Gerçeğin
Demi'nde Ortadoğu Ve Özellikle Suriye’ de Gelişen Vahşet Anlatıldı
Halkın Sesi
Radyo, Gerçeğin Demi'nde 11 Mart Salı günü yayınlanan, Ortadoğu ve özellikle
Suriye’de gelişen vahşet emperyalist kapitalist sistemin girdiği ağır bunalım
sürecinin anlatıldığı, Kürt Milliyetçi Hareket ile oligarşinin ''barışını'',
nereden nereye geldiler ve ihanet cephesine giden yolların parke taşları
nelerdi ve bunları nasıl döşediler, konularının anlatıldığı bölümün kaydını
paylaşıyoruz.
https://halkinsesiradyo.com/ortadogu-ve-ozellikle-suriyede-gelisen-vahset-emperyalist-kapitalist-sistemin-girdigi-agir-bunalim-surecinin-aynasidir/
ORTADOĞU VE
ÖZELLİKLE SURİYE’ DE GELİŞEN VAHŞET EMPERYALİST KAPİTALİST SİSTEMİN GİRDİĞİ
AĞIR BUNALIM SÜRECİNİN AYNASIDIR!
- Emperyalist
Kapitalist sistem belki de tarihinin en ağır bunalımını yaşıyor. Bunalımına
bulduğu tek çare terör-yozlaştırma ve tüm güçlerini topyekün araneya sürmektir.
Geçen
programlarımızdan birinde Eğri Zamanda Doğru Yerde Duranları anlattık. Eğri
zamanlar işte böyle zamanlardır. Belki de içinde bulunduğumuz süreç tarihin en
eğri zamanıdır. Çünkü bu bunalım sadece birer sömürü sisteminin değil topyekûn
sömürü sistemlerinin çöküşüdür. O yüzden ne köleciliğin ne de feodalizmin çöküş
sürecine benzemektedir. Çok daha Eğri Bir Zamandır.
İşte böylesi
Eğri zamanda doğru yerde durmak Büyük bir inanç, yüksek bir ahlak ve güçlü bir
irade gerektirir. Boş inançlarda, sahtekarlarda ve miadını dolduran
milliyetçilik, dincilik gibi anlayışları esas alanlarda bunları aramak
beyhudedir.
O yüzden bu
gibileri böyle dönemlerde sahtekarlıklarını sürdüremez. Asıllarına dönerler.
Tarihleri boyunca istedikleri kadar keskin inançlı görünsünler, istedikleri
kadar halkın-ulusun-ezilenlerin haklarının savunucusu görünsünler, bütün
bunların tam tersi bir cepheye sürüklenmeleri kaçınılmaz olur. Bu cephe
sömürücü ve zalimlerin cephesidir. Bu cephe, emperyalizmin ve faşizmin
cephesidir. Bu cephe halk düşmanlarının cephesidir.
Günümüzde tüm
ulusların, tüm halkların, tüm ezilen cinslerin ve tüm doğanın tek düşmanı
emperyalistler ve faşistlerdir. Bütün bu mağduriyetleri istismar ederek, halkın
saflarını bölenler her zaman sömürücülerin işine yaramıştır. Ve tarihin
dayattığı dönüm noktalarında bu yüzden alenen o safa koşarlar.
Bugün cümle
milliyetçi, oportünist, reformist ve revizyonistlerin emperyalizm safında saf
tutmaları bu yüzden alenileşmiştir.
Gerekçeleri ne
olursa olsun emperyalistlerin ve faşistlerin safına geçmek savunulamaz.
İhanettir. İhanetin gerekçesi olmaz. İster can korkusu ister başka bir korku
ihaneti meşrulaştıramaz. Böyle dönemlerde Pir Sultanlaşmak, İmam Hüseyinleşmek,
Hallacı Mansurlaşmak, Nesimileşmek, Babekleşmek, Bedreddinleşmek, Deniz
Gezmişleşmek İbrahim Kaypakkayalaşmak ve Mahirleşmektir doğru yerde durmak.
Bu
programımızda işte Eğri Yerde Duran ve Aslına Dönenleri konuşacağız. Bireyler,
Örgütler, Önder Geçinenler ve Halkı Savunduğunu İddia Edenlerin Emperyalizm
Cephesine koşmalarını konuşacağız.
Özel olarak
Suriye’deki kanlı katliamlara karşı tavırları üzerinden hareket edeceğiz. Nasıl
bir vefasızlık, nasıl bir arsızlık, nasıl bir ihanet içinde olduklarından söz
edeceğiz. Nereden nereye geldiler ve ihanet cephesine giden yolların parke
taşları nelerdi ve bunları nasıl döşediler onları konuşacağız.
Bu seferki
GERÇEĞİN DEMİ; İhanet Gerçeği ve İhanetin Demlenmesi Olacak. Demlenmiş İhanet,
İmam Hüseyin’in Dediği gibi ‘’Havasızlıktan Kokuşmuş Bataklıkta’’ kulaç
atanların ortalığa saçtıkları pis kokulardan başka bir şey değildir.
DOĞRU YERDE
DURANLARIN ONURU ADINA: CÜMLE CANLARA AŞK İLE!
GERÇEĞİN
DEMİNE HÜ!