1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

Kitap Adı: Kuyulara Atılan TAŞIZ BİZ Sessizliği Bozmaya Geldik


Kitap Adı: Kuyulara Atılan TAŞIZ BİZ Sessizliği Bozmaya Geldik

Yazar Adı: Grup YORUM Emekçisi Vedat DOĞAN

Yayınevi:

Basım Tarihi:

 

 

Kitabını İndirmek İçin Tıklayınız

 

Halkın Sesi Kütüphanesi İçin Tıklayınız

 

ÖNSÖZ

Bu kitapta, Kırşehir Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde diğer adıyla “kuyu tipi”ndeki devrimci tutsaklara yönelik ağır tecrit uygulamalarını, tecritle teslim alma, devrimci düşüncelerden soyundurma politikalarını ve buna karşı verilen direnişi okuyacaksınız.

Bu direniş sadece kuyu tiplerine atılan insanların açlık grevi direnişiyle sınırlı bir direnişten bahsetmiyor. 2000’lerde başlayan, F tipi hapishanelerle teslim alınamayan devrimci tutsakların şimdi de kuyu tipleriyle sınanmasını anlatan ve hala yeni direnişlerle, zaferlerle yol alan uzun soluklu bir direniş sürecinin Kırşehir “kuyu tipi” hapishanesi cephesinde yaşananları temelde anlatmaktadır. Yine de bununla birlikte birçok şeyi içinde barındırmaktadır. O dönem ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmelerden bağımsız ele alınmamıştır. Kuyu tiplerinde uygulanan bu politikaların, aslında emperyalizmin tüm dünyada halklara dayatılan teslim alma politikasının ülkemizdeki yansımasıdır.

Sosyal bir varlık olan insanı küçücük bir hücrede, ağırlaştırılmış müebbet koşullarından daha kötü koşullarda tutmak, gökyüzünü dahi görmesini engellemek; onu doğadan, toplumdan ve sevdiklerinden yalıtmak ve bunu çoğu kez belirsiz bir süre zarfında uygulamak, o insana yapılabilecek en büyük işkencedir. Tabi bu tecrit uygulamalarının en kaba tarifidir. Bunlarla birlikte insanın iradesini ezmek için bir devlet politikası olarak uygulanan daha pek çok tecrit uygulaması vardır. Kitabın içeriğinde bunu detaylarıyla göreceksiniz.

Tecrit insanlık dışı bir işkencedir. Kuyu tiplerinde tecritin en “modern” hali uygulanmaktadır. Birçok detay ince elenip sık dokulmuş, insanı umutsuzluğa, yılgınlığa sürüklemek, psikolojisini bozmak için her şey düşünülmüş. Kişiliğimize yönelik bu saldırı sadece halkın öncüleri devrimcilere yönelik bir saldırı olmadığını, tüm halka yönelik bir saldırı olduğunu söylemek gerekir. O kuyu tiplerinde hala binlerce insan ağır tecrit koşullarında bugün yaşamaktadır. Psikolojik bunalım yaşayan birçok insan bu kuyularda intihar etmekte buna rağmen her sene hala birçok yeni “kuyu tipi” hapishane açılmaktadır.

Devlet eliyle uygulanan ve her anı işkence olan bu “kuyu tiplerine” karşı akıl sağlığımızı, umudumuzu, kişiliğimizi korumak için direnmekten başka bir yol olmadığını yaşayarak gördük. Biz Özgür Tutsaklara dayatılan tercih, kuyu tiplerinde uygulanan tecrit işkencesini onursuzca kabul etmemiz. Bunu kabul etmemiz için de gardımızı düşürmeye yönelik, gardiyanların saldırgan olmaması, bazı tali sorunların konuşarak çözülmesi vb. gibi birçok politika uygulanmaktadır. Ancak düşmanını tanıyan, devletin F tiplerinden kuyu tiplerine” evrilen süreçte uygulanmaya çalışılan tecrit saldırısının bilincinde olanlar siyasi uyanıklığını elden bırakmaz ve bu sinsi politikalara karşı gardını hiçbir zaman düşürmez.

Kuyu tiplerini meşrulaştıran hiçbir politikayı kabul etmemek, teşhir etmek ve direnmekten başka çare olmadığını, kuyu tiplerinde edindiğimiz tecrübelerden öğrendik. Kuyu tiplerine

atılan taşlar olduk ve sessizce uygulanmaya çalışılan bu sessiz ölüm politikasını direnişimizle bozduk.

Okuyacağınız bu kitapta anlatılan mesele çok açık; bize dayatılan uzun vadeye yayılmış bu onursuz ağır tecrit işkencesine karşı sessiz kalıp inançlarımızdan, kişiliğimizden, değerlerimizden vaz mı geçeceğiz yoksa direnişle bu teslim alma saldırılarını boşa mı çıkaracağız.

Biz Özgür Tutsakların cevabı her zaman direniş oldu. Ve bu kitap da bu açıdan aynı zamanda ortaya konulan direnme iradesiyle halka ve öncülerine faşizme karşı bir direniş çağrısıdır.

Bu kitapta anlatılan en kör kuyularda bile umudu diri tutmasını, taşa tohum ekip yeşertmesini bilen devrimci tutsakların tecrite karşı direniş geleneğinin yol göstericiliğinde, kazanılan bir zaferin hikayesidir. Bedel ödemeyi göze alamayanla, tecrite karşı böylesine kararlı bir direniş sürdüremez. Sakatlıklar olabilir, şehit düşülebilir ancak direnişle elde edilen kazanımların, yaratılan manevi değerlerin yanında ödenen bedellerin lafı bile olmaz. Bu direnişin parçası

olan her devrimci tutsak, ailelerimiz, bizi izleyen, takip eden, yüreği bizle atan halkımız, eminiz ki bu direnişten güç almıştır.

Kuyu tipi hapishanelerde verilen mücadeleyi, tecriti ve daha birçok meseleyi daha iyi anlaşılmasını sağlamak için bu kitabın içerisinde birçok materyal kullanılmıştır. Bunların çoğu direniş sürecinde yazılmış üretimlerdir. Günlük, deneme, mektup alıntıları, duygu ve düşüncelerimizi en iyi anlatan şiirlerimiz ve kuyu tiplerine dair değerlendirme yazısını içermektedir. Bu şekildekitabın içeriği zenginleştirilmiş ve kuyu tipi hapishanelerin daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Direniş birçok açıdan ele alınıp bir tema olarak yazınsal üretimlerle işlenmiş ve birçok ürün ortaya çıkarılmıştır.

Yani bu kitapta var olan yazılar direnişin meyveleridir. Bu direnişin öncüleri Dayımızın “Direneceğiz, üreteceğiz, kendimizi tecrite ezdirmeyeceğiz” sözünü kendilerine rehber edinmişlerdir.

Kuyu tiplerine karşı kazandığımız bu zaferi tek başımıza değil, yoldaşlarımız, ailelerimiz, Özgür Tutsaklarımız, TAYAD’lı ailelerimizin emeğiyle ve özellikle 2000-2007 Büyük Direniş sürecinde 122’lerimizin yarattığı değerlerden aldığımız güçle biz bu zaferi kazandık.

Bize yönelik bu ağır tecrit saldırısında edindiğimiz kin ve yüreğimizde büyüttüğümüz öfkemizle, emperyalizmin ve onun yerli işbirlikçilerinin “kuyu tipi” politikalarını, açtıkları kuyulara gömeceğimiz sözünü veriyoruz. Kuyu tiplerinde direnişlerimizle açtığımız gedikler, kazandığımız zaferlerin direnen tüm Özgür Tutsaklara umut olmasını diliyoruz. Kazandığımız bu zafer, tüm Özgür Tutsakların ve yüreği bizimle atan tüm halkımızın zaferidir.

İnanıyoruz Ki Bu Savaşı, Yaşadığı Zulümleri Ve Adaletsizlikleri Unutmayan,

Hafızası Güçlü Olanlar Kazanacak.

Yaşasın Direniş Yaşasın Zafer!

Vedat DOĞAN



Etiketler: , , ,
[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.