Bugün sizleri Zeynep YILDIRIM adına selamlamaya geldim.
Sarıyer Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Zeynep Yıldırım Cem evi başkanının
yoldaşı olarak PiR SULTAN dan buyana Mahir Çayan gibi direnen bir soydan
geliyoruz. Damarlarımızda zapt edilemeyen direnç kanı var. Başta Sivas
şehitleri olmak üzere tüm direnirken
katledilen devrimcileri ve Suriye de emperyalistlerin uşakları tarafından
katledilen alevi halkını selamlıyoruz. Filistin Gazze de katledilen tüm
direnişçileri selamlıyoruz. Genel Kurulunuza selam olsun. Beyhan GÜN e, Sevda
kurban’a selam olsun.
Bu ikinci kez kurulunuza katılışım. İlkinde Büyük Direniş
2000-2007 ölüm oruçları vardı F tipi hapishanelerde tecrite karşı. Bugün ise
kuyu tipi ölüm hücrelerine karşı açlık grevleri var.
Ogün de bugün de diyoruz ki tecrit emperyalizmin imha
politikasıdır. Devrimcileri ve halkları katletme politikasıdır. Böl parçala
yönet politikasıdır.
Tüm dünyanın gözleri önünde bugün katliamlar yaşanıyor
Ortadoğu da. Ve hiçbir ülkeden buna dur sesi yükselmiyor. Faşist iktidar ise
zaten katledenlerin destekçisi. Amerikan işbirlikçileri alevi halkının oluk
oluk kanını akıtıyor. Emperyalizmin böl parçala politikası bu anlamda başarılı.
Suriye de yaşanan katliama ses çıkartmıyorlar ve diğer dünya halklarının da bu
halkla dayanışmasının önünü kapatıyorlar. Halkların sesini katliama karşı
boğuyorlar.
Bu politikaları boşa çıkartmak bizlerin elinde. Katliamlara
dur demek bizlerin elinde. Birlikte eylemler yapmakta birlikte örgütlenmekte.
Devrimcilerin tarihsel rolü halka öncülük etmektir. Türkiye
de devrimcilere uygulanan saldırılar bu nedenle yapılır ve emperyalistlerin tecrit politikası bunun için
uygulanır. Devrimcilerin halka umut olmasını, “biz kazanacağız, bizi 10 yılla
teslim alamazlar” demesini istemezler tahammül edemezler edemediler. “Can için
yalvarmam sana mazlumlar darılır bana” diyerek direnirken şehit olan yoldaşı
“Ebru Timtik’in yolundan yürüyeceğim” diyen Selçuk Kozağaçlı’ ya da tahammül
edemezlerdi edemediler.. Birkaç gün önce de halkın avukatı Selçuk Kozağaçlı
tahliye edilip hukuksuzca tekrar tutuklandı.
Bizim gibi yeni sömürge ülkelerde hapishanelere yapılan
saldırılar dışarıda halka yapılacak saldırılarında habercisidir. Önce
devrimciler susturulmalı ki halka daha çok saldırsınlar. Buna da kimse ses
çıkartmasın. Emperyalizm dünya halklarının hiçbir saldırıya karşı çıkmasını
istemediği için toplumları yozlaştırıyor ve çürütüyor. Ve diyor ki
emperyalistler “ bir toplumun beynini işgal etmeli önce” işte bugün yozlaştırma
politikası bunun içindir.
Bugün Türkiye de siyasi tutsaklar için yapılmış bir çok
hapishaneden bir kaçı S.R.Y kuyu tipi
denilen hapishanelerdir. Bu hapishaneler güneş görmediğiniz insan yüzü gardiyan
dahil görmediğiniz kuyuyu andıran hapishanelerdir.
Buna karşı hapishanelerde devrimci tutsaklar direnmekte bu
hapishanelerin kapatılmasını kendilerinin de kuyu tipi olmayan bir hapishaneye
nakledilmelerini istiyorlar.
Bu nedenle Sercan Ahmet Arslan, Serkan Onur Yılmaz, Baki Can
Işık ve Annesi Yurdagül Gümüş, Mithat Öztürk, Hasan Ali Akgül, GRUP YORUM üyesi
Ali Aracı, Ayberk Demirdöğen ve Fikret Akar süresiz açlık grevinde. Sercan
Ahmet Yılmaz ve Serkan Onur Yılmaz 200.cü günlerine yaklaşıyor.
Tüm halkımızı ve ilerici kurum kuruluşları direnişçilerin
sesi olmaya çağırıyorum.
Faşizme karşı birlikte savaşmaya çağırıyoruz.
Pir Sultan Abdal derneklerinin mücadelelerinde hep yanı
başlarında olduğumuzu olacağımızı bir kez de buradan dile getiriyoruz.