Hollanda Halk Cephesi (27
Ağustos 2025) çarşamba günü Serkan Onur Yılmaz'ın ölüm orucunun 290.gününde
Türkiye Büyükelçiliği önünde basın açıklaması yaptı. Türkçe ve İngilizce okunan
açıklamada AKP'nin sessiz sedasız hayata geçirmeye çalıştığı kuyu tipi hapishanelerin
fiziki koşullarının yasalara aykırı olmakla birlikte insan onuruna aykırı birer
işkence merkezleri olduğu ve bu hapishanelere karşı devrimcilerin girdikleri
andan itibaren açlık grevleri ile direnerek bu hapishaneleri teşhir ettiği
vurgulandı. Serkan Onur Yılmaz'ın sağlık durumunun günden güne kötüleştiği ve
taleplerinin bir an önce kabul edilmesi çağrısı yapıldı.
Eylem Hollanda’nın Lahey şehrinde
Türkiye Büyükelçiliği önünde yapıldı.
14 kişinin katıldığı
eylem, büyükelçiliğin posta kutusuna konulan bildiri ile sonlandırıldı.
Serkan Onur'un haklı
taleplerinin sahiplenilmesini hazmedemeyen büyükelçilik eylemden sonra dağılan
kitlenin önüne polisi yönlendirdi. Posta kutusuna mektup bırakılmasında
herhangi bir suç bulamayan polis buna rağmen Halk Cephelilerin önünü keserek
Posta kutusuna neden Mektup bıraktığımız sordu. Halk Cepheliler bunun hukuksuz
olduğunu ve yaptıklarının yasal hak olduğunu tartıştı. Polis eylem izini
kontrol etmek istediklerini ve yapan kişinin kimliğini görmek istediklerini
dayattı. İzini kontrol ederek kimliklere baktıktan sonra gittiler. Polis tekrar
5 dakika sonra yürüyen Halk Cephelilerin önünü kesere ikinci kez taciz ve
provokasyon yaratmaya çalıştı. Halk Cephelilerin tartışmaları sonrası polis
gitmek sorunda kaldı. Elçiliğin tüm çabalarına rağmen eylem sorunsuz ve iradi
bir şekilde sonlandırılmış oldu.
Basın Açıklaması:
Basına ve Halkımıza!
AKP faşizminin 2021
yılından beri sessiz sedasız hayata geçirmeye çalıştığı S, R ve Y tipi hapishaneler
aynı zamanda yönetememe krizlerinin ne kadar derin olduğunu da gösteren birer
ölüm makinesi adeta. Tutuklu ve hükümlüleri hasta etmek veya delirtmek üzerine
inşa edilmiş bu hapishaneler burjuvazinin kendi kanunlarına bile aykırı. Tüm
tutuklu ve hükümlüler birer ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü gibi kabul edilip
ağırlaştırılmış müebbetliklerle aynı koşullarda tutulmaktadır ki
ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü dahi olsa bu uygulamanın bir işkence
olduğunu, işkencenin de insanlık suçu olduğunu da ifade etmiş olalım)
Hâlihazırda var olan diğer hapishanelerde
yaşanan hak gasplarını ve yasalara rağmen içerde tutulan binlerce hasta
tutsaktan da biliyoruz ki hapishanelerde keyfilik, hukuksuzluk çok fazla insan
hakkı ihlali yaşanmakta.
AKP buralara kapattığı
kişiyi her şeyden yalıtarak, en önemlisi herkesi tek tek tutarak hatta
gardiyanlarla yüz yüze konuşmayı dahi tutukluya/hükümlüye çok görerek onlara
işkence uygulamaktadır.
Gökyüzünü, güneşi ve
havayı kim yasaklayabilir?
Ama AKP yasaklamaya
çalışıyor! Mesai saatleri boyunca açık olması gereken havalandırmaya günde
sadece bir saat çıkartılıyor tutsaklar ve hücre penceresinden ise bırakalım
gökyüzünü, dışarıyı dahi göremeyecek şekilde inşa edilmiştir kuyu tipi hapishaneler.
Ülkemizde iktidarlar defalarca
halkı teslim almak için devrimcileri tecrit ile teslim almaya çalıştılar. Bunun
adı kimi zaman 'tek tip elbise' oldu, kimi zaman 'tabutluk' oldu, kimi zaman
ise 'F tipi' hapishaneler oldu ama başaramadılar, bugün de başaramayacaklar!
Açıldıklarından beri kuyu
tiplerine sevk edilen tüm devrimci tutsaklar buna en cepheden savaş açtı, canı
pahasına direndi ve birer işkence olan bu hücrelerin varlığını da bu şekilde
teşhir ettiler.
Bugün bu bayrağı devralan 10 devrimci tutsaktan
biri olan Mithat Öztürk 196 günlük açlık grevini zaferle sonuçlandırdı fakat
bugün direnişini ölüm orucuna çeviren ve 290.günü geride bırakan Serkan Onur
Yılmaz ölümün eşiğinde ve çok basit bir talep olan 'arkadaşlarının da kuyu tipi
olmayan başka bir hapishaneye sevkleri' Adalet Bakanlığınca kabul edilmiyor.
Bu, hayatı kendilerine emanet edilen bir tutsağın ölümüne seyirci kalmaktır.
Serkan Onur Yılmaz'ın
talepleri bizlerin de hatta tüm halkın talepleridir.
AKP halkı nasıl
kapatacağının hesabını yapmak yerine 2.5 yıldır konteynerlerde ve çadırlarda
yaşam mücadelesi veren 13 milyon depremzedenin barınma sorununu, insan onuruna
yakışmayan yaşam koşullarını düzeltsin!
Kirasını ödeyemeyen
milyonlarca emeklinin kira sorununu çözsün! Üniversiteyi kazandığı halde
kalacak bir devlet yurdu bulamadıkları için kayıt yaptırmayan binlerce
öğrencinin barınma sorununu çözsün!
Bugün kuyu tipi hapishanelere
karşı direnen Serkan Onur Yılmaz'ın hayatı da yine aynı iktidarın aldığı
kararlara bağlı ve Serkan Onur'un sağlığı her geçen gün kötüleşmektedir: Nefes
almakta zorlandığı, tekerlekli sandalye ile görüşe çıkabildiği, ağız içi
yaralarından kaynaklı yeterli sıvı alamadığı da gelen haberler arasında.
Serkan Onur Yılmaz'ın
talepleri kabul edilebilir taleplerdir bu nedenle Adalet Bakanlığı'nın süreci
uzatması Serkan'ın ölmesine veya sakat kalmasına neden olabilir, daha fazla bir
saat bile beklemeden talepleri kabul edilmelidir!
Serkan Onur Yılmaz Onurumuzdur!
Serkan Onur Yılmaz'ın Talepleri Derhal Kabul
Esilsin!
Kuyu Tipi Hapishaneler Kapatılsın!
Tecrit İşkencedir, Tecrite Son!
Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz!