Serkan Onur
Yılmaz ölüm orucu direnişinin 318. günü zorla kaçırılarak hastaneye götürüldü.
Biz faşizmin bu oyunlarını 2000-2007 Büyük Direniş sürecinden de biliyoruz. O
dönemde ölüm orucu direnişçilerini hastaneye kaçırmışlar ve yüzlerce
direnişçiye zorla müdahale etmişlerdi. Zorla müdahaleler sonucunda 600’e yakın
direnişçi sakat kalmıştı. Bugün aynı şeyi Serkan Onur Yılmaz’a yapmak
istiyorlar. Onu da zorla müdahale ederek sakat bırakmak istiyorlar.
Ölmesin sakat
kalsın. Direniş sonuç alamasın istiyorlar. Kuyu tiplerini gündemden çıkarmak
istiyorlar. Bugün ölüm orucu direnişi sayesinde kuyu tipi hapishaneler gündeme
gelmiştir. Özgür tutsakların direnişleri sayesinde bugün solun birçok kesimi
tarafından bu hapishaneler konuşulmakta, bu hapishanelere karşı eylemler
örgütlenmektedir.
AKP faşizmi
tutsakları kuyu tiplerinde ağır tecrit koşulları altında çıldırtmak, ağır ağır
öldürmek istiyor. Bu politikaları ülkemizde her zaman olduğu gibi yine özgür
tutsakların direniş barikatına çarpmıştır. Bugün Serkan Onur Yılmaz ve Ayberk
Demirdöğen bu barikatın en önünde yer almaktadır. Ne yaparsa yapsınlar direniş
barikatını yıkamayacaklar. Tutsaklarımızı kuyu tiplerinde katledemeyecekler. İşte
Serkan Onur Yılmaz’ın ardından bir başka ölüm orucu direnişçisi olan Ayberk
Demirdöğen de Serkan’ın talepleri kabul edilmediği taktirde 1 Ekim’de suyu ve
şekeri de bırakacağını açıkladı. Bu en fazla on gün içinde ölüm demektir.
Tutsaklarımız bugüne kadar defalarca olduğu gibi yine “Bir canım var feda olsun
halkıma vatanıma” demeye devam ediyorlar. Direniş geleneğini sürdürüyorlar.
Onların yolundan;
Ümit Çobanoğlu:
120
Fırat Kaya 60
Tahsin
Sağaltıcı 60
Gürkan Türkoğlu
60
Hüseyin Özen 59
Ali Dilmen 46
Murat Canım 39
Ali Yücel 28.
gününde direnişe devam ediyorlar.
Bu bir bayrak
yarışıdır. Faşizme karşı direnmenin zirvesidir. O nedenle zorla müdahale
yöntemlerini de özgür tutsaklar bugüne kadar nasıl ki defalarca boşa çıkardıysa
yine boşa çıkarmaya devam edeceklerdir.
Zorla müdahale
suçtur. Amaç yaşatmak değil sakat bırakmaktır. Wernicke-Korsakoff hastası
yaparak tutsakları yaşamlarını tek başına idare edemez hale getirmek
istiyorlar.
Buradan tüm
doktorlara sesleniyoruz. Zorla müdahale işkencesine, katliamına katılmayın.
Çünkü ölüm orucu direnişçilerimiz hasta değil direnişçidir. Onlara zorla
müdahale etmek yerine taleplerinin kabul edilmesini isteyin. Hipokrat
Yemininize sağdık kalın.
DİRENME
HAKKI TÜM HAKLARIN ANASIDIR
Direnmek
haktır. Tam tersine faşizme, emperyalizme, kuyu tiplerine karşı direnmemek
suçtur.
Direnmek su
gibi ekmek gibi insanlığın yaşamını sürdürebilmesinin en temel ihtiyaçlarından
birisidir. AKP faşizmi ise direnme hakkına dahi saygı duymuyor. Bu hakkı
tanımıyor, yok etmek istiyor.
Direnme hakkı
sınıflar mücadelesi başladığından beri var olan bir haktır. Halklar bu hakkı
asırlardır kullanmaktadır. Direnme hakkı için bugüne kadar sayısız bedeller
ödenmiştir. Bu hakkı kimse yok sayamaz. Kimse bu hakkı kullananların iradesini
çiğneyemez. Bu hak asırlardan beri vardır ve direnme gerekçelerini ortadan
kaldıran sosyalizme kadar da var olmaya devam edecektir.
AKP faşizmi ise
direnme hakkını yok sayıyor.
Kimse
direnmesin, herkes karşımda kul köle olsun istiyor. Adaletsizliği bu şekilde
kanıksatmak ve kimsenin adalet mücadelesi vermemesinin yolunu açmak istiyor. O
nedenle direnişçilere sahip çıkmak direnme hakkına da sahip çıkmaktır.
Serkan Onur
Yılmaz’a sahip çıkalım.
AKP faşizmi
şunu iyi bilmelidir ki; Cepheli tutsaklar direnme hakkını savunmak için de
direnmeye hazırdır. AKP faşizmi de bu gerçeği gayet iyi bilmektedir. Ama aynı
yöntemi denemekten başka yol bulamıyor. Çünkü direniş karşısında çaresizdir.
Haksız ve
adaletsizdir.
Kuyu tiplerine
karşı direnmek haklı ve meşrudur.
AKP faşizmi ise
kuyu tiplerini öğen tek bir açıklama dahi yapamıyor. Savunabileceği halkımızı
ikna edebileceği hiçbir şey yok. Geçmişte F Tiplerini basına gösterip bazı
gazetecilerin desteğini de almıştı. Ancak bu gazeteciler çok övdükleri bu F
Tipi hapishanelere kendileri de girince ne kadar yanlış yaptıklarını anlatmış,
pişmanlıklarını dile getirmişlerdi. Bugün kuyu tiplerini övecek tek bir
gazeteci dahi bulamıyorlar. İnsanın doğasına aykırı olan bu işkence merkezini
kendileri dahi savunamıyorlar.
Kuyu tipi
hapishanelere karşı direnmek en meşru haktır. Direnme hakkını kullanan Serkan
Onur Yılmaz hasta değil direnişçidir. Tekrar bulunduğu hapishaneye geri
getirilmelidir.
Zorla müdahale
işkencedir, katliamdır.
Zorla müdahale
direnme hakkına saldırıdır.
Direnme
hakkımız içinde direneceğiz.
Tecrit İşkencedir
Tecrite Son!
Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!
Kahrolsun
Faşizm Yaşasın Mücadelemiz!
Halkız
Haklıyız Kazanacağız!
Yunanistan Halk Cephesi
