Emperyalizm ezilen
halklara karşı küresel bir savaş yürütmektedir. Bu savaş bazen Filistin’de
olduğu gibi doğrudan askeri işgal şeklini almaktadır. Henüz işgal edilemeyen
ülkeler ise siyasi ve ekonomik izolasyona maruz bırakılmaktadır. Venezuela,
İran, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ve ABD-emperyalist sisteminin baskıcı
ağlarına boyun eğmeyi reddeden diğer ülkeler, içten çökertilmeleri amacıyla
ağır yaptırımlara ve ambargolara hedef olmaktadır. Yalnızca devletler değil;
aynı zamanda soykırımcı ve baskıcı emperyalist saldırganlığa boyun eğmeyen
örgütler ve bireyler de çeşitli izolasyon yöntemleriyle hedef alınmaktadır. Bu
güçler “terörist” olarak damgalanarak siyasi olarak susturulmak ve
yalnızlaştırılmak istenmektedir. Mücadeleye devam ettiklerinde ise, genellikle
ağır tecrit koşulları altında hapsedilmektedirler. Biz, Politik Tutsaklarla
Dayanışma Komitesi olarak, ezilenlerin gözünde hiçbir meşruiyeti olmayan bu
adaletsizlik ve baskıya karşı duruyoruz.
Türkiye’de hapishaneler
uzun zamandır bir baskı aracı olarak bilinmektedir. Ülke genelinde
hapishaneler, devletin siyasi muhalifleriyle doludur. Bir zamanlar bu
hapishanelerin inşasını destekleyen ve bunların yalnızca “radikalleri” hedef
alacağını sananlar bile, siyasi rüzgârlar değiştiğinde aynı parmaklıkların
arkasında bulundular. Şimdi ise S-, R- ve Y-tipleri olarak bilinen, yaygın
adıyla “çukur tipi” hapishaneler inşa edilmiştir. Bu yapılarda tutsaklar temel
insani haklardan mahrum bırakılmaktadır. Güneş ışığı, temiz hava ve sosyal
etkileşimden büyük ölçüde yoksun, kafes benzeri hücrelerde tutulmaktadırlar. Bu
koşullar, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı yok etmeyi hedeflemektedir.
Şu anda birçok tutsak bu
tecrit hücrelerine karşı açlık grevindedir. Serkan Onur Yılmaz, grevinin 363.
gününde ölüm sınırındadır. Yoldaşları Ayberk Demirdöğen 243. günde, Fikret Akar
ise 224. gündedir. Ayrıca on iki tutsak daha açlık grevindedir.
Onların mücadelesine ses
olmak için, Ahmet Çiçek 10 Ekim’de Rotterdam’da açlık grevine başlamıştır. O,
hapishane duvarlarının dışından kendi açlığıyla bu mücadeleye katılarak
dayanışma göstermektedir. Biz, Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi olarak onun
çağrısına destek olmak için örgütlendik.
Benzer şekilde, Avrupa’da
bir başka devrimci olan Ali Yücel de Atina’da aynı amaçla açlık grevindedir.
Kendisi şu anda 72. gündedir.
Dünyanın başka
yerlerinden de açlık grevi haberleri aldık. İngiltere’de Palestine Action
örgütü hükümet tarafından kriminalize edilmiştir. Gazze’deki soykırıma karşı
doğrudan eylem gerçekleştirdikleri için “terörist” olarak damgalanmışlardır.
Siyonist İsrail her gün İngiltere’nin siyasi ve lojistik desteğiyle soykırım
gerçekleştirirken, bu suç ortaklığını durdurmak için meşru doğrudan eylem yapan
Palestine Action örgütünün terör listesine alınması büyük bir çelişkidir.
Onların “terörizm” tanımı ne şiddetle ne de insanlıkla ilgilidir; siyasal
muhalefeti izole etmek ve ezmek için kullanılan bir araçtır.
Palestine Action
tutsakları adil yargılanma hakkı, derhal kefalet hakkı, terörist damgasının
kaldırılması ve Elbit Systems (İsrail’in en büyük silah üreticisi) ile tüm
ilişkilerin kesilmesi talepleriyle açlık grevine başlamıştır.
Bunun dışında, 28 Ekim’de
Paraguaylı politik tutsaklar Carmen Villalba, Laura Villalba ve Francisca
Andino üç temel taleple açlık grevine başlamıştır: öğrenim ve okuma hakkı,
işkencenin son bulması ve beş yıldır kayıp olan kızı Lichita’yı arama sürecine politik
tutsak Carmen Villalba’nın katılma hakkı. Biz bu tutsaklarla da dayanışma
içindeyiz.
Paris’te Zehra Kurtay,
Fransız devletinin hukuksuz sınır dışı kararına karşı 129 gündür açlık
grevindedir. Türkiye devletinin baskısına maruz kalmış biri olarak, sınır dışı
edilmesi halinde bugün protesto ettiğimiz tecrit koşullarına maruz kalma riski
yüksektir. Fransız devleti onun oturum talebini kabul etmelidir.
Kamuoyunu, medyayı ve
siyasi kurumları bu açlık grevlerini tanımaya ve tecride karşı direnenlerin
sesini yükseltmeye çağırıyoruz. Talepler karşılanana kadar sorumlular üzerinde
baskı kurulmalıdır.
Ve halka sesleniyoruz:
adaletsizliğe, işkenceye ve tecride karşı mücadeleye katılın. Sessiz kalmayın.
Adaletsizlikle dolu bir dünyada kimse güvende değildir. Dayanışma, emperyalizme
karşı silahımızdır.
Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi
