1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

Ebru Timtik Anısına Düzenlenen 2. Uluslararası Hukuk Sempozyumunun 1. Günü Coşkuyla Geçti!

Sempozyum Halkın Hukuk Bürosu Avukatı Günay DAĞ’ın açılış konuşmasıyla başladı.

Günay Dağ:

“Bizi burada bir kez daha Ebru Timtik birleştirdi.(…) Milyonlarca insanların savaşlar, siyasi baskılar yada ekonomik nedenlerle ülkelerini terk ederek mülteci koşullarda yaşamak zorunda bırakılanları, ırkçı faşist ve gerici örgütlenmelerin sistemli olarak yaygınlaştırılması, ulusal ölçekte yayılan siyasi baskı ve yasaklar, siyasi yargılanmalar ve ceza adaleti açısından yaşanan sorunlar ve halklar açısından daha pek çok olumsuzluk, sözünü ettiğimiz emperyalist yağma ve talan düzeninin bir parçası ve bu düzenin doğal bir sonucudur. (…) Madalyonun bir yüzünde emperyalist saldırganlık varsa, diğer yüzünde de halkların direnişi ve mücadelesi vardır. (…) Bizler dünyanın birçok ülkesinden halkların birleşik örgütlü mücadelesinin gücüne inanan avukatlar olarak; (…) bugün burada bir araya geldik.” dedi.

Ardından sempozyumun ilk oturumu başladı.

1. Oturumun konusu “EMPERYALİZMİN DÜNYA HAKİMİYETİ İÇİN FİNANSAL VE ASKERİ SALDIRGANLIK, LATİN AMERİKA’DAN ORTADOĞU’YA EMPERYALİST MÜDAHALELER VE ULUSLARARASI HUKUK” oldu.

İlk konuşmacı Uluslararası Devrimci Tutsaklara Özgürlük ve Dayanışma Komitesi’nin Üyesi Pamela Pulido Sanchez (Meksika🇲🇽) oldu;

Pamela Pulido Sanchez;

“(…) Sömürge dönemi boyunca kıtada sömürge karşıtı mücadeleler sürmüştür şu anki İspanyol ve portekizliler sık sık köle ayaklanmalarıyla karşı karşıya kalmış bunun sonucu sömürge yönetimi sarsılmıştır. Meksika'da bulunan doğal kaynakların fazlalığı yabancı güçlerin iştahını kapatmıştır. (..)

1810'da Meksika ispanya'dan bağımsızlığını kazandı ancak Meksika’nın bağımsızlığından sonra ABD Meksika’yı sömürgesi altına aldı. 1838'de Meksika Fransa tarafından işgal edildi. Ardından ABD tarafından işgal edilerek topraklarının yarısı yani: dört milyon karelik bir alan elinden alındı. Bugünkü Teksas California ve tüm Güney kalifornia eyaletleri bir zamanlar Meksika’nınsa.

Ardından 2 Fransız işgali yaşandı. Yüzyılın ilk yarısında diktatörlükler gelişti. Amerika henüz tam kontrol kurmamışken farklı güçler ülkemiz üzerinde siyasi güçler kurmaya çalıştı. Ardından yeni bir diktatörlük döngüsü başladı. (…) Düşman ceza hukukunu yasal savaş olarak kullanmıştır. Emperyal savurganlık sürmektedir. (…) ABD ekonomik ve siyasi gücünü kullanarak ülkemizi boyunduruk altına almakta. (…)

Arjantinli politika gazetecilerin kafalarının biber gazlarıyla yarılması ve eylemler sırasında polisler tarafından insanların öldürülmesi son dönemde yaşananlardır.

12 Mart‘ta tutuklanan 110 Arjantinli tutsak için serbest bırakılmaları sağlandı bir çok ülkede zaferler de kazandık.

Yoldaşlarımızın hukuki savunmasında emperyalizme karşı mücadele var.(…)

Bu anlamıyla Yoldaşlarımızın hukuki savunmasında karşı mücadele edilecek uluslararası avukatlık yapılması konusunda bunu ifade ediyoruz. Birliğe katılmak istiyoruz.” dedi.

1. Oturumun ikinci konuşmacısı Ulusal Avukatlar Birliği (NLG) Uluslararası Komitesi Eş Başkanı Kerry MCLEAN (USA🇺🇸) oldu.

Kerry MCLEAN:

“IMF ve Dünya Bankası’nın Jamaikan& Şili Odağında izlediği politikaları anlatacağım sizlere.

Güya uluslararası kalkınmayı teşvik etmek için kuruldular ama yoksulluğu arttırdılar. (…) IMF ülkelerin peyzajını değiştirmekte ciddi bir rol oynadı Latin Amerika ülkelerinde neoliberal ekonomik politikaları uygulamaya soktular ve bunlar emperyalist ülkeleri zenginleşti yani halkların çıkarının tersine.(…)

IMFnin Ülkelerin politikaları nasıl kötüleştirdiğini eşitsizliği nasıl arttırdığını anlatmak istiyorum.

Dünya Bankası gelişmekte olan ülkelere kredi veriyor desteklediği projelerde altyapı geliştirme projeleri yoksulu hafifletme projeleri ama ne var ki bankaların vereceği krediler belli kurallara bağlı ülkelerin neoliberal ekonomik politikalar benimsemesi gerekiyor serbest piyasada devlet müdahalesine ve korumacılığına karşı bir yer alıyor kamu hizmetlerinin küçültülmesine yol açılıyor ve uzun vadede dışa bağlı bir politika izleniyor.(…)

IM F Latin Amerika ve karayiplere kemer sıkma politikasını dayattı IMFyle Latin Amerika ve Karayipler’de işsizlik çoğaldı sağlıklı eğitim gibi kamu harcamaları azaldı ve eşitsizlik yöneltildi bir bağımlılık döngüsü ortaya çıkardılar.

Latin Amerika ve Karayipler artık sürdürülebilir bir politikaya ulaşamıyorlar. (…)

IMF’nin Latin Amerika ve Karayipler‘deki politikasını anlamak için şunu anlamak gerekiyor faaliyetlerinin altında emperyali politikalar var.

Tozunun Amerika’dan ihraç edilmesi istendi ve Jamaika’daki Mandıralar kapatıldı ve buralarda çalışan insanlar sütlerini sata madıkları için toprağa dökmek zorunda kaldılar.

Bütün bu politikaların toplumsal sonuçları da bir o kadar kötüydü ekonomi közlemeye başladığı için nüfusun ciddi bir kısmı yoksulluk sınırının altında kalmaya başladı.

Jamaika’nın IMF’den aldığı borçlar bir kısır döngüye dönüştü ve anlamlı bir ekonomik bağımsızlığa asla kavuşamadı. (…)

Şile çok güzel bir örnek gösteriyor bizlere IVF ve Dünya bankasının olumsuz politikaları üzerinde.(…)

Hem yereldeki seçmenler hem de ABD annen de hükümetini bir tehdit olarak algıladı ve bu refah devletinin adım adım yok edilmesini örgütledi.

Pinochet rejimi adı altında açlık ve işsizlik arttı devletin iştirakları satıldı kamu hizmeti sağlık, eğitim ciddi bir şekilde azaltıldı insanlar yoksulluk sınırının altında yaşamaya başladı. Amerika Birleşik Devletleri’nin doğal bir uzantısı olarak görev yaptı Pinochet. En önemli emperyalist faaliyetlerden birisi borç krizidir İMF Dünya Bankası tarafından gerçekleştirilmiştir.

Sağlık, eğitim, tarım sektörleri yok edildi. En temel ihtiyaç için bile dışarıdan yardım alma ihtiyacı doğdu. (…)

IMF ve Dünya Bankası emperyalizmin yapılarını güçlendiriyor EMF ve Dünya Bankası’nın bu bölgelerdeki rolü bize şunu hatırlatıyor emperyalizm modern dünyada yalnızca askeri işgal yoluyla faaliyet göstermemektedir ekonomik zorlama ve neoliberal yatırımların dayatılmasıyla da faaliyet gösteriyor (…)” dedi.

1. Oturumun 3. Konuşmacısı Hindistan Avukatlar Birliği Başkan Yardımcısı ve Emekli Anayasa Hukuk Profesörü Niloufer BHAGWAT(🇮🇳) oldu. Konuşmasına Filistin'deki direniş şehitlerini ve Seyyid Hasan Nasrallah'ı selamlayarak başladı.

Niloufer Bhagwat konuşmasının devamında 20. yüzyılın başlarında İngiliz emperyalizminin Orta Doğu'daki yayılmasından bahsetti.

Niloufer Bhagwat;

“Emperyalist sistem içerisinde olan bütün bankalar, bütün şirketler uyuşturucu satılmasını teşvik ediyor. çünkü finansal olarak bakmakta ve Libya‘yı düşünün işte bir şekilde yok edildi. Suriye şu anda resmen ayaklar altına aldılar. İran… buradaki strateji neydi… bu bölgeler gaz ve petrol zenginliği olan bölgeler. Emperyalizm Politikalarını kabul ettiremediği ülkeleri işgal eder. Libya, Suriye, Irak gibi..” dedi.

İlk oturumun son konuşmasını Halkın Hukuk Bürosu avukatı Günay Dağ yaptı.

Halkın Hukuk Bürosu Avukatı Günay DAĞ;

“(…) Emperyalizm uluslararası hukuku kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır.(…)” dedi.

Kısa bir ara verildikten sonra ikinci oturum başladı.

2. Oturumun ilk konuşmacısı Miquel Sanchez CALDERON (Peru🇵🇪) oldu.

Miquel Sanchez CALDERO:

“Ben bir kitap hakkında konuşacağım. Düşman Ceza hukukunun 50 yılı ne zamana kadar başlığında taşıyor bu kitap.

Perudaki komünist Partisi’nin önderi olan eşi bu kitapta şöyle bir açıklama yapıyor kocasının katili ile ilgili yaptığı bir açıklama bizi buraya getiren meselenin kaynağında ne olduğunu anlamaya çalışıyorum Nobel ödüllü yazarımızın da iddia ettiği üzere %99’un ihtiyacı olan şeylere yalnızca dünyanın %1’i sahip bu ilişki artık siyasi düzeyde demokrasileri ortadan kaldırdıran onları bozan bir hale geldi.

Biz artık sürekli bir sömürü sistemi haline gelen bir sistemden bahsediyoruz. (…)” dedi.

Ebru Timtik Anısına Düzenlenen 2. Uluslararası Hukuk Sempozyumu “Emperyalist Demokrasinin Krizi, Faşizm ve Hukuk” Başlıklı 2. Oturumunun 2. Konuşmacısı Almanya’dan Avukat Roland Meister oldu.

Roland Meister;

“Alman emperyalizmi ve hükümeti 7 Ekim 2023’ten bu yana hem tarihsel gerçekleri hem de uluslararası hukuku sistematik şekilde göz ardı etmektedir. (…)

Filistin dayanışması hareketine karşı bir baskı dalgası yaşıyoruz polis her türlü Filistin dayanışması protestolar saldırıyor zorla dağıtılıyor yasaklanıyor ve kısıtlayıcı koşullara tabi tutuluyor zaman zaman gelen bir toplantı yasağı vardı hukuk firmamız özellikle yasaklanan vehhac ile ilgili davalarda müvekkillerimizi temsil ediyor. (…)

Almanya’daki en büyük Filistin topluluğunun yaşadığı Berlin’de 50.000’den fazla Filistinli ile Filistin ile dayanışma gösterileri uzun süreden beri yasaklanmıştır.

ABD Büyükelçiliği karşısında gösteri yapmaları engelleniyor çünkü bu başkent Berlin’in küresel itibarına zarar verebilir. (…)

“Nehirden Denize Özgür Filistin” ve “Çocuk katili İsrail” gibi sloganlar yasaklandı Almanya’da. Söz konusu sloganların İsrail’in var olduğunu inkâr etmek anlamına geldiğini söylüyorlar ve gençleri bu yüzden tutuklayıp yargılıyorlar. (…)

Söyleyecek çok şey var. Yaşasın Özgür Filistin!” dedi.

İkinci Oturumun üçüncü konuşmacısı Gabriela Jiménez RODRIGUEZ oldu.

Gabriela Jiménez RODRIGUEZ;

“ABD kendisine özgürlükler ülkesi adına veriyor ancak gerçek bize şunu gösteriyor; emperyalizm işine geldiğinde haklar konusunda nerede bir ilerleme varsa onu eziyor. Faşist politikalarını yasalara ve kararnameler’e dönüştürmekte zorluk çekmiyor. Bu ABD İmparatorluğu’nun tarihi boyunca böyle olmuştur.

Örneğin uyuşturucu sorunu. Uyuşturucu sorununu kendisinin halkların kendi kaderini tayin hakkını ihlal etmesi için kullanılan bir sorun. Terörizme karşı mücadeleyi öne sürerek halkların siyasetine müdahale ederken, yönlendirirken, şimdi onun yerine uyuşturucuyla mücadele aldı.

Uyuşturucu ile mücadele bahanesiyle ordusunu donanmasını bir çok ülkeye yönlendiriyor.

Meksika’da ABD uyuşturucu mafyalarını terör örgütü olarak adlandırdı ve böylelikle müdahale hakkı doğdu.(…)

Latin Amerika ülkelerinde bu yolu tek başına yürümüyor. Büyük ulusal burjuva sınırın emperyalizmle ideolojik birlikteliklerinin oynadıkları belirleyici rollere işaret etmek gerekiyor.

Meksika’da ABD’nin iç Siyasete karışması ile birlikte gümrük vergilerde artış kartellerin terörist olarak sınıflandırılması Meksikalıların kitlesel olarak ABD’den sınır dışı edilmesi ve suçlu muamelesi görmeleri gibi gelişmeler Meksika solu tarafından kınanmak yerine alkışlanıyor bu kararları sorgulayacakları yerde sanki sorgulanamaz bir gerçekmiş gibi öne çıkarıyorlar.

Her ülkedeki ulusal saha ve aşırı sağ emperyalizme kayıtsız kalıyor çünkü gerçekten emperyalizmin varlığı onların çıkarlarına uygundur. Buna örnek olarak Arjantin Peru ve Kolombiya örnekleri gösterilebilir.

Burada bulunan demokratikan Temperli avukatlar olarak Amerika Birleşik Devletleri‘nin saldırganlığına karşı geniş bir direniş cephesi oluşturmak için bu mücadeleye katkıda bulunmaya çağırıyoruz herkesi. Emperyalizme karşı verilen hukuk mücadelesi düşmanın düşman ceza hukukunun yaratılmasına ve uygulanmasına karşı bir duruş sergileyerek ülkemizde düşman hukukunun uygulanmasını engellemek için mücadele ederek, hukukun bir imparatorluk aracı olma niteliğini ifşa ederek yapılmalıdır.

Bunu yaparken yurt dışında tek yumruk olarak hareket eden proleter enternasyonalizmi uygulamaya koymalıyız. Hepinize çok teşekkür ediyorum.” dedi.

İkinci oturumun 4. Konuşmacısı Yunanlı Avukat George VLACHOS oldu.

Vlachos, Yunanistan devletinin, hükümetinin, iktidarının Türkiye faşizmi ile Erdoğan'ın yönetimiyle işbirliğinden ve bunun sonuçlarından bahsetti. Mültecilere karşı ırkçılıktan ve bunun neden olduğu adaletsizliklerden bahsetti. Bu konulara değindi.

George VLACHOS;

“Buradaki yeni demokrasi hükümeti demokratik haklarımızı ortadan kaldırmak için girişimlerde bulundu” dedi. EbruTimtik’in mücadelesinden güç alıyoruz ve onunla onur duyuyoruz.” diye sonlandırdı konuşmasını.

2. Oturumun 5. Konuşmacısı Filipin’den Czarina MUSNI oldu.

Czarina MUSNI;

“Ben ulusal halkın avukatlar birliğinin onurlu bir üyesiyim. HHB’ye davetleri için çok teşekkür ediyorum.

Bugün Ebru Timtik’i anıyoruz ve kendisinin bütün dünyadaki halkların kurtuluş mücadelesine verdiği mücadelesini anlıyoruz. Biz de bu mücadeleye devam edeceğiz. (…)

Filipin’de Filipin komünist Partisi terörist bir örgüt olarak değerlendiriliyor.

2023 yılında terörizmle mücadele yasası çıkarıldı.

Bu yasa ile Herhangi bir suçlama olmadan 24 gün insanların gözaltında tutulmasına karar veriyor.

İlgili kişilerin mal varlığına el konulmasına, bütün mal varlığının dondurulmasına hizmet ediyordu ve buna ilişkin herhangi bir uygun yasal hak arama zeminini tanımıyordu.

Onun dışında terörist olduğundan şüphelenilen kişilerin hareket etmesini engelleyecek yasaların da önünü açtı. Herhangi bir muameleye tabi tutulmanız yeterliydi.

Yereldeki komünist silahını ayaklanmanın engellenmesi için gerekli gücünün uygulanması Filipin komünistler Partisi’nin bastırılması için uygulanan bir yasasaydı. (…)

Terörün finansmanını engellenme esasi 2012 ve 2020 tarihli Terörle mücadele Yasası. Ben de bunları anlatacağım.

Kara paten isimli bir insan hakları ağımımız var. Bizim terörle mücadele kanunu adı altında yaşanan bütün ihlalleri anlatıyor. 160 kişinin kurgu suçlarla ya da terörizmle suçlandığını görüyoruz burada içinde hemşireler, rahibeler, gazeteciler, insan hakları savunucuları var işçilerin hakları için mücadele ediyorlar, yolsuzluğun azaltılması için mücadele ediyorlar.

166 kişinin bazılarının sıradan sivil işçi, küçük esnaf, aileleri öldürülen, yargısız infaz edilen kişiler.

Bu kişiler 2020 tarihli terörle mücadele yasası ile suçlanan kişiler. En az 17 sivil toplum kuruluşunun banka hesaplarını dondurdu, el koydu. Bu yasa bu sivil toplum kuruluşları terörle mücadele yasası adı altında hedef alınıyor. (…)

Dosyalar da sadece gizli tanıklarım ifadeleri var. Başka bir kanıt yok yalnızca gizli tanıkların gizli ifadeleri var Gizli ifadeler delil değildir, terörle mücadele yasası halka karşı kullanılıyor.

Bu yasa bize herhangi bir işlenecek suçlar listesi vermiyor. Yasa tamamen keyfi.

Herhangi bir insan herhangi bir şekilde hükümetin politikalarına ses çıkarma cesaretini gösterirse hapse edilebiliyor.

Bir yandan sivil toplum aktörlerinin haklarının ve özgürlüklerinin perdelenmesi, bir yandan toplumsal Eşitsizliğin ve özgürlüksüzlüğün uygulanması için hayata geçirildi bu yasalar.

Yapılan saldırıların devamlı hale getirilmesidir terörle mücadele yasaları. (…)

Halkların anti emperyalist mücadelesinin yükseldiği her yerde bu tür yasaları ve saldırıları görüyoruz. Sonuç olarak şunu söyleyeceğim; Filipinler sivil toplumu, halk direniş hareketleri safları sıklaştırmalı, koalisyonlar inşa etmeli ve hem yerel düzeyde hem de uluslararası düzeyde işbirlikleri inşaa etmelidir.

Bu benim katıldığım ikinci sempozyum. Şunu söyleyebilirim;yalnızca birleşmiş örgütlü enternasyonalist bir halk mücadelesiyle emperyalist saldırganlığa son verebiliriz!” dedi.

Ardından 6. Konuşmacı, Almanya’da tutsak Devrimci Gazeteci Özgül Emre’nin Avukatı, Avukat Yener Sözen oldu. Yener Sözen Almanya’nın 129 Anti-Terör yasalarını anlattı.

Daha sonra sempozyumun 2. oturumuna Amerikalı Avukat Noel Hamrahan online katılım sağladı. Hamrahan, ABD’deki ağır tecrit ve hapishane koşulları hakkında ve yıllardır tutsak olan Mumia Abu Jamal hakkında konuştu.

Daha sonra yeniden kısa bir ara verildi. Aranın ardından sempozyumun 3. Oturumu başladı.3. Oturumun konusu “EMPERYALİST SALDIRGANLANLIK VE ORTADOĞU’DAKİ GÜNCEL GELİŞMELER/ JEOPOLİTİK DİNAMİKLER” idi.

Oturumda ilk olarak Niloufer BHAGWAT konuştu;

Niloufer BHAGWAT;

“Netanyahu birleşmiş milletler Genel Kurulu’na bir açıklama yaptı Orta Doğu haritası dedi ve orada Filistin yoktu. (…) Netanyahu Haziran 2023’te bu belgeyi BM Genel Kurulu’na sunmadan gaz ve petrol hattı kuracaklarını söylediler. (…)

Gazze’den Avrupa’ya petrol kuyularını sömürecekler, hedefleri bu.

Suriye ve doğu Akdeniz açıklarında bulunan petrol yatakları emperyalistlerin ilerlettiği saldırıların bir parçası. (…) Filistin Toprakları hedefteydi.

Bütün bölgeyi paylaşmak ve yeniden bölmek için başlattıkları bir plan ve bu yüzden Gazze’de bir katliam gerçekleşiyor. (…)

Orta Doğu’daki emperyalist saldırıların en tehlikeli noktasındayız. Hiçbir şeyi göz ardı edemeyiz. ABD’deki kriz önemli bir noktaya geldi. Finansal ve ekonomik krizden kurtulmak için saldırıyorlar. (…)

ABD ve Avrupa emperyalistleri olmadan İsrail’in varlığı düşünülemez. İsrail onlarla ayakta kalıyor.

İsrail bütün NATO’nun desteğini alıyor ve Filistin’de halkları katlediyor.

Birleşik devletler, Birleşik Krallık, NATO ve AB tarafından gerçekleşen bir katliam bu İsrail tek başına değil. İsrail tek başına bu katliamları yapamaz. (…)

Gazze’lilerin %90’ı yerlerinden edildi. Gazze’nin yapısı tamamen imha edildi. Bu katliam sadece Filistin’de değil Libya’ya Yemen’e Suriye’ye kadar uzanıyor. (…)

Türkiye Cumhurbaşkanı Filistin’in yanında olduğunu söylüyor. Bu bir yalan. Türkiye’nin çok uzun zamandır İsrail ile ilişkisinin olduğu biliniyor.

Kürt halkını temsil ettiğini söyleyen SDK kuzey Suriye’de Amerika ile iş birliği içerisindeler. Doğu Suriye’de bir üst kurdular ve orada Suriye’nin petrolleri Türkiye’ye ve Amerika’ya götürüldü.

Türkiye bir enstrüman, bir malzeme olarak kullanıldı.(…)

2 Mart’tan bu yana Filistin halkına yiyecek aktarılmıyor. (…)

İsrail’in ekonomisi bu süreçte tamamen tehdit altında ve zarar görmüş durumda.

İsrail Orta Doğu’daki ülkeleri ekonomik olarak yok etmeye çalışıyor ama Nasrallah tarafından, Lübnan tarafından kendileri yok ediliyor. (…)

ABD’nin savaş uçaklarına o bölgede tehdit eden bir karar aldı Nasrallah. Bu çok stratejik bir karar.

Bölgedeki denizden ABD’nin savaş uçakları uzaklaştırmalarını sağladılar.

(…)

Şu an çok önemli bir noktadayız. İran’a karşı büyük bir tehdit var. Emperyalistlerden her şey her an beklenebilir ama diğer taraftan direniş devam ediyor Yemen’de, Lübnan’da devam ediyor direniş.” dedi.

Ardından Anti-emperyalist Cephe adına Konstantina KARTSİOTİ konuştu.

Konstantina KARTSİOTİ;

“Emperyalizm gibi bir sistem içerisinde gerçekten bir hukuk olabilir mi sorusuna yanıt arıyoruz Şu anda biz burada konuşurken Filistin’de bir katliam soykırım gerçekleşmekte.(…)7 Ekim’den bu yana Filistin halklarının karşı Taaruzundan bu yana 77 yıllık baskı ve soykırımımı ardından halk silahlı direnişi ile bir araya geldi. Bütün saldırılara baskılara rağmen teslim olmuyorlar.

(…) Şu anda Filistin’de tutsakların sayısı bilinmiyor. Hapishanede katlediliyorlar, organları da organ mafyalarına satılıyor. (…)

Yemen Suriye Filistin Lübnan ve İran burada bir direniş ekseni oluşturuyordu bu direniş güçleri uzun yıllardır batı emperyalizmi tarafından ülkelerini sömürge geliştirmelerine karşı mücadele ediyorlardı Suriye’de de durum böyleydi Suriye’ye geçmişte bir ziyaret düzenlemişti.

Suriye’de bir kukla hükümeti ortaya çıkarmak ve direniş ekseninin merkezini dağıtmak istiyorlardı.

8 Aralık’ta bunda başarılı da oldular ve Şam’a kendi istedikleri kişiyi getirdiler.

Daha önceden adı el Nusra olan örgüt şu anda Suriye’de iktidarda.

Suriye’de şu anda iktidarda olan örgüt ABD emperyalizmi tarafından yaratılmıştır.

Alman yetkililer Yunan yetkililer Türkiye yetkililer HTŞ’yi selamladılar neden çünkü bu onların geçici zaferidir geçici diyorum çünkü ben halkların direnişine inanıyorum Suriye’de şu anda geçici bir zafer kazandılar(…)” dedi.

 

Ardından Yunanistan Halk Cephesi adına Halil DEMİR konuştu

Halil DEMİR;

“(…) Emperyalizm artık değişti emperyalizm artık eski saldıran emperyalizm değildir. Emperyalizm ideolojik üstünlüğünü kazandı demişlerdi.

Uluslararası hukuk dediler, hümanizm dediler peki bugün ne oldu ne gördük emperyalizm yeni Dünya düzeni dediği uluslararası hukuk dediği terör katliam ve vahşet emperyalizm daha saldırgan emperyalizm daha vahşi emperyalizm daha katliamcı.

(…)

Uluslararası hukuk denilen şeyin emperyalizmin hukuku olduğunu artık tüm dünya halkları biliyor. (…)

Emperyalizm kapitalist sistem sonunda yıkılacaktır emperyalizm ve kapitalizmin karşısındaki tek güç tek alternatif sosyalizmdir. Devrimdir. Bizim her zaman son sözümüz; direnen halklar kazanacak oldu.

Yine öyle söylüyoruz; direnen halklar mutlaka kazanacak, umutsuz değil.

Umudumuzu yitirmeden mücadele etmeye savaşmaya devam ediyoruz devam edeceğiz. (…)” dedi.

5 Nisan Avukatlar gününde başlayan 2. uluslararası Hukuk Sempozyumu dün üçüncü oturumda okunan tutsak halkın avukatı Aytaç ÜNSAL’ın mektubuyla bitti.

Aytaç Ünsal, mektubunu herkesi her gün büyüyen adalet mücadelesiyle selamlayarak başladı. Ve Ortadoğu’daki gelişmelerden bahsederken Suriye’deki Alevi Katliamını da anlattı.

6 Nisan günü Sempozyum dördüncü ve beşinci oturumlarla devam edecek.



































[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.