24 Ekim ile 26
Ekim tarihleri arasında, Zafere Kadar Heyeti’yle birlikte Grup Yorum olarak bu
konferansta yer aldık.
Bizim
dışımızda, Avrupa ve Afrika’nın farklı ülkelerinden George İbrahim Abdallah
için kurulan dayanışma komiteleri de etkinliğe katıldı. Yaklaşık 150 kişinin
katıldığı etkinlik toplam üç gün sürdü.
İlk gün toplu
kahvaltı yaptıktan sonra Beyrut’ta bulunan Sabra Mezarlığını ve Sabra-Şatilla
Kampını ziyaret ettik. Sabra-Şatilla Kampı’nda 1982 yılında üç bin Filistinli
katledilmişti. Katledilen üç bin Filistinliyi andıktan sonra kısa bir basın
toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında Beyrut Belediye Başkanı ve George
İbrahim Abdallah söz aldı.
Basın
toplantısının ardından, Filistinlilerin yaşadığı Burj el-Barajneh Kampı ziyaret
edildi. Burada da kısa bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında kampın
okul müdürü gibi temsilcileri konuşma yaptı. Filistinliler için yaşadıkları
kampların önemi anlatıldı; bu kamplarda büyüyüp vatanı için savaşmaya giden ve
başı dik bir şekilde şehit düşen Filistinlilerden söz edildi. Kampı gezerken,
sokakların her köşesinde direniş sembolleri, afişler ve kendi kahramanlarına
ait duvar resimleri vardı. Büyük bir yoksulluk içinde yaşayan Filistin halkı,
mahallesini bir direniş alanına dönüştürmüş ve kahramanlarını duvarlarında
ölümsüzleştirmişti.
Günü, Lübnan
Komünist Partisi Genel Sekreteri George Hawi’nin mezarını ziyaret ederek
bitirdik. George Hawi, bir suikast sonucu katledilmişti.
Konferansın
ikinci gününde, Hasan Nasrallah’ın şehit düştüğü bölgeyi ziyaret ettik.
Siyonist İsrail, Amerikan yapımı 80 ton bomba ve kimyasal madde kullanarak
Nasrallah’ın bulunduğu binayı vurmuş ve otuz metre derinliğinde bir çukur
açmış. Aynı zamanda, elli metre uzaklıktaki başka bir binaya daha saldırmışlar.
Amaç, iki bina arasındaki tüneli kapatmaktı. Nasrallah’tan sonra yerine geçecek
olan kuzeni Haşim Seyfettin de siyonistler tarafından bir hafta sonra
katledilmiş.
Ardından, Hasan
Nasrallah için yapılan mozoleyi ziyaret ettik. Mozole büyük bir özenle yapılmış
ve herkesin ulaşabileceği bir konumda yer alıyordu. Biz vardığımızda bizi
Lübnanlı tutsak aileleri ve basın karşıladı. Tutsak aileleri kısa konuşmalar
yaptı. Kısa bir anmanın ardından öğle saatlerinde Filistin Direniş Konferansı
başladı. George İbrahim Abdallah için kurulan özgürlük komitelerinin
temsilcileri, Lübnan’daki bazı kurum ve örgütler söz aldı. Altı buçuk saat
süren konferansta Filistin halkının direnişinin önemi, kazanılan zaferler ve
Filistin direnişinin sembolü hâline gelen George İbrahim Abdallah’ın 41 yıl
sonra serbest bırakılmasının ardından herkes tarafından tek tek selamlandı.
Biz de Zafere
Kadar Heyeti olarak yaptığımız konuşmada, öncelikle tutsaklarımız ve
şehitlerimizin adına orada olduğumuzu belirttik. “Hayatın nabzı direnişin
olduğu yerde atar” diyerek, Anadolu’dan Gazze’ye Filistin halkına can olmak
için Mısır’a gittiğimizi anlattık. Direniş merkezlerini birleştirmeye
gittiğimizi, direnişi hep birlikte büyütmemiz gerektiğini vurgulayarak bir kez
daha direnen Filistin halkını selamladık.
Konferanstan
sonra konuşmamız için bizi tebrik edenler oldu. Katılımcılarla ayrıntılı
şekilde Grup Yorum ve TAYAD hakkında sohbet ettik. Sanat anlayışımızı,
konserlerimizi nasıl örgütlediğimizi ve Filistin için yayınladığımız şarkıların
anlamını ve şu an tutsak olan 21 Gryp Yorum emekçisini anlattık. Tunuslu bir
müzisyenle tanıştık; “Filistin Günlüğü” şarkımızı Arapçaya çevirmek ve
seslendirmek istediğini söyledi. Günü hep birlikte yemek yiyerek ve şarkılar
söyleyerek bitirdik.
26 Ekim günü,
Ölüm Orucu Direnişçisi Serkan Onur Yılmaz’ın 350. gününe ulaştığı için biz de
Zafere Kadar Heyeti olarak bir günlük destek açlık grevinde olduğumuzu
belirttik. Saat 10.00’da Baalbek’e gitmek üzere yola çıktık. Baalbek, Suriye
sınırında yer alan bir şehir. Anlatımlara göre, tarih boyunca burada yaşayan
halk bütün saldırılara direnişle karşılık vermiştir. Baalbek’te Güneş
Tapınağını gezdik. Daha sonra geri dönerek Lübnan Komünist Partisi’nin daveti
üzerine onları ziyaret ettik ve böylece son günümüzü tamamladık.
Tanıştığımız
birçok kişiye “Grup Yorum Her Yerde” bileklikleri hediye ettik. Herkes kolunda
Grup Yorum bilekliğiyle ayrıldı. Ayrıca yabancı dostlarımızla birlikte “Gel Ki
Şafaklar Tutuşsun” şarkısını söyledik ve halay çektik. Tanıştığımız herkes,
“Sizi asla unutmayacağız, sizi unutmak mümkün değil,” diyerek yanımızdan
ayrıldı.
.jpeg)
.jpeg)
.jpeg)
.jpeg)