1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

Grup Yorum:Minsk-Moskova-Donbass Günlükleri ✍️/ 14. Gün

 

Faşist çetelerin Lugansk halkına yönelik suçlarını yerinde gördük, belgeledik…

Bugün (27 Şubat) Anti-Faşist Forum’un Lugansk’taki üçüncü gününü geride bıraktık. Forum heyetimiz iki farklı kurtarılan bölgeye giderek Ukraynalı faşist Neo-Nazi çetelerinin suçlarını yerinde gördü, belgeledi.

Biz de iki gruba bölünerek; birinci ekibimiz Lugansk merkeze 50 km. cephe hattına ise 15 km. uzaklıktaki Toşkovka şehrinin “Pervayamayaskaya (Bir Mayıs)” kasabasına, ikinci ekibimiz ise Palovinkino şehrinde önceden sosis üretim tesisi olan bir ‘işkencehaneye’ gitti. Birinci ekibimiz: Toşkovka şehrine girdiğimizde birçok kapı veya duvarlarda “Jivyut Ludi (İnsanlar Yaşıyor)” şeklinde yazılar dikkatimizi çekiyordu. Yıkımın-harabenin olduğu Bir Mayıs kasabasına vardığımızda ise bunun ne anlama geldiğini anlayabilmiştik. Söz konusu şehirde 2014 yılına kadar 4 bin nüfus bulunmaktaydı, bu tarihten sonra ise 2 bin insan kalmış. Lakin faşist Neo-Nazilerin Özel Askeri Operasyon öncesi yaptığı saldırılar, bombardıman, katliam ve işgal saldırısı ardından kasabadaki sağ kalan halkın büyük bir bölümü göç etmek zorunda kalmış. Bölgede ise 100 (yüz) civarı yerel sakin kalmış. Bu nedenle yerinde kalan veya bölgenin kurtarılmasının ardından dönen insanlar yerlerini belli etmek için bu tür yazılarla nerede olduklarını bölgeye gelen yardım, sağlık ve başka kurumlara belirtmek için böyle bir yöntemi seçmiş. Evet, bölgeye ‘yardım’ gelmekte, çünkü faşistlerin saldırısı ardından tüm altyapı tamamen imha edilmiş; sıcak veya soğuk su, elektrik, gaz ve en temel ihtiyaçların alınabileceği market-bakkal bile yok.

Bizler faşizmin suçlarını belgelerken yüzünden gülümsemesi eksik olmayan iri yarı sevecen Saşa (Aleksandır) dede yanımıza gelerek sevgiyle ve sıkıca bizleri kucakladı. Ardından heyetimize kendisinin ve kasabanın tarihini anlattı. Saşa dede madenci emeklisi ve birinci derece yansıra 32 yıllık maden emekçisi olduğu için “Madencinin Şerefine” yazısı olan üç adet onur emek madalyası bulunmaktadır. Bu tarihiyle onur duyuyor ve bu da kendisinin vatanından vazgeçmemesinin sebebiydi. Saşa dedenin anlattığına göre; faşistler kasabalarını işgal ettiğinde bir silahlı çete göğsüne silah doğrultarak “arabanı bize vereceksin!” diye tehdit etmiş, bunun üzerine kendisi “sen silahını bırak ve eşit şekilde dövüşelim, eğer beni yenebilirsen arabam senindir…” diyerek meydan okuyup karşı durmuş. Bunun üzerine faşistler tekrar göğsüne silah dayayarak tehdit etmişler; lakin direnen Saşa dedenin iradesini kıramamışlar. Ardından bizlere kasabayı gezdirerek başta kendi bahçesi olmak üzere komşularının da evlerine düşen emperyalizmin roketlerini ve boş roket kovanlarını gösterdi. Saldırı ardından evlerinden çıkmak zorunda olan bir komşusunun evine geçtik; kapılar, pencereler ve hatta evin merdivenleri bombardımandan parçalanmıştı. Evin içinde dağılan çocuk oyuncakları, giysileri, kişisel eşyalar ve ev eşyaları yanında dikkatimizi bir şey çekiyordu; üzerinde “9 Mayıs – Zafer Günü! Şan Olsun Kızıl Ordu’ya!” ve orak-çekiç ile kızıl yıldız olan kartpostallar… Tarihini bilen, geçmişine bağlı olan bu halk teslim alınamaz! Çünkü gördüğümüz, duyduğumuz her şeyin geçmişle, atalarıyla, anavatanları için savaşan Kızıl Ordu’yla ve sosyalizmle bir bağı var. Bunu da birebir yaptığımız sohbetlerde ve gittiğimiz her yerde görüyor, hissediyoruz. Lugansk (Donbass) halkının da bu noktada çelişkisi ve ikilemi yok. (…) İkinci ekibimiz: Faşizmle özdeşleşen işkence yeri olan eski sosis fabrikasındayız… Sosis fabrikası Palovinkino şehrinde yer almaktadır. Evet, “işkence” dendiğinde veya aklımıza getirdiğimizde direkt faşizm, burjuvazi, emperyalizm; yani kısaca düşman aklımıza gelmektedir. ABD, Fransa, Almanya, Siyonist ‘İsrail’, Türkiye vd. Bu sefer de faşist Ukrayna Neo-Nazilerinin pratiğini gözlerimizle görüyorduk, birebir yaşayanlardan dinledik… Duvarlarda ölümün izleri gün gibi yüzümüze çarpıyor, buz gibi koridorlardan esen yel kaçırılan ve işkence görürken katledilenlerin sesini önce kulaklarımıza, sonra yüreklerimize vuruyordu.

Duvarlarda boya değil kan izleri var; insan kanıydı bunlar, faşizme karşı savaşan insanların. Duvarlarda resim değil kurşun izleri var; anti-faşistlerin hedef alınarak psikolojik işkenceye uğratıldıkları yerdi burası. İşkencehanede tutulanlar bodrum katı gibi bir yerde kalıyor, üstlerinde ise ızgara sac benzeri bölüm var. Üst katlarında ise faşistler uyuyordu. Onları gözetlemek ve her saat-dakika sözlü küfürlerin yansıra kendileri gibi pis idrarlarını, dışkılarını anti-faşistlerin üzerine oradan boşaltıyorlardı. Değil bir insanın, küçük bir hayvanın dahi zor hareket edeceği buz gibi kafesler içinde insanlar üst üste günlerce aç-susuz bırakılıyordu. Burada ölen anti-faşistler iki-üç gün sonra cesetleri alınıyor ve helikopterlerle mayın arazilerine atılıyordu. Faşistlerin buradaki amacı “Sizi mezarsız bırakacağız…” diye düşünmeleridir… Bu yapılanlar bizlere asla, hem de hiç yabancı değildi. Onurlu aydınlarımızdan günümüze tüm sosyalistler, anti-faşistler bunu yaşadı; kaçırılma, işkence, katliam… Ayten Öztürk işkenceye karşı zaferin bilincimizdeki en taze örneğidir… Tüm hepsini belgeledik, hem de hiçbir ayrıntısını atlamadan. Çünkü karşımızda tarihin gelmiş geçmiş en alçak, en namussuz ve insanlık karşıtı olan bir düşmanı var: Emperyalizm ve beslemesi Faşizm! Halklara karşı suçlarını bulunduğumuz her yerde belgeleyeceğiz ve tüm anti-faşistlerle dayanışma içinde olmaya, birlikte mücadele etmeye, zaferler kazanmaya devam edeceğiz! Yolumuzdan dönmeyeceğiz; doğru bildiğimiz yolda, tarihsel sorumluluğumuzla yürümeye, koşmaya devam edeceğiz! Kurtarılan bölgelerin ziyaretinden sonra bilincimizde mücadele nedenlerimizi büyütüyorduk ve halkların ortak düşmanına karşı kinimize kin katıyorduk. Bu sırada da yolumuz üzerinde Slavyanoserbsk şehrine yakın “Kombat” anıtının yanında durarak ‘direnişin-savaşın sonu zaferdir’ çağrısını vurguladık ve dostlarımızla hatıra fotoğrafı çekildik. Kombat askeri anıtı, Büyük Vatanseverlik Savaşı döneminde hücuma geçen Kızıl Ordu askeri Aleksey Eremenko’nun şehitliğinden önce çekilmiş olduğu fotoğraftan esinlenerek yapılmıştır; elinde tabancası, haykıran haliyle… Programımızı da “Donbass’ta 8 Gün” belgeselimizin gösterimiyle tamamlamak için Lugansk şehir merkezine dönüş yaptık…








[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.