Tüm halkımızı S-R-Y Kuyu Tipi hapishanelere karşı direnen devrimci tutsaklara mektup yazmaya çağırıyoruz…
“Güneş görmüyor içerisi. Herkes, en sağlam adam bile hasta
olacak burada.”
Sercan Ahmet Arslan, S Y R tipi hapishanelere karşı
başlattığı direnişinde 200. günlerine yaklaştı.
Biz de Grup Yorum Evinde Sercan Ahmet Arslan’a mektup
yazdık.
Tecritin en koyusunun yaşandığı S, R, Y tiplerini aşağıdaki
ifadelerle anlatırken direnişin kaçınılmaz olduğunu, direnmediğinde zaten bir
insanın bu hücrelerde yaşanamayacağına vurgu yapan Sercan Ahmet Arslan “Eğer
siz demokrasi savunucusuysanız, bu hapishanelere karşı çıkmak zorundasınız.”
diyerek S, R, Y tipi hapishanelere karşı mücadele çağrısı yaptı.
Ailesi ile yaptığı görüşmeden bazı kesitler:
GÜNEŞ YOK, İNSAN YOK, HAVA YOK. YANİ BU KOŞULLARI, İSMİ
YÜKSEK GÜVENLİKLİ YA, BU KOŞULLARIN GÜVENLİKLE NE ALAKASI VAR?
CAMA KONULAN ÇİT YÜZÜNDEN İÇERİSİNDE DÜZGÜN HAVA ALMIYOR.
BUNUN GÜVENLİKLE NE ALAKASI VAR? İNSANLARIN GÜNEŞ GÖRMEMESİ GİBİ GÜVENLİKLE NE
ALAKASI VAR?
Çoğu insan sanıyor ki işte burada tehlikeli hükümlü işte
böyle canavar gibi tipler kalıyor vesaire. Yok, buraya herkes getiriliyor işte
bizim. Daha önce geldiler gittiler tahliye oldular çıktılar. Tutuklu insanlarda
geliyordu. Tek başına kalamaz raporlu Ufuk Keskin’i adam hala şeyde tutuyor,
Sincan’da tutuyorlar. Tek başına kalamaz rapor var doktor raporu var. Düne
kadar biz beraber kalıyorduk. Niye şimdi bizi ayrı ayrı tek bir güvene
kapatıyorlar?
Güneş demek yani güneş bütün canlıların en temel ihtiyacı,
hayatı var eden bir şey.
Güneşi kısıtlamak demek F Tipinde karşı çıktığımız tecridin
üzerine bir de bedensel cezanın eklenmesi demek yani.
Çünkü güneş görmeyen insanlar mutlaka hasta olacak demektir
yani. Bunu söylemek için doktor olmaya, fizyolog, sosyolog falan filan olmaya
gerek yok. Bunu herkes bilir yani değil mi?
Güneş görmeyen eve doktor gelir denir mesela.
Yani bu hapishaneler yarın çok daha fazla hasta tutak
üretecek zaten yani.
Bu koşulların kabul edilmesi, edilmesi mülkün değil. Tecrit
zaten başlı başına sorun.
Yani niye insanları tek tek hücrelere kapatıyorsunuz? Niye
havalandırma saatlerini kısıtlıyorsunuz? Bunu açıklamasını falan yapan diyor,
kimseyi duyurmadan sesle sedasız açtıkları hapishanelere sürüp sürüp duruyorlar
insanları.
Şu an 10 kişi açlık grevindeyiz. Aramızda Grup Yorum elemanı
olan var. Grup Yorum’u işte flütçüsü Ali Aracı. İşte genç çocuk var yanında
beraberinde. Onlar Ankara’da şu anda açlık grevinde Tekirdağ’da yine başka bir
arkadaş var. O yeni başladı işte 25 gün falan oldu. İşte ben varım.”
Güneş diyorum ya. Güneş diyorum mesela. Değil mi insan
hakların var senin. Güneşi, yani güneş insan hakları demeyi bırak canlının
hakkıdır ya canlının oluşması için dünyada, dünyanın bir geçmiş tarihi var ya
biyolojinin tarihi var. Canlının oluşması için elzem olan varlıklardan bir
tanesi, koşullardan bir tanesi güneştir. Senin bunu engelliyor olman demek
zaten insani bir uygulama olmayan tecrit politikasının üzerine bir de bedensel
ceza eklemek demek.
Yani fiziksel işkencedir bu. Bunun anlamı budur. Buna karşı
ses çıkarmamak demek, demokrasiyle alakasının olmadığını da gösterir. Eğer siz
demokrasi savunucusuysanız, bu hapishanelere karşı çıkmak zorundasınız.”
MEKTUP ADRESİ:
Sercan Ahmet Arslan
Buca Yüksek Güvenlikli Hapishanesinesi