da “1514'te Çaldıran'da o ittifakımız, Anadolu'daki Müslüman
toplulukların başının daha dik bir şekilde dolaşmasına, esenlik ve birlik
içerisinde birlikte var olmasına neden olmuştur. “dedi.
Çaldıran Savaşında kimlerin, nasıl bir ittifakı oldu?
Ne oldu da Müslüman topluluklar Çaldıran ittifakıyla başları
daha dik dolaşmaya başlamışlar?
Çaldıran Savaşı, Osmanlı Devleti ile Safevi Devleti (İran)
arasında Van Gölü'nün kuzeybatısında bulunan Çaldıran Ovası'nda 23 Ağustos 1514
yılında yapıldı.
Çaldıran Savaşında işbirlikçi Bitlisli Kürt İdris
önderliğinde Osmanlı ile kimi Kürt aşiretleri arasında ittifak yapıldı.
İdris-i Bitlis, Safevi Devletinden kaçmış Şiilere düşman bir
Kürttür. Yavuz Sultan Selim bunu keşfetmiş ve Safevi Devletine karşı savaşta
Kürt aşiretlerin desteğini almak için kullanmıştır.
Hedefleri de öncelikle Anadolu topraklarındaki Aleviler
olmuş, Alevi katliamlarına yönelmişlerdir.
Dönem Osmanlı devletinin vergilerle, baskılarla halkı
bunalttığı bir dönemdir. Alevi halkın
Osmanlıya tepkisinin temelini bu oluşturur.
Bu dönemde, Şah İsmail önderliğinde Safevi Devleti Anadolu’da
da taraftarlar bulur, dergahlar kurarak örgütlenir. Türkmen Alevi halk içinde
Safevi devletine göçler başlar.
Anadolu da ise Osmanlı Alevilere karşı düşmanca politika
izlemektedir.
Sünnilik resmi din sayılmış, Osmanlı iktidarını Müslüman
halkların halifeliği üzerinden güçlendirmiştir. Aleviliğin düşman sayılması,
hem Anadolu da Safevi devletinin etkisini kırmak, hem de Sünnilik üzerine
geliştirilen politikanın güçlendirilmesi içindir.
Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı Anadolu da Alevi
katliamlarına başlar.
İdris-i Bitlis bu katliamlarda Osmanlının yanındadır.
İttifakın özü budur.
İdris-i Bitlis Alevi katliamlarını ve Osmanlının yanında yer
alışını Selim-Şahname isimli kitabında da anlatır.
İdris-i Bitlis bir haindir ve Kürt halkının tarihinde de
hain olarak geçer.
Kürt toplumu içinde çıkan tek hain de o da değildir.
Hamidiye alayları da kendi halkına, diğer halklara ihanetin bir başka
örneğidir. İdris-i Bitlis, Hamidiye Alayları gibi ihanet içindeki
Kürt yöneticileri, Kürt halkının Osmanlının katliamlarında
zulmünde kullanılmasına neden oldu. Osmanlının doğu sınırlarını bu Kürt
aşiretleri bekledi.
Bu ihanetlerin sonucu nedir?
Kürt Türk ve diğer halkların katledilmesidir.
İhanettir
Kürt halkının dilinin, kimliğinin inkarıdır.
Kürt Milliyetçi hareketin mücadele süreci içinde de pek çok
İdris-i Bitlisi çıkmıştır. Kürt milliyetçi hareketi bu kişileri ihanetle,
İdris-i Bitlisi olmakla suçlamıştır.
Bu politikayı dün Osmanlının egemenlik çıkarları için
uyguladılar. Bugün Amerika’nın egemenlik çıkarları için kullanmak istiyorlar.
Bu ittifakı Suriye de Türkiye de İran da Alevi-Şii
katliamlarında kullanmak istiyor.
Numan Kurtulmuş ta bu politikanın sözcülüğünü yapmaktadır,
faşizmin politikacısıdır.
Sonuç olarak: İdris-i Bitlis ve Osmanlı ittifakı Anadolu
halkının gözünde bir ihanet, zulüm, katliam ittifakıdır.
İdris-i Bitlisi bir haindir. Halk düşmanıdır. Alevi halkının
katilidir.
Kürt halkı kendi içinden yeni İdris-i Bitlisileri de tarihte
olduğu gibi mahkum edecek, lanetleyecek ve tarihin çöplüğüne atacaktır.
Faşizmi ve onun sözcüsü Numan Kurtulmuşu uyarıyoruz!
Alevi katliamları planlamaktan vazgeçin!
Alevi halka yönelik katliam planlarınız, zulmünüz
emperyalizmin işbirlikçisi faşist düzeninizin ömrünü uzatmaya yetmeyecek!
Kürt halk çocuklarının kanını emperyalist Amerika’nın
çıkarları için dökmenize izin vermeyeceğiz!
Emperyalizmin çıkarlar için Alevi katliamları yapmanıza izin
vermeyeceğiz!
KAHROLSUN EMPERYALİZM VE İŞBİRLİKÇİLERİ!
YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ!
ALEVİ KATLİAMLARINA SON!