Çorlu, 23.04.2025
Sevgili
George İbrahim Abdallah, selam ve sevgilerimi iletiyorum
Nasılsın?
Sağlık ve sıhhatinin iyi olmasını diliyorum. Biz çok iyiyiz.
Gazetelerde,
basında hakkında çıkan haberlerden az çok tanıyorum seni. 40 yılı aşkın süredir
Fransa'da tutsak olduğunu, Lübnan'lı bir komünist olduğunu ve 40 yıllık süre
sonunda tahliye olman gerekirken Adalet Bakanlığı'nın tahliyeni engellediğini
ve 19 Haziranda tekrar durumunun değerlendirileceğini biliyorum. Umuyor ve
diliyorum ki, 19 Haziran'da tahliye olursun.
20 yıl kadar
önce, 2004-2005'lerde Avrupa'da ve Amerika'da bulunan siyasi tutsaklarla bir
mektuplaşma kampanyamız olmuştu. Muhtemelen o süreçte seninle de yazışan
Türkiye'li siyasi tutsaklar olmuştur. Eşim sana yazacağım mektubu çevirip
iletebileceğini söyleyince yazmak, seninle tanışmak istedim.
Önce kendimi
tanıtayım, bu da kim böyle... demeyesin. Türkiye'li bir devrimci tutsağım. Bu
üçüncü tutsaklığım. Toplamda 16 seneyi buldu tutsaklığım. Bu sürecin tamamı
tecrit hapishanelerinde (burada Yüksek Güvenlikli Hapishane deniyor) geçti.
2000-2007 süreci bizim Büyük Direniş diye adlandırdığımız, tecrite karşı 7 yıl
süren, 122 tutsağın yaşamını yitirdiği ölüm orucu dienişi ile geçti. 2007 Ocak
ayında direniş zaferle sonuçlandı ve tecrit uygulaması kabul edildi ve
iyileştirmeler yapılacağı sözü verildi. Ancak egemenler için tecrit krizleri
derinleştikçe uygulamak zorunnda oldukları bir politika. Bu nedenle 2020'lerin
başlarından itibaren yeni tecrit hapishaneleri inşa etmmeye başladılar ve bugün
hala yeni yeni hapishaneler inşa edilmeye devem ediliyor. Herhalde son
zamanlarda tüm dünyada en çok hapishane inşa eden ülke Türkiye'dir. Geçmişteki
tecrit uygulamalarında kendilerince aksayan yönleri tespit ederek, yeni
hapishaneleri o bilgiler ışığında inşa ediyorlar. Şu an benim kaldığım
hapishane modeli en çok inşa edilen ve tecritin en ağırının uygulandığı
hapishaneler. Az sayıda üç kişilik, büyük çoğunluğu tek kişilik hücrelerden
oluşuyor. Tek'li hücreler yaklaşık 15 metrekare. Hücrenin havalandırması yok,
günlük 1,5 saat havalandırmaya çıkabiliyoruz. Önceki tip hapishanelerde her
hücrenin kendi havalandırması vardı. 3 katlı bina, her koridorda 6 hücre var ve
bu 6 hücre, yani 6 kişi birlikte havalandırmaya çıkabiliyor. Biz şu an
koridorda 3 kişi tutuluyoruz, 3 hücre boş bırakılıyor ve 3 arkadaş birlikte havalandırmaya
çıkıyoruz. Bunun dışında geri kalan zamanın tamamı hücrede geçiyor. Camlarda
hem parmaklık, hem de tel kafes var. O nedenle hücre içinde düzgün bir hava
sirkülasyonu olmadığı gibi gökyüzünü görmek de pek mümkün olmuyor. Tabi en
önemlisi tecritin amacı. Siyasi-devrimci düşüncelerimizden arındırma, teslim
olma amaçlandığı için tecrite karşı mücadele, direniş tutsaklar olarak temel
gündemimiz oluyor. Bu nedenle bir çok tecrit hapishanesinde 10 tutsak süresiz
açlık grevi yapıyor. Temel talep kuyu tipi diye adlandırdığımız bu
hapishanelerden aynı davadan yargılandığım arkadaşlarımızın bulunduğu
hapishanelere gitmek. Ben de bu amaçla 30 Mart'da süresiz açlık grevine
başladım, bugün 25. günündeyim.
Temel
gündemimiz tecrit ama elbette ülkemizde ve dünyada yaşanan olayları da imkanlar
ölçüsünde takip ediyoruz. Ukrayna, Gazze, Orta Doğu'da yaşananlar, Trump'un
tehditleri, yaptıkları. Emperyalizmin krizi derinleştikçe saldırganlığı da
artıyor. Halklar henüz bu saldırganlığa cevap verebilecek ölçekte örgütlülükten
yoksun. Fakat saldırganlık direnişlere, direnişler örgütlemelere olanaklar
sunuyor. Özellikle Gazze halkı çok büyük bedeller ödedi ödüyor ama
saldırganlığın boyutu, gücü ne olursa olsun direnilebileceğini tüm dünyaya, tüm
ezilen halklara gösteriyor. Ezilen, direnen, teslim olmayan halkların eninde
sonunda kazanacaklarına olan inancımız tam.
Olanakların,
koşulların nasıl bilemiyorum ama mutlaka sende gelişmeleri yakından takip
etmeye çalışıyorsundur.
Tahliye
olduğunda nelerle karşılaşacaksın, nasıl tepki vereceksin merak ediyorum.
80'lerin dünyasından 2020'lerin dünyasına ışınlamış gibi olacaksın adeta.
Tabiki bir devrimci normal bir insana göre durumu çok daha hızlı kavrayıp
adapte olacaktır. Buna hiç kuşku yok.
Yaşadığın da bu
deneyimini paylaşmak, düşüncelerini, duygularını bilmek isterdim.
Sağlığın nasıl?
40 yıl tutsaklığın etkileri vardır mutlaka. Umarım ciddi sağlık sorunların
yoktur. Koşulların nasıl, günlerin nasıl geçiyor, ziyaretçi durumun nasıl?
Merak ettiğim sorular çok. Umarım bu mektup eline geçer ve cevabını alabilirim.
Ben şimdilik
böyle diyerek mektubumu sonlandırayım. Umarım en kısa sürede tahliye olur ve
özgürlüğüne kavuşursun.
Kendine iyi
bak.
Selamlar,
sevgiler
Fikret Akar