Günay Dağ, Türkiye de halkın avukatı olduğu için yaşadığı siyasi baskılar ve hakkında açılan siyasi davalar nedeniyle geldiği Yunanistan’da Politik Mülteci olarak yaşıyor. 5 yıldır Atina da politik mülteci olan Günay Dağ’ın iltica hakkı “Ulusal Güvenliği Tehdit” gerekçesiyle gaspedilmek isteniyor. Bu siyasi bir karardır ve Yunanistan’ın Türkiye faşizmiyle yaptığı işbirliğinin sonucudur. Adaletsizdir....
Yunanistan bunu
yaparken yaptığı Uluslar Arası anlaşmaları da çiğnemektedir. Aynı zamanda
Cenevre Sözleşmesinin de içinde oluğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine,
“Sığınma Hakkı”nı güvence altına alan hükümlerine de karşıdır. Bu nedenle bir
yasal hak olan Sığınma hakkını yaptığı bir açıklamayla Açlık Grevine başladı.
Direnişini
selamlıyoruz!
Yunanistan’ın
bu konuda ilk vukatı değil. Daha öncede daha öncede 33 yıl keyfi cezalar
verdiği, daha sonrasında bu kararın haksızlığının kanıtlanıp tutsaklar beraat
ettikten sonra devrimciler hakkında yine “Sınır Dışı Edilme” kararı veren
Yunanistan direnişler karşısında geri adım atmak zorunda kalmıştır.
Politik
Mültecilik bir insan hakkıdır. Mülteci olma gerekçesi adı üstünde kendi
ülkesinde yaşadığı siyasi nedenlerdir ve zaten bu gerekçelerden dolayı İltica
etmiştir. Politik faaliyetlerinden dolayı yine aynı gerekçeyle bu hakkın gasp
edilmesi ise hukuksuzdur ve kabul edilemez! Bu bedeller ödenerek kazanılan
haklarımızın gaspıdır aynı zamanda. Direnmek ve haklarımıza sahip çıkmak en
doğal hakkımızdır. Halkın avukatı Günay Dağ da bu hakkını kullanmıştır.
Türkiye de
Halkın Avukatları yıllardır onlarca yıldır, halkın avukatlığını yaptıkları için
tutuklanıp onlarca yıl cezalar verilmiştir. Yıllarca dirsek çürüttükleri, emek
verdikleri avukatlık belgeleri iptal edilmiştir. Sahte diplomalarla iktidara
gelip okumadıkları okulu referans gösterenler halkın avukatlarının ruhsatını
iptal etmiştir. Avrupa ülkelerinin de amacı aynıdır. Politik olan insanlara
tahammülü kendi çıkarlarına kadardır. O yüzden imzaladığı uluslarası
anlaşmaların hiçbir önemi yoktur.
Bu kabul
edilemez! Avukat Günay Dağ da bunu kabul etmemiştir.
Haklarımızı
sadece kazanmak için bedel ödemek yetmez! O hakkı korumak içinde bedel ödemeyi
göze almak zorundayız. Çünkü bu hakkı emekçilerin, direnenlerin, bedel
ödeyenlerin zoruyla vermek zorunda kalmıştır sömürenler. Her fırsatta geri
almak, gasp etmek isteyecektir, istiyor da. O yüzden bu hakların garantisi yine
DİRENMEKTİR!
O yüzden Halkın
Avukatı Günay Dağ’ın bu direnişi aynı zamanda Avrupa da hakları gasp edilen,
Politik Mültecilik Hakkı elinden alınmak istenen her insanın hakkının
sahiplenilmesi anlamına da gelmektedir. Almanya da 6 yıldır “Oturum Hakkı “için
süren direnişle aynı muhtevadadır.
Avrupa
ülkelerinde demokrasi sadece bir yalandan ibarettir. Her an tehdit aracı olarak
kullanılması, gasp edilmesi bunu hak olarak çıkartılmak istenmesinin
göstergesidir. Hak gaspı varsa ona karşı direnenlerde var olacaktır!
Bu nedenle
Yunanistan bir an önce gasp ettiği bu hakkı geri iade etmelidir.
Halkın avukatı,
bizim avukatımız Günay Dağ’ı bu mücadelesinde yalnız bırakmayacağız!
OTURUM
HAKTIR GASP EDİLEMEZ!
HALKIN
AVUKATI GÜNAY DAĞ’IN GASP EDİLEN OTURUM HAKKI GERİ VERİLSİN!
YAŞASIN
AÇLIK GREVİ DİRENİŞİMİZ!
ALMANYA HALK
CEPHESİ