Kuyu tipi hapishanelerin kapatılması için süresiz açlık grevi sürüyor.
Süresiz açlık grevinde olanlar:
Ahmet Sercan Arslan
Bakican Işık
Serkan Onur Yılmaz
Ferdi İşçi
Mualla Zincir
Yurdagül Gümüş
Süresiz açlık grevi direnişçilerin talepleri kabul
edilsin
Kuyu tipi hapishaneler kapatılsın
Tecrit işkencedir işkenceye son verilsin
Görülen duruşmada, gerillada şehit düşen evlatlarının
fotoğrafları gerekçe gösterilerek tahliye edilmedi ve duruşma 5 Kasım’a
ertelendi.
Konuyla ilgili açıklama yapan kızı ve aynı zamanda
Küçükarmutlu Pir Sultan Abdal Kültür Derneği-Sarıyer Şubesi Zeynep Yıldırım Cemevi
Başkanı Beyhan Gün, şu açıklamada bulundu:
"Babam Kemal Gün 78 yaşında, yine adaletsizliklere
uğradı; korkuyorlar, sırf çocuklarına sahip çıktığı için.
Bu Alevilere bir saldırıdır. Ben Pir Sultan Abdal Kültür
Derneği-Sarıyer Şubesi Zeynep Yıldırım Cemevi'nde başkanlık yaptığım için
tutuklandım hukuksuzca. Babam bana sahip çıktığı için tutuklandı. Şu an babamın
mahkemesine katıldık. Bir adaletsizlik almış diz boyunu gidiyor."
Adliye koridorunda yapılan açıklamayı keyfi olarak bölen
biri ‘yasak olduğunu’ iddia ederek basın açıklamasında bulunanların sözünü
kesti.
Ardından adliyeden ayrılırken tekrar açıklamasına
devam eden Beyhan Gün, son olarak şunları ekledi:
"Bizim basın açıklaması yapmamıza izin vermediler.
Şu anda HDP Milletvekili Celal Fırat ile birlikteyiz.
Babama adaletsizlik yaptılar, babamı bırakmadılar; 5
Kasım'a ertelediler. Kendisi hasta, 78 yaşındaki bir adamdan korkuyorlar. O
yüzden adalet istiyoruz, Kemal Gün derhal tahliye edilmeli!
Ve benim babamı tutuklayamazsınız, babam adaletsizlik yapmadı.
Benim babam çocuklarını korudu, çocuklarına sahip çıktı. Adalet istedi. Adalet
isteyen herkesi tutukluyorsunuz, ama devleti soyan, adaletsizlik yapan herkesi
bırakıyorsunuz. Bu da adaletsizliğin diz boyu olduğunu gösteriyor."
Armutlu mahallesinin çeşitli sokaklarında
yazılama yapıldı. 21 Kasım günü Armutlu Halk Cephesi Ali Osman Köse, Turan
Aktaş, Ayten Öztürk, Grup Yorum ve Hasta Tutsaklar ile ilgili yazılamalar
yaptı.
Yazılamalar:
“HASTA TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK”
“TURAN AKTAŞ İŞE GERİ ALINSIN”
“ALİ OSMAN KÖSE’YE ÖZGÜRLÜK!”
“KONSER YASAKLARI KALDIRILSIN”
Lübnan’da 2018 yılında MİT tarafından başına bir torba
geçirilerek kaçırılan Ayten Öztürk, MİT’in işkence hanelerinde tam 6 ay boyunca
işkence görmüştür. Ayten Öztürk bu işkence hanelerde; falakadan, tacize, su
işkencesinden, elektrik ve elektroşoka, ses işkencesine kadar birçok işkenceye
maruz kalmıştır. MİT’in işkence hanelerinde tam 15 kilo vermiştir. Bu
işkencelerden kaynaklı vücudunda 898 yara oluşmuştur. Ayten Öztürk’ün
kaybolması üzerine kampanyalar başlatılmış ve kampanyalardan sonra Ayten Öztürk
boş bir arsaya bırakılmış ve oradan da polisler tarafından karakola götürülmüş,
daha sonrasında ise tutuklanmış, 3,5 yıl tutsak edildikten sonra iki
ağırlaştırılmış müebbet cezası alarak ev hapsi ile tahliye edilmiştir.
Yapılan işkenceler sebebiyle yaşadığı rahatsızlıkların
tedavisi için hastaneye dahi gitmek için Denetimli Serbestlik Müdürlüğünü
arayarak hastaneye gideceğini belirtiyor ve hastaneden aldığı raporları
Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderiyor.
Katillerin, uyuşturucu satıcılarının, mafyaların elini
kolunu sallayarak gezdiği bu ülkede Ayten Öztürk halkı için adalet istediğinden
dolayı ağırlaştırılmış müebbet cezaları alıyor, ev hapsi cezaları verilerek
kendi evinde kendi gardiyanı olması isteniyor.
Eski MİT’çi Mehmet Eymür televizyon kanallarında nasıl
işkence yaptıklarını anlatıyor, işkencenin bir devlet politikası olduğunu
anlatıyor. MİT ‘e ait işkence hanelerde işkence görenlerden biri de Ayten
Öztürk’tür. Başta Ayten Öztürk olmak üzere halk çocuklarına yapılan işkencelere
halk kayıtsız kalmayacaktır. Mehmet Eymür gibi işkenceciler ağızlarını yaya
yaya yaptıkları işkenceleri anlatarak işkenceyi meşrulaştıramayacaklar.
Ayten Öztürk Kendi Evinde Kendi Gardiyanı Olmayacaktır,
Verilen Ev Hapsi Kaldırılsın!
İşkenceciler Halka Hesap Verecek!
Adalet İstiyoruz Alacağız!
Ömrünü halkına adadığım için devrimci düşüncelere sahip
olduğu için 37 yıldır tutsak bulunan Ali Osman Köse bu tutsaklık yıllarının 21
yılını tecrit koşullarında geçirmektedir. Birçok kronik hastalığı olan Ali
Osman Köse kanser hastalığına yakalanmış ve başlattığımız kampanyalar ile
ameliyat edilmesi sağlanmıştır Ali Osman Köse'nin böbreğinde 9 cm’lik kanser
kitlesi tespit edilmiştir. Ali Osman Köse ameliyat edildikten günler sonra
tedavisi bitmeden hapishaneye götürülmüş yatağa kelepçelenmiştir. Tek başıma
kalamayan, ihtiyaçlarını karşılayamayan Ali Osman Köse tek başına
tutulmaktadır. Bizler bu adil olmayan şartlardan Ali Osman Köse’yi çekip
alacağız.
AKP faşizminin yanaşıcıları olan AYM ve ATK, Ali Osman
Köse’yi birbirine türlü gerekçe ile hapishanede tutmaya devam etmekte ve Ali
Osman Köse’yi katletmeye çalışmaktadır. AYM ve ATK Ali Osman Köse için “hapishanede
her türlü sağlık hizmetine erişim var, hapishanede kalabilir" demektedir.
Her türlü sağlık imkânı var ise 2 ile 4 yıl arasında oluşan bu kanser neden Ali
Osman Köse ilk şikayetleri başladığında ve hastaneye götürüldüğünde tedavi
edilmemiştir. Ameliyatı neden bizim başlattığımız kampanyalar sayesinde
yapılmıştır. Nedeni açıkça bellidir Ali Osman Köse devrimci düşüncelere sahip
bir insan ve AKP faşizmi devrimci düşüncelere sahip olan bizleri sevmez
haksızlığın karşısında adaletsizliğin karşısında mücadele edeceğimizi bilir.
Ali Osman Köse’yi de bu yüzden tecrit koşullarında katletmeye çalışmaktadır.
Ancak bizler Ali Osman Köse’yi katletmelerine izin vermeyecek ve Ali Osman
Köse’yi tecritin elinden çekip alacağız. Başta Hasta Tutsak Ali Osman Köse
olmak üzere hiçbir Hasta Tutsağımızı AKP faşizminin tecrit koşullarında
bırakmayacağız.
AKP faşizmi ve yanaşıcılarına sesleniyoruz Ali Osman Köse’yi
sizin elinizden çekip alacağız. Ali Osman Köse’nin başına gelecek her şeyden
AKP faşizmi ve yanaşıcıları sorumludur.
Hasta Tutsak Ali Osman Köse Derhal Serbest Bırakılsın!
Hasta Tutsaklara Özgürlük!
Halkın Avukatlarına Özgürlük İstiyoruz Alacağız
12 Eylül 2017 yılında, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın
Hukuk Bürosunda Avukatlık yapan 18 Avukat gözaltına alınmış ve daha sonrasında
tutuklanmışlardır. Gözaltının ve daha sonrasında tutuklanma gerekçeleri ise;
Grup Yorum davasına, Berkin Elvan davasına, Soma davasına, Dilek Doğan davasına
ve bunun gibi davalara bakmaları gösterildi.
2017 yılında tutuklanan 18 Avukat 1 yıl sonra tahliye
edildi. Tahliye edilişlerinin üzerinden 24 saat geçmeden tekrardan
tutukladılar. 18 Avukatın her birine 159 yıl ceza verildi. AKP faşizmi ve
yanaşıcıları Halkın Avukatlarını bu cezalar ile
yıldırabileceklerini düşündüler, ancak yanıldılar. Halkın Avukatları tutsak
bulundukları hapishanelerde açlık grevine başladı, açlık grevini bir süre sonra
Avukat Ebru TİMTİK ve Avukat Aytaç ÜNSAL ölüm orucuna çevirdi. Avukat Ebru
TİMTİK “Avukat ölse
mezarında hak arar" sözleri ile halkının yanında oldu
ve adalet istedi, Avukat Aytaç ÜNSAL “Adalet
istiyoruz” sözleri ile adil davranılmasını istedi. Avukat
Ebru TİMTİK ölüm orucunu 238. gününde şehit düştü. 30 kiloluk bedeni ile
haykırdı “ADALET" söylemlerini. Avukat Aytaç ÜNSAL hastaneye
kaçırılarak direnişten vazgeçirilmeye çalışıldı.
17 Avukat hapishanelerde “Adalet İstiyoruz” demeye devam
ediyor. 17 Avukatımız için bizlerde dışarıda adalet taleplerini dile
getiriyoruz.
AKP faşizmi ve yanaşıcıları halk düşmanı oldukları için
halkın yanında olanlara da düşmanlık yapıyor. Halkın Avukatlarını tutuklayarak
yıldırmaya çalışıyor. Halkın Avukatlarını yapılanlar tamamen AKP faşizmi ve yanaşıcılarının
korkaklığındandır. AKP faşizmi ve yanaşıcıları halkın ezilmesi ve sömürülmesi
için her şeyi yapar. Bizler ise buna karşı durduğumuzda her türlü müdahale ile
karşı
karşıya kalırız. Halkın Avukatlarına da ezilenin ve
sömürülenin yanında oldukları için verilmiştir bu
cezalar.
15 Eylül de saat 10:00 da Çağlayan Adliyesi 27. Ağır Ceza
Mahkemesinde Avukat Barkın TİMTİK ve Avukat Selçuk Kozağaçlı’nın mahkemesi
görülecektir. Hep birlikte orada bizim için mücadele eden halkı için mücadele
eden Avukatlarımızın yanında olalım bizlerde mahkeme salonlarında “ADALET”
isteyelim. Adaletin Komutanı Ebru TİMTİK ’in kanı vardır bu
davada, kanlı davanın son bulması için
bizlerde “Adalet” diye haykıralım.
DUYURU
15 Eylül 2021 Saat 10:00 Çarşamba Günü Çağlayan Adliyesi 27.
Ağır Ceza Mahkemesi Avukat Barkın TİMTİK ve Avukat Selçuk KOZAĞAÇLI
20 Eylül 2021 Saat 10:00 Pazartesi Günü Çağlayan Adliyesi
37. Ağır Ceza Mahkemesi Avukat Oya Aslan
Edibe Özçelik Polislerce Katledildi!
Polisler Cezalandırılmadı!
Hatay’da Edibe Özçelik’in Evlatları;
Anneleri İçin Adalet İstemeye Devam Ediyor!
Adalet İsteyenler;
İşkenceler, Gözaltılar, Tutuklamalar, Mahkemelerle
Yıldırılmaya Çalışılıyor!
Baskılar, Baskınlar, İşkenceler, Gözaltılar, Tutuklamalar
Bizi Yıldıramaz!
Edibe Özçelik Sahipsiz, Evlatları Yalnız Değildir!
Basit bir ifade çağrısını tebliğ etmek gereği duymadan
operasyona dönüştüren polisler; kapıyı
çalmadan, koçbaşıyla kapıyı kırarak ve silahları ev halkının
üzerine doğrultarak eve giriyorlar. Her gün
alanlarda yüz yüze geldikleri Ümit Özçelik çağrıldığı her
ifadeye gitmiş olduğu halde, niyeyse bu sefer
çağrılmıyor ve annesi, babası ile yaşadığı eve baskın
yapılıyor. Arandığı söylenen Ümit Özçelik’in evde
olmadığı söyleniyor ama yine de üzerlerine doğrultulan
silahlarla tehdit edilen ev halkı yere
yatırılıyor. Anne Edibe Özçelik fenalaştığını söylemesine
rağmen polisler aldırmıyor ve nihayetinde
anne yerde yatanların üzerine yığılıyor. Hastaneye
götürülmesi de polislerce geciktirilen anne Edibe
Özçelik geç kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiriyor.
- Operasyona sebep gösterilen ifade eksikliği ilk defa mı
oluyordu?
- Ümit Özçelik’in o güne kadar yapılan herhangi bir çağrıya uymamış
lığı var mıydı?
- Neden ifade eksikliği olduğu söylenen Ümit Özçelik’e basit
bir çağrı yapılmadı?
- Neden kapı çalınmadı ve doğrudan koçbaşı ile kırıldı?
- Ümit Özçelik’in yaşlı anne ve babası ile yaşadığı
polislerce bilinirken, neden dikkatli
davranılmadı?
- Anne Edibe Özçelik fenalaştığını söylediğinde ne yapıldı,
anneye yardım etmek isteyen ev
halkı neden engellendi?
- Edibe Özçelik’in hastaneye götürülmesindeki süreç için
sorgulama yapıldı mı?
- Polislerin evlere dilediklerince baskınlar yapabilmeleri
için gereken izinler nasıl ve neden bu
kadar kolay verilebiliyor?
- Polisleri halk düşmanı olarak eğiten birimler ve polisleri
terörle mücadele yasası kisvesi
altında her türlü yetkiyle donatanlar katliamların asıl
sorumlularıdır. Haklarında işlem
yapılması gereklidir. Yapılmış mıdır?
- Katliam sorumluları katil polisler hakkında soruşturma
açmak yürekliliğini göstermesi
gereken savcılar polise katliam imkânı sağlayan operasyon
izinleri vermekle suç işlemektedir.
Bu suçları işleyenlerin hesap vermeyeceği cezasız kalacağı
mı sanılmaktadır gerçekten?!?
Yaşasın Halkın Adaleti
Edibe Özçelik Polislerce Katledildi!
Polisler Cezalandırılmadı!
Hatay’da Edibe Özçelik’in Evlatları;
Anneleri İçin Adalet İstemeye Devam Ediyor!
Adalet İsteyenler;
İşkenceler, Gözaltılar, Tutuklamalar, Mahkemelerle
Yıldırılmaya Çalışılıyor!
BASKILAR, BASKINLAR, İŞKENCELER, GÖZALTILAR, TUTUKLAMALAR
BİZİ YILDIRAMAZ!
EDİBE ÖZÇELİK SAHİPSİZ, EVLATLARI YALNIZ DEĞİLDİR!
Basit bir ifade çağrısını tebliğ etmek gereği duymadan
operasyona dönüştüren polisler; kapıyı
çalmadan, koçbaşıyla kapıyı kırarak ve silahları ev halkının
üzerine doğrultarak eve giriyorlar. Her gün
alanlarda yüz yüze geldikleri Ümit Özçelik çağrıldığı her
ifadeye gitmiş olduğu halde, niyeyse bu sefer
çağrılmıyor ve annesi, babası ile yaşadığı eve baskın
yapılıyor. Arandığı söylenen Ümit Özçelik’in evde
olmadığı söyleniyor ama yine de üzerlerine doğrultulan
silahlarla tehdit edilen ev halkı yere
yatırılıyor. Anne Edibe Özçelik fenalaştığını söylemesine
rağmen polisler aldırmıyor ve nihayetinde
anne yerde yatanların üzerine yığılıyor. Hastaneye
götürülmesi de polislerce geciktirilen anne Edibe
Özçelik geç kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiriyor.
- Operasyona sebep gösterilen ifade eksikliği ilk defa mı
oluyordu?
- Ümit Özçelik’in o güne kadar yapılan herhangi bir çağrıya uymamış
lığı var mıydı?
- Neden ifade eksikliği olduğu söylenen Ümit Özçelik’e basit
bir çağrı yapılmadı?
- Neden kapı çalınmadı ve doğrudan koçbaşı ile kırıldı?
- Ümit Özçelik’in yaşlı anne ve babası ile yaşadığı
polislerce bilinirken, neden dikkatli
davranılmadı?
- Anne Edibe Özçelik fenalaştığını söylediğinde ne yapıldı,
anneye yardım etmek isteyen ev
halkı neden engellendi?
- Edibe Özçelik’in hastaneye götürülmesindeki süreç için
sorgulama yapıldı mı?
- Polislerin evlere dilediklerince baskınlar yapabilmeleri
için gereken izinler nasıl ve neden bu
kadar kolay verilebiliyor?
- Polisleri halk düşmanı olarak eğiten birimler ve polisleri
terörle mücadele yasası kisvesi
altında her türlü yetkiyle donatanlar katliamların asıl
sorumlularıdır. Haklarında işlem
yapılması gereklidir. Yapılmış mıdır?
- Katliam sorumluları katil polisler hakkında soruşturma
açmak yürekliliğini göstermesi
gereken savcılar polise katliam imkânı sağlayan operasyon
izinleri vermekle suç işlemektedir.
Bu suçları işleyenlerin hesap vermeyeceği cezasız kalacağı
mı sanılmaktadır gerçekten?!?
Yaşasın Halkın Adaleti!
Armutlu halk cephesi 17 Haziran günü Turan Aktaş ile ilgili
mahallenin bir çok yerinde kuşlama yapıldı
Armutlu halk cephesi 15 Haziran günü Ali Osman köse ve Sibel Balaç için mahallenin bir çok yerinde kurdele asıldı