuz.

Halkımız,

Grup Yorum ‘u sosyal medya hesaplarından takibe alalım, ‘‘Biz de Grup Yorum'uz‘‘ videoları çekelim, tutsak Grup Yorum emekçilerine mektuplar yazalım, federal anayasa koruma örgütüne mektuplar yazalım ve onlara diyelim ki....

 ‘‘HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ.

GRUP YORUM HALKTIR SUSTURULAMAZ. ‘‘

Grup Yorum emekçisi

UMUT GÜLTEKİN

[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.