Geçtiğimiz günlerde Hollanda da Alevi halkın azınlık olarak yaşadığı bir mahalleye gelen HTŞ’liler Alevi halka saldırdı.
Emperyalizm artık Avrupa’da da İşid’i kullanıyor.
Emperyalizmin halklara düşmandır. Dün Suriye de bu gün Avrupa’nın göbeğinde
Hollanda da Alevi halkı hedef alıyor.
Neden? Halkları bölüp parçalıyor, bir kısmını işbirlikçileştiriyor, diğer kesim
üzerine saldırıyor. Mağdur olan kısmı kendini güvende hissetmeyerek kendisine
sığınsın istiyor. Kışkırtan, önünü açan, saldırıyı örgütleyen kendisiyken
koruyucu rolüne soyunuyor. Böyle yönetiyor halkları.
Böylece halkları bölüp birbirine düşmanlaştırmaya
çalışıyor. Kendi halkını ülkesinde yaşayan diğer halklara düşman ediyor,
ırkçılığı, milliyetçiliğin önünü açıyor, Sünni halkı Alevi halklara karşı
kışkırtıyor. Kullanacağı her yöntemle halkların birlik olmasının önüne geçiyor.
Devrimci, ilerici dinamikleri katliamlarla,
yozlaştırmayla eziyor emperyalist sisteme daha bağımlı hale getiriyor.
Emperyalizmin hiçbir halkın inancına saygısı yoktur.
Bütün inançları çıkarları için kullanır. O yüzden de emperyalizmin göstermelik
“inanç özgürlükleri” söylemlerine
kanmamak gerekir.
Dünya tarihine, ülkemiz tarihine bakıldığında bu
gerçek görülecektir. Bizim ülkemizde olan tüm Alevi katliamlarında
emperyalizmin parmağı vardır. Maraş katliamını bizzat ABD örgütlemiştir. Ve bu
gün bu gerçek belgeleriyle birlikte ortaya çıkmıştır. Hiçbir katliam
emperyalizmden bağımsız düşünülemez. Hiçbir işbirlikçi devlette ağababaları
olan emperyalizmin bilgisi dışında katliam yapamaz. Bu nedenle de Avrupa da
Alevi halkı örgütlü olmak zorundadır. Yoksa bu saldırılar karşısında duramaz.
Almanya da ırkçı saldırılar oldu. Arkasından Alman
istihbaratı bağlantısı çıktı. Bu gün ırkçılığın birçok emperyalist ülkede hızla
gelişmesinin nedeni elbette ki emperyalistlerin önünü açmasından
kaynaklanmaktadır. Irkçı saldırılar ya “psikolojik sorunlu” lar tarafından
yapılıyordur ya da “bireysel” bir olaydır. Çünkü kimler örgütledi diye
kazındığında altından emperyalist devletin kendi kurumları çıkacaktır. Bunun
yerine bireysel bir olay olarak gösterilmeye çalışılır.
Bir kez daha vurgulayalım ki, halklara yapılan her
saldırının arkasında mutlaka emperyalizm vardır. Ve onlar her geçen gün
halklara karşı örgütlenmektedirler. O nedenle bizlerde her inançtan ve dilden
halklar olarak haklarımız için, inançlarımızı korumak için, geleceğimizi
korumak, çocuklarımıza güvenli bir gelecek bırakmak için örgütlenmek
zorundayız.
Bu gün Avrupa da örgütsüzlük Alevi çocuklarını bile
yobazların etkilemesine neden oluyor. Kendi inancını bilmeyen, kendi kültürünü
bilmeyen, geçmişini, tarihini bilmeyen nesiller oluşuyor. Kendi inançlarımızı
korumak içinde örgütlü olmamız gerekir.
Bugün Hollanda da yaşanan Alevi halka yönelik
saldırının motivasyonu, HTŞ’nin Suriye de halka yönelik yaptıklarıdır. Ve
emperyalist ülkelerin kendilerinin bile terörist ilan ettikleri HTŞ çetesi ve
çetebaşı Colani yi Suriye’nin başına
getirmeleri, desteklemeleri ve orada yapılan katliamlara göz yummalarıdır.
O yüzden yarın bu saldırıların yarın bizim başımıza gelmeyeceğinin garantisi
yoktur. Tüm bunlardan dolayı her türlü saldırıya karşı hazırlıklı olmalıyız.
Hazırlıklı olmak demek, emperyalizmin inançlara
saygılı olmadığını bilince çıkarmak demektir. Bize verdikleri fonlar
karşılığında inançlarımızı feda etmemek demektir. Dahası halklara yönelik her
saldırıya karşı tepkisiz kalmamak demektir.
Alevi
inancının özünden çıkmamak, zalime biat etmemek demektir.
Hazırlıklı olmak demek, bu gerçekliğin bilincinde olup
buna uygun örgütlenmek demektir.
Örgütlü olmak
ta yetmez. Bu örgütlülüğün kimlere hizmet ettiği de önemlidir.
Devrimciler Alevi kurumlarına geldiği zaman “Burası
inanç örgütlenmesi, siyaset yapmayın” diyenler düzen partilerine sonuna kadar
açıyorlar kapılarını. Sonuçta Alevi kurumlarında siyaset yapılıyor. Sadece devrimcilerin
siyaset yapmasını istemiyorlar. Niye? Çünkü bu kurumlar düzenin siyasetinin
yapıldığı yerler olsun isteniyor. Oysa ülkemizde de Avrupa da da inançlarımıza
saldırıların karşısında durabilecek tek güç devrimcilerdir. Devrimcilerin önderliği dışında kimse
emperyalist politikalar karşısında duramaz. Halkı birleştiremez. Bunu başaracak
olan devrimcilerdir. Bu nedenle devrimciler etrafında örgütlenmek aynı zamanda
inançlarımızı korumamızın da tek yoludur!
KENDİ
HIZIRIMIZ OLALIM KENDİ ÖRGÜTLENMELERİMİZİ KURALIM!
TÜM
ALEVİ HALKIMIZI ANADOLU ALEVİ KOMİTELERİNDE BİRLEŞMEYE VE ALEVİ MECLİSLERİNİ BİRLİKTE
KURMAYA ÇAĞIRIYORUZ!
ANADOLU
ALEVİ KOMİTESİ