ALMAN POLİSİNİN EV VE DERNEK BASKINLARI HUKUKSUZDUR.
BASKINLARIN AMACI YASAL-DEMOKRATİK FAALİYETLERİ KRİMİNALİZE ETMEK, “TERÖRİZM”
DEMAGOJİSİYLE TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER MÜCADELESİNİ ENGELLEMEKTİR.
ALMAN POLİSİ BASKINLARLA 129a/b YASAL ZORBALIĞIYLA YENİ
DAVALAR AÇMAK İÇİN HAZIRLIK YAPIYOR. BKA(Bundes Krimalamt) TELEFONLARA,
BİLGİSAYARLARA, CD VE KİTAPLARA EL KOYARAK YENİ KOMPLOLAR İÇİN
"DELİL" YARATAMAYA ÇALIŞIYOR.
BU HUKUKSUZLUĞA TESLİM OLMAYACAK, BU KOMPLOLARI BOŞA
ÇIKARACAĞIZ!
BKA(Bundes Krimalamt) DEMOKRASİ DÜŞMANI SOSYALİZM DÜŞMANI VE
YASADIŞI FAALİYETLERİ NEDENİYLE DERHAL KAPATILMALIDIR!
Dün (18 Aralık 2025) sabah saatlerinde Almanya'nın değişik
bölgelerindeki beş ev ve bir dernek binasına Alman polisi tarafından baskın
düzenlendi.
Baskının gerçekleştiği adreslerden biri Köln’de bulunan ve
yasal çerçevede faaliyet sürdüren Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği’nin
bulunduğu yerdi. Ayrıca Türkiyeli devrimciler Nuri Eryüksel ile Faruk Ereren’in
kendi ikamet adresi ve eşinin ikamet adresi ile Azad Mehmet Gömül'ün ailsine
ait iki eve de baskın düzenlendi.
Söz konusu baskınların iki ayrı soruşturma kapsamında
gerçekleştiği; bu soruşturmalardan birinin müvekkilimiz Nuri Eryüksel'in
şüphelilerinden biri durumunda olduğu, Alman Ceza Kanunu 129a/b paragrafları
(129 yasaları) kapsamında açılan bir soruşturma olduğu, diğerinin ise
müvekkilimiz Azad Mehmet Gömül'e yönelik bir soruşturma olduğu bilgisi verildi.
Köln’de bulunan Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği’ne
yönelik baskın sabah 6 sıralarında gerçekleşmiş, dernek kapısını kırarak içeri
giren polis dernek lokali içinde 6 saat boyunca arama yapmış, kişisel eşyalar
dahil tüm eşyalar polis tarafından talan edilmiştir. Baskın sırasında dernekte
bulunan Eda Deniz Haydaroğlu, Berfin Özder, Veli Eren, Azad Mehmet Gömül 6 saat
boyunca ters kelepçeli olarak bekletilmiş, arama işlemi sonucunda gözaltı
işlemi yapılarak karakola götürülen Azad Mehmet Gömül kısa bir süre sonra
serbest bırakılmıştır.
Baskın yapılan Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği ev
statüsünde yani Dernekler Siciline (Vereinsregister) kayıtlı, yasal-demokratik
bir kurumdur. Ayrıca tüm faaliyetleri kamuya açık şekilde gerçekleşmekte,
birçok sosyal medya platformunda faaliyetlerine ilişkin düzenli bildirimlerde
bulunulmaktadır. Tüm faaliyetleri açık şekilde gerçekleyen ve yasal olarak da
denetim altında bulunan böyle bir derneğe ve diğer evlere de sabahın erken
saatlerinde, kapılar kırılarak girilmesinin ve saatlerce süren arama
yapılmasının bir tek mantıklı açıklaması vardır: KORKUTMAK, SİNDİRMEK,
YILDIRMAK VE YENİ KOMPLOLARA ZEMİN HAZIRLAMAK.
BU BASKINLARIN İKİ TEMEL AMACI VARDIR. BİRİNCİSİ; TIPKI
TÜRKİYE'DE OLDUĞU GİBİ, TÜRKİYELİ DEVRİMCİLERİN TÜRKİYE FAŞİZMİNE YÖNELİK
TEŞHİR FAALİYETLERİNİ ENGELLEMEK, ÖZELLİKLE KUYU TİPİ HAPİSHANELERE VE TECRİT
İŞKENCESİNE KARŞI AYLARDIR SÜREN ÖLÜM ORUCU VE AÇLIK GREVİ DİRENİŞİNE YÖNELİK
SAHİPLENMEYİ YOK ETMEK, EN GENEL ANLAMDA DA ALMANYA’DAKİ DEMOKRATİK HAK VE
ÖZGÜRLÜKLER MÜCADELESİNİ ENGELLEMEKTİR! BU BASKINLAR AYNI ZAMANDA TEMEL HAK VE
ÖZGÜRLÜKLER DERNEĞİNİN VE AVRUPA-DEV GENÇ'İN ANTİ EMPERYALİST, ANTİ FAŞİST
MÜCADELESİNİ, ENTERNASYONALİST DAYANIŞMAYI VE MÜCADELEYİ BÜYÜTMEYİ HEDEFLEYEN
ULUSLARASI ÇALIŞMALARINI ENGELLEMEK İÇİN YAPILMIŞTIR.
Bu baskınların bir diğer temel amacı da bundan sonra
gerçekleştirecekleri saldırılara maddi zemin hazırlamak, yeni bir komplo için
delil yaratmaktır. Bir kişiye yönelik, “sıradan” bir soruşturmayı gerekçe
göstererek derneğin basılmasının, 6 saat süren bir arama işleminin ve bu arama
sonucunda -soruşturmayla ilgisi olmayan kişilere ait bilgisayar, tablet,
telefon, cd ve eşyalar da dahil olmak üzere- dernekte bulunan tüm “dijital
materyallere” el konulmasının tek açıklaması budur. BU DİJİTAL MATERYALLERİN
İÇİNDE NE VARDIR; BİZ AÇIKLAYALIM: YASAL STATÜDEKİ DERNEK FAALİYETLERİ
KAPSAMINDA YÜRÜTÜLEN DEMOKRATİK FAALİYETLERLE İLGİLİ, HİÇBİR SUÇ UNSURU
İÇERMEYEN FOTOĞRAFLAR, VİDEOLAR, KİTAPLAR, FİLMLER, GRUP YORUM ŞARKILARI,
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI, BASIN AÇIKLAMALARI, YAZILAR VE DAHA PEK ÇOK ŞEY
VARDIR… BUNLARIN HİÇBİRİ, HERHANGİ BİR
SUÇ UNSURU İÇERMEMEKTEDİR. ANCAK ŞUNU ÇOK İYİ BİLİYORUZ Kİ BUNLAR DAHA SONRA
AÇILACAK 129a/b KAPSAMINDAKİ SORUŞTURMALARDA BİRER “DELİL” OLARAK KARŞIMIZA
ÇIKACAK, YENİ KOMPLO VEYA KOMPLOLAR İŞTE BU “DELİLLERE” DAYANDIRILACAKTIR...
BUNU NEREDEN Mİ BİLİYORUZ? BKA’NIN BUGÜNE KADAR Kİ PRATİĞİNDEN BİLİYORUZ.
BUGÜNE KADARKİ KOMPLO DAVALARINDAN BİLİYORUZ. TÜRKİYELİ DEVRİMCİLERİN ADINA
129a/b DEDİKLERİ ANTİ TERÖR YASALARIYLA YARGILANDIKLARI DAVALARDA BKA
TARAFINDAN HAZIRLANAN RAPORLARLA YASAL-DEMOKRATİK FAALİYETLERİ KRİMİNALİZE
EDİLEREK; YALNIZCA BKA RAPORLARINA DAYANILARAK (BKA TARAFINDAN HAZIRLANAN
RAPORLAR DIŞINDA DELİL BULUNMADIĞI HALDE) CEZALANDIRILMALARINDAN BİLİYORUZ.
BUGÜN DE YAŞANAN ŞEY BUDUR.
BKA HAK VE ÖZGÜRLÜKLER MÜCADELESİNİ "TERÖRİZM"
OLARAK GÖSTEREN BİR ÖRGÜTDÜR! İDEOLOJİK GIDASINI NAZİLERDEN VE ANTİ KOMÜNİZM
DÜŞÜNCESİNDEN ALAN BKA DEVRİMCİLERE, SOSYALİSTLERE DÜŞMAN HUKUKU
UYGULAMAKTADIR.
BKA denilen polis örgütü Almanya’da devrimcilere,
sosyalistlere karşı nasıl çalışır, nasıl 129 yasal zorbalığının aparatı haline
gelir? BKA bir kişiyi ya da kişileri hedef olarak belirleyip onlarla ilgili
“delil” toplar, raporlar hazırlar, sonra bu raporları fezleke haline getirip
“yargılamanın temelini” oluşturur. Savcılar, onların hazırladığı fezlekeleri
olduğu gibi “iddianame” haline getirir ve devrimcilerin cezalandırılmasını
ister. OLG denilen yüksek mahkemeler de SADECE VE SADECE BKA raporlarına dayanan
iddianameleri esas alıp devrimcileri anti-faşistleri tutuklar. Dahası, burjuva
hukukunda bile DELİL NİTELİĞİ OLMAYAN bu BKA raporlarını esas alarak karar
verip Alman hukuk tarihindeki en ağır cezaları verir.
Burjuva demokrasisi, kendi meşruiyetini, “hukuk devleti”,
“hukukun üstünlüğü” ve “şeffaflık” gibi ilkeler üzerine inşa eder. Gizli
servisler, BKA gibi aparatlar ise bu ilkelerin sistemli ve kurumsal bir şekilde
ihlal edildiği yapılardır. En genel anlamıyla hukuk devleti;
yasama-yürütme-yargı erklerinin ayrılığı, hukukun üstünlüğü -devletin tüm
organlarının, devlet yapısı içindeki tüm kurum ve kuruluşların hukukla bağlı
olması, hukuka uygun hareket etmesi ile ifade edilir. Yukarıda da ifade
ettiğimiz gibi bugün Almanya’da yaşananların burjuva demokrasisiyle, burjuva
hukukunun sahip olduğunu iddia ettiği ilke ve değerlerle de uzaktan yakından
ilgisi yoktur. Bugün Almanya’da yaşanan durum kabaca şudur: Demokratik hak ve
özgürlüklerin kullanımı polisin-istihbarat örgütlerinin gayrimeşru yöntemler
kullanarak elde ettiği istihbari bilgilere, yoruma dayalı tespit ve
değerlendirmelerine veya tamamen hayal ürünü, gerçekle hiçbir ilgisi olmayan,
hiçbir maddi delille desteklenmeyen iddialardan oluşan raporlara dayanılarak
kriminalize edilmekte, “terörizm” söylemi eşliğinde suçlama ve cezalandırma
konusu edilmektedir. Polisin, istihbarat örgütlerin hazırladığı bu raporların
yargılamaların esası oluşturması ve demokratik hak ve özgürlüklerin
kullanımından ibaret fiillerin suçlama ve cezalandırmaya konu edilmesi
demokratik hak ve özgürlüklerin fiilen yok edilmesi anlamına gelmektedir.
Buna izin vermeyeceğiz. Bu hakları biz, dünya halkları
olarak kan ve can bedeli mücadele ile kazandık. Alman anayasasına da giren bu
hakları onlar bahşetmedi, bu hakları direnen işçi sınıfı ve sosyalistler
kazandı, biz kazandık! Bu haklarımızı elimizden almanıza izin vermeyeceğiz!
Bu haklarımızı kullanmamızı engellemek için bizi terörize
etmenize, terörizm demagojisiyle sessiz sedasız tutsak etmenize izin
vermeyecek, bu keyfiliğe, bu hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğiz.
Düşünce ve örgütlenme özgürlüğümüzü elimizden almanıza, bizi
bunun için tutuklamanıza ve gayrimeşru hapis cezalarını meşrulaştırmanıza izin
vermeyeceğiz!
Devrimcilik yapmak suç değildir. Aksine dünyanın en onurlu,
en meşru işidir. İki tane dünya savaşı çıkaran, iki dünya savaşında 50 milyon
insanı, 20 milyon Sovyet halkını katleden, milyonlarca insanın kanına giren;
son iki yılda 70 binden fazla Filistinliyi katleden emperyalizme ve
işbirlikçilerine karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşı
sosyalizm mücadelesi vermek meşrudur. Elbette hukuk mücadelesi de vereceğiz,
yasal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Çünkü o hakları biz kazandık. O
hakları sonuna kadar kullanmak için de her türlü bedeli göze alarak mücadele
edecek, haklarımızı gasp etmelerine izin vermeyeceğiz.
Taleplerimiz;
Baskın sırasında el konulan tüm elektronik aletler,
kitaplar, dergiler, CD’ler derhal iade edilmelidir.
Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği baskın sırasında ciddi
hasar görmüş, elektrik kabloları yerinden sökülüp açıkta bırakılarak yangına ve
elektrik çarpması riskine açık hale getirilmiştir. Ortaya çıkan bu riskler
nedeniyle yaşanabilecek her türlü olumsuzluktan BKA ve BvF sorumludur. Bu emri
verenler yargılanmalıdır.
BKA’nın yasal-demokratik kurumlara ve Türkiyeli devrimcilere
yönelik yasadışı izleme ve takip faaliyetlerine, demokratik kurumları ve
kişileri kriminalize etmesine son verilmelidir.
BKA elemanlarının mahkemelerde tanıklığı yasaklanmalı, BKA
ve BfV’nin istihbarat raporlarının mahkemelerde delil olarak kullanılmasına son
verilsin!
Yasadışı faaliyetleri ile temel hak ve özgürlükleri fiilen
ortadan kaldıran BKA, BfV, BND ve tüm gizli servislerin faaliyetleri
durdurulsun, bu kurumlar derhal kapatılsın.
